10 özel hastane kapatıldı

Hastane

Hastane

  • Türkiye'nin gündemindeki 10 bebeğin ölümüne neden olan sakandalla ilgili soruşturma kapsamında ruhsatı iptal edilen hastane sayısı 10'a çıktı. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, korkunç kelimesini ifade etmeye yetmeği tabloyu "çürümenin fotoğrafı" olarak tanımladı. 

Bağcılar Özel Şafak Hastanesi ve Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi'nin ardından Özel Avcılar Hastanesi'nin ruhsatı da iptal edildi. Özel Avcılar Hastanesi'nde yoğun bakım servisinde tedavi altında olan 8 bebek, özel ambulanslarla çeşitli hastanelere nakledildi. Kararın tebliğ edilmesinin ardından Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne hastanelerin kapatılması ve hastaların sevk edilmesine dair yazı gönderildi. Bunun üzerine İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri polis eşliğinde ilgili hastanelere gitti. Bakanlığın bilgilendirme yazısında İstanbul'da ruhsatı iptal edilen 10 özel hastane şöyle sıralandı: Özel Avcılar Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Bağcılar Özel Şafak Hastanesi ve Özel Silivri Kolan Hastanesi, Çorlu Reyap Hastanesi.

İlgili kararın muhataplara tebliğinin ardından bazı hastanelerin tabelaları sökülmeye başlandı. Ruhsatı iptal edilen hastanelerde tedavisi süren hastaların sevk işlemleri gece boyunca devam etti. Bazı hasta yakınlarının ise durumu ağır olmayan hastalarını kendi imkanlarıyla hastanelerden alarak evlerine götürdüğü öğrenildi. Ruhsatları iptal edilen hastanelerde daha önce tedavi gören ya da hayatını kaybeden çocukların aileleri de hastane önlerinde toplandı.

İddianamede 19 özel hastane

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkındaki iddianamede, 19 özel hastanenin "malen sorumlu" sıfatıyla yer aldığı biliniyor. Sağlık Bakanlığının diğer hastanelerle ilgili incelemesi devam ettiği belirtiliyor.

CHP: Bunları kamulaştıralım

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hükümete çağrıda bulunarak, "Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım."

Korkunç kelimesi yetmiyor

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, bebek ölümlerine neden olan suç şebekesine işaret ederek, "Adeta bir seri cinayetten söz ediyoruz” dedi. Doğan, "Kamuoyuna yansıyanlar korkunç, korkunç kelimesi bunu ifade etmeye yetmiyor" diye kaydetti. Doğan, ortaya çıkan tabloyu "çürümenin fotoğrafı" olarak yorumladı. Doğan, Sağlık Bakanlığı'nın söz konusu soruşturmaya dair iddialara yanıt vermesi gerektiğini vurguladı. Doğan, soruşturmaya ciddiyetle yaklaşılmadığı, yeteri kadar önem verilmediği ve titizlikle ele alınmadığına dair konulara açıklık getirilmesi gerektiğini de ekledi.

Ne olmuştu?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı 494 sayfalık iddianamede, şüphelilerin, Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) fazla para kazanabilmek için bebek hastaların yatış süresini uzattığı, bazılarının sağlık durumunun normalden daha kötü gösterildiği, bazı hasta yakınlarından para alındığı, gelirlerin sağlık çalışanı olan şebeke elemanlarıyla paylaşıldığı iddia edildi. Devletin rejmi ajansı Anadolu Ajansı'nın (AA) ulaştığı iddianamede, "şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları" belirtildi. Bebekler, uygun sağlık hizmeti alacakları hastanelere değil, 112 Acil Servisi ile ortak çalışan şüphelilerin seçtiği ve kârlı görünen hastanelere gönderiliyordu. İddianameye göre; çetenin asıl amacı bebeklerin iyileştirilmesinden ziyade daha çok para kazanmaktı. Enfeksiyona açık bir ortam olan yenidoğan ünitelerine yatırılan bebeklerden bazıları, normalden daha uzun süre yatılı kaldıkları veya hiç gereksinim yokken bu bölüme yönlendirildikleri için hayatını kaybetti. Şüpheliler ayrıca, usulsüz bir şekilde hastanedeki ilaçları satarak maddi kazanç elde ediyordu.

İddianamede şüpheliler için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi. İddianamede, ölen 10 bebeğin "maktul", 5 kişinin "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı.

Doktor Fırat Sarı'nın lideri olduğu iddia edilen şebekenin sevk ve idaresini ise Doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı öne sürülüyor. İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.