9 aylık yeğenim için

Toplum/Yaşam Haberleri —

Döne Kaya

Döne Kaya

  • Adalet Peşinde Aileleri Platformu üyelerinden Döne Kaya, depremde Antakya’da annesini, kız kardeşini, eniştesini ve dokuz aylık yeğeni Çınar Peksoy’u kaybetti. "Yeğenim bizim değiştiremediğimiz bu düzende dünyaya geldi” diyen Döne Kaya  adalet mücadelesini anlattı.

ERDOĞAN ALAYUMAT/HATAY

Adalet Peşinde Aileleri Platformu üyelerinden Döne Kaya, depremde Antakya’da yaşayan kız kardeşi Fatma Kaya Peksoy, eşi Mahmut Peksoy, dokuz aylık yeğeni Çınar Peksoy ve onları ziyarete giden annesini kaybetti. Yakınlarının cenazelerini depremin 6’ncı gününde kendi imkanlarıyla enkaz altında buldu. Dokuz aylık yeğeni Çınar ve babasının cenazelerini birbirlerine sarılı halde, annesi ve kız kardeşinin cenazelerini de yan yana enkaz altından çıkardı.

 

Döne Kaya'nın depremde yaşamını kaybeden kız kardeşi Fatma Kaya Peksoy, eşi Mahmut Peksoy,
dokuz aylık yeğeni Çınar Peksoy

 

Döne Kaya'nın annesi

'Adaleti kendimiz sağlamaya çalışıyoruz’

Gazetemize konuşan Döne Kaya, bir daha kimsenin bu acıları yaşamaması için sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Türkiye’de adaletin olmadığını belirten Kaya, “Can Atalay ile birlikte Anayasa’nın tanınmamasına kadar tüm ülkeyi kapsayan bir hukuksuzluk söz konusu. Bunları gördükçe umutsuzluğumuz daha da artıyor. Ancak mücadelemiz bitmeyecek. Türkiye öyle bir yer ki adaleti kendimiz sağlamaya çalışıyoruz. Aslında bunu yapacak insanlar biz olmamalıydık” diye konuştu.

Depremden iki ay sonra suç duyusunda bulunduklarını aktaran Kaya, adalet sisteminin tıkanıklığını şu sözlerle anlattı: “Yaklaşık dört ay sonra Adalet Peşinde Aileleri Platformu’na katıldım. Başlangıçta savcılar da avukatlar da sürecin nasıl işleyeceğini bilmiyorlardı. Çok sık savcı değişiyordu, geçici görevlendirmeyle gelenler vardı, dosyalar sürekli değişiyordu. Sistem çöktüğü için elle işlem yapılıyordu, evraklar birbirine karışmış vaziyetteydi.”

 

 

İnsanlar başta korkuyordu

Adalet Peşinde Aileleri Platformu’nun kuruluş sürecindeki zorluklardan bahseden Kaya, “Platformu ilk kurduğumuzda insanlar çok çekiniyordu. İnsanlar elinde kalan çok az şeyi kaybetmekten de korkuyorlardı. Sonuçta bu davaların hepsi bir şekilde ‘devlete karşı’ açılmış oluyor, müteahhitlerle beraber belediyelere karşı da açılıyor çünkü. Ancak sonrasında biz sahada mücadele verdikçe, sesimizi yükselttikçe başka aileler de özgüven kazanmaya başladı. Şu an yaklaşık 20 aile var ama her apartmandan bir sözcü seçerek üyeleri alıyoruz. O üyelerin kendi apartmanlarındaki ailelerle iletişimleri var” diye konuştu.

Kaya, platform ile depremzede ailelerin birbirleriyle dayanışmasını sağlamak istediklerini belirtti ve ekledi: “Yaşadığımız sorunların benzerini yaşayanlar varsa nasıl ortak bir yol yöntem izleriz çabasında olduk. Bilirkişi raporlarını karşılaştırarak, öğrendiğimiz bilgileri birbirimize aktararak ilerledik. Sonrasında baktık, sosyal medya bu konuda yeterli olmayacak. Sahaya inmeye başladık. Bundan sonra da adalet nöbetlerine devam edeceğiz.”

Platformda içinde sadece depremde kayıpları olan aileler olduğunu aktaran Döne, “Hepimiz çok büyük acı içindeyiz. O yüzden zaman zaman düştüğümüz oluyor. Psikolojik olarak çok zorlandığımız anlar var. Mücadele verdikçe kazanacağımıza inanıyoruz. Biz mücadele vermezsek dava dosyalarının üstü hemen kapatılır” şeklinde konuştu.

'Malzemeden çalmak bilinçli bir eylem'

Adalet için sonuna kadar mücadele vereceğini söyleyen Kaya, “Ölen ben olsaydım kız kardeşim de benim için aynı mücadeleyi verirdi. Kimsenin benzer acıları yaşamasını istemiyorum. Adalet mücadelesi veriyorum çünkü emsal teşkil etmesini istiyorum. Çünkü bir insan kolon keserken ya da malzemeden çalarken ya da belediye bir şeyleri denetlemeye gitmezken iki kez düşünsünler istiyorum” ifadelerini kullandı.

Dosyalarının çoğunun ‘bilinçli taksir’den açılacağını ifade eden Kaya bunun da şu anlama geldiğini belirterek şöyle konuştu: “Malzemeden çalmak gayet bilinçli bir eylem. Henüz ‘olası kasıt’ ile açılmış dava yok, Ezgi Apartmanı davası dışında. Biz tüm davaların ‘olası kast’ ile açılmasını istiyoruz. Çünkü yaptıkları usulsüzlükler sonucu insanların yaşamlarını kastettiklerini öngörüyorlardı.”

 

 

Zaman aşımı, cüzi cezalar...

Verdikleri mücadelenin bir diğer ayağının ise diğer davalara emsal yaratmak olduğunu sözlerine ekleyen Kaya, “Devam eden davalarda yüksek cezalar verilmesini istiyoruz. Başımıza bunlar gelince eski deprem davalarına baktık ve gördük ki hepsinin zaman aşımına uğratılarak ya da cüzi cezalarla üstü kapatılmış. Bu nedenle en üst sınırdan cezalandırılmasını istiyoruz. Tabii ki adalet çok çabuk gelmeyecek. Çünkü sadece birkaç kişiyi suçlu gösterecekler; birkaç müteahhit, birkaç yapı denetimci...  Türkiye’de inşaat sektöründe bir binanın dikilebilmesi için 45’e yakın imza gerekiyor. Sadece bir kişi üzerine atfedilecek bir suç değil” dedi.

Dava süreci çok gecikmeli ilerliyor

Dava süreçlerinin çok geç başladığını ifade eden Kaya şöyle devam etti: “Biz suç duyurularını açtıktan sonra yedi sekiz ay hiçbir şey olmadı dosyalarda. İşte savcılar değişti, ölüm sayılarının belirsizliği nedeniyle dosyalar karıştı. Başta apartman bazlı, sonra daire bazlı soruşturmalar açıldı, yol yöntem bilinmediği için süreç çok uzadı. Sonra yavaş yavaş bilirkişi raporları çıkmaya başladı. Bizim platform içerisinde henüz duruşması kesinleşen bir apartman yok ama başka davalar başladı. Hatay’da 53 kişinin yaşamını yitirdiği İlke Apartmanı davası görüldü. Sonra Adana'da depremde 63 kişinin yaşamını yitirdiği Tutar Yapı Sitesi davası görüldü. Şimdi Ezgi Apartmanı davasına tarih verdiler.”

AİHM e’ kadar gideriz

Sorumluluğu olan belediyelerin dava dosyalarına eklenmediğini aktaran Kaya, devamla şunları söyledi: “Dosyada kusurla bulunanlar müteahhitten başlayarak yapı denetimcisi, belediyenin denetim kısmı, imzayı atan sorumlular, zemin etütçüleri, statik projecisi olmak üzere farklı sorumlular suçlu bulundukça tek tek dosyaya ekleniyor. Ama biz daha belediyeyi dosyaya ekletemedik. Bu apartman apartman değişiyor. Örneğin Sait Bey Sitesi (Maraş) kentsel dönüşümle yapıldığı için o dosyaya belediye de dahil edildi. Ama bünyemizde kentsel dönüşümlü apartman yok. Ama belediyeden habersiz bu binalar yapılmadı. Gelen bilirkişi raporları genelde depremin büyüklüğünü, şiddetini gerekçe olarak gösterip aslında bahane üretiyor. Ama adalet mücadelemizi sadece birkaç müteahhittin cezalandırılması için vermiyoruz. Davalarımızı götürebildiğimiz yere kadar götüreceğiz. İç hukuk yolları tükense bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gitmeyi düşünüyoruz. Çünkü bu tamamen toplumsal bir katliam.”

‘Yeğenime adalet borcum var’

“Yeğenim bizim değiştiremediğimiz bu düzende dünyaya geldi” diyen Döne Kaya, “Ben kendimi çok suçluyorum bu konuda. Ben adalet mücadelesi vermek zorundayım, dokuz aylıkken yaşamını yitiren yeğenime bunu borç biliyorum. Bir şeylerin artık değişmesi gerektiğini görmemiz gerekiyor bu kadar ölümden sonra. Verilen resmi rakam 50 bin -ki ben bunun doğru sayı olduğuna inanmıyorum ama bu bile çok fazla. Eğer bir şeyleri değiştirecekse bu deprem değiştirir. Diğer toplumsal davalarda mücadele veren insan sayısı yüzlerden onlara düştü. Ancak depremden etkilenen binlerce aile olarak bu mücadeleyi verirsek ben bir şeylerin değişebileceğine inanıyorum. Çünkü değişmeli, bu şekilde devam edemez. Yaşanan acı o kadar ağır ki hiç tanımadığımız birinin bile bu acıyı yaşamasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.