• Kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş, Amed’de kadınların omuzlarında toprağa verildi. Savcılık, ön otopsi raporunu Wan Barosu’na vermezken, baba Nizamettin Kabaiş, “Bir vahşet var. Devlet vahşeti ortaya çıkarsın” dedi.

Amed’den Wan’a üniversite okumak için gelen ve 27 Eylül’de kaybolan Rojin Kabaiş, önceki gün yaşamını yitirmiş halde Wan Gölü Molla Kasım Köyü sahilinde bulundu. Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Kabaiş, en son 27 Eylül akşamı kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdu’ndan çıktı ve kampüs sınırları içerisinde bulunan Wan Gölü sahiline indi. Cep telefonu, kulaklığı, suyu ve keki sahilde, başörtüsü ise 10 Ekim’de diğer eşyalarının bulunduğu yerden 40-50 metre uzaktaki Bardakçı Mahallesi sınırları içerisindeki Wan Gölü kıyısında bulundu.

Devlet değil, yurttaşlar buldu

Kabaiş’in kaybolduğu ilk günden bu yana yeterli arama çalışmaları yürütmeyen devlet, genç kadının cenazesini de kendilerinin bulduğunu öne sürdü. Ancak Kabaiş'in cenazesi, Mollakasım Mahallesi'nde bahçe sulamaya gelen Mehmet Emin Ankay adlı yurttaş tarafından bulundu. İnşaat işleri ile uğraşan Ankay, sahile yakın bölgede bulunan arkadaşına ait yazlıkta bulunduğu sırada sahildeki karartıyı fark ettiğini söyledi. Yaklaştığında kadın cenazesi olduğunu görünce hemen jandarmaya haber verdiğini belirten Ankay, "Saat 14.10 sıralarıydı. Karartıyı fark ettim. Yaklaştığımda cenaze olduğunu anlayınca hemen yetkilileri aradım" dedi.

Genç kadının cenazesi, aynı gün (15 Ekim) akşam saatlerinde otopsi için Van Adli Tıp Kurumu’na (ATK) kaldırıldı. Yaklaşık 8 saat süren otopsi işlemlerinde, vücut bütünlüğünün bozulduğu belirtildi. Ailesi, kızlarını elbisesinden teşhis ederken, Kabaiş’ten alınan 100’den fazla numunenin bir kısmı Van ATK’ye bir kısmı ise İstanbul ATK’ ye incelenmek için gönderildi.

Ön otopsi Baro’ya verilmedi

İhmal zincirinin devam ettiği olayda Kabaiş’in ön otopsi inceleme sonucu raporu Wan Borusu’na verilmedi. Savcılığın dosyaya “gizlilik kararı” getirdiğini belirten baro, bu karar nedeniyle bilgi ve belgelerin kendileriyle paylaşılmadığını açıkladı.

Kadınların omuzunda defnedildi

Otopsi işlemleri tamamlaması ardından Kabaiş’in cenazesi ailesine verilerek Amed’e götürüldü. Wan Büyükşehir Belediye eşbaşkanları Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal de aileye eşlik ederek Amed gitti. Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Yeniköy Mezarlığı’na getirilen cenaze, kadınların omzunda yüzlerce kişinin katılımıyla toprağa verildi. Aile taziyeleri, Abdurrahman Enç Taziye Evi’nde kabul ediyor.

Küçük Rojin’den ne istediler?

Kızının cansız bedeninin ardından konuşan baba Nizamettin Kabaiş, "Rojin bir gece boyunca yurda gitmedi, öbür gün saat 12'ye çeyrek kala beni aradılar. Diyor ‘çocuğun gelmemiş’. Benim haberim nasıl olsun çocuğumun gelip gelmediğinden. Kenarda tel örgü yoktu, kamera yoktu, ışık yoktu. Çocuk demiş ki; ‘Gideceğim biraz çakıl taşı toplayacağım’ Benim tahminim serseriler orada görmüşler, çocuğuma zarar vermişler. İnşallah bunu yapanları en yakın zamanda bulup en ağır ceza neyse onlara versinler. Zararsız küçücük Rojin'den ne istediler? Rojin'in kime ne zararı vardı ki? 24 kilometre uzağa gece o çocuk tek başına gitmez. Ben orayı görmedim. Yurdun yanındaki göl derin değil. Eğer gitselerdi orada boğulma tehlikesi yoktu. 50 kilometre dalgıçlar ileri gidiyor, daha bir karıştı. Çocuğumun başına birileri bir şey getirmiş mutlaka. Oradan suya girse de oraya kadar gitmez. Bir vahşet vardır. Devletten bunu istiyorum; bu vahşeti yapanları en yakın zamanda ortaya çıkarsınlar” dedi.

***

Devletin karanlık eli

Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi, devletin Kabaiş’in arama çalışmalarında yaptığı ihlalleri sıraladı: ---İlk gün çalışma yoktu.

-Havanın karardığı bahane edilerek çalışmalar durduruldu.

-Rojin’in telefonu 8 gün sonra incelemeye alındı.

-Dosya üç gün boyunca nöbetçi savcıda kaldı.

-Köpekler 4 gün sonra sahaya getirildi.

-‘Gizlilik kararı’ nedeniyle ön otopsi Baro’ya verilmedi.

-Yaşanan ölüm açık bir şekilde şüpheli bir ölüm.

***

Bu karanlık böyle gitmez

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğlları, Rojin Kabaiş için açıklama yaptı. "Kabaiş'in ölümünün en ince detayına kadar araştırılması ve aydınlatılması için sürecin takipçisi olacağız" diyen Hatimoğulları, şunları ifade etti: "Narin’in, İlkbal’in, Ayşenur’un yasını tutarken; Rojin’i de kaybettiğimizin haberini aldık… Çok üzgünüm, çok öfkeliyim…  Rojin’in ölümünün ‘şüpheli’ denilerek geçiştirilmesine, akıbetinin belirsiz bırakılmasına izin vermeyeceğiz. ‘Şüpheli’ kadın ölümü yoktur. Kadın cinayetleri politiktir. Ve iktidarın kadın düşmanı politikaları kadınları öldürüyor!”

Bakırhan ise, “Katillerin yaşamlarımızı çaldığı bu karanlık düzen böyle gitmez. TBMM’yi acil bir şekilde göreve çağırıyoruz. Kadın katliamlarına ve suç düzenine çözüm bulamayan Meclis kendi varlığını inkar eder” dedi.

***

Öğrenciler protesto düzenledi

Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencileri, yemekhane önünde bir araya gelerek Kabaiş için yürüyüş düzenledi. Ardından açıklama yaparak taleplerini sıraladı: "Arama süreçlerini dört yıldır bulunamayan Gülistan Doku'dan, onlarca gün cansız bedeni bulunamayan, bugün hala katilleri tespit edilememiş Narin'den, defalarca güvende olmadığını bildirmesine rağmen katledilen kadınlardan biliyoruz. Cezasızlık politikalarına son verilmeli, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmeli, 6284 Yasa, etkin uygulanmalı, kaybolan kadınların neden kaybolduğu etkin olarak araştırılmalı, üniversitelerde Cinsel Tacizi Önleme Kurulları aktif olmalı.” Öğrenciler,  "Yeniden ve ısrarla Rojin Kabaiş'e ne oldu?" sorusunu soracaklarını dile getirdi.

WAN