Kadın katliamlarının üstü örtülüyor
Kadın Haberleri —
- Bakurê Kurdistan’da kadın ve çocuklara yönelik şiddet katlanarak arttı. Özellikle Muş’ta şüpheli kadın ölümleri, çocuklara yönelik tecavüz olaylarının üstü ‘kanaat önderi’, ‘toplumun ileri gelenleri’ gibi kişilerce ya parayla ya da dinin gericiliğine sığınılarak kapatılıyor.
Son yıllarda Bakurê Kurdistan’da kadın ve çocuklara yönelik artan şiddet, tecavüz ve öldürme olayları katlanarak artıyor. Özellikle kadın katliamında bazı kentlerde yaşanan olaylara kadın kurumları ve barolar dahi yetişemiyor ve takipçisi olamıyor. Bu kentlerin başında ise Muş geliyor. Şüpheli ölüm ve çocuğa yönelik tecavüz suçlarının arttığı Muş’ta, toplum yaşanan olayların üstünü hemen örtüyor ve olayı unutulmaya bırakıyor.
Unutulmaya terk edilen kadınlar
Son bir yılda Muş’ta şüpheli bir şekilde ölen, katledilen kadın ve çocukları basına yansıdığı kadarıyla araştıran Nûjiha’dan Medine Mamedoğlu bazı şüpheli olayları şöyle sıraladı:
Nargül Bozkurt (38)
Nurgül Bozkurt, 7 Ağustos 2021 tarihinde Gimgim’in (Varto) Yukarı Alagöz köyünde şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Aile yaşanan duruma ilk olarak kaza, ardından intihar dedi. Kazanın yere düşen silahın süpürgeye çarpması sonrası ateş alarak gerçekleştiği iddia edildi. 7 çocuk annesi Nargül Bozkurt, 6 aylık çocuğu yerdeyken ateşli silahla katledilmiş halde bulundu. Olaya dair ifadesi alınan aile üyeleri ardından serbest bırakıldı.
Yağmur Özkan (17)
Lise öğrencisi Yağmur Özkan 22 Şubat 2022 tarihinde Muş merkezde bulunan Karasu nehrine atladı. Yağmur Özkan’ın cansız bedeni 14 gün sonra bulundu. İntihar ettiği ileri sürülen Yağmur Özkan’ın başını örtmesi için ailesi tarafından baskıya maruz bırakıldığı ardından ise abisi tarafından şiddete uğradığı öğrenildi. Gördüğü baskı sonrası intihara sürüklenen Yağmur Özkan’ın nehre kıyafetlerini çıkardıktan sonra atladığı belirtiliyor.
Velat Karabalık (37)
Muş’un Tîl (Korkut) ilçesine bağlı Oğulbağı köyünde 29 Mayıs 2022 tarihinde Velat Karabalık adında bir kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Ateşli silahla öldüğü belirlenen Velat Karabalık’ın vücudunda birden fazla kurşun izi olduğu öğrenildi. Yapılan araştırmada Velat Karabalık’ın yaşamını yitirdiği günün sabahında evli olduğu erkekten şiddet gördüğü belirtildi.
Sema Kısa (24)
Muş’un Gimgim ilçesine bağlı Sarkan köyünde 22 Temmuz’da, Êlîh (Batman) Hezo (Kozluk) ilçesi nüfusuna kayıtlı Sema Kısa, evli olduğu Muğdat Kısa tarafından işkence edilerek katledildi. Fail, olay tarihinden önce 2 çocuğuyla İstanbul’da bulunan Sema Kısa’yı köye çağırdı. Yaylada kurulan çadırlar için çobanlık yapan Muğdat Kısa, Sema Kısa’yı yaylaya çıkararak burada katletti. Olayın ardından fail tutuklanırken, Sema Kısa’nın cenazesi ise ailesi tarafından kabul edilmediği için kimsesizler mezarlığına gömüldü.
Çocuklara yönelik suçlar
- Muş merkezde 4 yaşındaki bir çocuk akrabası A.K. tarafından tecavüze uğradı. Tecavüz olayı ardından bir araya gelen aile üyeleri, çocuğun ailesine 80 bin TL para teklifinde bulunarak olayın üstünü kapatttı. Buna karşılık tecavüze uğrayan çocuğun ailesi fail ailesine, “Çocuk 12 yaşına gelince sizin gelininizdir” sözü verdi.
- Muş Merkez Karşıyaka Kuran Kursu’nda 3 Temmuz tarihinde 12 yaşındaki M.H.Y. isimli bir çocuk kemeriyle tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulundu. Kuran Kursu’nda yaşanan olayın ardından Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuk yaşamını yitirdi. Olaya dair açılan soruşturmada iki kişi tutuklanırken, soruşturmanın ne aşamada olduğu bilinmiyor.
Anlaşmalar maddiyat üzerinden yapılıyor
Medine Mamedoğlu konuya dair Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşegül Söylemez ile konuştu. Sönmez, aileler ve ‘kanaat önderleri’ gibi kişilerin henüz kendileri araştırma bile yapamadan olayların üstünü kapattığını söyledi. Ailelerin özellikle taciz-tecavüz vakalarında kendi aralarında anlaşmaya gittiğini aktaran Ayşegül Söylemez, anlaşmaların genellikle maddiyat üzerinden olduğunu söyledi.
‘Kadınların taziyesine gitmemiz engelleniyor’
İntihar süsü verilen olayların cinayet olduğunun apaçık olmasına rağmen ölümlerin örtbas edildiğine dile getiren Söylemez şunları kaydetti: “Bu ölümlerin nedenlerini sorduğumuzda bizlere o kadar trajikomik gerekçeler söyleniyor ki biz bile şaşırıyoruz. Mesela geçtiğimiz sene yaz aylarında Varto’da bir kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Bizlere önce intihar dediler. ‘Nasıl oldu’ diye sorduğumuzda da ‘işte silah yerdeki süpürgenin üzerine düşüp ateş alıyor, öyle kadın ölüyor’ denildi. Bu tarz şeylere insanların inanmasını bekliyorlar. Bu durumları araştırıyoruz. Kadınların olaya dahil olmaması için ‘kanaat önderleri’, ‘ileri gelenler’ dediğimiz gruplar elinden gelen her şeyi yapıyor. Bizlerin gerçekleri ortaya çıkaracağımızı, üzerinde duracağımızı çok iyi biliyorlar. Ama şimdi kadın öldürülüp intihar süsü veriliyor, ondan sonra ne olduğunu diye soran bizlerin taziyeye gitmesi engelleniyor.”
Muş’ta kadınları savunacak avukat bulamıyorlar
Vakaları takipte yaşanan eksiklere ek olarak tehditvari söylemlere de dikkat çeken Ayşegül Söylemez, “Kurcalamayın, karışmayın” denildiğini söyleyerek devamında şöyle dedi: “Yerel basın da aynı tehdit ve baskılar nedeniyle yazıp teşhir edemiyor. Bu noktada tamamen hem basın hem de hukuki anlamda kolektif bir çalışma yürütülmelidir. Yaşananlar baro tarafından ele alınıp konuşulmalıdır. Biz bugün şehirde yaşanan bir olaya ya da hak ihlaline dair bir avukat bulamıyoruz.”
Kadınlar kolektif çalışma yürütmeli
Yaşananların karşısında durmak ve tedbir almak için kolektif bir çalışmanın yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Söylemez, “Muş’ta kadın dernekleri bile kolektif bir çalışma yürütemiyor. ‘Neden siyasi partilerle çalışmıyoruz’ gibi bahaneler üretiliyor. Ama bizim ortak bir noktamız var o da kadın olmak. Kadın cinayetleri ya da şiddet vakalarına karşı kentte bir araya gelemiyorsak o zaman bizler de yapılanlara susuyoruz. Muş’ta ve ilçelerinde çocuk ya da kadınlar çok ciddi hak ihlallerine maruz bırakılıyor. Bizim bu noktada kurumlar ve kadın dernekleri olarak bir araya gelip çalışmamız gerek” diyerek kadınları ortaklaşa çalışmaya çağırdı.
HABER MERKEZİ