PKK’nin ilk büyük eylemi: Pirsûs Serhildanı

Dosya Haberleri —

Fevzi Aslansoy

Fevzi Aslansoy

  • Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk tohumlarının yeşerdiği ve vücut bulmaya başladığı 1970’lere gidiyoruz. 18 Mayıs 1976 yılında Ankara’da, Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenci olan Fevzi Aslansoy faşistler tarafından katledilir. O zaman 15 kişilik bir grup, cenazeyi alıp Pirsûs'a doğru yola çıkar. Aslansoy’un Pirsûs’taki cenaze töreni, Kurdistan Devrimcileri grubunun ilk kitle eylemi olarak PKK tarihine girer.
  • O gün Pirsûs’ta olanlardan biri de İbrahim Kasakoğlu'dur. Yani Korsan İbo. O günü ve tanıklığını Korsan İbo'yla konuştuk. Biz sorduk o anlattı: On bini aşkın kişi katılmıştı. Birçoğumuzun da böylesi bir manzarayla ilk kez karşılaştığını söyleyebilirim. İnanılmazdı. İşte orada birçok insanın fikri değişti; Apocuların bu devrimi başaracağına inanan bir kitle doğuyordu. Duygu dolu ve öfkeliydik."  
  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da eylemde olduğunu söyleyen Korsan İbo, "Önderlik de oradaydı, bütün Apocular oradaydı. Fevzi Aslansoy’un cenazesi serhildana dönüştü. Aramızda başta Önderlik olmak üzere Kemal Pir, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Gezgör, Hayri Durmuş ve Hamza Bindal da vardı. Kurdistan Devrimcileri adına bildiriler dağıtıldı" diyor.

DENİZ BABİR

Kürt Özgürlük Hareketi’nin ilk tohumlarının yeşerdiği ve vücut bulmaya başladığı 1970’lere gidiyoruz. 18 Mayıs 1976 yılında Ankara’da, Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenci olan Fevzi Aslansoy faşistler tarafından katledilir. O zaman 15 kişilik bir grup, cenazeyi alıp Riha'nın (Urfa) Pirsûs ilçesine (Suruç) doğru yola çıkar. Aslansoy’un Pirsûs’taki cenaze töreni, Kurdistan Devrimcileri grubunun ilk kitle eylemi olarak PKK tarihine girer. İşte bu tarihi eylemde yer alanlardan biri de İbrahim Kasakoğlu'dur. Yani Korsan İbo. O günü ve tanıklığını Korsan İbo'yla konuştuk. Biz sorduk o anlattı…

Gözü karaydı

Dîlok'ta (Antep) lise okurken Apocuları tanımaya başlayan Korsan İbo, Halkın Kurtuluşu’ndan Kurdistan Devrimcileri’nin arasına katılır. O dönem yeni yeni Dîlok'a gelen Kurdistan Devrimcileri’yle çalışma yürütmeye başlayan Korsan İbo bizleri kendi tanıklığıyla beraber PKK’nin tarihi eylemine doğru yolculuğa çıkarıyor: “Ay olarak tam emin olmamakla beraber yerler çamurluydu ve hava yağışlıydı; Mayıs ayı olsa gerek. Dîlok Grubu olarak gece gündüz demeden harıl harıl çalışıyorduk. Grubun içerisinde Kemal Pir de bulunuyordu. Kemal heval bir gün apar topar yanımıza geldi ve ‘Hazırlanın Pirsûs’a gidiyoruz’ dedi. Hacettepe Üniversitesi’nden Fevzi Aslansoy faşistler tarafından vurulmuştu, cenazesi Pirsûs’a götürülecekti. Fevzi Aslansoy vurulmadan 2 ay önce THKO’dan ayrılarak Apocu Gruba geçmişti. Gözü kara biriydi ve göstermiş olduğu özveri saygı duymaya değerdi. Tam da bu nedenle faşistlerin hedefi olmuştu."

 

İbrahim Kasakoğlu

 

Antep’ten Pirsûs’a doğru

Korsan İbo, şöyle devam ediyor: "Kemal Pir ve beraberindeki arkadaşlar Ankara’da Fevzi Aslansoy’un cenazesini otobüsle alıp Dîlok'a doğru yola çıkmışlar. Fakat Kemal heval, ‘Şehidimizi kitlesel bir törenle uğurlamamız gerekiyor’ diyerek otobüsü Antep Devlet Hastanesi'nin hemen yanına park ettiriyor. Yanımıza da oradan geliyor. Hemen Dîlok'a ulaşabildiğimiz için tüm arkadaşlarımıza da ulaştık ve hastanenin yanındaki otobüse giderek Pirsûs’a doğru yola koyulduk. Her geçtiğimiz güzergahta Kurdistan Devrimcileri'ni alıyorduk. Belkîs’e (Nizip) kadar böyle devam etti. Belkîs’te heval Cemil Bayık ve beraberindeki birkaç arkadaş daha otobüse bindi. Sonra doğrudan Pirsûs istikametine devam ettik. Bu sırada otobüste Halkın Kurtuluşu’ndan birileri, Kemal arkadaşa saygısızlık yaptı ve ‘Ankara’da görüşürüz’ gibi sözler söylediler. Bizler tam karşı çıkacaktık ki, Kemal arkadaş bırakmadı; ‘Şimdi sırası değil’ diyerek ortamı yatıştırmaya çalıştı."

Tören serhildana dönüştü

Pirsûs’a vardıklarında on bini aşan bir kalabalıkla karşılaştıklarını anlatan Korsan İbo, o anları anlatırken adeta yeniden yaşıyor: “O kalabalığı gördüğümde çok duygulanmıştım. Dört yıl THKO’da kalmıştım ama böylesi bir kitleyi ilk kez bir arada görüyordum. Birçoğumuzun da böylesi bir manzara ile ilk kez karşılaştığını söyleyebilirim. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Bu kadar insan nasıl olmuştu da buraya toplanmıştı. İnanılmazdı. İşte orada birçok insanın fikri değişti; Apocuların bu devrimi başaracağına inanan bir kitle doğuyordu. Duygu dolu ve öfkeliydik. İlk defa bir eylemde ‘Kahrolsun Sömürgecilik’, ‘Yaşasın Bağımsızlık’ sloganlarını attık" diyor. 

Önderlik de oradaydı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın da Dîlok'ta eylemde yerini aldığını söyleyen Korsan İbo, "Önderlik de oradaydı, bütün Apocular oradaydı. Yanılmıyorsam eylem adresi Pirsûs’un Remil Caddesi’ydi. Fevzi Aslansoy’un cenazesi Remil Caddesi’nde serhildana dönüştü. Aramızda başta Önderlik olmak üzere Kemal Pir, Ali Haydar Kaytan, Mustafa Gezgör, Hayri Durmuş, Hamza Bindal ve Kesire Yıldırım da vardı. Kurdistan Devrimcileri adına bildiriler dağıtıldı" diyor.

Korsan İbo, Öcalan’ın siması bilinmese de isminin herkes tarafından bilindiğini, duyulduğu vurguluyor ve ekliyor: “Kitle çok kalabalıktı. Herkes duyabilsin diye biz üç kişi Önderliği omuzlarımıza aldık. Güvenlik nedeniyle Önderlik sırtını polisin olduğu tarafa vermişti. Polisin saldıracağını tahmin ettiğinden konuşmasını çok kısa tuttu ve hemen indi. Ardından arkadaşlar onu apar topar alandan çıkardılar. Önderliği sadece biz ve yakın çevreler biliyordu. Kim olduğunu bilmiyorlardı ama ismini duymuşlardı. Çünkü Apocular bir efsane gibi dolaşıyordu halkın arasında. Bu eylem öncesi Önderlik orada birçok kişi ile görüşüyor ve hazırlıklar bu temelde gelişiyor."

Fotoğraftaki Önderlikti

Polisin eyleme saldırdığını belirten Korsan İbo, şöyle devam ediyor: "Saldırıyla beraber biz de uzaklaşmaya çalıştık. Cemil heval ve Kemal heval ile birlikte oradan ayrılmaya çalışırken polisler Kemal arkadaşı içimizden çekip aldılar. Cemil heval ise kendisini son anda polislerden kurtardı. Diğer devrimci örgütlerle beraber bir kamyona bindik ve Pirsûs’tan çıkmak istedik ancak kamyonun plakasından ötürü hepimizi yakalayıp karakola götürdüler. Gözaltındayken polis elindeki fotoğrafı herkese tek tek gösteriyordu; ‘Fotoğraftaki kişi kim? Tanıyor musunuz’ diye soruyordu. Fotoğraf, Önderliğe aitti. Fakat polisler Önderliği sırtından çekebilmişlerdi ve kim olduğu anlaşılmıyordu.”

Kemal Pir'den direnişe davet

Eylem sonrası Pirsûs’a yoğun bir polis takviyesi yapılıyor. Korsan İbo, kentteki olağanüstü durum için şöyle diyor: "Adeta Kurdistan devrimcilerini yakalama seferberliği başlatılmıştı.” Gözaltında yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor: “Polisler karakolda kimlik tespiti yapmak için herkesi teker teker çağırıyor, sorguya alıyordu. Sıra bana geldiğinde polisler birden saldırmaya başladı. Burnum kanıyordu. Polisin saldırısına tepki olarak kimlik bilgilerimi vermeyi reddettim. Zaten alınan hiçbir arkadaş kimlik bilgilerini vermedi. Bu esnada polisler bana ‘Tuvalete git burnunu yıka’ dediler. Tuvalete doğru giderken yolda Kemal Pir arkadaşla karşılaştım. Kemal heval o halimi görünce, ‘Diren, diren’ diyerek yanımdan geçti. İlerleyen saatlerde Kemal arkadaşı da yanımıza getirdiler. Kemal arkadaş bize moral vermeye başladı.

Hayri heval bir ax demedi

İşkencelerden geçirildiklerini dile getiren Korsan İbo, sözlerine şöyle devam ediyor: “İşkence gördük. Uykuya daldığım bir ara Kemal heval beni dürterek kaldırdı. Gözlerimi açtığımda ‘Ne oldu’ dedim; o da, ‘Kulağını duvara ver bir ses geliyor’ dedi. Kulağımızı duvara verdiğimizde sadece sopa sesleri geliyordu. Meğerse bu sırada Hayri hevali bir bavul dolusu bildiriyle yakalamışlar ve onu da karakola getirmişler. Gün boyu Hayri hevale işkence etmişler. ‘Bu bavul dolusu bildiriyi senin elinde yakaladık ve senindir, nereden aldın’ diyorlardı; Hayri heval ise hep ‘Yok’ diyordu. O kadar işkenceye rağmen Hayri hevalin bir ‘ax’ dediğini bile duymadık. Kemal hevale ‘Sen kapıya vurma ben vuracağım, protesto edeceğim’ dedim. Kemal heval kabul etmedi; ‘Beraber vuracağız’ dedi. Birlikte protesto etmeye başladık.”

Hiç kimsenin gözaltında gerçek kimliğini açıklamadığını belirten Korsan İbo, işkenceye karşı da büyük bir direniş sergilendiğini şu sözlerle anlatıyor: “Bir gün süren gözaltı sonrası bizleri Amed’e götürmek için bir araya getirdiler. Polis bazılarına sigara ikram diyordu. Tabii kimi sol kesimden olanlar polisin sigarasını almayı kabul ettiler ve içtiler. Sıra Hayri hevale geldiğinde o, polisin uzattığı sigarayı elinin tersiyle itti. Aynısını Kemal heval de yapınca bizler de aynı tavrı sergiledik. Hatta Mustafa Gezgör arkadaş da aynı tavrı sergiledi. Ben Mustafa Gezgör arkadaşı orada tanıdım. Polis, Hayri hevalin bu tavrından sonra iki adım geri gitti ve parmağıyla Hayri hevali göstererek, ‘Deniz Gezmiş’in ta kendisi buradadır’ dedi. Hayri hevalin gece boyunca gösterdiği direniş bizler açısından büyük bir moral kaynağı olmuştu. Hiçbirimiz gözaltında gerçek kimliklerimizi bildirmedik."

Harekete ivme kazandırdı

Pirsûs Serhildanı'ndan sonra yaşananları anlatmaya devam eden Korsan İbo, "Hayri hevalin o dönem Suruç Karakolu’nda gördüğü işkenceler dönemin TKP’sinin ‘Politika’ adlı dergisinde yayınlanmış ve Ankara okul kampüslerine asılmıştı. Herkes Hayri hevalin polise karşı gösterdiği direnişi anlatıyordu. Bir günlük gözaltı sürecinden sonra Diyarbakır Cezaevi'ne götürüldük. Sonuç olarak Pirsûs eylemi, Kürt Ulusal Hareketi'ne önemli bir ivme kazandırdı. Bu eylemden sonra Önderlik değerlendirmelerinde Pirsûs Serhildanı'na sıklıkla vurgu yaptı.”

 

* * * 

Devrimci grubu Kurdistan’a çekti

Fevzi Aslansoy’un cenazesi PKK tarihinde çok önemli bir yere sahip. Duran Kalkan, 2020 yılında Serxwebûn’da çıkan “Mayıs şehitleri yolumuzu aydınlatıyor” isimli yazısında Pirsûs Serhildanı'nın parti tarihi açısından önemini şu sözlerle vurgulamıştır: "Apocu Grup ideolojik çalışma dönemini tamamlayarak kendisini Kurdistan’a taşırmak, bir gençlik hareketi haline gelip partileştirmek istiyordu. Fevzi Aslansoy’un şehadeti adeta Kurdistan’a dönüşü kamçıladı. Sömürgeci başkentte oluşan devrimci grubu Kurdistan’a çekti. Apocu Grup'un ilk büyük direnişi ve kitle eylemi Fevzi Aslansoy’un Pirsûs’da yapılan cenaze töreni oldu. Öyle ki grubu Kurdistan toplumuna tanıtacak düzeyde etkili bir rol oynadı. İdeolojik grubun Kurdistan’a dönmesini, gençlik içerisinde çalışma yürütmesini ve hızlı gelişmeler sağlamasını en fazla da Fevzi Aslansoy’un şehadeti ve bu temelde Pirsûs’ta gerçekleştirilen cenaze töreni oldu. PKK ilk büyük eylemini böyle yaptı. Temel sloganlarını bu eylemde haykırdı. Kendisini Kürt gençliğine ve halkına bu eylemle tanıttı."

Ülkeye dönüşü hızlandırdı

"Dikkat edelim, bir şehadet ve ona doğru sahip çıkma ne kadar büyük bir devrimci etkiye yol açıyor ve gelişme yaratıyor. Demek ki şehadet doğru anlaşılır ve sahiplenilirse her türlü gelişmenin önünü açabilir, zeminini oluşturabilir. Bunun en somut kanıtı 1972 direnişçilerinin anısına doğru sahip çıkarak, gerçekleşen Apocu Önderliksel çıkıştır; Fevzi Aslansoy’un anısına doğru sahip çıkmanın yol açtığı ülkeye dönüş gücü, iradesidir; Haki Karer’in anısına doğru sahip çıkmanın yol açtığı partileşme ve devrimci-silahlı mücadeleye, direnişe yönelme biçimindeki tarihi gelişmelerdir. Bunlar kendiliğinden olabilecek şeyler değildir; okumakla, incelemekle, toplanmakla, tartışmakla ulaşılacak karar düzeyleri değildir. …Ülkeye dönüşü hangi durum hızlandırdı, anlamlı kıldı? Fevzi Aslansoy’un şehadeti, bu temelde Pirsûs’ta gerçekleştirilen cenaze töreni. Partileşmeye, silahlı direnişe neyle karar verildi? Haki Karer yoldaşın şehadetiyle. Bu şehadeti doğru anlama, doğru sahiplenme ve doğru yaşatma temelinde gerçekleşti."

 

* * *

Önderlik bizzat öncülük etti

Duran Kalkan, Haki Karer’in yaşamına dair Stêrka Ciwan Dergisi’ne Mayıs 2024’te yaptığı değerlendirmede ise Aslansoy için şunları belirtmişti: "Fevzi Aslansoy’un cenaze töreniydi. Haki arkadaş ile birçok arkadaş katıldı. Önderlik de katıldı. Halkın Kurtuluşu grubundan ayrılıp bize katılıyordu, son aşamadaydı. Hacettepe’de öğrenciydi, üniversitenin yurduna gelirken faşistler pusu kurup vurmuşlardı. Önderlik ‘hem bizim arkadaşımız olmuştu’ demişti hem de ‘Suruç’ta cenaze törenini ancak biz yapabiliriz, biz olmazsak kimse etkinlik yapamaz, dolayısıyla bu cenaze törenini yapmak bize düşüyor’ diyerek bizzat Önderlik öncülük etti. Biz bir bildiri hazırlayıp ‘Kurdistan Devrimcileri’ adına bildiriyi dağıttık. PKK’nin Kurdistan’da ilk büyük kitle eylemi Fevzi Aslansoy’un cenaze törenidir. Muhtemelen 22-23 Mayıs’tı. Yağışlı ve çamurlu bir ortamdı. 10 bin civarı katılım olmuştu. PKK, 'Kahrolsun Sömürgecilik', 'Yaşasın Bağımsızlık' gibi sloganları ilk orada attı. Pankartlar taşındı, Jandarma saldırdı, çatışmalı durumlar oldu. Tutuklananlar oldu. Hayri arkadaş, Kemal arkadaş, birçok arkadaş bu törende tutuklandı. Bir süre Amed'de cezaevinde kaldılar. Haki arkadaş da o eyleme katılmıştı yakalanmalar olunca bahçelerin içerisinden kaçmayı başarmıştı. Biz Ankara’daydık sabah erkenden kapı çalındı kapıyı açtığımızda Pirsûs’un çamuruna batıp geldiğini gördük. Aradan arabaya binip Ankara’ya gelmişti…”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.