Cüreti yaşayanlar
Nubar OZANYAN yazdı —
- Kürdistan çocukları; “Bin kılıç darbesinden korkmadan imparatoru atından indirme”ye cüret ederek tarih yazıyor. İki fedai gerilla, cüret dolu kahramanlıkla tarihin nasıl yapılacağını ve yazılacağını özgürlük arayan herkese büyük bedel ödeyerek gösterdi ve öğretti.
Ölümü ve korkuyu silerek yerine cesaret yazanlar, amacına yüksek düzeyde bağlı olanlar, faşizmin kalbinde, Ankara’da, kendisinin en güvenli ve en korunaklı olduğunu düşündüğü yerde feda eylemi gerçekleştirebilirdi. Heval Asya Ali ve Rojger Helin bunu başardı ve öğretti. Çünkü onlar herkesten daha fazla özgürlüğü düşledi. İstedi ve yaşadı. Halkları katleden, soykırım ve imha silahları üreten TUSAŞ’ın elini kırıp yüreğini yaralayarak, faşizmin ocağına korku ve panik düşürdü.
Son süreçte “çözüm-müzakere-barış” adına hemen her kesimden insan konuştu ve konuşmaya devam ediyor. Derin analizler yapıp süreci yorumluyor. Büyük sözler söyleyip tartışıyor. Egemenler tarafından söylenen tasfiyedir. Dayatılan teslimiyettir. Söylenen hiçbir söz, kurulan hiçbir cümle, Kürt ulusal özgürlük gerillası Asya Ali, Rojger Helin’in sözü kadar dürüst, sahici ve çözücü değildir. En anlamlı ve değerli sözü gerillalar kendilerini feda ederek söylediler.
İşgal ve ilhak, imha ve soykırım, tecrit ve çözümsüzlük devam ettiği sürece çözümün kapısının ancak her alanda direnişin büyütülmesiyle, faşizmin kalbinde öfke patlatılmasıyla açılabileceğini gösterdi ve öğrettiler. Silahlarından çıkan her bir mermi, anlamlı ve bir o kadar siyasal mesaj ve özgürlük fikri taşıyordu. Cüret ve cesaret taşıdılar. Korkuyu ve aşılmaz denilen engelleri yerle bir ettiler.
Sormak lazım! Faşizmin işgal ve ilhak saldırıları durdu mu? Rojava’ya, Medya Savunma Alanları’na yönelik soykırım ve imha bombaları sustu mu? Ağır tecrit sonlandı mı? İşçiler, kadınlar, bebekler katledilmekten vazgeçildi mi? Karşılığı ve gerçekliği olmayan birkaç cümle dışında değişen ve farklılaşan ne oldu ki Kürt halkı ve özgürlük düşleyenler, haklarını aramaktan, mücadele etmekten vazgeçsin? Türk ordusunun kırım ve imha uçakları, SİHA’ları, kadın ve çocuk katleden bombaları, ”ayarlanmış zaman” mı tanıyor ki özgürlüğünü talep eden Kürt fedailer zamanlarını ayarlasın? Türk faşizmine her şey serbest ve hak iken neden haklarını ve özgürlüklerini arayan gerillaya “zaman” manidar oluyor? Ve direnmek yasak oluyor? Eşitsizlik ve haksızlık yaşamın her alanında var olup yaşandığı gibi direniş ve özgürlük denkleminde de yaşatılmak ve kanıksatılmak isteniyor.
Adı konmaktan çekinilen sürecin çözüm sözü iki cesur fedainin eylemi oldu. Onlar herkesten daha yüksek sesle, daha sahici ve daha sarsıcı konuştu. Silahların eleştirel gücüyle konuşan iki cesur fedai sağır olanların kulaklarını, kör olanların gözlerini açtı. Kürt ulusunun özgürlük sorunu gibi devasa büyüklükteki bir sorun ancak büyük alt üst oluşlarla, devrimle çözülür. Bedel isteyen görkemli feda eylemleri ve kitlesel güçlü birleşik direnişler yaşanmadan Kürtlerin özgürce var olma ve yaşama hakkı gerçekleşemez.
İki kahraman gerilla görkemli eylemleriyle Türk işçi, emekçi ve aydınlarına da oldukça değerli mesaj verdi: “Ayağa kalkın! Zulme kafa tutun. Ellerinizi bombalarla yanan ellerimize, parçalanan yüreklerimize uzatın. Korku sözcüğünü silin, yerine cesareti ve cüreti yazın. Ölümden korkmayın. Ancak o zaman birlikte kurtuluruz!” dediler.
Asya Ali, Rojger Helin arkadaşların feda eylemini bahane eden faşist Türk ordusu Rojava’da sivil yaşam alanları başta olmak üzere fırın, elektrik santrali, petrol kuyuları peynir-yoğurt fabrikası, eczane bombalayarak insanlık suçu işledi. Günlerdir şehirler, köyler, evler bombalanmaya devam ediyor. İşçiler çocuklar, kadınlar katledildi.
Bütün bu tabloya bakınca Asya Ali ve Rojger Helin arkadaşların eylemlerinin haklılığı ve meşruluğu daha iyi görülüyor ve anlaşılıyor. Anılarına büyük saygı ve minnetle.