PADÊ’nin kapatılması fermana onay vermektir
Forum Haberleri —
- Hukuki hiçbir gerekçe yokken PADÊ neden kapatıldı? PADÊ’nin kapatılmasının, işgalci soykırımcı Türk devletinin ve hain Barzani ailesinin dayatmaları ve Sudani hükümetiyle anlaşmaları sonucu olduğunu sağır sultan bile duymuş ve biliyor.PADÊ kapatılırken neden savunma hakkı verilmedi. Yani PADÊ’nin kapatılmasının hukukla hiçbir ilişkisi yok, yani kapatılması tamamen siyasidir.
SAİD HESEN
Sudani hükümeti PADÊ, Tevgera Azad ve Halkların Demokrasi Cephesi’ni hukuksuz, adaletsiz bir temelde kapatmıştı. Öyle ki bu partilere kendilerini hukuki olarak savunma hakkını bile tanımamıştır. Burjuva devlet hukukuna göre haklarında kapatma davası açılan siyasi parti veya kurumlar, savunmalarını yaptıktan sonra ilgili mahkeme bunlar hakkında karar vermeliydi. Yani burjuva ulus- devleti göstermelik, kandırmaya, yanıltmaya ve kendi hukukunu meşrulaştırmaya yönelik savunma hakkını tanıyıp yerine getirdiğini iddia eder. Sudani hükümeti bu yasal formalitenin gereklerini bile yerine getirme ihtiyacını duymamıştır. PADÊ, avukatı aracılığıyla yüksek mahkemeye itirazda bulunmuştu. Birkaç gün önce Irak Federal Mahkemesi ise PADÊ’nin itiraz dilekçesine red cevabı vermişti. Peki Sudani hükümeti hukukun asgari formalitelerini bile neden yerine getirmedi?
Bunu anlamamız için bir kez daha PADÊ’nin nasıl ve niçin kapatıldığına bakmamız lazım. Kapatılma gerekçesine bakıldığında, PADÊ’nin Irak kanunlarının dışına çıktığı ya da kanun dışı söz ve eylemde bulunduğuna, Irak çıkarlarına zarar verdiğine dair tek bir belirleme veya iddia yoktur. Sadece şu vardır, “PADÊ PKK’nin uzantısıdır." Herkesin bildiği gibi bu söylem ve iddia Irak’ın değil sömürgeci, soykırımcı Türk devleti ve hain KDP’nin söylemidir. Bu söylem yalandır, iddiaların da aslı ve astarı yoktur. Başta Irak devleti olmak üzere dünya âlem biliyor, PKK ayrı PADÊ ayrı örgütlerdir. Örgütsel olarak herhangi bir organik bağları yoktur. PADÊ istese de PKK olamaz. Irak devleti, hükümet ve Irak halkları çok iyi biliyorlar ki PADÊ fermandan sonra 2016 yılında Irak yasalarına göre kuruldu. Kapatılana kadar da yasal olarak Irak’ta yapılan üç seçime katıldı. Demokratik ulus felsefesi ve fikirleri temelinde Êzîdî toplumunun sorunlarına Irak’ın demokratikleşmesi ekseninde çözüm arayan bir partidir.
Her şey ayan beyan ortadayken, hukuki hiçbir gerekçe yokken PADÊ neden kapatıldı? PADÊ kapatılırken neden savunma hakkı verilmedi. Çok açık ve net görülmektedir ki PADÊ’nin kapatılmasının hukukla hiçbir ilişkisi yok, yani kapatılması tamamen siyasidir. Bunu biz söylemiyoruz, Irak’taki birçok demokrat, yurtsever ve vicdan sahibi çevre söylüyor. PADÊ‘nin varlığı ve siyaseti Irak devletinin ve Irak halklarının yararınaydı. Programıyla, fikir ve siyasetiyle Irak’ın demokratikleşmesine, toplumsal sorunların demokratik tarzda çözümüne güç ve katkı sunuyordu. Yine hain KDP’ye ve işgalci soykırımcı Türk devletine karşı durarak Irak halklarının birliğini koruyordu. Kısacası nerden bakılırsa bakılsın PADÊ’nin kapatılması Irak devleti ve Irak’ta yaşayan halkların zararınadır.
Hal böyle iken nasıl oluyor da Sudani hükümeti kendi yasalarını da çiğneyerek kapatma kararını verdi? Bunu anlamamız için Irak, TC ve ihanetçi KDP arasında yapılan anlaşmalara bakmamız lazım. PADÊ’nin kapatılmasının, işgalci soykırımcı Türk devletinin ve hain Barzani ailesinin dayatmaları ve Sudani hükümetiyle anlaşmaları sonucu olduğunu sağır sultan bile duymuş ve biliyor. Yine bu konuda çeşitli haber, yorum ve değerlendirmeler yapıldı, daha da yapılmalıdır. Biz bu yazımızda buna değinmeyeceğiz. Öz olarak belirtmek istediğimiz, biz Êzîdîler işin ciddiyetinin ve tehlikesinin farkına varmalıyız. PADÊ’nin kapatılması şu anlama gelmektedir; bize demokratik siyaset yapma, sorunlarımızı Irak’ın demokratikleşmesi temelinde çözmemize imkan verilmiyor. İkincisi ise TC ve hain KDP soykırımda ısrarcıdır. PADÊ’nin kapatılması kararının fermanın 10. yıldönümüne denk getirilmesi, fermana onay vermek ve buna destek sunmaktır.
Bundan sonra hem Irak’ta hem de Avrupa vb. zeminlerde siyasi, hukuki, diplomatik ve demokratik halk mücadelemizi daha örgütlü ve planlı bir şekilde yürütmeliyiz. Bununla birlikte, Irak halkları ve tüm demokratik, yurtsever çevreler T.C ile yapılan ve Irak’ı Türk sömürgeciliğine açan anlaşmalara karşı çıkmalılar.