Güncel

Kürtlerin herkesle temas hakkı var

Ömer Öcalan

Ömer Öcalan

  • DEM Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim'deki görüşmesinde, Kürt Halk Önderi'nin Kürtlerin yüzyıl önceki Kürtler olmadığını belirterek, Kürtlerin herkes ile konuşma ve temas etme hakkı olduğunu vurguladığını söyledi.

Ortadoğu'da 21. yüzyıl ruhuna uygun çözümün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın paradigması olduğuna dikkat çeken DEM Parti'li Ömer Öcalan, iktidarın yaptığı açıklamaların çözüme zarar verdiğini belirterek "Bu negatif dil terk edilmeli" dedi. 

İmralı tecridi devam ederken Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim 2024'te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüştürüldü. "Aile görüşmesi" kapsamında değerlendirilen görüşmede, Abdullah Öcalan, tecridin hala devam ettiğini belirtti. Kendisinden sonra İmralı Heyeti iki görüşme yaptı. MA'ya konuşan Ömer Öcalan, "1 saat 45 dakika süren bu görüşmede birçok şey analiz edildi. Ortadoğu'da yaşananlara Sayın Öcalan'ın hâkim olduğunu, takip ettiğini gördük. Meclis'te yaşanan her gelişmeyi yakından takip ettiğini belirtti. Meclis'te kimi zaman bazı gerilimler yaşanıyor, onları tasvip etmediğini söyledi. 'Meclis'te paradigma tartışılması gerekirken kavgalar oluyor' diyerek bunu eleştirdi. Bu görüşmenin üzerinden üç ay geçti. İmralı'da bir hukuk olduğundan bahsedemeyiz. Bu hukuksuzluk son bulmalı. Bu tecridin biran önce kalkması gerek. Bir çözüm konuşacaksak buradan başlamamız gerek" dedi.

İnandırıcı olamıyorlar

İktidarın "Kaybet, kaybet, kaybet" politikası yürüttüğünü belirten Ömer Öcalan, "Buna karşı Sayın Öcalan'ın ortaya koyduğu paradigma vardır" dedi. Dört aydır süren ama adınının süreç olmadığı söylenen sürece yönelik kaygılara işaret eden Ömer Öcalan, "Sert, ötekileştiren, racon kesen, siyasetin ve barışın diline aykırı bir dil kullanıldığı zaman insanlara inandırıcı gelmez. İnsanlarda bir kaygı var, gerekçesi de budur" diye konuştu.

Negatif dil terk edilmeli

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) verdiği ve uygulanmayan umut hakkı ihlali kararına dikkat çeken Ömer Öcalan, şunları söyledi: "Umut hakkı bir lütuf değildir. Bu siyasetten de hukuken de kabul edilemez. Cezaevinde yüzlerce hasta tutsak, 30 yılın üzerinde kalan tutsaklar var. Bunları görmek lazımdır. Küçümseyen, ötekileştiren bir dil çözüme hizmet etmez. Herkesin çözüm odaklı konuşması olumlu bir sürecin önünü açar. Bu negatif dil terk edilmeli. Yüz yıldır devam eden bu meselede çözüm olursa herkes kazanır."

Gerçekçi çözümler sunuyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çözüme katkı sunması için fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğinin altını çizen Ömer Öcalan, "Ben İmralı'ya ilk defa gittim ve Sayın Öcalan'ı ilk defa gördüm. Sayın Öcalan Ortadoğu'da yaşayan bütün sorunlara dair gerçekçi çözümler sunuyor. Bu modelin konuşulması ve tartışılması için Sayın Öcalan'ın koşulları düzenlenmeli. Bir aile görüşü dahi lütuf olarak görülüyor, Sayın Öcalan avukatları ile görüşemiyor, hiçbir hakkından yararlanamıyor. Sayın Öcalan'ın koşulları düzeltilsin demek, Sayın Öcalan artık özgür olarak yaşanan sorunlara çözüm için katkı sunması gerekiyor demektir" dedi.

Yüzyıl önceki Kürtler değil

Kürt Halk Önderi'nin çözüm için Meclis'i işaret ettiğini, CHP'nin 'Demokratik Cumhuriyet' sloganına destek verdiğini; dolayısıyla çözüme herkesi katmak gerektiğini belirten Ömer Öcalan, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan, 23 Ekim'de 'Kürtler yüzyıl önceki Kürtler değil', 'Kürtler Ortadoğu'da enerjisi olan bir halktır' dedi. Kürtlerin herkes ile konuşma ve temas etme hakkı olduğunu da söyledi. İndirgemeci ve araçsallaştıran yaklaşımlar hiçbir zaman çözüme katkı sağlamamıştır. Tarihsel bir mesele ile karşı karşıyayız. 200 yılı aşan bir problemler dizisidir, Kürt sorunu. Bin yıldır iç içe yaşayan halklar gerçekliği var. İndirgemeci yaklaşımlarda uzak durmak lazımdır. Silahı ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırırsak, gerçekçi ve doğru bir çözümde ısrar edersek, Sayın Öcalan'ın koşuları düzenlenirse yaşanan bütün sorunların demokratik yollar ile çözüme kavuşacağına inanıyorum. Herkesin çözüm umudu var. Herkes kanın durmasını istiyor, ancak Rojava hala bombalanıyor. Tişrîn Barajı'nda siviller katledilmeye devam ediyor. Gazeteciler, sanatçılar, siyasetçilerin çetelerin eliyle katledilmesi yaşanan görüşmeleri tahrip etmektedir. Ortadoğu'da 21. yüzyıl ruhuna uygun paradigma Sayın Öcalan'ın paradigmasıdır. Bu paradigmada çözüm ve yaşam vardır. Bunu güçlendirmek istiyoruz. Yapılan açıklamalar ise buna zarar veriyor." RIHA

 

* * *

Meclis komisyonu kurulsun

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Meclis’te özel yetkilendirilmiş, 50 yılı çatışmayla geçen ve çatışmasızlığı kalıcı hale getirecek bir komisyon kurulsun ve bu komisyon kamuoyuna açık bir biçimde çalışsın” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmelere dair dün partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Doğan, Türkiye halkları, Türkiye kamuoyunun hakemliğinde iktidar blokunun 'şunu yapmaya çalışıyoruz' demesini beklediklerini belirterek, Sêrt Belediyesi'ne kayyum atanmasını da hatırlatarak, "Niyetimiz demokratik çözüm ise eylemleriniz böyle olmamalıdır. İçinde kibir olmayan, parmak sallamayan, felaketleri çağrıştırmayan bir dil kullanmalısınız. Dil olmadan bir süreci nasıl geliştirebilirsiniz. Biz de bu meşru hakkımıza dayanarak soruyoruz; Ne yapmaya çalışıyorsunuz, maksadınız ne” diye sordu.

Devlet değişime hazır mı?

Kürt halkının kazanımlarının 'milli güvenlik sorunu' olarak görüldüğünü belirten Sözcü Ayşegül Doğan, şöyle devam etti: “Devlet demokratik değişim ve dönüşüme hazır mı? Halkları tehdit eden, Kürt halkının nerede olursa olsun kazanımlarını bir milli güvenlik sorunu gibi gören ve bu kurucu ideolojiden vazgeçmeyeceği noktasında ısrar ediyor. Muhalefet de kamuoyu da merak ediyor. Hem İmralı Adası’nda DEM Parti İmralı Heyeti Sayın Öcalan ile görüştü hem Meclis’te bir takım görüşmeler oldu. Olumlu bir hava oluşmaya başladı. Beraberindeki kaygı, endişe ve korkular meselenin kırılganlığından ağırlığından, tarihsel arka planından, sosyolojik gerçekliğinden kaynaklanıyor. Bu iyimser havayı güçlendirecek, destekleyecek adımlar, kayyum atayarak atılamaz. Gelin adını koyalım. Adını bulmak çok zor değil.”

Meclis inisiyatif alsın

Toplumsal barışa, eşit kardeşlik hukukuna, toplumsal özgürlüğe, demokrasiye ihtiyacın olduğunu kaydeden Doğan, "Meclis bu konuda inisiyatif alsın. Tüm kesimlerin üzerinde mutabık kaldığı yer Meclis’tir. Meclis’te özel yetkilendirilmiş, 50 yılı çatışmayla geçen ve çatışmasızlığı kalıcı hale getirecek bir komisyon kurulsun ve bu komisyon kamuoyuna açık bir biçimde çalışsın” dedi.

Ciddiyetle yaklaşmıyorlar

Çağrılan yapan Abdullah Öcalan’ın koşullarının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Ayşegül Doğan, şunları söyledi: “Eşit bir düzlem yaratılsın. Ekim’den bu yana aylar geçti. İktidar adım atmıyor; sorumluluk almıyor ve ciddiyetle yaklaşmıyor. Cumhurbaşkanı silahlar gömülsün’ diyor.  Nasıl ve nereye gömülsün? Peki ya sonra neler yapılacak? Ne olacak? Çatışmasızlık nasıl kalıcı bir hale getirilecek? Tüm bu sorular yanıt bekliyor. Tecrit kaldırılmıyor ve Sayın Öcalan’ın farklı kesimlerle görüşmesinin yolu ve zemini açılmıyor. Çağrıyı nasıl yapacak, kime yapacak ve örgütüy ile nasıl iletişime geçecek? 

Bombalamaya gerek yok

Yıkıcılığa, tehdide, şantaja, bombaya, İHA’ya ve SİHA’ya gerek yok. Kürt meselesi ve Türkiye’nin demokrasi meselesi iç içe geçmiş meselelerdir. Kürt meselesi bir hak ve özgürlükler meselesidir. Kardeşlik hukukunun eşit biçimde işletilmesi ve yasal güvence altına alınması meselesidir. Meseleye böyle yaklaşmazsanız çözemezsiniz. İktidar, meseleye böyle yaklaşmalı ve bu yönlü çözüm iradesi ortaya koymalıdır.”

 

* * *

Avukatlardan ikinci başvuru

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı'ya gitmek için başsavcılık ve cezaevi müdürlüğüne başvuruda bulundu.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Raziye Öztürk, Cengiz Yürekli ve Mazlum Dinç, dün de Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş'la görüşmek için başvurdu. Avukatlar hafta başında da başvurmuştu.

Avukatların görüşme başvurularının çoğuna yanıt verilmiyor. Bursa İnfaz Hakimliği tarafından verilen yanıtlarda ise, "disiplin cezaları" gerekçe gösterilerek avukat görüşleri 6 aylık periyotlarla yasaklanıyor. 

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.