Komünizmin doğuşu

Kültür/Sanat Haberleri —

"Genç Karl Marx" filmi

  • "Genç Karl Marx" filmi, 1844-1848 yılları arasında Avrupa’da yükselen işçi hareketlerini ve bu dönemin entelektüel dünyasında filizlenen devrimci fikirleri odağına alır.

VİLDAN BOZKURT

"Genç Karl Marx" filmi, 1844-1848 yılları arasında Avrupa’da yükselen işçi hareketlerini ve bu dönemin entelektüel dünyasında filizlenen devrimci fikirleri odağına alır. Paris, Brüksel ve Londra'nın devrimci atmosferinde geçen hikâye, genç Karl Marx’ın hayatını, eşi Jenny  ve yakın dostu Friedrich Engels ile kurduğu derin bağları anlatıyor.

Film, ormanda odun toplarken saldırıya uğrayan işçilerin sahnesiyle başlayarak 19. yüzyılın sınıf çatışmalarını ve toplumsal eşitsizliklerini vurgular. Ardından, 1843 Köln'ünde Marx'ı, cesur bir makalesi nedeniyle tartışmanın içinde bulur izleyici. Gazeteye baskın ve gözaltı sahneleri, dönemin baskıcı düzenini gözler önüne seriyor. Sürgün edilen Marx, bu zorluklara rağmen devrimci fikirlerini güçlendirmeye devam ediyor, hem bir bireyin hem de bir dönemin dönüşümüne ışık tutuyor.

 

 

Manchester - Paris: 

Bir fabrikanın çatışmalı atmosferindeki işçilerin hak mücadelesinde , cesur İrlandalı Mary, patronuna karşı dik durduğu için işten kovulur. Bu cesaret, patronun oğlu Friedrich Engels’in dikkatini çeker. Engels, Mary ile tanışır ve ondan yeni kitabı için yardım ister. Bu tanışıklık, Engels’in işçi sınıfına olan ilgisinin başlangıcı olur. 1844'te Paris’e yerleşen Karl Marx ve bir aristokratın kızı olan eşi Jenny, yeni hayatlarına adapte olmaya çalışırken, Marx arkadaşları Ruge’nin desteğiyle Paris’e yerleşir ve iki kitap üzerinde çalışır. Jenny ile birlikte Marx, Paris’teki entelektüel çevrelerin içinde, filozof ve ekonomist Pierre-Joseph Proudhon ile tanışır. "Mülkiyet nedir?" adlı eserinde Proudhon’un geliştirdiği fikirler, Marx’ın ekonomik sistemlere olan eleştirilerini derinleştirmesinde etkili olur

Engels, Marx ile tekrar karşılaşmak üzere Paris’e gelir. Berlin’deki karşılaşmalarında Engels, Marx’ın fikirlerinden etkilenmiştir. Engels’in burjuva kökeni başta Marx’ı rahatsız etse de, işçiler hakkındaki bilgisi aralarındaki hayranlığı güçlendirir. Engels, Marx’a maddi ve manevi destek sağlar. Bir akşam polislerden kaçan Engels Marx’ın evine sığınır ve burada derin bir sohbetle geceyi geçirirler. Bu sohbet sırasında Marx’ın meşhur sözü dile gelir: “Şimdiye kadar filozoflar dünyayı yorumladılar, bizim ise onu dönüştürmemiz gerek.” Marx ve Engels, işçi sorunlarına dair bir kitap yazmaya karar verirler. Proudhon’un yardımını almak için ona yönelik bir kitap yazarlar ve Jenny’nin katkısıyla "Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi" adını verirler. Engels bir süre sonra Manchester’a döner, ancak dostlukları kopmaz. Marx’ın eşi Jenny hamiledir ve birlikte yazdıkları kitabın ismi Marx tarafından "Kutsal Aile" olarak değiştirilir. Engels’in bu isim değişikliğinden haberi olmadığı için babasıyla komünizm ve anarşizm konusundaki ilişkileri yüzünden sert bir tartışma yaşar. Marx’ın evi Fransız polisi tarafından basılır ve Marx, ülkeden sürgün edilir. Engels ise işçi sınıfı hakkında bilgi ve deneyimlerini artırır. Bu süreçte iki dostun mücadeleleri ve hayalleri, dostluklarını daha da güçlendirir.

 

 

Brüksel - Londra:

Marx’ın ailesi büyür ve Engels ile mektuplaşmaları artar. Engels, dostunu sürekli destekler ve Akiller Birliği’ne katılmaları için Marx’a yol gösterir. Bu süreçte Engels, Mary ile evlenir ve Mary de komünist hareketin bir parçası olur.  Daha hümanist bir toplum için yeni kitap fikrini dostu Engels ile paylaşır. 1946 Brüksel'inde Akiller birliğine kabul edilmişlerdir ve tartışmalı bir toplantı gerçekleştirmişlerdir. Kendilerini kanıtlamaları için ilerdeki bir konferansa Proudhon'u davet etmesi görevi verilmiştir onlara. Bunun için Marx Proudhon'un " Sefaletin Felsefi" kitabını okuyup eleştirisini yazmıştır . Eleştiriye de  "Felsefenin Sefaleti" adını vermiştir . 

Komünist hareket Londra’da güçlenir. Engels, bir toplantıda Marx’ın seçilmesini engelleyenlere karşı liderlik yapar ve Komünizm fikrini ortaya atar. Bu toplantı sonunda Akiller Birliği’nin adı “Komünist Birliği” olarak değiştirilir. Yeni sloganları, “Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!” olur.

Özgürlüğün huzuruyla deniz kenarında yürüyüş yaptıkları bir gün; Engels, Marx’tan çalışmalarını hızlandırmasını ister. Marx ise 30 yaşında olduğunu belirterek artık büyük bir kitap yazmak istediğini söyler. Akşam bir araya gelirler ve "Komünist Manifesto"yu yazmaya başlarlar. Jenny, okurken bir paragrafın eksik olduğunu fark eder ve onu bulurlar. Marx, "Komünist Manifesto"yu sesli okurken ekranlara farklı işçi kareleri, makineler, proleter hayatları  aktarılır. Komünist Manifesto matbaalarda basılır ve sayfalar ekranda belirirken , 1ay sonra 1848 devrimi gerçekleşir. Komünist Manifesto hâlâ ilgiyle okunur . Ve Marx hayatının geri kalanında ünlü eseri Kapital'i yazmaya devam eder. 

Raoul Peck’in bu otobiyografik filmi, yalnızca tarihsel bir belgesel olmanın ötesine geçiyor. Adalet ve eşitlik arayışının evrensel bir yankısı olarak, izleyiciyi düşünmeye ve dönemin şartlarıyla bugünün dünyasını karşılaştırmaya davet ediyor. Marx ve Engels’in ortak fikirleriyle yoğunlaşan bu film, bireysel bir mücadelenin toplumsal dönüşümü nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seriyor.

Film: Genç Karl Marx

Yönetmen: Raoul Peck

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.