Kurdistan’da doğa katliamı
- Kuzey Kurdistan'da HES, JES ve maden ocakları projeleri, AKP iktidarının politikalarıyla ekolojik, ekonomik ve sosyal yıkıma neden oluyor. Ekolojistler, söz konusu projeler ile doğal kaynakları tahrip edildiğine, Kürt halkının geçim kaynaklarını yok edilip demografik yapıyı değiştirme amacı taşıdığına işaret ediyor.
Devletin güvenlikçi politikaları ekseninde gerçekleşen doğa yıkımı, barajlar, hidroelektrik santraller, termik santraller, kalekollar, güvenlik kuleleri, madencilik, orman yangınları ile sürdürülüyor. Bu durum bölgenin ekolojik, ekonomik ve sosyal yapısını ciddi şekilde etkiledi, etkilemeye de devam ediyor. Bu projeler, yalnızca doğal kaynakların kullanımı açısından değil, aynı zamanda Kürt halkına yönelik özel savaş politikası olarak da hayata geçiriliyor. Jinnews'ten Derya Ceylan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla Kurdistan'da son yıllarda yaşanan ekolojik yıkıma dikkat çekti.
Su kaynakları zarar görüyor
HES projeleri, su kaynaklarının kontrolünü ele geçirerek tarım ve hayvancılığı olumsuz etkiliyor. Zîlan Deresi ve Sortkin Çayı’nda olduğu gibi, su seviyesindeki dalgalanmalar balık ölümlerine ve tarımsal üretimin düşmesine neden oluyor.
Toprak ve orman talanı
Maden ve taş ocakları ise toprak erozyonuna ve ormanların yok olmasına yol açıyor. Bu da Kurdistan’daki tarım arazilerinin verimsiz hale gelmesine neden oluyor.
İşsizlik ve yoksulluk
Tarım ve hayvancılığın sona ermesi, yurttaşların işsiz kalmasına ve yoksulluğun artmasına neden oluyor. Maden ocaklarında çalışan işçilerin kötü çalışma koşulları ve düşük ücretler de bu durumu pekiştiriyor.
Sosyal ve kültürel yıkım
Doğayı hedef alan projeler, Kurdistan halkının sosyal ve kültürel yapısını da olumsuz yönde etkiliyor. AKP’nin 22 yıllık iktidarlığı sürecinde baraj ve HES projeleri nedeniyle birçok köy sular altında kaldı, halk göç etmek zorunda bırakıldı. Heskîf ve Ilısu Barajı, bu durumun en belirgin örneklerinden. Yine tarihi ve kültürel alanlar, yapılaşma ve madencilik faaliyetleri nedeniyle yok oluyor. Ekolojistler, söz konusu faaliyetlerin, halkın kültürel mirasının yok olmasına neden olduğunu vurguluyor.
Askeri saldırılar
Doğayı hedef alan projelerin, aynı zamanda AKP’nin Kurdistan’a yönelik özel savaş politikalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu projelerle birlikte dönem dönem “Özel Güvenlik Bölgesi” yasak bölgeler ilan ediliyor. Bu durum, halkın hareket alanını da kısıtlarken, günlük yaşamlarını da zorlaştırıyor. Özellikle maden ocakları ve HES projelerine karşı çıkan köylülere yönelik asker saldırısı sıkça yaşanıyor. Wan’daki Yurtbaşı köyünde mermer ocağına karşı köylülerin maruz kaldığı baskılar, buna en somut örnek olarak gösteriliyor.
Stratejik hedefler
AKP iktidarının bu projelerle ulaşmak istediği politik ve stratejik hedefler de bulunuyor. Ekolojistler, bunlardan birinin halkın direncini kırmak, bir diğerinin ise göçe zorlamak olduğunu belirtiyor. Halkın geçim kaynaklarının yok edilmesi, direnişin zayıflatılmasına yönelik bir strateji olarak değerlendiriliyor. Bir diğer hedef ise demografik yapının değiştirilmesi. Buna göre, göç zorunluluğu, bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi amacını da taşıyor. Bu durum, Kürt nüfusunun azaltılması ve yerlerine başka grupların yerleştirilmesi stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Kurdistan’da doğa katliamının yaşandığı bölgelerden bazıları şöyle:
Dêrsim'de madencilik işgali
Dêrsim coğrafyası, baraj ve HES projeleri, orman yangınları, maden ve taş ocakları, özel güvenlik bölgeleri gibi çeşitli tehditler altında. Bölgede 145 maden projesi bulunuyor. Ayrıca 43 bin 350 hektar alan maden sahası ilan edilmiş. Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası olarak belirlendi. Bu ruhsatlardan bazıları Munzur Gözeleri, Munzur Suyu, Mercan Vadisi gibi doğal zenginlikleri de kapsıyor. Birçok maden şirketi burada ruhsat almış durumda.
Zîlan Deresi’nde HES projesi
Wan’ın Erdîş (Erciş) ilçesinde bulunan Zîlan Deresi'ndeki HES projesi, 2014'te başlatıldı. Zîlan Vadisi, endemik bitki ve hayvan türlerinin yer aldığı önemli bir ekosistem. HES projesi nedeniyle vadide ciddi ekolojik tahribatlar meydana geldi; yüzlerce ağaç kesildi, su samurları yok oldu, balık ölümleri arttı ve tarım arazileri zarar gördü. Bölgedeki birçok mezarlık da HES inşaatı sırasında tahrip edildi.
Sortkin Çayı’nda balık ölümleri
Wan’ın Şax (Çatak) ilçesinde bulunan Sortkin Çayı üzerinde 2020’den bu yana faaliyet gösteren HES nedeniyle şimdiye kadar sayısız balık yaşamını yitirirken, tarım ve hayvancılık da olumsuz etkilendi.
Westan’da kalker ocağı açılması
Wan’ın Westan (Gevaş) ilçesinde 2020’den bu yana yasaklı bir mesire alanında kalker ocağı açıldı. Kalker ocaklarının doğaya verdiği zararlar arasında, bitki örtüsünün yok edilmesi, toprak erozyonu, su kaynaklarının kirlenmesi ve yerel ekosistemin bozulması yer alıyor.
Yurtbaşı köyünde mermer ocağı
Wan’ın Payîzava (Gürpınar) ilçesine bağlı Yurtbaşı köyünde kurulan mermer ocağı, 2013'te işletilmeye başlanırken, MTA tarafından ruhsatlandırıldı. Özellikle tarım arazilerine ve su kaynaklarına zarar verdiği, bunun da yerel ekonomiyi olumsuz etkilediği ifade edildi.
Qamuşan’da HES projesi
Qers’in (Kars) Qamuşan (Sarıkamış) ilçesinde HES projeleri, özellikle 2010’lu yıllarda gündeme geldi. Aras ve Berdan nehirleri üzerinde HES projeleri hayata geçirildi. Bu projeler kapsamında ormanlık alanlar ve yerel tarım alanları zarar gördü.
Şirnex’te kömür ocakları
Şirnex’te (Şırnak) kömür ocakları 1980’li yıllardan itibaren faaliyet gösteriyor. Bu ocaklar, büyük şirketler tarafından işletiliyor. Şirnex’te kömür madenciliği hem doğaya hem de insanlara ciddi oranda zarar veriyor.
Hekîmxan’da maden faaliyetleri
Meletî’nin (Malatya) Hekîmxan (Hekimhan) ilçesinde 2021’de çiftlikler maden şirketleri tarafından satın alınarak maden faaliyetleri başlatıldı. Hekimxan’da maden çalışmalarından dolayı arsenik kirliliği, su kaynaklarının azalması, arıcılık ve hayvancılığın zarar görmesi gibi sorunlar yaşanıyor. Ayrıca maden faaliyetleri sonucunda yerel halkın göçe zorlandığı belirtiliyor.
Erzîngan, Îlîç’te altın madeni
2021’den itibaren Erzîngan’ın (Erzincan) Îlîç ilçesinde faaliyet gösteren altın madeni, Çöpler Altın Madeni olarak bilinen Anagold Madencilik Şirketi tarafından işletiliyor. Çöpler Altın Madeni’nde çevre kirliliğine ve toprak kaymalarına neden olan olaylar yaşandı.
Sağgöze köyünde HES tehdidi
Çewlig’in (Bingöl) ilçesine bağlı Sağgöze köyünde 2021’de HES projesi yapılmaya başlandı. Köy, daha önce üç kez boşaltılıp yakıldı. Proje kapsamında kesilen ağaçlar ve bozulan su yolları, ekolojik dengede geri dönülemez tahribatlara yol açtı.
Pîran’da tarımsal üretim tehdidi
Amed’in Pîran ilçesinde 2020'de gerçekleştirilen maden arama çalışmaları, 532 bin 77 hektarlık bir alana yayıldı. Bu süreçte bakır, çinko ve kurşun gibi mineraller arandı.
Zorava Çayı’nda HES projesi
Sêrt’te (Siirt) 2015'te Tigris Enerji Üretim Şirketi tarafından Zorava Çayı üzerinde gerçekleştirilen Baran HES projesi, tamamlandı. Bu HES projesi, bölgedeki biyolojik çeşitlilik ve tarım alanları üzerinde olumsuz etkiler yarattı.
Zorê Vadisi’nde HES projesi
Êlih’in (Batman) Qabilcewz (Sason) ilçesi ile Amed’in Pasûr ilçeleri arasında yer alan Zorê Vadisi'nde yapılması planlanan HES projesi başlatıldı.
Mêrdîn’de RES projeleri
Mêrdîn’in Dêrika Çiyayê Mazî (Derik), Şemrex (Mazıdağı) ve Qoser (Kızıltepe) ilçelerinde 2020 yılında rüzgar türbini projeleri hayata geçirildi ve bu durum, tarihi ve doğal alanlara zarar verdi, vermeye de devam ediyor.
Heskîf’in yok edilmesi
Êlih’in Heskîf (Hasankeyf) ilçesinde Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılan Ilısu Barajı, 12 bin yıllık tarihi ve doğayı yok etti ve birçok köyü sular altında bıraktı.
Sêrt’te madencilik
Sêrt ve çevresindeki madencilik faaliyetleri, özellikle orman alanlarında yoğunlaşmış durumda. Bu faaliyetler, orman ekosistemlerine ve bölge halkının yaşam biçimlerine ciddi zararlar veriyor. 2016'da 16 işçinin yaşamını yitirdiği bakır ocağı kapatılmazken, 2020’de kapasite artırımına gidildi. HABER MERKEZİ