Önce deprem sonra rant

Toplum/Yaşam Haberleri —

Antakya

Antakya

  • Büyük İskender tarafından inşa edilen Antakya, 6 Şubat depremlerinde Hıristiyan, Müslüman, Ermeni, Yahudi mirasının paha biçilmez simgelerini kaybetti. Depremi fırsata çeviren iktidar ve yandaşları ise tarihi dokuları tamamen yok etti. Harita Mühendisi Kenan Kantarcı, Antakya’nın talan edildiğine dikkat çekti.

ERDOĞAN ALAYUMAT

Bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nun üçüncü büyük şehri olan Antakya, 2 bin 400 yıl boyunca medeniyetlerin yükselişine ve çöküşüne tanıklık etti. Tarih boyunca büyük yıkımlara uğrayan Antakya her seferinde yeniden inşa edildi.

Antakya Büyük İskender'in bir generali tarafından MÖ 300 yılında inşa edildi. Aziz Petrus ve Pavlus'un burada en eski Hıristiyan topluluklarını kurdukları, Hıristiyan ifadesinin de ilk kez burada kullanılmaya başlandığı rivayet edilir. Antakya’da farklı inançların birbirine karışması şehrin karakterinin bir parçası haline geldi.

Şimdilerde ise eski ışıltısını yitirmiş harabe bir kentte döndü. Bir yıl önce yaşanan depremlerde neredeyse tamamı yerle bir olan kenttin eski yapısına uygun bir şekilde yeniden inşa edilip edilmeyeceği bilinmezliğini koruyor. Antakya sakinleri, ilçenin kurtulmasının uzun zaman alacağından ve tarihi kimliğinin hiçbir zaman tam olarak restore edilmeyeceğinden endişeli.

Tarih yok edildi

11 kenti vuran iki büyük depremde resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi, yüzbinlerce insan yaralandı, bir o kadar insan evsiz kaldı. Deprem hattında olan tarihi yapılar da zarar gördü. Antakya 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde ağır bir yıkıma uğradı ve binlerce yıllık tarihi dokular da zarar gördü. Depremi fırsata çeviren gözü ranttan dönmüş iktidar ve yandaşları ise tarihi dokuları korumak yerine tamamen yok etti. CHP’li Büyükşehir Belediyesi'ne göre tarihi dokusu ile birlikte ilçenin yüzde 80’ni yıkıldı.

 

 

Rum Ortodoks Kilisesi

Antakya’nın simgelerinden biri olan Rum Ortodoks Kilisesi 1 yıl önce yaşanan depremde hasar gördü. Mısır Bilad Al Şam hükümdarlığı zamanında 1833'te Mohammed Ali oğlu İbrahim Paşa'nın izni ile ilk önce ahşap olarak yaptırılan ve 1872 yılında yaşanan depremde yıkılan kilise için tarih adeta tekerrür etti ve 6 Şubat günü benzer durumu yaşadı. Antakya’nın en işlek caddesi olan Hürriyet Caddesi diğer adıyla Saray Caddesi üzerinde yer alan kilisenin duvarlarında asılı 4 ikona çöktü ve tavan kirişleri taş yığınlarının arkasında kaldı. Kilisesinin ön bölümünde asılı duran büyük haç da depremden nasibini aldı.

 

 

Kiliseye çevrilen cami!

Kenttin bir başka simge yapılarından biride Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Habibi Neccar Camii. Yapı 6 Şubat depremlerinde tamamen yıkıldı. Yapı ilk kurulduğunda başlangıçta antik bir pagan tapınağıydı. Ardından kiliseye çevrilen yapı 13. yüzyılda camiye çevrildi.

 

 

Herod caddesinden eser yok

Antakya’nın en eski caddelerinden biri olan Kurtuluş Caddesi de (Herod Caddesi) depremden nasibini aldı. Antik Roma’da Ortadoğu zenginlerinin alışveriş merkezlerinden olan cadde aynı zamanın dünyanın ilk ışıklandırılan caddesi olma unvanına sahip. Yüzlerce yılda ışıkları sönmeyen bu caddenin 21’nci yüzyılda tamamen karanlığa büründü. Cadde üzerinde bulunan tarihi yapıların tümü neredeyse yıkıldı.

 

 

Protestan Kilisesi yüz yıldır ayaktaydı

Eski Antakya girişinde bulunan Protestan Kilisesi de yıkılan tarihi yapılardan biri. Kilisenin yapımına 19’ncı yüzyılın sonlarında başlanmış, 1900 yılında ibadete açıldı. Yüz yılda fazla süredir ayakta duran kilise son yaşanan depremde tamamen yıkıldı.

 

 

Roma kanalını ortaya çıktı

Saray Caddesi girişinde Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen su kanalı depremin etkisi ile gün yüzüne çıktı. Kanalın bir kısmı yıllar önce Saray Caddesi üzerinde yapılan altyapı çalışmalarında bulunmuştu. Depremden sonra kanalın Amanos Dağları'ndan eski Antakya’nın altından geçerek Asi Nehrine kadar uzandığı ortaya çıktı. Romalılar tarafından yaptırıldığı düşünülen kanalın hala içinden dağlardan gelen su geçmeye devam ediyor. Kanalın üzerine yapılan evler ise yerle bir olurken kanal tüm ihtişamı ile ayakta kalmayı başardı.

 

Ata Koleji

 

Ata Koleji ve Antik Beyazıt Oteli

Kentin önemli yapılarından olan Ata Koleji ve Antik Beyazıt Oteli. Bu iki yapı depremde yıkıldı. Ata koleji ayakta kalmayı başarsa da 20 Şubat’taki 6,5 şiddetindeki depremde tamamen yıkıldı. Antik Beyazıt Otel ise kısmen yıkıldı. Otelin çatısı ve alt katları tamamen yıkılırken temeli ağır hasar aldı.

 

 

Ulu Cami’den geriye kalanlar

Eski Antakya içlerine doğrun ilerlediğimizde tarihi ve tescilli yapıların nerdeyse tümü ya yıkıldı ya da ağır hasar aldığını görebiliyoruz. Antakya Ulu Camii de bu eserlerden biri. Tarihi künefeciler çarşısında bulunan Ulu Camii de depremde tamamen yıkıldı ardından etrafı kapatıldı. Camiden geriye sadece boş avlusu ve taşları kaldı.

Uzun Çarşı 400 yıl dayandı

Antakya denince akla gelenlerden biri de çarşısı. Antakya kimliğinin önemli bir parçası olan Uzun Çarşıda da yıkılan yapılardan. 17. yüzyılda inşa edilen çarşıda camiler, hanlar ve hamamlar yer alıyordu. Ayrıca semerciler, demirciler, bakırcılar, sepetçiler, fırıncılar, künefeciler ve buğday pazarı vardı.

Uzmanlar uyarıyor

Eski Antakya yok oldu. Bölgenin yeniden inşası ve restorasyon çalışmalarının başlatıldığı iddia edilse de kenttin tarihi yapılarına ait taşlar hafriyat kamyonlarına yüklenip moloz yığınlarına karıştırıldı. Duruma tepki gösteren bölge halkı enkaz kaldırma çalışmalarını durdurmayı başarsa da eski yapıların enkazlarının önemli bölümü taşındı. Uzmanlara göre tescilli ve tarihi yapıların enkazının olduğu yere bırakılıp yerinde ayrıştırılması gerekiyordu. Ancak bu şekilde yerinde bir restorasyon yapılabileceğini söylüyorlar.

 

Harita Mühendisi Kenan Kantarcı

 

Yetkililer dikkate almıyor 

Konuya ilişkin gazetemize konuşan Harita Mühendisi Kenan Kantarcı, Antakya’nın yaşayan antik bir kent olduğunu ve yeniden eski haline kavuşacağından emin olmadığını söylüyor. Antakyalı olan Kantarcı, 1989 yılından buna Antakya’da ciddi belgeleme çalışmalarına imza atmış. Yaptığı çalışmaların en önemlisi ise 2021 yılında kentsel sit alanı olarak ilan edilen tarihi Antakya’nın havadan üç boyutlu fotoğraflarını çekmek. Asi Nehrinden Habibi Neccar dağına kadarki kısmın üç boyutlu fotoğraflarını havadan çeken Kantarcı, kentin yeniden inşası için bu çalışmaların kullanılabileceğini belirtiyor. Fotoğraflar üzerinden kentin restorasyon çalışmalarının yapılabileceğini dile getiren Kantarcı, “Ama bu bir niyet meselesi. Nerde neyi nasıl yapacaklar bu çok önemli” diyor. Antakya bölgesinin riskli alan ilan edildiği gün toplantı yapıldığını aktaran Kantarcı, bu toplantıda kentin yeniden inşa edilmesinde yardımcı olacağını Müzeler Genel Müdürüne ilettiğini ancak kimsenin kendisi ile temasa geçmediğini söylüyor.

 

Eski Antakya sokakları

 

Devletin inşa etme niyeti yok

Merkezi yönetimin kenti yeniden ayağa kaldıracağına dair bir niyetinin olmadığına dikkat çeken Kantarcı, devlet güçleri tarafından yerle bir edilen Amed’in Sur ilçesini örnek vererek şöyle devam etti: “Tarihi bir alanın nasıl yeniden inşa edilmezinin en önemli örneği Diyarbakır Sur’da yaşandı. Sözümona Sur’u eski haline kavuşturacaklardı, yaptıkları iş tam anlamıyla bir tiyatro sahnesiydi. Sur’da yapılan mimarı çalışmanın aynısını Antakya’da da yapacaklar.”

Tek dertleri para kazanmak

Kentte bir hafızanın silinmesinden ziyade yetkilerin “Biz buradan nasıl para kazanırızın” peşine düştüğünü belirten Kantarcı şu ifadeleri kullandı: “Kentin inşasına ilişkin mevcut kanun maddeleri var. Bazı yerleri değiştirme şansları yok ama buralar yapılırken nasıl ucuza yapılır ve yurttaşların mülkiyet hakkına nasıl bir şerh konulacak bunlar hala net değil. Bu kent defalarca yıkılıp yeniden inşa edilmiş. Şu dakikadan sonra şu anda yaşadığımız yüzeyin altındaki yapıları ortaya çıkarmak kolay değil. Hem zaman alan hem de maliyeti yüksek bir çalışma gerektiriyor. Mevcut yapıyı koruyarak yeniden inşa etmek daha doğru olacaktır. Mevcut yapıların altında ciddi bir eser tespit edilmişse onun da açığa çıkarılması gerekiyor.”

Valililerin şirketi tarihi dokuyu çalıyor

Kentsel sit alanında enkaz kaldırma çalışmalarının yapılmaması gerektiğine işaret eden Kantarcı, “Sadece yollara dökülen enkazlar alınıp mevcut parseline geri bırakılmalıydı. Her enkaz kendi parselinde ayıklanıp o bina tekrar yerinde yapılması gerekiyordu. Başlangıçta buranın enkazları alınıp diğer moloz sahalarına döküldü ve böylece eski Antakya evlerinin önemli bir kısmı yok edildi. İtirazlarımız sonucu geriye kalan yapıların enkaz kaldırma çalışmalarını durdurmaya başardık” diye belirtiyor.

Kentte enkaz kaldırma ve ayıklama çalışmalarını yapan şirketlerin bölgeye atanan koordinatör valilerin şirketleri olduğu bilgisini paylaşan Kantarcı, koordinatör valilerin kenttin tüm molozlarını kaldırıp ve içinde buldukları değerli şeyleri paraya çevirdiğine dikkat çekti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.