Kadının hakikat arayışına giden yol-2

Forum Haberleri —

Kadın

Kadın

  • Önder Öcalan'a göre, Ataerkil sistem, özne- nesne, ruh- beden ikileminde kadını doğayla, erkeği ise kültürle özdeşleştirmektedir. Kadınların tahakküm altına alınması ile doğanın tahakküm altına alınması arasında paralellik bulunmaktadır. Doğa kültürden aşağı bir konumda tasavvur edildiği için, kadın da erkekten aşağı görülmüştür. Oysa doğa ve toplum birbirini tamamlayan bütünsel olgulardır.

ELİF AKGÜL ATEŞ

Jineoloji Kuramı, cinsiyetçiliğin, ırkçılığın, dinciliğin, pozitivist bilim anlayışının şekillendirdiği patriarkanın tüm köhne değerlerini sorgulama ve dönüştürmeyi, kadının, erkeğin, dolayısıyla toplumun özgürlüğünü hedefleyen bilimdir. Bu bağlamda yaşamı yeniden yaratma, anlamlandırma ve hakikati yakalayabilme noktasında toplumsal değişim ve dönüşümü hedeflemektedir. Bir anlam arayışıdır. Anlam arayışı, bireyleri, toplumu hapseden maddi dünyanın duvarlarını aşarak, manevi dünyayla yaşamın anlam derinliğini yakalaması ve gerçek özgürlüğe kavuşmasıdır. Etik ve estetik değerlere bağlı ahlaki bir toplum yaratma ilkelerine dayanır.

Jineoloji kuramı, kadın mücadelesinin aydınlanma, örgütlenme ve eylem yol haritasıdır. Kapitalist modernitenin dayattığı sömürgeci anlayışın yarattığı tahribat, cinsiyetçiliği besleyen pozitivist bilgi üretim sürecini, kolonyal bilginin sorgulanmasını ifade eder. Kadının özne olarak yaşam alanında kurucu rollerinin açığa çıkarılmasını hedefler.

Jineoloji Kuramı, bir bakıma kadın rönesansıdır. Bilimde, sanatta, siyasette kısacası yaşamın her alanında özgürlükçü bir temelde paradigma değişimidir. Sistemli bir bilinçlenme ve aydınlanmayla birlikte, erkek egemenlikli ideolojinin kadını köleleştiren zihniyeti konusunda farkındalığın yaratılması, bu zihniyete karşı güçlü bir mücadelenin örülmesi, geliştirilmesini hedefler. Bu da bilimsel temelde kadın eksenli bakışın geliştirilmesi, kadının sistemli bir bilinç örgüsüne kavuşmasını zorunlu kılmaktadır. 

Kadın eksenli ekoloji paradigması

Doğada yaşayan canlıların bir varoluş diyalektiği, bir anlam evreni vardır. Bitkiler, hayvanlar, insanlar, toprak, hava, su, yeraltı ve yer üstü kaynaklar… Kısacası tüm evren tıpkı bir zincirin halkaları gibi bir düzen ve denge içinde devinir. Doğada var olan tüm varlıkların bütünlük içinde, birbiriyle ilişkili döngüde varlık gösterir.

Canlılar arasında yaşanan olağanüstü döngü, uyum ve dengenin adı Ekosistemdir. Çeşitlilik Ekosistemin temel dayanağıdır, sistemin dengesini oluşturur. Ekosistemin dengesini beslenme zinciri, enerji akışı, kimyasal madde döngüsü ve popülasyon oluşturmaktadır. Besin zinciri ekolojik dengenin muhteşem işleyişinin ifadesidir.

Ekosistem, organizmaların çevreyle, toplumun doğayla ilişkilerini inceler. Bu sistemin önemli bir parçası hiç kuşkusuz insandır. Toplumsallık bu döngünün bir parçasıdır.

1970’lerde Murray Bookchin’in kavramsallaştırdığı Toplumsal Ekoloji, insan doğa ilişkisini irdeliyordu. Bookchin’e göre, doğada her varlığın yaşam döngüsü kendi içinde bir bilince işaret etmektedir. İnsanın kendini doğanın bir parçası, doğadaki evrimin bir halkası olarak konumlandırmaması, insan-doğa ilişkisindeki diyalektiğin yıkıcı temelde işlemesine yol açar. İnsan toplumundaki hiyerarşi ve tahakküm yapıları ortadan kaldırılmadıkça, ne doğanın sömürülmesi, ne cinsiyetçiliğin, ne de kapitalizmin baskısı önlenebilecektir.  

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, ekolojik dengeyi doğanın, toplumun diyalektik bütünselliği ilkesi temelinde geniş bir perspektifle ele aldı. Geliştirdiği Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigma evrende, doğada, toplumda hiç bir şeyin kendi başına varlık gösteremeyeceği, aralarında diyalektik bir bütünsellik ve denge olduğu ilkesini temel alıyordu. Bu evrenin bağlantısal bütünlüğü ilkesiydi. Doğanın kendi kendini yaratan, birbirini besleyen, birbirine bağımlılık ilkesine göre işlediğini, bunun da Ekolojik dengeyle mümkün olduğunu ortaya koydu. Bu paralelde doğa-insan-iktidar ilişkisini irdeledi.

Kadının doğası, erkeğin kültürü

Önder Öcalan'a göre, Ataerkil sistem, özne- nesne, ruh- beden ikileminde kadını doğayla, erkeği ise kültürle özdeşleştirmektedir. Kadınların tahakküm altına alınması ile doğanın tahakküm altına alınması arasında paralellik bulunmaktadır. Doğa kültürden aşağı bir konumda tasavvur edildiği için, kadın da erkekten aşağı görülmüştür. Oysa doğa ve toplum birbirini tamamlayan bütünsel olgulardır.

Yurt ve doğa sevgisi iç içedir

Önder Öcalan, sömürü ve eşitsizlik üzerinde şekillenen Kapitalist sistemin ideolojik temelini Darwin'in doğal ayıklama teorisine dayandırır. Bu da güçlünün güçsüzü yenmesi ilkesidir. Sosyal Darwinizm olarak şekillen bu anlayış, doğayı, kadını, ezilen halklar ve ezilen toplum kesimlerini sömürmenin, ezmenin temelini oluşturmakta. Bunun üzerinde varlık kazanan erkek egemen kültür, ırkçılık, cinsiyetçilik, savaş, talan, sömürü politikalarını hayata geçirmektedir. Kapitalist sistem bu talanı kadın ve doğa üzerinde sürdürürken, ekolojik dengeyi, toplumsal ekolojiyi dumura uğrattı. Bugün dünyada yaşanan çevresel felaketler, Ekolojik yıkım kapitalizmin kâr hırsının ürünüdür. Bu felaketlerin kurbanı kadın, doğa ve tüm canlılardır. Dolayısıyla toplumsal cinsiyet ve çevre sorunları keşişimseldir. Kadın, doğa ve ekolojik çevre birbiriyle ayrılmaz bir bütündür.

Önder Öcalan, Ekolojik bilinci yurt sevgisi ve doğa sevgisinin iç içe bir olgu olarak tanımlarken, “Doğaya bakışımızdaki yabancılaşma, güçlü bir zihniyet ve vicdan devrimi ile aşılmadıkça, sapmalı toplumsal gelişme durdurulamaz. Bu süreç iç içe işleyecektir. Toplumda iktidar aşıldıkça ekolojik bilinç gelişecek, yine ekolojik bilinç geliştikçe de, iktidar toplumdan dışlanacaktır. Böylece toplum doğasına yeniden ve daha güçlü bir biçimde kavuşacaktır. Doğa toplum ilişkilerinin özgürleştirilmesi, özgür bir toplum ve özgür bir doğaya doğru atılmış en büyük adım olacaktır” şeklinde dile getirir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği devrim niteliğindeki Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigma, Kürt Kadın Hareketi’nin mücadelesinin temel stratejisini oluştururken, Rojava’da bunun pratik uygulaması dünya kadın hareketlerine esin kaynağı olmuştur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.