Pexşan’ın infazı bekletiliyor, mücadele sürmeli
Kadın Haberleri —

Pexşan Ezîzî
- KJAR Avrupa Temsilcisi Meryem Fethi: Afrika, Latin Amerika, Asya ve dünyanın farklı yerlerinde Pexşan Ezîzî için protestolar düzenlendi. Uluslararası baskılar sonuç verdi ve İran geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak idam cezası her an uygulanabilir. Daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.
HAKAN TÜRKMEN
Kürt gazeteci ve aktivist Pexşan Ezîzî, Tahran Devrim Mahkemesi'nin 26. Şubesi tarafından 23 Temmuz 2024'te “İran hükümetine karşı silahlı faaliyetlerde bulunmak” iddiasıyla idam cezasına çarptırıldı. Kürdistan Özgür Yaşam Partisi'ne (PJAK) üyelik iddiasıyla dört yıl hapis cezası verildi. 8 Ocak 2025'te ise Yüksek Mahkeme'nin 39. Dairesi, verilen idam cezasını onadı. Ezîzî, şu anda Tahran'daki Evin Cezaevi'nde insanlık dışı koşullarda tutsak.
Pexşan Ezîzî’nin yaşadıkları, İran'da kadınlara ve azınlıklara yönelik baskının en çarpıcı örneklerinden biri. Ezîzî’nin davasını, İran'daki idam cezalarını ve buna dönük uluslararası tepkileri Rojhilat Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) Avrupa Temsilcisi Meryem Fethi ile konuştuk.
Evin Cezaevi’ndeki kadınlar
Evin Cezaevi'nde İran rejiminin kaçırdığı ve hapsettiği çok sayıda kadının bulunduğunu belirten Meryem Fethi, cezaevinde tutulan kadınlar hakkında şu bilgileri verdi: “Evin Cezaevi’nde genellikle insan hakları aktivistleri, kadın hakları savunucuları ve tanınmış isimler tutuluyor. Yazdığı bir hikâye nedeniyle 26 Eylül 2022'de Jîna Mahsa Amînî protestoları sırasında tutuklanan yazar ve aktivist Golrokh Iraee, kadın ve işçi hakları aktivisti Sharifeh Mohammadi, Kürt dilbilimci, araştırmacı ve yazar Mojgan Kavoosi ve 17 yıldır cezaevinde olan Zeynep Celaliyan burada. Celaliyan, siyasi kadın tutsakların sembolü hâline geldiği için sistematik işkenceye maruz bırakılıyor. Aynı zamanda KJAR üyesi Werîşe Muradi de bu cezaevinde tutuluyor.”
Aileler isimlerini açıklayamıyor
Fethi, yalnızca Evin Cezaevi’nde değil İran’da çok sayıda kadın tutsağın olduğunu, “Jin Jîyan Azadî” devriminden sonra kaçırılan ve tutuklanan yüzlerce kadının ailelerinin, rejimin uyguladığı baskı ve tehditler sebebiyle yakınlarının isimlerini açıklamaya cesaret edemediğini belirtti. Tüm baskılara rağmen cezaevlerindeki kadınların direnişini sürdürdüğünün altını çizen Fethi, “İdamlara karşı her Salı cezaevlerinde açlık grevi yapılıyor. Eylem, diğer cezaevlerine de yayıldı” diye konuştu.
Her an idam edilebilir
Ezîzî için uluslararası alanda büyük bir kampanyanın yürütüldüğünü kaydeden Fethi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası Af Örgütü başta olmak üzere pek çok insan hakları kurumu bu sürece dahil oldu. Afrika, Latin Amerika, Asya ve dünyanın farklı yerlerinde protestolar düzenlendi. İnsan hakları kurumları peş peşe açıklamalar yaptı ve İran rejimine baskıyı artırdı. Uluslararası baskılar sonuç verdi ve İran devleti geri adım atmak zorunda kaldı. Ancak idam cezası her an uygulanabilir. Bu kampanyalar, İran'da idam cezalarının tamamen kaldırılması için yeterli değil. Daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor.”
Uluslararası mücadele şart
Rejimin uluslararası etkisini kaybettiğini dile getiren Fethi, insan hakları savunucularına, hukukçulara ve sivil toplum kuruluşlarına İran'daki idam kararlarının iptal edilmesi için baskıyı artırma çağrısı yaptı. KJAR olarak, 9 Mayıs 2010’da Ferzad Kemanger, Şirin Elhuli, Ferhad Vekili, Ali Haydariyan ve Mehdi İslamian’ın idam edilmesinin yıl dönümünde bir kampanya başlattıklarını hatırlatan Fethi, şöyle devam etti: “Bu kampanya, yalnızca İran rejiminin idamlarına değil, aynı zamanda idam kararlarını onaylayan zihniyete karşı bir mücadeleyi de amaçlıyor. Ancak bu mücadele yalnızca İran ile sınırlı değil; dünyanın pek çok ülkesinde idam cezaları hala yürürlükte. Dolayısıyla idam kararlarının kaldırılması için küresel çapta mücadele edilmeli.”
İdam toplumun çöküşüdür
İdam ve işkence sisteminin 21. yüzyılda sürmemesi gerektiğini vurgulayan Fethi, devletlerin insanların yaşamları ya da ölümleri üzerinde karar verme yetkisinin bulunmaması gerektiğini belirtti. Fethi, “Özellikle kadınlara yönelik idam kararları, toplumun çöküşünü simgeliyor. Kadınların şahsında, bir halkın dili, kültürü ve yaşamı da yok ediliyor” diye konuştu.
Rojhilat’ta idam ve işkenceye karşı büyük mücadelelerin verildiğini de sözlerine ekleyen Fethi, eylemleri şöyle anlattı: “Altı siyasi parti, idam ve işkence sistemine karşı açıklamalar yaparak tepkilerini ortaya koydu ve çok sayıda protesto düzenledi. Kepenk kapama eylemleri yapıldı; insanlar işe gitmeyerek yaşamı durdurdu. Bu eylemlerle rejime güçlü bir mesaj verildi.”
Çözüm değil
İdam ve işkencenin sorunları çözmek yerine daha da derinleştirdiğini ifade eden Fethi, gerçek çözümün, eğitim ve örgütlenme yoluyla toplumu değiştirmekten geçtiğini belirtti. Fethi sözlerini şöyle tamamladı: “Özgür bir yaşam inşa ederek, daha adil bir dünya yaratabiliriz. Bu doğrultuda, çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Hakkında idam kararı veren siyasi tutsaklar insanlık, özgürlük ve daha iyi bir yaşam için mücadele verdi. Tüm insan hakları savunucularını, sivil toplum kuruluşlarını ve bireyleri, idamların son bulması için harekete geçmeye çağırıyoruz.”
* * *
Pexşan’a onursal vatandaşlık
Pexşan Ezîzî’ye Özgürlük Kampanyası, İtalya’nın Floransa kentindeki belediyenin Pexşan Ezîzî’ye ‘Onursal Vatandaşlık’ verdiğini ifade etti. Pexşan Ezîzî’ye Özgürlük Kampanyası'nın dijital medya hesabından yapılan açıklamada, Floransa Belediyesi Meclisi’nin oy çokluğuyla kararı aldığı vurgulandı.
Açıklamada, Floransa’nın bu eylemiyle, dünyadaki tüm insan hakları savunucularıyla dayanışma içinde olduğunu gösterdiğine vurgu yapıldı.