Kayyum ortak yaşama saldırıdır

Dosya Haberleri —

Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan

Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan

Biri Kürt, biri Türkmen... Yerlerine kayyum atandı. DEM Parti’nin Halfeti Belediye Eşbaşkanları Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan ile konuştuk: 

  • Önceki Belediye Eşbaşkanı abisi Mustafa Bayram'ın yerine kayyum atanarak 9 yıl 4 ay 15 gün ceza verildiğini ve yıllarca ceza yattığına işaret eden Saniye Bayram, "Biz bir gideriz bin geliriz" diyor. Türkmen olan Eşbaşkan Mehmet Karayılan ise, "Halfeti'de Türklerin, Kürtlerin ortak yaşamını inşa ettik, kayyum atamak bundan rahatsızlıktır" diyor.

GÜLCAN DERELİ

Halfeti, tarihi Asurlulara kadar uzanan kadim bir kent. Bu küçük Kürdistan kenti, Asurlulardan Medlere, Perslerden Makedonya'ya, Roma'dan Osmanlı'ya, oradan günümüze pek çok medeniyete, imparatorluğa şahitlik etti. Hz. İbrahim'i de, İskender'i de, Selahaddin Eyyubi'yi de gördü. Tarihi değiştiren medeniyetleri de, tarihe öncülük eden şahsiyetleri de tanıdı, ayak izlerini bağrında taşıdı. Halfeti, Kürdü de Arabı da Türkmeni de hep bağrında besledi. Bu dönem Halfeti deyince akla ilk Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan gelir. Onun doğduğu toprakların bereketi pek çok uygarlığı doğurdu. Şimdi de yeni bir uygarlığın doğum sancıları yaşanıyor. Bir yanda halkların özgür ve eşit yaşadığı uygarlığın sancısı, bir yanda da modern Firavunların, Dehaqların hegemonya savaşları... 

Evet bugünlerde Halfeti, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme ve sonrasında kayyum atanmasıyla yeniden gündemde. DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmede Halfeti'ye ilişkin geçen bir diyalogu paylaştı. Ömer Öcalan, "Sayın Öcalan'a belediye eşbaşkanının birinin Türkmen ve diğerinin Kürt kadını olduğunu söyledik. Bunun üzerine Sayın Öcalan Halfeti'yi anlattı. Halfeti'de Kürtler ve Türkmenler yaşıyor. Sayın Öcalan 'Benim projem budur' dedi. Demokratik Ulus budur" bilgisini paylaşmıştı. İşte bu Halfeti'ye, tarihin çemberinden geçmiş bu kente kayyum atandı. Biz de DEM Parti'nin Halfeti Belediye Eşbaşkanları Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan ile konuştuk. 

Mücadele bayrağını devraldım

Urfa'nın Halfeti İlçe Belediye Eşbaşkanı Saniye Bayram, tıpkı Halfeti gibi tarihin derinliklerinden konuşuyor. Bu güzel Kürt kadını, nasıl belediye eşbaşkanı olduğunu anlatırken aslında bir halkın mücadele tarihini de anlatıyor. Saniye Bayram, mücadele bayrağını abisinden alıyor. Abisi 2016 sürecinde Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Halfeti Belediyesi Eşbaşkanı Mustafa Bayram'dır. 8 yıl önce abisinin tutuklanması ve kayyum atanmasıyla sonuçlanan sürecin kendisinin mücadele bayrağını devralmasına sebep olduğunu söyleyen Bayram, bugün benzer durumun yaşandığı ve kendilerinden bu bayrağı devralacak binlerce insan olduğunu söylüyor. 

Saniye Bayram, şöyle diyor: "2014'te de biz yine burada belediyeyi kazandık, eşbaşkanlık sistemiyle çok güzel bir belediyecilik yürüttük. Maalesef 2016'da kayyum atadılar. En çok zarar görenlerden biri kardeşimdi, yıllarca cezaevinde yattı, bir yıl evde kalmadan tekrar ceza verdiler. Şu an sürgündedir. O acılar beni güçlendirdi. O acılarla beraber mücadeleme devam ediyorum. 67 yaşındaki Bazo Yılmaz arkadaşımız Yukarı Göklü belde eşbaşkanımızdı, sonra 2014 seçimlerinde Halfeti Belediye Meclis Üyesi oldu. 2016 yılında kayyum atamalarıyla beraber tutuklandı. Hastaydı, astım hastasıydı, çok rahatsızdı. 24 saat Ring'le İstanbul'a ifadeye götürdüler, o sıkıntıyla yine 24 saat tekrar Urfa'ya getirdiler ve geçen sene cezaevinden cenazesi çıktı. Cenazesini getirdik beldemize ve morgda gördük ki elleri hala kelepçeli. Ruhu şad olsun. Bu zihniyet bizim cenazelerimizden bile korkuyor. Bunu hiç unutmadık. Bunları görünce ben de aday oldum. Onların bayrağını devraldım. "

Blok oylara rağmen biz kazandık

31 Mart'ta seçim mühendisliği yapan AKP-MHP iktidarı, Kürdistan'ın başta sınır kentleri olmak üzeri neredeyse tüm kentlerine batıdan ve Karadeniz'den seçmen taşımıştı. Kürdistan kentlerine dışarıdan getirilen kişilerle seçimi kazanmayı hedefliyordu ancak halkın büyük iradesi karşısında yenildi. O kentlerden biri de Halfeti idi. Şimdi seçimle alamadığını kayyumla alacağını sanıyor. Saniye Bayram'ı dinliyoruz: "Bu kayyumlar en çok Türkiye halklarına zarar verdi, Kürdistan'a zarar verdi, hele hele Halfeti ilçesine çok daha büyük zararlar verdi. Burada 2016'da kayyum atandı 2019'da yine aday olduk, hilelerle onlar kazandı. İstanbul'dan 5000 seçmen Halfeti'ye taşındı. Bütün hilelerle aldılar. 31 Mart'ta biz yine bir seçime gittik aynı şekilde binlerce seçmen buraya taşıdılar, bunlar seçim günü 200 kişiyle 5-10 zırhlı araçlarla bütün kesici aletlerle, silahlarla geldiler, biz bunlarla savaştık, böyle bir seçime girdik. 31 Mart günü saat 12'ye kadar müdahale edemedik onlar 2 bin 500 blok oy kullandı. 12'den sonra biz müdahale edebildik. Bunlar o blok oyları gündüz 12'de iptal etmek zorunda kaldı ve gece sayım başlarken 'nasıl olsa biz Halfeti kazandık' dediler, ona rağmen biz 1000 oy fark attık ve kazandık."

Yokluklarla varlığı yarattık

Kayyumların ilçeye verdiği zararı ve kendilerinin yaptığı hizmetleri anlatan Saniye Bayram, "Maalesef bahçenin kapısında 10 polis, aşağı giriş kapısında 15 polis, yukarıda 20 polis vardı, belediyenin bir karakoldan farkı yoktu. İnsanlar belediyeye girmek istemiyordu. Biz kazandıktan sonra halk akın etti. Belediyede kapıları bütün halkımıza açtık, iki ay boyunca misafir ağırladık, -seçimden dört gün sonra bayramdı- o süre zarfı içerisinde üç bin insanı ağırladık. İlk olarak mali müşavirler ve muhasebecilerle belediyemizde ne var ne yok topladık. 460 milyon 601 bin 277 TL borç çıktı. Sonra Halfeti esnaflarına yapılan borçları öğrendik. Hâlbuki ilçemiz küçüktür, 43 bin nüfusu var. Halka hiçbir hizmet gitmemiş. Biz yokluklarla varlığı yarattık, biz eksikliklerle bolluğu yarattık, biz hizmet sunduk, Türklerle Kürtler bir arada yaşıyoruz. Ve 7 ay içinde de 40.000.00'e yakın borç ödedik. Halkımızla oturduk, borçlarımızı, süreci anlattık. Yedi aydır halkın içindeyiz ve halkla belediyecilik yaptık" diyor.  

Hep çaldılar, doymuyorlar...

Kürdistan kentlerindeki belediyelere atanan kayyumların tamamı, yolsuzluk ve talan ile anılıyor. Öyle ki AKP'ye oy verenler bile kayyumlardan bıkmış durumda. Halka hizmet götürmedikleri gibi belediyeleri milyonlarca lira borçlandırdılar. Nasıl mı? Saniye Bayram'dan dinliyoruz: "Türkiye'yi çökerttiler, Kürdistan'a çöktüler. Sekiz yıl içinde halka ne yapmış bu kayyumlar zarardan başka. 800 parsel araziyi satmış, bunun bir kuruşu belediyeye girmemiş, hiçbir hizmet yapmamış. Bu para Halfeti bankasına bile uğramamış. Bunlar çantalarla, valizlerle paraları taşımışlar. Halfeti ilçesini 20 yıl geriye götürmüşler. Tüyü bitmeyen yetimin hakkını çaldılar. Bunlar hep çalıyorlar, ne gözleri doydu, ne cepleri doldu, bunlar doyumsuzlar. Kayyumlar böyledir. Kayyumlar kadın düşmanıdır, halk düşmanıdır." 

Başka şehirlerden çeteler taşıyorlar

Halfeti'nin demografisiyle de oynandığına dikkat çeken Bayram, "Burada halkın toprağına da göz diktiler. Mesela aileme ait 60 dönümlük fıstık ağaçlarını bile sattılar. Benim ailem gibi yüzlerce ailenin topraklarına el koyup sattılar. Nasıl satıyorlar biliyor musunuz tapulu arazilerimizde hazinenin malı var deyip el koyuyorlar, sonra da satıyorlar. Orada o ürünleri nasıl yetiştirdiler, nasıl emek verdiler diye bakmıyorlar. Şimdiye kadar Halfeti'de 800 parsel araziyi hep mafya çetelerine sattılar. 7 aydır belediyede gelenleri gördük, çoğu dışardan getirilmiş. Buralı olmayan dışardan buraya getirilen bir sürü kişi var. Biz Kürtlerle Türkler bir arada yaşıyoruz, hiçbir sorunumuz yok. Buradaki halkın demografisini bozmak için dışarılardan kendi çetelerini getiriyorlar" diye vurguluyor. 

Biz bir gideriz bin geliriz

Kendilerinin seçimi kazandıktan sonra ilçe halkında büyük bir ferahlama olduğunu ifade eden Bayram, şöyle devam ediyor: "Burada halk kayyum gittikten sonra çok rahat bir nefes aldı. Bunu biz söylemiyoruz emniyetiyle kaymakamıyla kendileri söylediler. Ben kadın sorunlarına koşuyorum diğer eşbaşkanımız da genel sorunlara koşuyor, birlikte ilçemizi çok güzel yönetmeye çalışıyoruz. Bizden ne istiyorlar? Bunlar her baskı yaptıkça biz daha da güçleniyoruz. Bakın abim cezaevine girdi, bayrağını devraldım onun izinden gittim, ben gidersem Mehmet Karayılan, o giderse çocuklarımız, gençlerimiz, komşularımız, Halfeti halkımız var. Biz bir gideriz bin geliriz. Demesinler bunlar gitti kimse kalmadı. Bizden sonrakiler de mücadeleyi devralır ve devam ettirir."

Biz halkın iradesiyiz

Mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Bayram, sözlerini halka çağrı yaparak tamamlıyor: "Direnişimiz sürecek teslim olmayacağız. Mesele Saniye Bayram değil ya da Mehmet Karayılan değil, biz 7 aydır bu koltuğa hiç oturmadık halkımızın bahçelerinde oturduk, halkımız için çalıştık. 8 yıldır doymadılar vampir gibi ensemizde kanımızı emiyorlar, artık buna izin vermeyeceğiz, Halfeti halkı uyandı. Biz seçilmiş insanlarız, onlar memurlar, gitsinler memurluklarını yapsınlar. Biz halkın iradesiyiz. Halfeti halkına çağrım şudur; gelsinler bu çetevari kayyumları belediyelerimizden çıkaralım, yanımızda dursunlar birbirimize güç verelim. Tüm kadınlara, Kürdistan halkına, Türkiye halklarına, Avrupa'daki halkımıza selam olsun."

 

 

* * *

 

Ortak yaşamı inşa ettik

Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan, bir Türkmen. Halfeti'de ortak yaşamı nasıl inşa ettiklerini anlatıyor: "Bu rejimin kayyum uygulamalarına bölge halkı olarak artık yabancı değiliz. Bu üçüncü defa oluyor bölgede, Halfeti için düşündüğümüzde 2014 yılında burada halkımızın seçtiği iradesini yok sayıp kayyum atadılar. Halfeti'de 8 yıl kayyum rejimi yaşadı. Halk, herkes, hatta devlet kurumları bile, bürokrasi bile kayyumdan şikayet ediyordu. Bunu niye söylüyorum çünkü biz 8 yıl sonra bütün oyunlara, bütün oy kaydırmalarına, hilelere rağmen hatta seçim günü dışarıdan mafyaları getirip silahlarla, sopalarla sandıklara müdahale etmesine rağmen halkımız kendi iradesine sahip çıktı ve sandıkta zaferi biz kazandık. Biz kazandığımızda baktık ki bürokraside bile bir rahatlama yaşandı. Çünkü Halfeti'deki herkeste bir rahatlama oluştu. Halfeti'de Türklerin, Kürtlerin ortak yaşamı inşa ettiği, iyi komşuluk ilişkileri, iyi ticaret ilişkileri olan, farklı kesimlerin birlikte yaşadığı bir zemindir. Kayyum işte bu ortak yaşamı bozmaya çalışıyor.",

Ayrımsız herkese hizmet verdik

Kayyumların ilçeye zarardan başka bir şey vermediğini söyleyen Karayılan, "Biz halkın kararlı tercihi üzerine eşbaşkanlar olarak seçildik. Halfeti'ye eşbaşkanı olarak seçildiğimizde Halfeti'nin kimliğine uygun olarak seçildik. Ben Türkmen kimliğimle diğer kadın eşbaşkanımız Saniye Bayram da Kürt kimliği ile ortaklaşa eşbaşkanlığını kazanmış olduk. Halfeti şunu gösteriyor; ey tekçi rejim, ey zulümkar ve kayyumcu rejim; sen kayyum atarsan erkek kardeşime ben kız kardeşi olarak onun bayrağını devralmışım, şu anda ben eşbaşkanım, demek çok önemli ve anlamlıdır. Yani bir bütün olarak Halfeti açısından geçmiş sekiz yıl kaybedilen bir süreçtir. Bu 7 aylık süreç içerisinde yönetime geldiğimizde asla ve asla kişilerin hangi partiye oy vermiş mantığıyla yaklaşmadık. Hizmet açısından şu köy bize oy verdi, şu köy bize oy vermedi mantığıyla hareket etmedik. Yapabileceğimiz hizmeti eşitlikçi demokratik bir şekilde hizmet vermeye çalıştık. Halkın ciddi anlamda bize desteğini de gördük" diyor.

Halfeti özellikle seçildi!

Özellikle Halfeti'ye kayyum atanmasının arka planında Abdullah Öcalan'ın memleketi olması olduğuna dikkat çeken Karayılan, şöyle konuşuyor: "Halk geçmiş süreçte ötekileştiren, kutuplaştıran, benden olmayana hizmet yok anlayışının son bulduğunu gördü. Farklı kimlikten, inançtan insanlar Halfeti'nin özgünlüğünü inşa eden bir yönetimle karşı karşıya olduklarını görüyorlardı. Gerçekten memnuniyet ve bir özgürlük gelmişti fakat bunu tekrar çekemeyen rejim yeni bir kayyum sürecine başlamış oldu. Aynı zamanda bu bizim eşbaşkanlık sistemimize karşı yapılan bir saldırıdır. Bir de süreç anlamında baktığımızda Halfeti'nin Sayın Öcalan'ın memleketi olması itibari ile de seçilmesi çok ciddi anlamlar barındıran bir durum olduğu kanısındayız."

Halka çağrı

İktidarın belediyeleri rant aracı olarak gördüğüne işaret eden Karayılan, "Kesinlikle iktidar kayyumları bir rant aracı olarak görüyor. Biz geldik Halfeti'nin 500 milyon borcu vardı. Halfeti'de yüzlerce arsa satılmış. Tabi biz savcılığa ve İçişleri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunduk. İçişleri Bakanlığı müfettişleri burada inceleme yapıyordu ve bize yansıyan tam bir talan kültürüyle Halfeti'ye yaklaşıldığıydı. Hatta inceleyenler tarafından bize yansıtılan durumdur bu. Bu tekçi zihniyet kötülükte, zulümde çok istikrarlı davranıyor, biz de bunun karşısında direnişte ve kendimizin olanı alma konusunda istikrarlı olacağız. Mücadelemizi büyüterek mutlaka kayyuma geri adım attıracağız. Halkımızı yanımızda olmaya, iradesine sahip çıkmaya, direnişi büyütmeye çağırıyorum" diyerek noktalıyor sözlerini.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.