Tecridi halkın mücadelesi kırar

Amed TUAY-DER, nöbet

Amed TUAY-DER, nöbet

  • Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlattığı dönüşümlü açlık grevi, 10. gününde devam ediyor. 
  • Tutsaklar, 106 cezaevinde sürdükleri eyleme destek beklerken aileleri ise birçok ilde “Adalet Nöbeti” başlattı. Amed’de TUAY-DER’deki nöbet eylemine katılan aileler, tecridin ancak halkın mücadelesiyle kırılacağını söyledi. 

MEDİNE MAMEDOĞLU / AMED

Türk cezaevlerinde süren açlık grevi eylemine iki cezaevi daha katıldı. Yeni katılımlarla tutsakların eylemde bulunduğu cezaevi sayısı 106’ya ulaştı.

"Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da 104 cezaevinde başlatılan süreli dönüşümlü açlık grevi eylemine iki cezaevi daha katıldı. Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ile Samsun Kavak S Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar da eyleme dahil oldu. Böylece eylemin sürdüğü cezaevi sayısı 106’ya ulaştı. Tutsaklar, eylemlerini 15 Şubat 2024’e kadar sürdürecek. Türk iktidarı olumlu adım atmazsa başka seçeneklere başvurulacak.

Sadece açlık grevi değil

Açlık grevi eylemine hasta, yaşlı ve cezasının bitimine iki yıl kalmış olan tutsaklar dahil edilmiyor. Ayrıca, dış temsilciliklere, insan hakları kurumlarına, medya temsilciliklerine, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine mektuplar yazmaya başlayan tutsaklar, Adalet Bakanlığına İmralı’daki tecridi hatırlatan dilekçeler yazıyor. İmralı’ya sevk talebinde bulunmaya başlayan tutsaklar, CPT’ye ihmal ettiği sorumluluğunu tekrar hatırlatıyor. Tutsaklar, mahkemelerde de tecridi kınayıp teşhir etmeye başladı ve bunu sürdürücek.

 

 

Tarihe mührümüzü vuralım

Amed Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Şilan Yılmaz, ailesi aracılığı ile kamuoyuna mesaj gönderdi. Koğuştaki dört arkadaşı ile birlikte açlık grevine başlayan Şilan, eylemlerinin amacına dair şunları söyledi: “Cezaevinden bütün direngen halkımıza selam gönderiyorum. Halkımız direniş ve mücadelesini her daim büyük bir kararlılıkla sürdürdü. Bizim üzerimizde uygulanan zulüm ve zorbalık her geçen gün daha da artıyor. Bu direnişin her alana ulaşıp yayılması elzemdir. Tarih zaman içinde akıp gidiyor, önemli olan bu tarihe ne kadar mührümüzü vurduğumuz. Bunun için de bizim omuzlarımızda açlık grevi kaldı. Bizler şu an da dört tutsak kadın açlık grevindeyiz. STK’ların ve barış savunucularının sesimiz olmasını istiyoruz. Sizleri de bu mücadeleye davet ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.” 

Talep karşılanana kadar

Açlık grevinin devam ettiği Kayseri 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsaklar, 5'er günlük dönüşümlü olarak eylemlerini sürdürüyor. 28 yıllık tutsak Erhan Kaya (53), tüm kesimleri eylemi sahiplenme çağrısı yaptı. Kaya, talepleri yerine getirilene kadar eylemlerine devam edeceklerini ifade etti.

Zafer mücadele edenlerindir

Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi/A Blok'taki tutsaklar, devam eden açlık grevi eylemlerine dair mesaj gönderdi. Tutsaklar, Abdullah Öcalan'a dönük tecridin kaldırılması, sağlık ve yaş durumu gözetilerek ev hapsine alınması, aile ve avukat görüşlerinin her hafta periyodik çerçevede yapılması ve anayasal hakların tanınmasını istedi. 10'ar günlük dönüşümlü açlık grevine girdiklerini aktaran tutsaklar, şunları vurguladı: “Belirttiğimiz talepler karşılanmaz ise önümüzdeki süreçte eylemlerimiz daha da radikalleştirilerek sürdürülecektir. Ölümlerin ve yaşanan bu çatışmalı sürecin önüne geçilmesini istiyoruz ve tüm vicdan sahibi insanları ve kurumları eylemimize ses vermeye davet ediyoruz. Hep birlikte mücadelemizi büyüterek sonuca ulaşacağız ve mutlaka kazanacağız. Zafer mücadele edenlerin olacaktır.” 

Şiddet ve inkarınız çözüm getirmiyor

Antalya Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nden açlık grevi eylemine giren tutsak Şükran Özer, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde eylemlerinin devam edeceğini belirterek, şunları söyledi: “Farklı farklı yöntemlerle de eylemlerimizi sürdüreceğiz. Moralimiz gayet iyi. Tecrit kaldırılmadan Kürt sorununun çözüm kapısı aralanmayacak. Biliyoruz ki tecrit kalkarsa Kürt sorununun çözüm yolu da bulunacak. Bu durum hasta olan ve 30 yıldır cezaevinde olan arkadaşlarımız için de yeni gelişmeleri beraberinde getirecektir. Bu nedenle esas talebimiz Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır. Tecrit kaldırılırsa tüm yollar ve çözüm kapısı açılacak, sorunlar tartışılmaya başlanacak. Dilekçelerimizde de yazdık bunları. Kürt sorunu ne şiddetle, ne asimilasyonla, ne inkarla ne de yok saymayla çözülebilir. Bunun görülmesi lazım. Bu biliniyor aslında ama savaş konsepti buna tercih ediliyor. Savaş konseptiyle sonuç alabileceklerini düşünüyorlar, ancak sonuç alamazlar. Kürt halkını yok edemezler. Devlet de hükumet de bunu biliyor. Bu savaş uzadıkça halklar arasındaki yaşamda da sorunlar oluşmaya başlıyor. Dilekçelerimizde tüm bu hususları da ifade ettik. Sorun savaşla çözülemez. Bu şekilde devam da ettirebilirler ama bu yalnızca süreci uzatır. Hukuki bir hak olarak açlık grevini tercih ettik ve açlık grevi eylemlerine başladık. Bunun artık görünmesi gerekiyor.”

 

 

Gerekirse biz de açlık grevine başlarız’

Tutsak aileleride önceki gün başlattıkları ‘Adaet Nöbeti’ni sürdürüyor. Kızı Gülistan Al’ın 6 yıldır cezaevinde tutulduğunu söyleyen Emine Al, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan kızı ve arkadaşlarının tecridi kabul etmeyerek bu eyleme başladığını söyledi. Kızının her telefon görüşmesinde kendisine, “Sessiz kalmayın” dediğini aktaran Emine Al, “Gerekirse ben de açlık grevine başlarım” diyerek şöyle devam etti: “Bu tecrit politikaları ile hem bizi hem de tutsakları cezalandırmak istiyorlar. Biz buna karşı elimizden gelen her şeyi yaparız. Gerekirse aileler olarak açlık grevine de gireriz. Ailelerin hepsi mücadele etsin. Onlar gibi bizler de tecrit altındayız. Bizim çocuklarımızdan bir farkımız yok. Çocuklarımız içeride hastalar, işkence ve baskı altında tutuluyorlar.” 

 

 

Onlar için her şeyi yapacağız

Nöbete katılan Sıddık Baran’ın oğlu Mehmet Veysi Baran ise Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan oğlunun açlık grevine başladığını ve destek vermek için nöbet eylemine katıldığını belirten Sıddık Baran, “Bizler tecridin kaldırılmasını istiyoruz. Bütün siyasi tutsaklar özgür olsun ve ailelerin yanına gelsin. Çocuklarımız tecridin kırılması ve yaşadıkları ihlallerin sona ermesi için greve girdiler. Bizler her daim onların yanındayız. Bu zulme ve baskılara dur diyelim artık. Onlar için elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. 

 

 

Tecridi direnişle kırabiliriz

Ailesinden birçok tutsak bulunan Mustafa Oğuz, tutsaklara ses olmak için nöbet eylemine katılanlardan biri. Mustafa Oğuz, var olan tecridin dünyada hiçbir örneği olmadığına dikkat çekti. Tutsakların cezaevinde tecrit içerisinde tecridi yaşadıklarını belirten Mustafa Oğuz, şöyle konuştu: “Eğer tecrit kalkarsa çözüm hemen bulunur. Bu tecridi de ancak halk kaldırabilir. Bizler barıştan ve eşitlikten farklı bir şey istemiyoruz. Bugün yıllarca cezaevinde kalan tutsaklar açlık grevine girdi. Hem fiziki hem de psikolojik olarak kötü etkileniyor. Dışarıda da anneleri ve babaları kötü oluyor. Bizim her alanda tutsakların yanında olmamız gerekir. Bizler direnişle bu tecridi sonlandırabiliriz.” 

 

 

Bizler de öz eleştiri vermeliyiz

Afyon Cezaevi’ndeki tutsak oğlu Davut Başkan’ın 13 yıldır cezaevinde olduğunu söyleyen Şeyhmus Başkan, cezası bitmesine rağmen oğlunun “Pişman değilsin” denilerek tahliye edilmediğini söyledi. Oğlunun bir an önce bırakılması ve tutsaklar üzerindeki baskıların sona ermesi çağrısında bulunan Şeyhmus Başkan, tutsakların insani ve hukuki taleplerine yanıt verilmediği için açlık grevlerinin başlatıldığını kaydetti. Şeyhmus Başkan, şunları dile getirdi:  “Bugün Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit hepimiz üzerinde uygulanıyor. Bizlerin aileler olarak da bu sürece dair öz eleştiri vermesi gerekiyor. Bizler birlik olsaydık bugün bu açlık grevleri başlamaz, bizler dışarıda mücadele ederdik. Köyleri yakıp yıktılar, insanlarımızı katlettiler, bizi göçe zorladılar. Bu baskı, bu tecrit bugün hepimizin üzerinde var. Dünya ülkelerinin de bu sistemden bir farkı yok. Eğer mücadele etmeseydik bugün Kürtçe dahi konuşamazdık. Ben bugün oğlum ve diğer tutsaklar için buraya geldim. Onlar için gerekirse açlık grevine de girerim.” 

 

*****

Deprem sonrası ‘acil görüşme’ başvurusu

Gemlik’te meydana gelen deprem nedeniyle İmralı’ya dönük kaygılarının giderek arttığını belirten Asrın Hukuk Bürosu, ivedilikle Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklarla görüşme başvurusu yaptı.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, Raziye Öztürk, Özgür Faik Erol ve Mazlum Dinç, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan ve 33 aydır kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmek için Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne yeni bir başvuruda bulundu. Avukatlar, İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de savcılık ve cezaevi müdürlüğüne başvuru yaptı. 

Avukatlar başvuru gerekçesinde, önceki gün Mudanya açıklarında meydana gelen 5.1 şiddetindeki depremi hatırlatarak, ivedilikle Abdullah Öcalan, Yıldırım, Konar ve Aktaş ile görüşmek istediklerini belirtti. Başvuruda, “Bu durum 6 Şubat 2023 tarihli büyük depremlerden bu yana konuşulan Marmara depremi konusunda kaygıları büyütmüş ve yakınlaştırmıştır. İmarlı Adası da bu olası depremlerin fay hattında bulunmaktadır. Gerek dün gerçekleşen depremin sonuçlarını, müvekkillerin durumlarını, gerekse de olası Marmara depremi konusunu kendileriyle görüşmek aciliyet kazanmıştır” ifadelerine yer verdi.

Abdullah Öcalan ve İmralı’da tutulan diğer üç ismin aile ve avukat görüşme başvuruları, “disiplin cezaları” öne sürülerek engelleniyor. 2021-2023 tarihleri arasında Abdullah Öcalan ve diğer tutuklulara üçer aylık olmak üzere en az 5 kez disiplin cezaları verilerek, aileleri ile görüşme hakları ellerinden alındı. Verilen bu disiplin cezalarının gerekçeleri ve dosya numaraları ise yapılan tüm başvurulara ve itirazlarına rağmen avukatlarıyla paylaşılmadı. 

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının Bursa İnfaz Hakimliğine yaptığı başvurular sonucunda 18 Ağustos 2021’de üç ay, 3 Şubat 2022’de üç ay, 31 Mayıs 2022’de üç ay, 9 Eylül 2022’de üç aylık disiplin cezaları verildiği iletildi. Avukatların 10 Temmuz 2023’e yaptığı başvuruya 19 Temmuz’da yanıt veren hakimlik, hangi tarihte verildiği belirtilmeden üç aylık disiplin cezası olduğunu bildirdi. Avukatların son başvurusu ise 10 Ekim 2023’te oldu. Bursa İnfaz Hakimliğine aile görüşlerinin sağlanması talebiyle yapılan başvuruya 13 Ekim günü yanıt veren hakimlik, Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar hakkında verilmiş yeni bir disiplin cezası olduğunu belirtti. Hakimlik, disiplin cezasına konu olan dosya numarasını paylaşmamasının gerekçesi olarak ise “basına yansımasını” gösterdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.