Sürgünde 30’uncu yıla girerken
Dosya Haberleri —
-
Özgür Basın geleneğinin ilk göz ağrılarından olan ve 1990’da yayın hayatına başlayan haftalık Yeni Ülke gazetesi Almanya’da Tıpkı Basım ile çıkıyordu. Daha sonra Avrupa’da Özgür Gündem ve Özgür Ülke yayına başladı. Özgür Ülke kapatılınca 13 Nisan 1995 tarihinde Yeni Politika yayın hayatına başladı. Gazetemiz daha ilk sayısında sansürle karşılaştı.
-
Özgür Politika yayınlandığı 1999-2005 yılları arasında bir sayfasını Kürtçe olarak çıkarıyordu. 16 sayfa olarak çıkmaya başlayan Yeni Özgür Politika da ise Kürtçe 2 sayfaya çıkarıldı. Kesintisiz bir şekilde yayın hayatını sürdüren gazetemiz, 4 Mayıs 2020 itibariyle ise 3’ü Kurmancî olmak üzere 12 sayfa olarak okurlarımızla buluşuyor.
REWŞAN DENİZ
Özgür Basın geleneğinin ilk göz ağrılarından olan 1990’da yayın hayatına başlayan haftalık Yeni Ülke gazetesi Almanya’da Tıpkı Basım ile çıkıyordu. Daha sonra Avrupa’da, Tıpkı Basım ile günlük olarak çıkan Özgür Gündem ve Özgür Ülke yayına başladı. Özgür Ülke kapatılınca 13 Nisan 1995 tarihinde Yeni Politika yayın hayatına başladı. Gazetemiz daha ilk sayısında sansürle karşılaştı. Diğer gazetelerden alıp yayımladığı haberler bile sansüre uğradı. Birçok muhabirimiz gözaltına alındı, tutuklandı. Yeni Politika gazetesi 16 Ağustos 1995 günü Özgür Ülke’nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Zaten o tarihe kadar 126 sayısından 117’si sansürlenmişti. Yeni Politika kapatılınca ülkedeki ve Avrupa’daki halk gazetesiz kaldı. Kapatmaların devam edeceği belliydi. O zaman Avrupa’daki halk için ayrı bir günlük gazete gerekliydi. İşte bu tartışmalar etrafında Özgür Politika’yı çıkarma fikri doğdu. Özgür Politika bağımsız bir ekibi ve kendine özgü tarzıyla 28 Ağustos 1995’de yayın hayatına başladı. Ülkede ise günlük gazete 12 Aralık 1996 itibariyle Demokrasi adıyla çıktı. Mahkeme kararıyla kapatıldığı 3 Mayıs 1997’ye dek bu gazeteye de pek çok dava açıldı. Demokrasi’nin ardından 7 Temmuz 1997’de Ülkede Gündem yayına başladı.
Ne susmak ne de kaybetmek var
Özgür Politika çıkarken editörden bir yazı ile okuyucusunu şu sözlerle selamladı: “İşte Özgür Politika! Kurdistan halkı bin yılların uykusundan uyandı. Gözleri gördü, kulakları duydu, dili konuştu. Bin yıllardır kaybettiklerini birer birer kazandı. Her şeyini dişiyle tırnağıyla sökerek aldı. Maddi ve manevi dünyasındaki karakolları yıktı. Büyük düşündü, büyük kazandı. Ne susmak ne de kaybetmek var artık. Kurdistan halkı gazetesini istiyor. Onun için Yeni Politika’dan sonra Özgür Politika! İddiamızı güçlü, bizi mücadelemizde başarılı kılan, kurtuluşuna ve özgürlüğüne ant içmiş halkımızın yenilmez gücüdür. Özgür Politika’nın çıkışı, aynı zamanda Kurdistan halkına duyulan saygıdır.”
Elden ele okurla buluştu
Aynı yıl, ulusal kurtuluş mücadelesinin sesi olan Berxwedan gazetesi, MED TV’nin kuruluşu, günlük gazetelerin çıkışıyla beraber “Rolünü oynadı, alnının akıyla tamamlandı” sözleriyle 15 Haziran 1995’teki son sayısıyla yayın hayatına veda etti. Özgür Politika bayii satışı ve abonelikler dışında Avrupa’nın büyük kentlerinde elden gazete satan dağıtımcılarımız sayesinde geniş bir kitleye ulaştı. Yeni Politika’nın kapatılmasının ardından Demokrasi ve Ülkede Gündem’in çıkacağı zamana kadar ülkede halk herhangi bir günlük gazeteye ulaşamadığı için Özgür Politika da “Bir gazete de ülkeye gönder” kampanyaları yapıldı. Hatta ülkeden gazeteye abone olmak isteyenler bile çıktı. Özgür Politika, bir çözüm olarak okuyucularına her gün iki gazete alıp birini ülkedeki yakınlarına postalamasını önerdi.
2005'te Özgür Politika kapatıldı
2000 yılında, barış umutlarının olduğu bir zamanda Almanya, PKK ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın açıklamalarını yayımladığı için Özgür Politika gazetemizin bürolarını basıldı. Ve tarihler 5 Eylül 2005’i gösterdiğinde sabah saat 9’da yüzlerce polis, gazetemizin Neu-Isenburg kasabasında bulunan merkezine baskın yaptı. Büroda ve çalışanların evlerinde aramalar yapıldı. Sonrasında ise gazetemizin tüm eşyalarına hatta çöplere ve çiçeklere kadar el konuldu. Gazetemizde ne var ne yok kamyonlara doldurularak, depolara kaldırıldı. Gazetemizi kapatma kararının arkasında dönemin SPD’li İçişleri Bakanı Otto Schily vardı ve baskının ertesi Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak, “Özgür Politika’nın yasaklandığını memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz” dedi. Özgür Politika’yla beraber aynı gün polisler; Mezopotamya Haber Ajansı (MHA), Rojonline, Mir Müzik ve Mezopotamya Yayınevi’ne de operasyon düzenledi. MHA ve Rojonline da İçişleri Bakanlığı tarafından “PKK bağlantısı"nın bulunduğu iddiasıyla kapatıldığını savundu. Ayrıca Özgür Politika ve MHA’ya muhabirlik ve yazarlık yapan 60’a yakın kişinin de evlerine ve işyerlerine baskın yapılarak bu kuruluşların amblemini taşıyan tüm eşyalara polis tarafından el konuldu. Otto Schily; Özgür Politika’nın ve MHA’nın kapatılmasını Almanya’nın 1993’te çıkarılan "PKK yasağının" yerine getirilmesi olarak açıkladı.
2005'te Yeni Özgür Politika
Böylece 28 Ağustos 1995’te yayın hayatına başlayan Özgür Politika, 10’uncu kuruluş yıldönümünü kutladıktan bir hafta sonra kapatılarak, basın tarihindeki yerini noktalamak zorunda kaldı. Ancak bakanlık kararı, 18 Ekim’de Leipzig Federal Mahkemesi tarafından esastan bozuldu ve mahkeme Özgür Politika'nın yeniden yayımlanabileceğini hükmetti. Baskının hemen ardından önemli bir bölümünü Özgür Politika’nın eski çalışanlarının oluşturduğu bir grup gazeteci arkadaşımız yeni bir gazete çıkarmak ve Kürtleri habersiz bırakmamak için çalışmalara başlamıştı bile. Kapatılan Mezopotamya Haber Ajansı’nın yerine de karardan kısa bir süre önce Fırat Haber Ajansı (ANF) kurulmuştu. 4 buçuk aylık bir ayrılıktan sonra, Yeni Özgür Politika kuruldu ve 16 Ocak 2006 tarihinde yayın hayatına başladı.
Kürtçe sayfalar
Özgür Politika yayınlandığı 1999-2005 yılları arasında bir sayfasını Kürtçe olarak çıkarıyordu. Bu sayfa daha çok Kürtçe öğretmeyi amaçlayan bir içerikle hazırlanırdı. 16 sayfa olarak çıkmaya başlayan Yeni Özgür Politika da ise Kürtçe 2 sayfaya çıkarıldı. Sonraki yıllarda farklı nedenlerden dolayı zaman zaman sayfa sayısı değişen gazetemiz, 6 Ekim 2014’te itibaren yeniden 16 sayfa çıkmaya başladı ve bu kez önceki yayın dönemlerinden farklı olarak biri Kirmanckî olmak üzere 4 Kürtçe sayfasıyla yayın hayatına devam etti. Kesintisiz bir şekilde yayın hayatını sürdüren gazetemiz, 2 Nisan 2020’de koronavirüs tehdidinin getirdiği sıkıntılar nedeniyle kağıt baskıya bir ay ara vermek zorunda kaldı. 4 Mayıs 2020 itibariyle ise 3’ü Kurmancî olmak üzere 12 sayfa olarak okurlarımızla buluşuyoruz.
Çıkan ekler
İlk olarak 1997-2001 yılları arasında 16 sayfalık kültür-sanat içerikli Ek Politika, toplamda 180’inci sayısına ulaştı. 2000-2005 yılları arasında ise iki haftada bir tamamı kültür, sanat ve edebiyat içerikli 16 sayfalık Kürtçe Hîwa eki verildi. Hiwa son sayısında artık haftalık çıkacağı duyurusunu yaptı fakat bu duyurudan iki gün sonra gazete Alman devleti tarafından kapatılınca bu müjde hayata geçirilemedi. İlk sayısı 8 Kasım 2008’de çıkan kültür, sanat ve düşün eki PolitikART ise ayda bir olmak üzere çıkmaya devam ediyor.
Muhabirler
Özgür Politika ve Yeni Özgür Politika’da şimdiye kadar çok sayıda kişi muhabirlik yaptı, gazete sayesinde gazeteciliğe ilk adımını attı. Gazetemizde muhabirlik yaptığı için çok sayıda arkadaşımız oturum uzatmaktan vatandaşlık başvurusunda redde kadar sayısız engel ve baskıyla karşılaştı. Ancak yılmadık, yılmıyoruz, gerçeği topluma ulaştırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
* * *
Hala ilk gün heyecanı
Yeni Özgür Politika gazetesiyle olan hukukum neredeyse 25 seneyi buluyor. 25 sene içerisinde fiziken yaşlanmış olsam da hala ilk günkü heyecanımı ve coşkumu korumaya çalışıyorum. Yaptığım en son haber yazdığım ilk haber gibi gönül tellerimi hala titretmekte. Asla davamdan geri adım atmadım. Bu geniş ailenin bir ferdi olmak beni her zaman mutlu etti.
MEHMET ZAHİT EKİNCİ
Yeni Özgür Politika gazetesiyle olan hukukum neredeyse 25 seneyi buluyor. 1999’da siyasi mülteci olarak geldiğim Almanya'da günlük olarak çıkan o zamanki adıyla Özgür Politika gazetesini elimden geldiğince takip etmeye çalışıyordum. Gazetenin yayın politikası ve özgürlük mücadelesine olan yakınlığından dolayı gazeteye olan ilgim artmıştı. Sık sık olmasa da okur köşesine yazılar yoluyordum ki o yazdıklarımın hepsi hala arşivimde durur.
Kürt basını ile olan hukukum tabii ki Yeni Özgür Politika ile sınırlı değil. Farqîn’de, 1990’da yayın hayatına başlayan ve bu uğurda onlarca çalışanını şehit veren Yeni Ülke gazetesinin gönüllü olarak dağıtımcılığını yapıyordum. 90’lı yılarda Yeni Ülke'nin dağıtımını yapmak aynı zamanda kendi ölümüne davetiye çıkarmaktı. Polis tarafından sık sık toplatılan gazeteyi okurlara ulaştırmak için adeta polisle köşe kapmaca oynuyorduk. Gerek yurtsever bir kimliğe sahip olmam gerekse dağıtımcı kimliğimden dolayı defalarca polisler tarafından gözaltına alınarak çeşitli işkencelere maruz kalmama rağmen kimliğimden ve ideallerimden asla ödün vermedim. 1992 yılında Hizbul-Kontra tarafından silahlı saldırıya uğrayarak ağır yaralandım. Diyarbakır Devlet Hastahanesi’nde yatarken bu sefer de JİTEM elemanı bir hemşire tarafından vücuduma zehir enjekte edilerek öldürülmeye çalışıldım. Bunun üzerine apar topar hastaneden kaçırılarak tedavime başka bir yerde devam edildi ve akabinde eşimle beraber İstanbul'a gitmek zorunda kaldım.
Gazete paketleme
90’lı yıllar, Kurdistan için adeta bir vahşet dönemiyle eş değerdi. Gün yoktu ki en az 5-6 yurtsever Hizbullahçılar tarafından katledilmesin. En çok da hakikati yazan gazeteciler, muhabirler ve dağıtımcılar hedefteydi. İstanbul’a geldikten sonra da hakkımda devam eden “örgüt üyeliği” davasından dolayı 6 seneye yakın illegal bir yaşam sürmek zorunda kaldım. Buna rağmen İkitelli’de bir matbaada basılan Özgür Gündem gazetesinin çıkarılmasında arkadaşlara yardımcı oluyordum. Şu anda Avustralya'da yaşayan sanatçı Xanemîr ile beraber basılan gazeteleri paketliyor ve havaalanına götürüyorduk.
2001’den beri muhabirlik
Daha sonra Avrupa'ya çıktım ve ilticam kabul edildikten sonra Hamburg'a taşındım. Taşındıktan sonra gazete için muhabirlik teklifi alınca tereddütsüz bir şekilde kabul ederek kaldığım yerden basın çalışmalarına devam ettim. 2001’de başladığım muhabirlik hayatıma acısıyla tatlısıyla yüzlerce anı sığdırdım. Bir yandan kendimin ve ailemin geçimini sağlarken diğer yandan Özgür Politika gazetesinin çalışmalarını aksatmadan devam ettirmeye çalıştım. Özgür Politika gazetesi adeta ikinci evim, ikinci adresim oldu. Gazeteye 2004’te abone oldum ama gazetenin gelişini beklemeden her gün gidip bir tane de bayiden alıyordum. İlk günden itibaren elimden geldiğince yaptığım tüm haberleri arşivliyorum. Arşivin yanı sıra günlük gazeteleri de uzun bir süre biriktirdim ta ki evde yer kalmayıncaya kadar. Eşimle bu yüzden defalarca tartışmalarımız oldu ve her seferinde “Gazeteye verdiğin değeri keşke bana ve çocuklarına da verseydin” eleştirisi aldım.
25 yıldır haber peşinde
25 sene içerisinde fiziken yaşlanmış olsam da hala ilk günkü heyecanımı ve coşkumu korumaya çalışıyorum. Yaptığım en son haber yazdığım ilk haber gibi gönül tellerimi hala titretmekte. Dediğim gibi bu 25 sene içerisinde acısıyla tatlısıyla bir sürü olaya tanık oldum. Bunlardan ikisini kısaca yazarak yazımı noktalamak istiyorum. Oğlum Rojen çok hastaydı ve ameliyat olması gerekiyordu. Yediği bir çekirdek kabuğu karaciğerine saplanmış ve iltihap yapmıştı. Doktorlar mutlaka ameliyat olması gerektiğini söylemişlerdi. O ameliyat masasındayken benle annesi de dışarda büyük bir sabırsızlıkla ameliyatın bitmesini bekliyorduk. Tam bu esnada bana bir telefon geldi ve tutsaklarla ilgili bir mitingin yapılacağı mutlaka orada olmam gerektiği söylendi. Oğlumu o haliyle bıraktım ve mitingin yapılacağı yere gittim. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen eşim bana hala “Oğlunu ameliyat masasında bırakıp haber peşinde gittin” diye sitem eder.
Yine bir davayı takip etmek için gittiğim Hamburg Ağır Ceza Mahkemesi’nde mağdur olduğunu iddia eden birisi tarafından sanık durumuna düşürüldüm. Bir anda neye uğradığımı şaşırarak polisler tarafından gözaltına alındım ve hak etmediğim bir muamele sonucu yargılandım. Neyse ki sonunda beraat ettim. Numarasız telefonlardan bana yapılan tehditler, hakaretler de işin cabası. Ama asla davamdan geri adım atmadım. Bu geniş ailenin bir ferdi olmak beni her zaman mutlu etti. Halkımın acılarını sevinçlerini elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim. Bedeli ne olursa olsun sevgili Selahattin Demirtaş'ın deyimiyle “Dewamke.”