İşkenceciler tehdit ediyor

Polis gözaltı, işkence
- Polisin işkencesine maruz kalanlar, başlarına daha kötüsünün geleceğine dair aldıkları tehditler nedeniyle paylaşmak istemiyor.
ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan kitlesel protestolarda çok sayıda genç gözaltına alındı. Sokaktaki gösterilerde başlayan, karakolda da devam eden işkence ve şiddet uygulamaları Emniyet tutanaklarında da kayda geçti.
Hukuk ve insan hakları kuruluşları işkence ve kötü muameleyle ilgili gazetemize konuştu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Sekreteri Çiğdem Akbulut, gözaltına alınanların büyük çoğunluğunda çok ciddi işkence izlerine tanık olduklarını belirterek, “Polisin fiziki ve psikolojik şiddetine maruz kalan insanlar, başlarına daha kötüsünün geleceğine dair aldıkları tehditler nedeniyle paylaşmak istemiyorlar” dedi.
Linç düzeyinde şiddet
Linç denilebilecek düzeyde fiziki şiddetin uygulandığını söyleyen Akbulut, şöyle devam etti: “Yakın mesafeden plastik mermi sıkıldığı için çok fazla yaralanma var. Kaba şiddet diyebileceğimiz, yere düşürme, copla dövme vakaları çok fazla yaşanıyor. Adeta linç diyebileceğimiz vücutlarının her yeri morluklar içinde kalan çok fazla gençle karşılaşıyoruz. Güvenlik Şube, Gayrettepe ve Atışalanı karakollarında tutulanlara dönük çok yoğun fiziki ve psikolojik işkencelerin yapıldığına dair bildirimler aldık. İnsanların su, yemek ve tuvalet ihtiyaçları dahi karşılanmıyor.”
Gözaltına alınanların polis araçlarında saatlerce ters kelepçeli bir vaziyette bekletildiğini söyleyen Akbulut, kelepçelerin ifade işlemlerine kadar çözülmediğini ifade etti.
Cinsel taciz işkencesi
Özellikle gözaltına alınan kadınlara dönük çıplak arama uygulamasının çok fazla olduğuna ve cinsel tacize maruz kaldığına dair bildirim aldıklarını kaydeden Akbulut, şunları ekledi: “Bu iddialara dair yalanlamalar yapıldı ama birebir müvekkillerimizden aldığımızdan bilgilerde kadınların erkek polisler tarafından cinsel tacize maruz kaldığını söyleyebilirim. Çıplak arama sırasında kadınlara yönelik cinsel tacizde bulunulduğunu teyit edebilirim. İşkence suçu asla cezasız kalmaması gereken bir suçtur. İşkence eden polisler hakkında ilerleyen günlerde suç duyurularında bulunacağız.”
Raporla duyurulacak
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Berivan Bekçi de polis şiddetine dair kendilerine ulaştırılan çok fazla bilgi, belge ve görüntü kaydının olduğunu; bunların teyit edilmesinden sonra sonuçlarını bir rapor halinde kamuoyuna duyuracaklarını söyledi. Devlet üçlerinin kötü muamelesine dair çok fazla başvuru aldıklarını ifade eden Bekçi, şunları aktardı: “Esenler Atışalanı Karakolu’na giden gözlemcilerimiz var. Orada tutanaklar tutuldu. Aynı şekilde Gayrettepe Karakolu’nda da oldu. Bize gelen görüntülerin içeriğinde çok yoğun biber gazı kullanımı, çok yakın mesafelerden plastik mermi sıkılması, kolluk kuvvetlerinin fiziki bir şekilde gençlere müdahalesine dair çok fazla görüntü var. Birebir darp olaylarına dair görüntüler var.”
Başıma bir şey gelir!
Emniyet Müdürlüğü ve polis merkezlerinde yaşanan işkencelere tanık olan avukat Yağmur Kavak, gözaltına alınanlara polis aracına alınmadan önce onlarca polis tarafından sokak ortasında işkence edildiğini söyledi. Avukat Kavak, şunları aktardı: “Bu şiddete çok ağır küfürler eşlik ediyor. Bu durum araç içlerinde de devam ediyor. Benim bir müvekkilimin kafasına 4 ya da 5 kere tekme atıldı. Buna benzer çok örnek var. Polis merkezlerine götürülenler çıplak arama uygulamasına ve sürekli hakarete maruz kalıyorlar. Gençlerin bir kısmı ‘Başıma bir şey gelir’ diyerek beyanda bulunmuyor. Ama İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin gözlemcileri yaşanan ihlalleri tutanak altına alıyor. Avukatlar olarak bizlere de ciddi zorluklar yaşatılıyor. Gözaltına alınan müvekkillerimizle görüşmek için gittiğimiz polis merkezlerinde bizi de saatlerce bekletebiliyorlar.”
Adaletin olmadığı saraylar
Gözaltılar ve polis şiddetine dair gazetemize açıklama yapan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır da yapılan uygulamaların bir izahatının olmadığını söyledi. Anayasanın 34. maddesine atıfta bulunan Başarır, şöyle konuştu: “Söz konusu maddede ‘suç işlemeden herkes yürüyüş yapma hakkına sahiptir’ diyor. Anayasal bir hak olan gösteri ve yürüyüş yapan insanlar önce serbest bırakılıyor sonra yine aynı savcılar tarafından tutuklanıyorlar. Ne kadar büyük adalet saraylarınız var ama içinde bir gram adalet yok. Ben bir hukukçu olarak bunun bir izahatını bulamıyorum.”