Tamiller: Mücadele devam ediyor

• Tamil Elam halkının 2009 katliamı ile de durdurulamayan özgülük mücadelesi ve self determinasyon hakkı talebi, Berlin’de düzenlenen konferansta tartışıldı. Soykırımın üzerinden 15 yıl geçse de Tamil halkının özgülük mücadelesi devam ediyor.

HAKAN TÜRKMEN/BERLİN

Yüzbinlerce insanın katledildiği, toplu mezarların açılmasına halen izin verilmeyen ve Sri Lanka modeli olarak dünyaya sunulan Tamil katliamı Berlin’de bir konferansta tartışıldı. Konferansa Kürt temsilciler de katıldı.

Konferansa Tamil Eelam aktivisti ve Tamil Gençlik Örgütü Almanya Başkan Yardımcısı Vanathi Nirmalathasan, soykırımdan etkilenen özgürlük savaşçıları, sürgüne gelmek zorunda kalan aktivistler, gazeteci Bashana Abeywardane, Tamil Ulusal Halk Cephesi partisinin başkan yardımcısı ve Eelamtamil Sri Lanka Parlamento üyesi Selvarajah Kajendran (online), Acil Adalet Kolektifi kurucu ortağı Lily Kther, Andreas Schüller, Jeyasangar Gopalapillai, avukat Luxcy Alex Lambert, siyaset bilimci Sinthujan Varatharajah, Kürt Kadın Barış Bürosu (Ceni), Die Linke Avrupa Parlamentosu Neukölln adayı Lea Reisner, Berlin Eyalet Milletvekili Ferhat Koçak katıldı

Konferansın açılış konuşmasını Tamil Eellam aktivisti ve Tamil Gençlik Örgütü Almanya Başkan Yardımcısı Vanathi Nirmalathasan yaptı. Konuşmasında Tamil halkının yaşadığı bölgeyi anlattı. Vanathi Nirmalathasan, soykırımda yüzbinlerce kişinin yaşamını yitirdiğini ve günümüzde de Tamil halkının kendi kaderini tayin hakkı için mücadele vermeye devam ettiğini belirtti.

Avrupa soykırımı kabul etmedi

Ardından bir konuşma yapan Die Linke Eyalet milletvekili Ferhat Koçak ezilen halkların kader birliğine dikkat çekti. Konuşmasında Tamil halkının mücadelesinin Kürt halkı ile aynı olduğunu belirten Koçak şunları söyledi: “Tamil halkına yönelik soykırımı Avrupa devletleri kabul etmedi. Bu nedenle bulunduğumuz her alanda mücadele ve dayanışma içerisinde olmamız şarttır. Tamil halkının kendi kendini tayin etmesi gerekiyor. Bunun için her zaman dayanışma içerisinde olduğumuzu, dayanışma ile mücadelemizi büyüteceğimize inanıyorum” dedi.

 

 

Tanıklar anlattı

Akabinde 'Soykırımın sürekliliği: Mullivaikkal’ başlığıyla özgürlük savaşçıları, mültecilik ve yardımlar üzerine konuşuldu. Bu oturumda Sri Lanka’da yaşananların soykırımın tanıkları anlattı. Tanıklar, Sri Lanka devletinin köyleri, evleri ağır toplar ile yıktığını ve yaşam alanlarının yok ettiğini ve çok sayıda sivilin katlettiğini belirtti. Bir tanık şunları söyledi: “Babam kaybolmuştu. Oğlum da yaşadığımız çadırdan oynamak için çıkmıştı fakat bir süre sonra oğlumdan haber alamadım. Belli bir zaman sonra izini sürerken tabii o sırada Sri Lanka ordusunu da takip etmeye başladım. Fakat karşılaştığım şey korkunçtu. Babamın ve çocuğumun izini sürerken onları buldum acılar içinde kıvranıyorlardı, tanınmaz haldeydiler. O an yaşananları anlatmak gerçekten çok zor hatta gördüğümde yaşıyorlardı fakat ne yaptıysak da acılarını dindiremiyorduk.”

Bir diğer katliam tanığı: “Sri Lanka hükümeti yaptığı soykırımın uluslararası alanda duyulmaması için gereken tüm çabayı sarfetti ve bunda da başarılı oldu. Tamil halkına yönelik en ağır silahlar hatta fosfor bombaları kullanıldı. Halka yönelik çok kanallı hava ve kara saldırıları oldu. Kara ve hava saldırıları sonrası gittiğimiz alanda oradaki özgürlük savaşçıları savaşta kullanılan bombalara dokunmamamızı söylüyorlardı çünkü ne olacağını bilemiyorlardı. Hava harekatı sırasında o kadar çok bombalar atılmıştı ki kimisi patlamış, kimi patlamamıştı. Yapılan soykırım operasyonlarında 8 akrabam yaşamını yitirdi.”

2006’da ülkesinden sürgün olan Gazeteci Bashana Abeywardane ise soykırıma ilişkin yayınladığı belgeleri okuyarak yaşanan vahşeti gözler önüne serdi.

 

 

Gazeteciler baskıya maruz kaldı

Tamil Ulusal Halk Cephesi Partisi’nin başkan yardımcısı ve Sri Lanka Parlamento Üyesi Selvarajah Kajendran de Tamil Elam’dan video bağlantısı yaparak yürütülen mücadeleyi anlattı. Halkların dayanışarak devlet politikalarına karşı durabileceğinin vurgusunu yaptı.

Die Linke Avrupa Parlamentosu Neukölln adayı Lea Reisner ise, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Tamil halkına yönelik yapılan soykırımı delilleriyle kamuoyuyla paylaşmak için bir ziyaret gerçekleştirdiğini fakat yoğun bir şekilde baskıya maruz kaldıklarını anlattı. Yaşadıkları baskılardan dolayı ülkeden çıkarabilmek için yoğun bir şekilde çaba sarfettiklerini ve o baskılardan sonra ilk defa bu konunun gerçekten ele alınmasının gerekliği olduğunu anladıkların aktardı.

Kürtler ile Tamillerin çok fazla ortak noktası var

Cenî Kürt Kadın Barış Bürosu adına konferans katılımcılarına dönük mesajda ise, “Kürtler ile Tamillerin birçok ortak noktası var. Sömürgeci ve baskıcı rejimlere karşı mücadele ile kendi kaderini tayin hakkı temelinde özgür bir yaşam ve halkımızın özgürlüğü mücadelesi bizim ortak noktalarımız. Bu mücadeleler onlarca yıldır kimliğimizi ve kültürümüzü şekillendirdi. Ciddi kayıplar ve yıkımlar ile yüzleşmek zorunda kalsak da, asla pes etmemeyi, rakiplerimizin insanlık dışı uygulamaları karşısında diz çökmemeyi öğrendik. Bu konferans ve çalışmalarınız bu gerçeğin en güçlü kanıtıdır” denildi.

Konferans Lily Kther, Andreas Schüller, Jeyasangar Gopalapillai, Luxcy Alex Lambert, Sinthujan Varatharajah’ın paneliyle son buldu.