Sorun bizde değil, devlette

Besê Hozat

Besê Hozat

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat: Bölge yeniden dizayn ediliyor; haritalar ve sınırlar değişiyor, ulus devletlerin küçülmesini de beraberinde getiriyor

  • Türk devletinin bir çözüm zihniyeti ve iradesi olmadığını; soykırım politikalarını sonuca ulaştırmada bin bir türlü özel savaş yöntemi uyguladığını kaydeden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, son söylemlerin de bu kapsamda olduğunu söyledi.
  • Hozat, şunların altını çizdi: "Muhatap ve baş müzakereci, Önder Apo'dur. Devlet, bir adım atacaksa Önder Apo müzakereye hazırdır. Hareket olarak Önder Apo'nun iradesinin arkasındayız. Geliştireceği çözümü esas alacağız; talimatlarını uygulayacağız."
  • Dolayısıyla sorunun devlette olduğunu, çünkü Kürt sorununun çözmekten ziyade, Kürt halkının iradesini kırıp teslim almaya çalıştığını belirten Hozat, "Önder Apo'nun saçlarının teline bir zarar gelirse bu halk, dünyayı Türk devletinin başına yıkar" dedi.

Türkiye'nin, Ortadoğu'daki gelişmelerden yanlış bir okuma yaptığını; soykırımı tercih ettiğini, düşmanlıkla iç savaş ortamını hazırlamaya çalıştığını kaydeden KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, şunları vurguladı: "Gelişmeleri doğru okuyan rasyonel devlet aklı olsa Kürtler ile demokratik ittifakı esas alır. Barışçıl bir politikayı geliştirir. Rojava Kürtleri ile de Bakur'da da her yerde de benzer bir politikayı esas alır. Bu Türkiye'yi büyütür, güçlendirir."

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Medya Haber TV'de yayınlanan özel bir programa katılarak soruları yanıtladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan bir aile görüşmesinin tecridin kalktığı anlamına gelmediğini; Türk devletinin tecridin kırıldığı gibi bir algı yaratmaya çalışmasının, özel savaş gereği olduğunu belirten Hozat, "İmralı'da yaşanacak her olumsuz durum, hiçbir biçimde normal karşılanamaz. İmralı'da hiçbir şey normal olamaz, eceline göre olamaz. Önder Apo'nun saçlarının teline bir zarar gelirse bu halk, dünyayı Türk devletinin başına yıkar. Önder Apo'nun sağlığını, Önder Apo'nun güvenliğini tehdit eden her türlü yaklaşım, uygulama Türkiye'nin sonunu getirir. Türk devletinin sonunu getirir. Bunu çok iyi bilmek lazım. Bu tür şeyler gerçekten ateşle oynamaktır. Bunlar 26 yıldır, çeşitli dönemlerde hep deneniyor" dedi.

Hareket talimatlarını uygular

Tecridin devamına, kayyum atamalarına, Rojava'nın tüm alt yapısının yok edilmesine, Medya Savunma Alanları ve Bakur'daki imha saldırılarına işaret eden Hozat, Kürt Halk Önderi'nin son mesajına da dikkat çekerek, şunları söyledi: "Kürt sorununun muhatabı Önder Apo'dur. Önder Apo, Hareketimiz ve halkımız açısından baş müzakerecidir. Halkımızın önderidir ve iradesini temsil ediyor. Türk devleti, Kürt sorununun demokratik çözümünü Önder Apo'yu muhatap alarak çözmelidir. Devlet, bir adım atacaksa, Kürt sorunu demokratik çözecekse, Türkiye'yi cehenneme sürüklenmekten kurtaracaksa, bu işi Önder Apo ile çözecek. Önder Apo müzakereye hazırdır. Biz de Hareket olarak Önder Apo'nun iradesinin arkasındayız. Önder Apo'nun geliştireceği çözümü, yaklaşımı, Hareket olarak esas alacağız. Önder Apo'nun talimatlarını, perspektiflerini uygulayacak bir Hareketiz."

Devlet teslim almaya çalışıyor

Dolayısıyla sorunun devlette olduğunu, çünkü Kürt sorununun çözmekten ziyade, Kürtleri kandırarak bu zor süreçten az zararla kendisini düze çıkarmaya çalıştığını belirten Hozat, iktidarın kendi bekasına odaklandığını söyledi. Ortadoğu'daki gelişmelerin Türk devleti aleyhine seyir izlediğini kaydeden Hozat, Türk iktidarının içinde bulunduğu büyük korku ve kaygıdan çıkış arayışına işaret etti. Hozat, "Kendince Önder Apo'yu ve Hareketi bir noktaya getirmeye, teslim almaya çalışıyor. Kürt halkının iradesini kırıp teslim almaya çalışıyor. Türkiye'deki muhalefeti kendisine göre dizayn etmeye çalışıyor. Herkesi kendi iktidarınin hizmetine sürmeye çalışıyor. Çok yoğun böyle bir özel savaş saldırısı yürütüyor. Şunu bilmeliyiz ki; bu iktidar oyun, aldatma, kandırma peşindedir. Halkın direniş gücünü, iradesini kırmaya, etkisizleştirmeye çalışıyor. Bütün amaç budur" şeklinde konuştu.

Bölgede haritalar değişiyor

Devletin, hükümetin, iktidarın bir çözüm zihniyeti ve iradesi olmadığını; soykırım politikalarını sonuca ulaştırmada bin bir türlü özel savaş yöntemi uyguladığını kaydeden Hozat, son dönemdeki söylemlerin neden geliştiğini ise özetle şöyle izah etti: "Bölge, çok ciddi bir süreçten geçiyor. Ciddi gelişmeler var. Bölgede haritalar ve sınırlar değişiyor. Giderek farklı durumlar ortaya çıkacak. Bölge, İsrail'in çıkarları ve güvenliğini garantiye alma temelinde yeniden dizayn ediliyor. Türk devleti de bölgede neo-Osmanlıcılık adı altında yayılmacı, işgalci bir politika yürütüyor. İsrail ile Türkiye, çok ciddi bir rekabet içerisindedir. Her bir devlet de NATO'nun, Amerika'nın, İngiltere'nin desteğini alarak bölge üzerinde hegemonyasını kurmaya çalışıyor. Mevcut durum ise şudur; ABD, İngiltere ve Batı'nın desteğiyle İsrail öncülüğünde gelişen konsept, birçok noktada Türkiye'yi dışında bırakıyor. Uygulanan politika ve strateji, bölgedeki ulus devletlerin küçülmesini de beraberinde getiriyor. Türkiye son derece endişeli; büyük bir korku ve kaygı yaşıyor, panik içinde. Bu söylemleri, Kürtleri, muhalfeti kandırarak yanında hizalandırıp az zararla çıkmaya, kendisini kurtarmaya çalışıyor." HABER MERKEZİ

 

* * *

Herkes Köln yürüyüşe katılmalı

Küresel Özgürlük Hamlesi'nin daha da güçlü bir biçimde devam etmesi; toplumsal direnişin her yerde gelişip büyüyerek sürmesi gerektiğini belirten Eşbaşkan Hozat, şöyle devam etti: "16 Kasım'da Köln'de büyük bir yürüyüş var. Halkımız 7'den 70'e bu yürüyüşe katılmalıdır. Avrupa örgütü seferberlik de ilan etti. Bu son derece anlamlıdır. Dört parça Kürdistan, ülke dışı seferberlik halinde olmalıdır. Her daim seferber olmalıdır. Gerçekten olağanüstü bir süreç. çok tarihi gelişmeler yaşanıyor. Kürt halkı üzerinde, halklar üzerinde bir soykırım savaşı yürütülüyor. Halkımız açısından da Ortadoğu halkları açısından da kader tayin edici bir sürecin içinden geçiyoruz. Dolayısıyla her zaman seferberlik halinde olmak lazım. Bu, Köln yürüyüşüyle sınırlı kalmamalıdır. Avrupa'daki halkımız, çok güçlü bir iradeyi ortaya koymalıdır. Bir insan denizine orası dönüşebilmelidir Köln, Avrupa'nın her yeri. Dört parça Kürdistan ve ülke dışında süreklileşerek devam etmelidir serhildan biçimiyle. Sonuç alıncaya kadar. Önder Apo'nun sağlık, güvenlik, özgürlük koşullarını sağlayana kadar. Önder Apo'yu fiziki özgürlüğüne ulaştırana kadar. Hamleyi her yönüyle çok güçlü bir biçimde yürütmemiz lazım. Toplumsal direniş, hukuki mücadele, siyasi diplomatik mücadele, ideolojik mücadele güçlenerek devam etmeli. Mutlaka sonuç almalıyız."

 

 

* * *

CHP'nin kapısına mühür de vururlar

Bir defa adaletsizlik ve hukuksuzluğa ses çıkarılmadı mı artık çorap söküğü gibi geldiğini söyleyen Hozat, bunun başladığı yerin İmralı'daki işkence ve tecrit sistemi olduğunu hatırlattı. Hozat, şunları ifade etti: "Orada başladı. Bütün Kürdistan'a yaydırıldı. Türkiye'ye yaydırıldı. Tecride karşı muhalefetten şimdiye kadar da tek bir ses çıkmış değildir. Sen İmralı'daki işkence tecrit sistemine ses çıkarmazsan, tutum almazsan oradaki hukuksuzluğu, oradaki adaletsizliği eleştirmezsen Türkiye'de hukuksuzluğun adaletsizliğinin önüne geçebilir misin? Geçemezsin. Bu gelir her yere dayanır. Bu gelir CHP'nin kapısına da dayanır. Yarın CHP'nin kapısına mühür de vurabilirler. Diyebilirler ki CHP terörle iltisaklıdır. CHP'yi kapatabilirler. Her yere kadar uzanır. Özgür Özel'i de tutuklayabilirler. İmamoğlu'nu da tutuklayabilirler. Bunun önünü alamazsın. Ses çıkarmazsan bunun önünü alamazsın. CHP içerisindeki bazı ulusalcı, milliyetçi, şoven kesimler ağzına tecridi bile almak istemiyor. Hezeyan içindeler. Zehirli bir zihniyet ve dille Kürt düşmanlığı yapıyorlar. Yani ben açık söylüyorum; Önder Apo'ya karşıtlık Kürtlere karşıtlıktır.  Önder Apo'ya düşmanlık, Kürt halkına düşmanlıktır."

 

* * *

Türkiye doğru okusa Türk-Kürt ittifakı olur

Türk devletinin, sömürgeci, soykırımcı, inkarcı zihniyetle kendi sonunu getireceğini vurgulayan Hozat, bütün ilişkilerini, diplomasisini Kürt düşmanlığı ve kürtleri yenmek üzerine kurguladığını belirterek, şöyle konuştu: "Artık dünya eski dünya değil. Bu dönem, ne Şeyh Said ne de Seyit Rıza dönemidir. Artık örgütlü, bilinçli, iradeli bir Kürt halkı var. Kimliği, onuru ve özgürlüğü için her türlü bedeli göze alan bir halk var. Ne yapsan da bu halk sana boyun eğmeyecek ve direnecek. Bütün belediyelere kayyum atasan da bu halkı teslim alamayacaksın. Daha fazla Türkiye bataklığa batacak. Çöktükçe çökecek. Kaynakları kurudukça kuruyacak. Bitecek. Bu işin sonu yok yani. Kürt sorunu, tüm yakıcılığıyla ortada, çözüm kendisini dayatıyor. Ya değişecek ya da kendisini bitirecek yani. O noktadadır.

Türkiye, Ortadoğu'daki gelişmelerden yanlış bir okuma yapıyor. Gelişmeleri doğru okuyan rasyonel devlet aklı olsa Kürtler ile demokratik ittifakı esas alır. Barışçıl bir politikayı geliştirir. Rojava Kürtleri ile de Bakur'da da her yerde de benzer bir politikayı esas alır. Bu Türkiye'yi büyütür, Türkiye'yi güçlendirir. Türkiye bunu tercih etmiyor. Dolayısıyla Rojava'ya karşı da soykırım politikası izliyor, işgal, imha politikası izliyor. Soykırımı tercih ediyor. Düşmanlığı büyütüyor. Israrlı bir biçimde tüm gücüyle iç savaşın zeminini örmeye, ortamını hazırlamaya çalışıyor.

 

* * *

Kuzey ve Doğu Suriye'ye yeni işgal girişimleri

Türk devletinin, giderek karadan da Kuzey ve Doğu Suriye'nin geri kalan alanlarını da işgal etmek için saldıracağını; hazırlıklarını sürdürüp fırsatını kolladığını kaydeden Hozat, şunları dile getirdi: "Hava saldırılarıyla karadan saldırı için zemin hazırlamaya çalışıyor. Türk devleti, şunun hesabını yapıyor; İsrail, Lübnan'a girdi, Suriye'ye de girecek. Girdiği an ben de Kuzey ve Doğu Suriye'ye o fırsatı kollayarak büyük bir hareket başlatabilirim. Kimse bana da bir şey demez... Şu anda onun hesabı içerisindedir. Bütün bu saldırılar da onun hazırlığıdır. Kuzey ve Doğu Suriye'de halkımız seferberlik halinde hep olmalıdır. 7'den 70'e kendi topraklarını, yurdunu savunmalıdır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.