Ne soykırım bitti ne de direniş

Zilan Katliamı / foto kaynak: Sedat ULUGANA

Zilan Katliamı / foto kaynak: Sedat ULUGANA

  • Türk devletinin Gelîyê Zîlan’da Kürtlere yönelik katliamının  üzerinden 94 yıl geçti. Katliamın izleri ve etkileriyle birlikte Zîlan'daki Kürtsüzleştirme de çeşitli yöntemlerle sürüyor. Katliamcı zihniyet, soykırım siyasetini, artık Kurdistan'ın tüm parçalarına yaymış durumda. 
  • Katliamların, Kürt halkını özgürlük duruşundan vazgeçirmediğini; Kürt Halk Önderi'nin 1977'de Zîlan'a gelerek, Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin ilk adımlarından birini attığını hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, işgal ve ihanete karşı baş eğmeyen duruşun önemini vurguladı. 

Kürt tarihinin en büyük katliamlarından biri 13 Temmuz 1930’da yaşandı. Wan'ın (Van) Erdîş (Erciş) ilçesinin Geliyê Zîlan bölgesinde, 44 köy ateşe verilerek, binlerce insan katledildi. Katliamdan sağ kurtulanlar ise sürgüne gönderildi. Geliyê Zîlan’da 94 yıl önce başlayan katliamlar ve katliam zihniyeti devam ediyor.  

Biroyê Heskî Têlî'nin 1926'da Glîdax'da (Ağrı Dağı) başkaldırması sonrası Lübnan'da kurulan Xoybûn, 1929'da direnişe dahil oldu. Xoybûn, Berzenci Aşireti’ne mensup Seyid Resul'ü Geliyê Zîlan'a gönderdi. Seyid Resul, beraberindeki 400 kişilik grupla Erdîş'i kuşattı. Uzun süren çatışmalar neticesinde geri çekilebilen direnişçiler, İran'a geçti. Bunun üzerine Türk ordusu, Zîlan Vadisi'ni ablukaya aldı. Giriş ve çıkışları askerlerce tutulan Zîlan bölgesindeki 44 köy ateşe verildi. Köylerin ateşe verilmesinin ardından binlerce kişi, toplu bir şekilde makineli tüfeklerle taranıp katledildi. Köylülerin hayvanlarına ve diğer malvarlıklarına ise el konuldu. Cenazelerin altında sağ çıkan ya da kaçıp hayatını kurtaran köylüler, uzun süre kaçak yaşamak zorunda kaldı. Sağ kurtulan diğerleri de sürgün edildi. Katledilenlerin sayısı 15 bin olarak belirtilse de dönemin tanıkları ve kimi farklı kaynaklar, gerçek sayının 40 binden fazla olduğunu gösteriyor. 

Türk gazetesinin manşeti

O dönem katliamı savunan iktidarın gazetesi Cumhuriyet, 16 Temmuz 1930'da insanların cansız bedenini gösteren bir fotoğrafla şöyle müjdeledi: "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." 

Cenazeler de alınamadı

Katliamdan sağ kurtulan az sayıda tanıktan biri olan 107 yaşındaki Osman İleri, Erdîş’e bağlı Doluca (Exs) Mahallesi’nde yaşıyordu. Yaşından ötürü bazı olayları hatırlamakta güçlük çeken, ancak Zîlan’da yaşananlar hala hafızasında canlı olan İleri, katliama dair tanıklığını Kürt medyasına şöyle anlatmıştı: “Katliam esnasında Kaniya Pûçê yaylasındaydım. Çevredeki tüm köylerdeki insanları toplayıp Cebeli’de öldürdüler. Bekira bölgesindeki köylerde de insanları toplayıp Newale Fêde’nin oraya götürüp katlettiler. Kimse cenazeleri alamadı. Cenazeleri kurtlar, çakalalar yedi. Üst üste yığılan cenazelerin altında sağ kurtulanlar günlerce aç, susuz bir şekilde hayata tutunmaya çalıştı. Biz de kurtulduktan sonra Erdîş’e gitmeye çalıştık. Daha sonra Koçköprü köyüne giderek orada kaldık. Sürgün edilenler oldu. Farklı farklı illere gönderildiler. Yıllar sonra döndüğümüzde her yerin yıkılmış olduğunu gördük

Katliamı da ihaneti de unutamadı

Katliamla birlikte 'Kürt'ün Kürt'e ihanetini unutmadım. O zaman Kürt aşiret ağalarının halka ihaneti oldu. Yüzyıldır ihanet devam ediyor. Artık Kürtler birbirine ihanet etmesin. Kürtler, bir olun, birlik olun.”  

Katliam sırasında dört yaşındaydı

Katliam sırasında dört yaşında olan Abdülbaki Çelebi, 2010'da yaşadığı Diyadin'de Kürt basınına konuşmuştu. Askerler köye yaklaşmadan babasının kendisini ve annesi sakladığını, bu sayede hayata kaldığını söyleyen Çelebi, yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: "Babam beni ve annemi alarak kaçtık. Bonuzlu, Burhan, Kerx, Milk, Kunduk, Sarko, Gomik, Şorik, Milk bu köylülerin hepsini toplamışlardı. Esirlerin tamamını Milk'’e getirdiler. Biz Boynuzlu köyünün uzağında bir çukura sığınmıştık. Askerlerin eline geçmeyen, kaçan herkes oradaydı.” Silah sesleri gelmeye başladı. Daha sonra cenazelerin altından 100'’den fazla insan sağ çıkmıştı. Bazıları yaralıydı, bazıları da yara almamıştı”. “Köylümüz olan iki çocuk da cenazelerin altında çıkıp gelmişti. Bir de Rabia vardı, kucağında bebeğiyle kaçmıştı. Uyuduğunu sandığı bebeği ölmüştü. 

O tabloyu hiç unutmadım

Askerler gidince cenazeleri defnetmeye gitti babamlar. Giderken üst üste yığılan cesetleri gördüm. Daha o tablo gözümün önündedir. Hiçbir zaman unutmadım. Katliamdan sonra İrşad'a yerleştik.  İnsanlar toplu katledildikten sonra da zülüm bitmedi. Kimse evine gelemiyordu, herkes dağlarda saklanıyordu." 

Cesetlerin arasından çıktı

Katliam sırasında 8 yaşında olan Mirze Akmaz da 88 yaşındayken yaşadığı Erîş'te 2010'da Kürt medyasına konuşmuştu. Akmaz, şunları paylaşmıştı: "“Bütün köylüleri topladılar. Türk askerleri etrafımızı sardı. Bizi köprünün diğer tarafına geçirdiler ve Doğanci köyü ile birleştirdiler. Bizi Xeybi adasına getirip bir araya topladılar. Türk komutan Derviş'in komutuyla üzerimize kurşun yağdı. Kurşun sesleri feryat figan iç içeydi. Sesler kesilince silah sesleri de sustu.” Annem, babam ve kız kardeşim üzerime kapandığı için ölmedim. Sesler kesilince askerler cenazelerin içine girdi. Sağ kalanlara süngü ile vuruyorlardı. Bir kaç defa üst üste dolaştılar cenazelerin içinde. Sonra anne ve babamın koynundan çıktım. Elbiselerimden kan damlıyordu. Annem, babam, iki ablam, amcam, yengem ve 9 amca çocuğum katledidi. Sadece ben, ağabeyik ve kız kardeşim cesetlerin içinden çıktık." 

80 savaş uçağı vardı

Katliam sırasında 11 yaşında olan ve yaşanılanları kısmen hatırlayabilen Ömer Kahraman, JINNEWS'e şunları söyledi. "Dedem ve amcalarımla birlikte Kanîreş bölgesinde çobanlık yapıyordum. Amcalarım ve dedem yemek yerken uçaklar vurmay abaşladı. Ben kaçarak saklandım ama iki amcam ve dedem orada katledildi. Katliam günü yaklaşık 80 uçak vardı. Çok fazla acı gördük, çok çektik.” 

Katliam devam ediyor

Katliamın izleri, acıları, travmaları dururken katliam politikası günümüzde de devam ediyor. Endemik bitki örtüsü ve doğal zenginliğiyle göz kamaştıran Zîlan sürekli yağma, talan ve işgal altında; bilinçli bir tahribat yapılıyor. 

Kürt düşmanlığının derinliği

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, katliamın yıl dönümü vesilesiyle dün yazılı bir açıklama yaptı. İnsanlık tarihindeki en vahşi katliamlardan biri ve Serhed'deki soykırım harekatının bir parçası olduğu hatırlatılan açıklamada, "Zîlan Deresi Katliamı, Türk devletinin Kürt düşmanlığına dayalı zihniyetinin derinliğini ortaya koymuştur. Türk devletinin Kürt halkına olan düşmanlığı tıpkı Dêrsim Katliamı'nda olduğu gibi Zîlan Deresi Katliamı’nda da net bir şekilde ortaya çıkmıştır" denildi. 

Dünya bugünkü gibi sessizdi

Dünyanın, Türk devletinin işlediği bunca katliama ve insanlık suçlarına ses çıkarmadığı anımsatıan açıklamada, şunlar belirtildi: "Bugün de dünya, Kürtlere yönelik saldırı ve katliamlara sessiz kalıyor. Devletler, sessizlikle kalmıyor, Türk devleti ile her türlü ilişkiye girerek ve her türlü desteği vererek katliamlara ortak oluyor. 

Kürt Halk Önderi'nin adımı

Şüphesiz baskı, saldırı ve katliamlar, Kürt halkını özgürlük duruşundan vazgeçirmedi. Kürt halkının direnişi hiç bitmedi. Önder Apo, 1977'de Zîlan Katliam’ının yapıldığı alana giderek Kurdistan devrimcileriyle ilk kapsamlı toplantıları yaptı ve Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nin ilk adımlarından birini attı. Bugün hiçbir saldırı karşısında yenilmeyen, direnişle her tülü soykırımcı saldırıyı kıran ve adım adım özgürlüğe yürüyen bir halk gerçeğine ulaşmış bulunuyoruz. Kurdistan halkı baş eğmeyen duruşuyla ve kesintisiz mücadelesiyle katliamlara en doğru cevabı verdi. 

Başûr'da soykırım saldırıları

Faşist AKP-MHP iktidarı, Kürt soykırımını gerçekleştirmek için kesintisiz bir saldırı içerisindedir. Başûrê Kurdistan'daki yeni işgal saldırıları da tarihsel katliam ve soykırım saldırılarının devamıdır. KDP ise Başûrê Kurdistan'a yönelik işgal saldırıları karşısında en düşkün iş birlikçiliğe yatarak, Kürt soykırımının parçası ve uygulayanı haline geldi. Zîlan şehitlerini andığımız böylesi bir günde Kurdistan'da süren soykırım saldırılarını ve buna destek olan iş birlikçi ihaneti kınıyor, işgale ve ihanete karşı topyekun direnişe geçme çağrısında bulunuyoruz." HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.