Güncel

Efrîn’de yeni dönem

Dosya Haberleri —

Efrîn geri dönüşler/ foto: AFP

Efrîn geri dönüşler/ foto: AFP

Efrîn İnsan Hakları Örgütü Eşsözcüsü İbrahim Şêxo ile Efrîn’e son dönüşleri ve halkın Efrîn’de karşılaştığı tabloyu konuştuk.

  • Efrîn’e yalnızca Halep ya da Kuzey ve Doğu Suriye’deki kamplarda kalanlar değil, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Kürt göçmenler de geri dönmeye başladı. Şu anda bölge yollarında hemen her gün dönüş konvoylarına rastlanıyor. İnsanlar kendi olanaklarıyla, büyük ölçüde bireysel girişimlerle bu dönüşleri gerçekleştiriyor. 
  • Efrîn’in kırsal kesimlerinde ve köylerinde silahlı grupların neredeyse tamamen çekildiği belirtiliyor. Bu bölgeler büyük ölçüde boşaltılmış durumda. Ancak Efrîn şehir merkezinde bazı grupların hala varlık gösterdiği biliniyor. Bu durum tamamen güvenli bir ortamın oluştuğu anlamına gelmese de, halk arasında korku hakim değil.

ERKAN GÜLBAHÇE

 

Türkiye’nin askeri operasyonuyla 2018 yılında başlayan Efrîn işgali, yüz binlerce Kürt sivilin zorla yerinden edilmesine, demografik yapının değişmesine ve sistematik insan hakları ihlallerine sahne oldu. Aradan geçen yedi yılın ardından, bölgede sınırlı da olsa yeniden bir dönüş süreci başladı. 10 Mart 2025 tarihinde QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile Şam Geçici Hükümeti Başbakanı Ahmet el-Şara arasında imzalanan 8 maddelik mutabakat, yerinden edilmiş sivillerin geri dönüşünün önünü açmayı da taahhüt ediyordu. Efrîn’in yanı sıra Serêkaniyê ve Girê Spî’den işgal sonrası göç etmek zorunda kalmış yüz binlerce insan bu taahhütün yerine getirilmesiyle evlerine dönmeyi bekliyor. Bu antlaşmanın ardından 1 Nisan’da Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam Geçici Hükümeti arasında Halep’in Şêxmeqsûd ve Eşrefiye mahallelerine ilişkin 14 maddelik yeni bir anlaşma imzalandı. Bu antlaşmanın imzalanmasıyla resmiyette Halep’e bağlı olan Efrîn’e dönüşlerin olacağına dair umutlar da gelişti. Zira antlaşmanın imzalandığı günlerin bayrama da denk gelmesiyle çok sayıda Efrînli işgalden bu yana ilk defa Efrîn’e gitti. Efrîn’e son dönüşleri, halkın Efrîn’de karşılaştığı tabloyu ve ileride geri dönüşlerin nasıl hız kazanabileceğini Efrîn İnsan Hakları Örgütü Eşsözcüsü İbrahim Şêxo ile konuştuk.

 

 

Efrîn İnsan Hakları Örgütü verilerine göre bugüne kadar kaç kişi Efrîn’e geri döndü? 

2018’deki işgalin ardından yaklaşık 300 bin Efrînli göç etmek zorunda kaldı. Aradan geçen yedi yıl boyunca zaman zaman bireysel geri dönüş girişimleri oldu, ancak esas yoğun dönüş süreci, 10 Mart 2025 tarihinde Mazlum Ebdî ve Ahmet el-Şara arasında imzalanan 8 maddelik mutabakatın ardından başladı. Özellikle Ramazan Bayramı’nın ilk gününe denk gelen 1 Nisan’dan itibaren, Halep’te yaşayan çok sayıda Efrînli bölgeye dönmeye başladı. Gidenlerin bir bölümü yalnızca ailelerini, akrabalarını ziyaret etmek amacıyla giderken, önemli bir kesim kalıcı olarak yerleşmek için döndü. Açıkça ifade etmek gerekirse elimizde henüz tümüyle netleştirilmiş sayısal veriler bulunmamakla birlikte, bugüne kadar yaklaşık 7 bin ailenin Efrîn’e geri döndüğünü söyleyebiliriz. Bu rakam tahmini olarak 100 ila 150 bin kişi arasında bir nüfusa karşılık geliyor.

Efrîn’e yalnızca Halep ya da Kuzey ve Doğu Suriye’deki kamplarda kalanlar değil, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Kürt göçmenler de geri dönmeye başladı. Şu anda bölge yollarında hemen her gün dönüş konvoylarına rastlanıyor. İnsanlar kendi olanaklarıyla, büyük ölçüde bireysel girişimlerle bu dönüşleri gerçekleştiriyor. Dönüşlerin önümüzdeki dönemde çok daha büyük oranlara ulaşması bekleniyor.

Etnik dağılıma bakıldığında, son geri dönüşlerle birlikte Efrîn’de Kürt nüfusunun yoğunluğu yüzde 70’e ulaşmış durumda. 2018 sonrası Türkiye’ye bağlı silahlı grupların getirdiği Arap ailelerin oranı ise gün geçtikçe azalıyor; bu oran şu an bazı kaynaklara göre yüzde 25’in altına inmiş durumda. Daha önce tam tersi bir tablo söz konusuydu. Ancak şimdi, Arapların kademeli olarak geri çekilmesi ve Kürtlerin dönüşünün artmasıyla birlikte demografik yapı da yeniden şekilleniyor.

Bununla birlikte, daha önce askeri faaliyetlerde yer almış ya da güvenlik kaygısı taşıyan bireyler açısından dönüş hala riskli. Gerçek anlamda sürdürülebilir bir dönüş süreci için daha fazla güvenlik garantisine ihtiyaç olduğu çok açık.

 

Efrîn / foto:AFP

 

Dönüşler yerel ya da uluslararası bir çerçevede mi organize ediliyor? Yoksa insanlar kendi imkanlarıyla mı dönüyor?

Şu ana kadar Efrîn’e dönen tüm aileler, tamamen kendi imkanlarıyla geri dönüyor. Resmi bir tahliye, yeniden yerleştirme ya da organizasyonel bir destek mekanizması henüz yürürlükte değil. Ancak Halep’in Şêxmeqsûd ve Eşrefiye mahallelerine ilişkin, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam geçici hükümeti arasında imzalanan 14 maddelik anlaşma sonrası Halep ile Efrîn arasındaki yollar açıldı. Bu gelişme, dönüş sürecini doğrudan etkiledi.

Anlaşma sayesinde Efrîn ve Halep arasında seyahat edenler artık kontrol noktalarına takılmadan geçiş yapabiliyor. Bu durum, özellikle Halep’te yaşayan Efrînli göçmenlerin geri dönme motivasyonunu artırmış durumda. Sahadan alınan bilgilere göre, şimdiye dek dönenlerin herhangi bir müdahale ya da engellemeyle karşılaşmadığı ifade ediliyor. Anlaşmada yer alan “kimseye haksızlık ya da baskı uygulanmayacak” maddesinin sahada uygulandığı gözlemleniyor. Bu da geri dönenler için bir güven ortamı yaratıyor ve sürecin istikrarlı biçimde ilerlemesine katkı sağlıyor.

Geri dönmek isteyenlerden, evlerinin çete grupları tarafından işgal edildiğine dair size şikayet geliyor mu? Bunun aşılması için nasıl bir yol izleniyor?

Evet, bu konuda bize çok sayıda başvuru geliyor. Geri dönmek isteyen birçok kişinin evleri ya tamamen yıkılmış ya da hala silahlı gruplar ve onların getirdiği aileler tarafından işgal edilmiş durumda. Evlerine ulaşamayan yurttaşlar ciddi mağduriyet yaşıyor. Bu sorunun çözümü için hem Özerk Yönetim’in hem de Şam hükümetinin sahada sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Geri dönen Efrînlilerin mülklerine erişiminin sağlanması, bu amaçla yasal ve idari mekanizmaların devreye girmesi şart. Elimize ulaşan bilgilere göre, Efrîn’deki idari yapılar cami ve okul hoparlörlerinden işgal edilen evlerin boşaltılması ve sahiplerine iade edilmesi yönünde duyurular yapılmaya başlandı. Ayrıca, okulların kapanmasıyla birlikte bazı ailelerin bölgeden ayrılarak evleri boşaltacağı da ifade ediliyor. Ancak bu süreç kendi kendine ilerlemiyor. Halkın güvenliğini sağlamak ve silahlı grupların müdahalelerini engellemek için daha somut adımlar atılması gerekiyor. Pek çok kişi geri dönmek istiyor ama evlerine ulaşamayacakları endişesiyle tereddüt yaşıyor. Geri dönüşlerin sürdürülebilir olması için bu sorunun mutlaka çözülmesi gerekiyor.

 

 

Geri dönenlerin barınma, altyapı, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlar konusunda karşılaştığı en büyük zorluklar neler? Kadınlar ve çocuklar açısından özel bir riskten söz edebilir miyiz?

Savaşın yol açtığı yıkım nedeniyle Efrîn’in altyapısı büyük oranda tahrip olmuş durumda. Geri dönen birçok ailenin evi ya tamamen yıkılmış ya da oturulamayacak halde. Bu da dönenler için barınma konusunda ciddi sorunlara yol açıyor. Göçmen olarak uzun yıllar yaşamış bu ailelerin evlerini yeniden inşa edecek maddi olanakları da oldukça sınırlı. Bu nedenle uluslararası yardım kuruluşlarına ve yerel yönetimlere yönelik destek beklentisi yüksek.

Altyapı dışında bölgedeki iş olanakları da oldukça kısıtlı. Geçim kaynaklarının sınırlı olması, bazı ailelerin geri dönememesine neden oluyor. Özellikle zeytin hasadı, birçok aile için temel geçim kaynağıdır.

Güvenlik açısından çete gruplarının büyük bir bölümünün çekildiğini söyleyebiliriz, ancak küçük grupların hala bölgede kaldığı yönünde bilgiler geliyor. Bu gruplar daha çok hırsızlık ve soygun gibi olaylarla gündeme geliyor. Kadınlar ve çocuklar açısından bazı risklerin hala mevcut olduğunu belirtebiliriz, fakat Kürt nüfusunun bölgede yeniden çoğunluk haline gelmesiyle bu risklerin giderek azaldığını ifade edebilirim. Genel anlamda artık belirgin bir korku atmosferi yok. Yine de, geri dönüşlerin sağlıklı şekilde devam edebilmesi için sadece güvenlik değil, barınma ve geçim imkanlarının da mutlaka güçlendirilmesi gerekiyor.

Geri dönen sivillerin güvenliği nasıl sağlanıyor? Güvenlik endişesiyle dönemeyenlerin sayısına dair bir tahmininiz var mı?

Efrîn’in kırsal kesimlerinde ve köylerinde silahlı grupların neredeyse tamamen çekildiği belirtiliyor. Bu bölgeler büyük ölçüde boşaltılmış durumda. Ancak Efrîn şehir merkezinde bazı grupların hala varlık gösterdiği biliniyor. Bu durum tamamen güvenli bir ortamın oluştuğu anlamına gelmese de, şu an halk arasında belirgin bir panik ya da yoğun korku havası hakim değil.

Kürt nüfusunun Efrîn’de yeniden çoğunluk haline gelmiş olması, halkın kendisini daha güvende hissetmesine katkı sunuyor. Aynı zamanda geçici yerel yönetimin, özellikle dışarıya karşı güvenlik algısını olumlu göstermek için bazı önlemler aldığı da gözlemleniyor. Olası ihlallerin önüne geçmek için çaba sarf edildiği ifade ediliyor. Bu durum, halkın geri dönüş kararında belirleyici bir unsur haline gelmiş durumda.

Buna karşın, yüzde 100 güvenli bir ortamdan söz etmek mümkün değil. Silahlı grupların kimi unsurlarının hala şehir içinde gizli hücreler halinde varlığını sürdürdüğü yönünde endişeler var. Bu da özellikle geçmişte ağır hak ihlalleri yaşamış sivillerde temkinli bir bekleyişe yol açıyor. Güvenlik nedeniyle henüz dönemeyen önemli bir nüfusun varlığından söz ediliyor ancak bu sayıya dair net bir veri bulunmuyor.

Genel olarak bakıldığında, bölgeye dönmüş olan sivillerin günlük yaşamlarında ciddi bir güvenlik tehdidi yaşamadığı, ancak kalıcı bir istikrar için hala önemli adımların atılması gerektiği ifade edilebilir. Geri dönüşlerin sürdürülebilirliği, sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi güvencelere de bağlı görünüyor.

 

Efrîn / foto:AFP

 

Şu anda Efrîn’de güvenlik denetimi kimin elinde? Suriye Geçici Hükümeti mi, yoksa Türkiye’ye bağlı silahlı gruplar mı kontrol sağlıyor?

Efrîn’de hem Suriye Geçici Hükümeti’ne bağlı güvenlik güçleri hem de Türkiye destekli silahlı grupların güvenlik unsurları bulunuyor. Özellikle sivil polis teşkilatında ve üst düzey görevlerde Türkiye’ye bağlı grupların etkisi dikkat çekiyor. Bununla birlikte, bölgenin büyük bir bölümünde güvenliğin idaresi Geçici Hükümet’e bağlı yerel güçlerin elinde.

Ancak mevcut durumda geçici Suriye hükumetinin imkanları sınırlı. Sahadaki denetimi tam anlamıyla sağlayabilmeleri için ek kapasiteye ihtiyaç duyuluyor. Önümüzdeki dönemde bu koşullar sağlanırsa, Türkiye’ye bağlı grupların ya bölgeden çekilmesi ya da Geçici Hükümet yapılarıyla bütünleşmesi yönünde gelişmeler yaşanabilir.

Türkiye uzun zamandır Efrîn’i işgal altında tutuyor ve kendi sistemini uyguluyor. Bölge adeta Türkiye’ye bağlı bir vilayet gibi yönetiliyor. Bu yapının değişmesi için ne yapılması gerekiyor? Bu yönde herhangi bir girişim var mı?

Efrîn’de mevcut sistemin değişmesi ve Türkiye’ye bağlı yapının sona ermesi için öncelikle geçici Şam hükümetinin bölgede tam bir denetim kurması gerekiyor. Bu da tek başına mümkün değil. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam Geçici Hükümeti arasında Şêxmeqsûd ve Eşrefiye örneklerinde olduğu gibi, doğrudan bir anlaşmanın sağlanması gerekiyor.

Eğer bu tür bir anlaşma gerçekleşirse, Efrîn’de de tıpkı diğer bölgelerde olduğu gibi yönetim, güvenlik ve eğitim alanlarında halk temelli bir sistemin kurulması mümkün olabilir. Yani Efrîn’in geleceği, Şam ile Özerk Yönetim arasında yürütülen görüşmelerin seyriyle doğrudan bağlantılı. Ayrıca, sahadan aldığımız bilgilere göre Türkiye’nin Efrîn üzerindeki etkisinin son dönemde zayıflamaya başladığına tanık oluyoruz. Örneğin, geri dönen gençler, bazı Türkiye destekli yapıların işleyişine son verdiği, bu gruplara ait dernek ve kurumların büyük ölçüde dağıtıldığını ifade ediyor. Siyasi zeminde sağlanacak yeni anlaşmalar ve sahadaki güç dengelerinin değişimiyle birlikte, Efrîn’deki mevcut yapının dönüşeceğini düşünüyorum.

 

Efrîn’deki insan hakları ihlallerini izlemek ve belgelemek amacıyla yerel ya da uluslararası kurumlarla ortak bir çalışmanız var mı?

Evet, birçok uluslararası kurum, Efrîn’deki insan hakları ihlallerini yerinde izlemek ve belgelemek istiyor. Bu konuda bizimle temasa geçen kurumlar var ve iş birliği yürütüyoruz. Ancak bu çalışmaların sahada uygulanabilmesi için, önce Şam Geçici Hükümeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında genel bir anlaşmanın sağlanması gerekiyor. Böyle bir mutabakatın ardından, uluslararası kuruluşların doğrudan sahada gözlem yapma hazırlıkları bulunuyor. Şu an için süreç, bu siyasi çerçevenin netleşmesine bağlı.

 

 

Halep’te imzalanan 14 maddelik anlaşmanın benzerinin Efrîn için de yapılması, Efrîn’e dönüş ve kalıcı bir çözüm açısından sizce nasıl bir etki yaratır?

Halep’teki Şêxmeqsûd ve Eşrefiye mahalleleri için imzalanan 14 maddelik anlaşma, Efrîn üzerinde oldukça olumlu bir etki yarattı. Bu anlaşmanın ardından dönüşlerde belirgin bir artış yaşandı. 1 Nisan’dan itibaren Efrîn’e yönelik kitlesel geri dönüşler başladı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, bu tür anlaşmaların Efrîn’de de uygulanması için çaba içerisinde olduğunu belirtiyor. Efrîn, idari olarak Halep’e bağlı bir kent olduğu için Halep’te uygulanan bu modelin Efrîn’de de geçerli olması bekleniyor.

Özellikle Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’deki güvenlik ve mülkiyet sorunlarının çözümü için Özerk Yönetim ya da yerel kurumların nasıl bir yol izlemesi gerekir?

Bu bölgelerdeki demografik yapıyı değiştirme girişimleri ciddi sorunlar yarattı. Özerk Yönetim ile yapılan görüşmelerde, bizler her zaman göçmenlerin evlerine dönmesi ve demografik yapının korunması gerektiğini vurguladık. Bu konunun herhangi bir anlaşmanın tali bir parçası değil, merkezi bir maddesi olması gerektiğini ifade ettik. Geri dönüş, sadece insani değil, aynı zamanda siyasi bir meseledir. Özerk Yönetim’in bu konuda uluslararası platformlarda da girişimlerini sürdürmesi, dönenlere maddi destek sunması ve yeni bir hayat kurmaları için yardımda bulunması gerekiyor.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.