İnsana ve çevreye zarar
- Molozların Samandağ ve Altınözü ilçelerine döküldüğü Hatay’da incelemelerde bulunan İklim ve Adalet Komisyonu'ndan Levent Büyükbozkırlı, "Enkazlar asbest dökülmeden, parçalanmadan, toz haline getirilmeden temizlenmeli” dedi.
Mereş merkezli depremlerde en ağır hasarı alan kentlerin başında gelen Hatay'da, enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın 5 Mart’ta yaptığı paylaşıma göre; Hatay’da bugüne kadar 34 bin 210 kamyon hafriyat döküm sahalarına gönderildi ve 394 enkaz tamamen kaldırıldı. Hatay merkez ilçeleri Defne ve Antakya'da kaldırılan enkazların hafriyatları Altınözü ilçesindeki Narlıca Mahallesi'nin kırsalında zeytinliğe yakın bir alana boşaltılırken; Samandağ ilçesindeki enkaz molozları ise Hatay'ın Samandağ ilçesinde bulunan ve "Mahalli Öneme Haiz Sulak Alan" olarak tescil edilen, göçmen kuşların güneydeki sığınağı Mileyha Sulak Alanı ve çadır kentin kurulduğu Samandağ Stadyumu'na yakın bir alana dökülüyor. Dökülen hafriyatlar her iki noktada da çevreye zarar veriyor. Her iki hafriyat döküm alanında incelemelerde bulunan İklim Adalet Komisyonu'ndan Levent Büyükbozkırlı, MA'dan Müjdat Can'a molozların doğaya zararını anlattı.
Çadır kente 50 metre
İlk olarak incelemelerde bulunduğu Samandağ'daki döküme ilişkin konuşan Büyükbozkırlı, acil kaldırılması gereken enkazların geçici olarak Samandağı Stadyumu'nun yanındaki eski helikopter pistinin olduğu alana boşaltıldığını söyledi. Enkaz dökülen alanın 50 metre yanındaki stadyumun çadır kent olduğunu ifade eden Büyükbozkırlı, "Buradaki enkazlar ellerindeki arazözler yeterli olmadığı için ıslatılmadan kaldırılıyor. Asbest ayrımı zaten yapılmıyor. Kanser yapan asbest, gaz haline geçtiğinde çok zararlı. Böyle bir ayrım yapmadan, ayrıştırmadan etrafa toz yayarak kente çok zarar veriliyor" dedi.
Denize ve suya karışabilir
Hafriyatı taşıyan kamyonların üzerinin açık olmasının da tehlike barındırdığına dikkat çeken Büyükbozkırlı, döküm alanında da kamyonların damperleri direk sulama yapmadan olduğu gibi boşalttığını söyledi. Büyükbozkırlı, etrafın bu nedenle yeniden tozlandığını ve enkaz dökülen alanın 50 metre ilerisindeki çadır kent ve molozların ilerisindeki alanların zarar gördüğünü söyledi. Molozların Samandağ'da döküldüğü yerdeki sulak alana da dikkat çeken Büyükbozkırlı, "Asbest nedeniyle olan zehirli gazlar, insan sağlığı için çok zararlı, kanserojen yapma riski çok yüksek. Önündeki sulak alan nedeniyle suya karışma riski var, az ötesinde de deniz var. Denize karışma riski de var" diye konuştu.
Yapılması gerekenleri sıralayan Büyükbozkırlı, “Enkazlar dökülürken insan yerleşiminden uzakta olması, rüzgar almayan bir yerde, ormanlık, mera, sulak alanlar, tarım alanlarına, yaban hayatı olan alanlarına dokunmamak gerekiyor. Enkazlar dökülürken asbestin dökülmeden, parçalanmadan, toz haline getirilmeden temizlenmesi gerekiyor. Bunlar çok önemli" şeklinde konuştu.
Uygun enkaz alanı
Samandağ'daki alanın geçici bir alan olduğu bilgisini aldıklarını aktaran Büyükbozkırlı, genel alanın henüz belirlenmediğini ve bu bölgede beton ve demir ayrıştırmasının yapılacağını söyledi. Büyükbozkırlı, “Daha da toz çıkacak. Ayrıştırma süresinde de tozlar çıkacak, bu tozlar havaya karışıp toprağa, suya ve hava yoluyla insanlara da büyük zararlar vermeye devam edecek. Bu oldukça sakıncalı bir uygulama ve acilen durdurulması gerekiyor. Uygun bir enkaz alanının Samandağ için bulunması gerekiyor" dedi.
Tamamen toz altında
Antakya'nın molozlarının döküldüğü enkazın yer aldığı Altınözü'ne bağlı Narlıca Mahallesi'nin kırsal alanına işaret eden Büyükbozkırlı, Antakya merkezin bütün artıklarının, enkazlarının buraya döküldüğünü söyledi. Enkaz boşaltılan alan hakkında bilgi veren Büyükbozkırlı, “Narlıca bir vadi üzerine kurulu, bu vadi ilerliyor, ileride geniş bir uçurumun eteğinde vadi bitiyor. Bittiği yerde yine ormanlık alanlar, zeytinlikler var" diye konuştu. Kamyonların bu vadiye çıkarak enkazları uçurumdan aşağıya boşalttığını söyleyen Büyükbozkırlı, “Bu görüntü çok dehşet verici. Bu uçurumdan aşağıya enkazlar giderken, bütün havaya tozlar yayılıyor. Rüzgar alan bir alan. Bir iki kilometre alanında yerleşim yerleri var. Orası tamamen toz altında" şeklinde konuştu.
Enkazların bu alanda da sulanmadığını ve açık kamyonlarla taşındığını söyleyen Büyükbozkırlı, enkaz kaldırma çalışmalarında yer alanların da maske, gözlük gibi koruyucu önlemler almadığını ve risk altında olduğunu belirtti. HATAY