Bedenimizdeki saklı arşiv

Toplum/Yaşam Haberleri —

Beden bilimi

Beden bilimi

  • Kültürel bilgi, çoğu zaman kelimelerle ifade edilemeyen, bedenle ve deneyimle öğrenilen bir bilgi formudur.

HELENA MİTON / Çeviri: Serap GÜNEŞ

Kültür, kelimelere dökülemediğinde nasıl aktarılır? Bu, kültürel mirasın korunmasında ve nesiller arası aktarımda karşılaşılan temel sorunlardan biridir. Kültür, genellikle somut olmayan unsurlar içerir; bu unsurlar yazılı belgelerle ya da nesnelerle kolayca aktarılabilir. Ancak, her kültürel bilgi bu şekilde aktarılabilir değildir. Bu yazıda, kelimelere dökülemeyen kültürel bilgilerin nasıl korunduğunu ve aktarıldığını anlamaya çalışacağız.

Kültürel aktarımın kırılgan yapısı

Kültürel bilgi, genellikle insan davranışları, becerileri ve uygulamaları aracılığıyla aktarılır. Örneğin, bir yemek tarifini yazılı olarak birine vermek, yemeği aynı şekilde yapabileceği anlamına gelmez. Aynı şekilde, bir ustanın bir zanaatı nasıl icra ettiğini izlemek de, bu zanaatı öğrenmek için yeterli olmayabilir. Kültürün bu kırılgan yapısı, özellikle yazılı veya görsel kayıtlara dayanmayan bilgi için geçerlidir. Örneğin, Antonio Stradivarius’un kemanlarını bugün bile yeniden üretemememizin nedeni, bu ustanın zanaat bilgisinin tam anlamıyla kelimelere dökülememiş olmasıdır. Bu bilgi, büyük ölçüde ustanın deneyim ve hislerine dayanıyordu ve bu nedenle tam olarak aktarılamadı.

Tarihsel kayıtların sınırlılıkları

Tarihi kayıtlar, kültürel bilginin korunmasında önemli bir rol oynar. Örneğin, Sümerlerin müzik notalarını taş tabletlere kazımış olmaları, günümüzde bu müziği yeniden canlandırmamızı sağlar. Ancak, kültürel bilgi her zaman yazılı veya taşınabilir nesnelere kaydedilemez. Örneğin, eski Mısır’daki dansların nasıl yapıldığını bilmemiz neredeyse imkansızdır, çünkü bu bilgi sözlü ya da fiziksel olarak aktarılamadı.

Kültürel bilginin bedende saklanması

Kültürel bilgi, sadece yazılı belgelerde veya nesnelerde değil, insan bedeninde ve sinir sisteminde de saklanır. Bu tür bilgi, genellikle deneyimle ve uygulamayla öğrenilir. Bu durumu anlamak için, bir spor dalında ustalaşmak veya belirli bir zanaatı öğrenmek gibi bir örnek düşünülebilir. Bu tür beceriler, kişinin bedensel hafızasına kazınır ve kelimelerle ifade edilemeyen bir bilgi formu olarak kalır.

Örneğin, bir usta cam üfleyicinin çalışmalarını izleyerek onun becerilerini tam anlamıyla öğrenmek zordur. Bu ustanın el hareketleri, nefes kontrolü ve camın sıcaklığı gibi unsurlar, kelimelerle açıklanamayan deneyimlerdir. Bu nedenle, bu tür bir bilgi ancak uygulama yoluyla tam anlamıyla aktarılabilir.

Kültürel bilginin aktarılmasında en önemli faktörlerden biri, bilginin tekrar ve redündans (fazlalık) yoluyla korunmasıdır. Örneğin, bir becerinin bir kişiden diğerine aktarılması sırasında herhangi bir hata ya da eksiklik meydana gelirse, bu bilgi başka bir kişiden veya tekrar tekrar yapılan uygulamalardan öğrenilebilir. Bu durum, kültürel bilginin nesiller boyunca hayatta kalmasını sağlar.

Metaforlar ve öğretim

Kültürel bilgi, aynı zamanda metaforlar ve yaratıcı öğretim yöntemleriyle de aktarılır. Örneğin, boks yaparken bir koçun “dirseğini savur” demesi, öğrencinin vücudunun doğru bir şekilde dönmesini ve güçlü bir yumruk atmasını sağlamak içindir. Bu tür metaforlar, öğrenicinin bedensel hareketleri doğru bir şekilde yapmasına yardımcı olur.

Taşlar veya ağaçlar

Bazı durumlarda, araçlar ve malzemeler de kültürel bilginin aktarılmasında önemli bir rol oynar. Örneğin, bir terzi, kumaşı doğru bir şekilde kesmek için özel makaslar kullanır. Bu tür araçlar, kullanıcının belirli bir hareketi doğru bir şekilde yapmasını sağlar. Aynı şekilde, farklı türdeki taşlar veya ağaçlar, belirli bir zanaatın icrasında belirli hareketleri gerektirir ve bu da kültürel bilginin aktarılmasını kolaylaştırır.

Bilgi formu

Kültürel bilgi, çoğu zaman kelimelerle ifade edilemeyen, bedenle ve deneyimle öğrenilen bir bilgi formudur. Bu tür bilgi, genellikle uygulama yoluyla, tekrar ve redündans aracılığıyla, metaforlar ve araçlar kullanılarak aktarılır. Bu nedenle, kültürel bilginin nesiller boyunca hayatta kalabilmesi için, bu tür bilgilere gereken önemin verilmesi ve doğru bir şekilde aktarılması gerekir. UNESCO gibi kuruluşlar, bu tür somut olmayan kültürel mirasların korunması için çalışmalar yürütmektedir. Ancak, bu tür bilgilerin aktarımındaki zorluklar göz önüne alındığında, bu alandaki çalışmaların daha da önem kazanacağı açık.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.