Köylü yaylasına sahip çıkıyor

Hasandin yaylası

Hasandin yaylası

  • Amed'in Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı 6 mahalle ve yüzlerce mezrayı olumsuz etkileyecek maden projesine tepki gösteren köylüler, yarın yaylada miting düzenleyecek.

ASMİN BARAN / AMED

Hasandin yaylasında yapılmak istenen maden projesi ile ilçede hem suyun hem de havanın kirletileceğini dile getiren Pasurlu yurttaşlar, hukuki mücadeleyle birlikte eylemler de yapıyor.

Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bulunan Hasandin yaylasında Kulp Madencilik ve Dış Ticaret A.Ş. adlı şirket tarafından açılmak istenen maden sahasının 2 Temmuz 2023'te ruhsatının alındığı öğrenildi. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu alınmadığı, şirketin ruhsat aldıktan kısa bir süre sonra dönemin Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su ile görüştüğü ortaya çıktı.

Hasandin yaylası, Pasûr’un hemen solunda yer alan ve onlarca köye ev sahipliği yapan bir bölge. Muş yolunda yer alan bölge, 90’lı yıllardan bu yana önemli tarihi olaylara da tanıklık etti. Köylülerin yayla yeri olan bölgede çok sayıda bitki ve hayvan türü de yer alıyor. Yüksek olması nedeniyle Sason ve Andok gibi dağları da gören Hasandin yaylası, stratejik olarak da önemli bir konumda. Hayvancılık yapan insanların her yaz gidip kışa kadar kaldığı yayla, yüzlerce insana da geçim kapısı oluyor. Bahar ayında manzarası ve binbir farklı çiçeğiyle görenleri büyüleyen yayla, kışa ise erken giriyor.

 

 

Arıcılık ve hayvancılık yok olacak

Kaynak sularının bulunduğu bölgede yurttaşların temel geçim kaynağı ise arıcılık ve hayvancılık. İlçedeki istihdam sorunu nedeniyle iş bulamayan, Pasûr çayına yapılan üç HES barajı nedeniyle tarım ve balıkçılık kaynakları da elinden alınan yurttaşlar, şimdilerde baktıkları hayvanlarla ekmek parasını çıkarıyor. Yaylalarının yok olmasıyla beraber hem geçim kaynaklarının ellerinden alınacağına hem de temiz içme suyu ve temiz havadan mahrum kalacaklarına dikkat çeken yurttaşlar, son adımda tek çarelerinin göç etmek olduğunu söyledi. 

İlçe delik deşik edildi

Dağlık olması nedeniyle yaylaları ve doğal kaynak sularıyla bilinen ilçe, 2010'dan sonra sermaye ve rant sahipleri tarafından delik deşik ediliyor. Godernê vadisinde yapımı devam eden Silvan Barajı ile iklimin tamamen değişeceği ve çok sayıda tarım arazisinin sular altında kalacağı ilçede, 25 Mart 2014'ten itibaren toplam 39 maden ve proje bulunuyor. Bu projeler arasında Güneş Enerji Santralleri (GES), Hidroelektrik Santralleri (HES), karayolu projeleri, maden ocakları, maden arama projeleri, kalker ocakları ve kırma-eleme tesisleri yer alıyor. Projelerden 17’si için ÇED tarafından 'gerekli değil' kararı verilirken, 18 proje için ÇED süreci başlamış durumda. Bu durum, Pasûr’un doğal yapısını tehdit eden projelere karşı endişeleri artırıyor.

Baro sürecin takipçisi olacak

Hasandin yaylasına yapılmak istenen maden sahası için de ekipler, 24 Temmuz'da jandarma eşliğinde bölgeden numune almaya geldi. Duruma tepki gösteren halka jandarma ekipleri engel olurken, yaylaya gelen yurttaşların evlerine gitmesine dahi izin verilmedi. 12 köy ve onlarca mezrayı etkileyecek olan maden sahası için geçen sene Valilik ile görüşen şirket, sonbaharda çalışmalarına başlamaya hazırlanıyor. Konuya dair görüştüğümüz Diyarbakır Barosu Çevre Komisyonu, ruhsatın kime verildiğini günler süren araştırma sonrasını öğrendiklerini dile getirdi. Komisyon, ruhsatın iptali için idare mahkemesine başvuraca, devam edecek sürecin takipçisi olacak.

 

Zemzema Bingöl

 

Köylüler şirketleri istemiyor

Yaylada hayvancılık yapan yurttaşlardan Zemzema Bingöl, maden şirketlerine canları pahasına izin vermeyeceklerini ifade etti. Her dönem başka bir kaynaklarına göz diken şirketleri asla kabul etmediklerini ve sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getiren Zemzema Bingöl, ''Yayla yok olursa biz de yok oluruz'' dedi. Zemzema Bingöl, şöyle devam etti: “Burası bizim topraklarımız, tek geçim kaynağımız burası. Bize yapılan bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Başımıza getirmedikleri şey kalmadı.

İnsanlara göçü dayatıyorlar

Barajla suyumuzu kuruttular. Ocaklarla havayı kirlettiler. Şimdi madenle olanı da yok etmek istiyorlar. Buradaki insanların elinde bir şey kalmasın, insanlar göç etsin istiyorlar. Elimizde sadece hayvanlarımız kaldı onlar olmazsa biz yokuz. Her yaz buraya gelip besleniyorlar. Onlar da olmazsa biz aç kalırız. Biz aç kalalım, yapacak işimiz kalmasın buradan gidelim istiyorlar. Kabul etmiyoruz, bizleri öldürseler, tehdit de etseler istemiyoruz. Bu madenle sadece köy ya da yayla değil ilçe merkezinin hepsi etkilenecek. Su olmazsa iş olmazsa biz ne yapacağız? Mesele sadece yayla değil, burası hayatımızdaki her şeye etki ediyor. Yok olursa hayat kalmaz.”

 

Necdet Sezgin

 

Yarın miting düzenleniyor

Madene karşı yarın (10 Ağustos) yaylada miting yapılacak. Miting için İstanbul Kulplular Derneği (KULP-DER) üyeleri de Amed’e gelerek, çalışmalarını sürdürüyor. Amed Ekoloji Derneği Üyesi Necdet Sezgin, halkın maden sahasına karşı net bir tavır içinde olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Halk kendilerine ve köylülerine zarar verecek madene karşı iki eylem gerçekleştirdi. Her iki eyleme binlerce insan katıldı ve kesinlikle burada, kendi yaylalarında yaşam alanlarında böyle bir ekokırıma izin vermeyeceklerini ve bunun için ne gerekiyorsa yapmaya kararlı olduklarını söyledi. Amed Ekoloji Derneği olarak biz de gerek teknik ve gerekse eylem ve etkinlikler açısından gerekli olan tüm olanaklarımızı seferber ediyoruz. Biz sessiz kaldıkça bu talan politikası daha da genişleyecek. Durdurmak için ortak mücadele şart.”

Kalbimiz Pasûr'ladır

İstanbul KULP-DER Başkanı İflahattin Aslanhan, Hasandin Yaylası'nda maden istemediklerini belirterek, “Biz İstanbul'da olsak da kalbimiz Pasûr'ladır. Bunun için siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, dernekler bizlere destek vermeli. Bizler bunun için geldik ve maden istemiyoruz" dedi. 

Yaşam alanlarını savunuyorlar

Amed Barosu Kent ve Çevre Derneği Sekreteri Ahmet İnan, projesinin olduğu yerin 6 mahallenin sulak alanı olduğunu hatırlatarak, "Sivil toplum kurumları ve meslek örgütleri, halkı bilinçlendirmesi gerekirken, halktan doğru bir bilinçlenme gerçekleşti. Binlerce insan doğasını ve suyunu korumak için yaylada toplandı. Yine 10 Ağustos’ta halk yaylada doğasını, yaşam alanını savunmak için toplanacak. Bütün çevre örgütleri ve hak savunucularını mitinge bekliyoruz" çağrısında bulundu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.