MİT saldırdı ama tek başına değil
- KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, KNK Hewlêr Temsilciliğinde daha büyük bir katliam planlandığını, diğer yetkililerin bir saat önce çıkmasından dolayı sadece Deniz Bülbülün’ün katledildiğini söyledi. MİT’in organizasyonu olduğunu bildiklerini ama Hewlêr gib bir yerde MİT’in tek başına bunu yapamayacağını vurguladı.
Hewlêr temsilciliklerine dönük saldırıda asıl hedefin üst düzey yetkililer olduğunu belirten KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, tehditleri daha önce KDP'li yetkililer ve asayişe bildirmelerine rağmen tedbir alınmadığını söyledi.
Federe Kurdistan’da Kürt siyasetçi, aydın ve gazetecilere dönük saldırılar sürüyor. Türkiye ve KDP istihbaratının sorumlu tutulduğu saldırılarda son bir yılda sadece Silêmanî’de 5 isim katledildi. Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve akademisyen Nagihan Akarsel, Azadî Hareketi Yürütme Konseyi üyesi Süheyl Xurid Eziz (Mamoste Şemal), Zeki Çelebi, Ferhad Barış Kondu ve Yasin Bulut (Şukri Serhed) hedef alınan isimler oldu. Hüseyin Türeli de Dihok'un en kalabalık alışveriş merkezinde gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu katledildi. En son 18 Eylül'de Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Hewlêr Temsilciliği binasına dönük saldırıda KNK Hewlêr Temsilcisi Deniz Bülbün şehit düştü. Aradan günler geçmesine rağmen ne sorumlular bulundu ne de KDP'li yetkililerden bir açıklama geldi.
KNK Eşbaşkanları Zeyneb Murad ile Ahmed Karamus, temsilciliklerinin hedef alınmasıyla ilgili MA’dan Zeynep Durgut’un sorularını yanıtladı.
Kurdistan’a saldırıdır
KNK Eşbaşkanı Zeyneb Murad, saldırının ardından büyük bir planın olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu saldırı, sadece bir şahsa veya sadece KNK'ye yönelik gerçekleştirilen bir saldırı değildir. Bu saldırı, Kurdistan'a yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırıyla Kürt ulusal birlik çalışmalarından ne kadar rahatsız olduklarını gördük. Ulusal birlik çalışmalarımız düşmanımızın kalbine korku salıyor. Bu saldırı Rojava, Şengal, Zap, Metîna ve Avaşîn'e yönelik saldırıların bir parçasıdır. Bu, Türk devletinin öncülük ettiği büyük bir komplodur. Bu saldırıda Kürt halkı ve Kurdistani tüm kazanımlarımız hedef alınmıştır. Bülbün'ün Kürtçe için mücadele verdi. Diplomatik, siyasi ve kültürel çalışmalarımızı ulusal bilinçle yürüttü. Bu kurşun, Kurdistan'ın ulusal birliğine sıkılmıştır.”
Türk devleti tek başına değil
Bugün kendi kimliği için mücadele eden, yurtsevelellik bilincine sahip olan her Kürt’ün, Türk devletinin hedefinde olduğunu kaydeden Murad, “Son saldırı, Türk devletinin tek başına yaptığı bir saldırı değil. Kimse bu kadar güvenliğin olduğu bir yerde KNK temsilciliğine saldırıp, elini kolunu sallayarak rahat gidemez. Bu nedenle talebimiz bu olayın ayrıntılı olarak araştırılmasıdır. Yürütülecek soruşturma hakkında bilgi almak istiyoruz. Bu olay birilerini tutuklayıp, 'yakaladık, kapandı' denilecek bir olay değil. Bütün bunlar açıklığa kavuşturulmalı ve olay aydınlatılmalıdır" şeklinde konuştu.
Hassas bir süreçten geçiliyor
Kürt halkının hassas bir süreçten geçtiğini belirten Murad, saldırılara karşı tavır almanın "ulusal bir görev" olduğunun altını çizdi. Murad, şunları ekledi: ”Sadece Kurdistan değil, bütün dünya bir krizle boğuşuyor. Bu krizin içinde hegemonik, uluslararası ve bölgesel güçler var. Krizin merkezinde Kurdistan var. Dolayısıyla bize büyük bir görev ve sorumluluk düşüyor; bu süreçte herkesin kendi rol ve misyonunu oynaması gerekiyor. Bu toplumun tüm bileşenleri ulusal bir rol oynamalıdır. Kürtler bugün statü sahibi, askeri ve toplumsal güce sahip. Dört parçada bir direniş var. Bu direnişin sesi olmamız gerekiyor."
MİT’in olduğunu biliyoruz
KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus ise Bülbülün’ün daha önce ölümle tehdit edildiğini, Hewlêr asayişinden güvenlik almaları için talepte bulunduklarını, ancak bu talebin ciddiye alınmadığını ifade etti. Karamus, "Bu saldırı bir terör saldırısıdır. Kürt halkının varlığına yönelik bir saldırıdır. Kürt birliğin dönük yapılmış bir komplodur. Bu saldırının arkasında Türk devletinin, MİT'in olduğuna biliyoruz. Ama Hewlêr'in ortasında böylesi bir saldırının gerçekleşmesi sıradan değildir. Türk devletinin casuslarının ve ortaklarının yardımı olmadan bu saldırıyı gerçekleştiremeyeceğini çok iyi biliyoruz" dedi.
KDP’nin istihbaratı da izliyor
Heyet üyelerinin son dönemlerde KDP'nin istihbarat örgütü olan ‘Parastin’ tarafından takip edildiğini aktaran Karamus, şöyle devam etti: “Ayrıca temsilciliğimiz 24 saat izlenilmektedir. KNK üyelerine yönelik tehditlerin olduğunu emniyete ve hükümete defalarca bildirdik. Üyelerimizin tehdit edildiğini KDP'li yetkililere bildirdik. Ancak yetkililer, KNK temsilcisinin güvenlik talebini yerine getirmedi ve bu talebimizi ciddiye almadı. Türk devletinin bu saldırıyı tek başına yapmadığı aşikardır. Amaçları Hewlêr'deki KNK temsilciliğini oradan kaldırmak. Türk devleti artık uluslararası anlaşmaları hiçe sayan devlet haline gelmiştir.”
Saldırıdan bir saat önce
Karamus, saldırılara karşı tavır ve tepkide bulunmayanların da saldırının ortağı olduğunu kaydetti. Karamus, şunları paylaştı: “Saldırganın hedefi sadece Deniz arkadaşımız değil, binadaki tüm arkadaşlarımızdı. Bu saldırıda KNK'li yetkililer hedefteydi. Bu saldırıdan bir saat önce yetkililerimiz çıkıyor, tesadüfen şehit Deniz'in yalnız kaldığı anda saldırı oluyor. Bu saldırı KNK üyeleri ve yetkililerin oradan ayrılmasının ardından gerçekleşti. Saldırı planlanmıştı. Türk devletinin bu saldırıyı yapmak için Güney Kurdistan'daki bazı yetkililerden yardım istediği anlaşılıyor. Burası 24 saat kameralarla izleniyor."
Karamus, tüm siyasi örgütlerin saldırılara karşı tutum geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Karamus, şunları ekledi: “Varlık-yokluk mücadelesi verdiğimiz bir dönemden geçiyoruz. Daha büyük ve kapsamlı saldırılar yapıyor. Düşman, hazırlıklarını yapmadan önce iç casustan bilgi alıyor. Eğer böyle olmazsa Hewlêr gibi bir kentte bu saldırıyı kolay kolay yapamayacağını biliyoruz. Artık bu saldırılara karşı tavır geliştirme zamanıdır. Güney Kürdistan Başkanına çağrıda bulunuyorum; bu saldırıya karşı tavır alın. KNK şahsında bu saldırı dört parça Kurdistan'a yapılmıştır." ŞIRNAK