Halka gidin, halkla yürüyün
Dosya Haberleri —

Ömer Öcalan
DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la yaptıkları son görüşmeyi gazetemize anlattı:
- ‘Gittiğiniz her yerde selamlarımı iletirsiniz’ dedi. Babam bir anıyı anlatırken, ‘senle Cemil Bayık eve gelmiştiniz. Kürtlük ve Kürdistan mücadelesi komünizm mücadelesinden daha ağırdır. Şex Said de bu yoldan geçti. O'nun aşireti vardı. Sizin kimseniz yoktur’ dediğini hatırlattı. Sayın Öcalan, ‘evet hatırlıyorum’ dedi. Şu an kimsesizler milyonlar oldu. Ortadoğu’ya perspektif sunuyor.
- Kendisine şunu ilettik: Kürt halkının size inancı son derece nettir. Bu konuda problem yoktur ama bazı kuşkuları vardır. Bu yaşanmışlıklardan kaynaklı insanlarda devlete ve iktidara karşı kuşkular vardır. Buna dönük, ‘halk haklıdır, doğrudur, doğru düşünüyor, durum böyledir ama ben umudumu koruyorum. Bu sürecin yürümesi için elimden geleni yapacağım’ dedi.
- Başkan şunu söyledi: Sosyalist demek toplumsallık demektir, toplumsallık demek halkla yürüyüp halkla çalışmak demektir. Ben gittiğim her yerde örgütlenen biriyim. Çocukluğumdan beri örgütlenirim. Ben çocukken namaz grubum vardı, okula giderken arkadaş grubum vardı.’
GÜLCAN DERELİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısı sonrası ilk aile görüşü gerçekleşti. Kardeşi Mehmet Öcalan ve yeğeni DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Adası'na giderek bir görüşme gerçekleştirdi. Ramazan Bayramı ve 4 Nisan doğum gününe denk gelen görüşmede Abdullah Öcalan'ın ne söylediği kamuoyunca merak ediliyor. Haber takibi dolayısıyla bulunduğum Urfa'da, Ömer Öcalan'la aile ziyaretini ve Abdullah Öcalan'ın mesajlarını konuşuyorum.
Her yerde halka selam
Ömer Öcalan'ın ilk sözleri Abdullah Öcalan'ın halka çok selamı oluyor. Abdullah Öcalan'ın "Gittiğiniz her yerde selamlarımı iletirsiniz" sözlerini aktaran Ömer Öcalan, bunun bir aile görüşü olduğunun altını ısrarla çiziyor. Yani bir siyasi heyet ya da avukatlarının ziyareti gibi görülmemesi gerektiğini, bunun her tutsağın hakkı olduğunu vurgularken, aile görüşünün düzenli yapılması gerektiğine de işaret ediyor. Aile ziyaretlerinin siyasi nedenlerle engellenmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
"Aile ziyareti kapsamında 31 Mart'ta gerçekleşti. Bayramın ikinci günüydü" diyen Ömer Öcalan, 4 Nisan doğum gününe ilişkin şunları söylüyor: "Tabii ki 4 Nisan’ı Kürt halkı sadece sayın Öcalan’ın şahsının doğum günü olarak görmüyor. Halk kendi doğum günü olarak görüyor. Defalarca 4 Nisan’da burada doğum günü kutlandı. İnsanlar irade beyanında bulundu. Türkiye metropollerinden ve Kürdistan’ın kentlerinden onbinlerce insan buraya gelip ziyaret ettiler. İnsanlar sadece normal klasik bir doğum günü olarak bakmıyor. Bu bir irade beyanıdır. Bu bir düşünceye, fikre sahip çıkmadır. Biz böyle değerlendiriyoruz."
Cemil Bayık ile bir anı...
Ömer Öcalan, babası Mehmet Öcalan ile amcası Abdullah Öcalan arasında geçen çarpıcı bir sohbeti de aktarıyor. Ömer Öcalan, "İmralı’daki son görüşmede -aile görüşü kapsamındaydı- babam bundan yaklaşık 50 yıl önceki bir anıyı anlatırken Başkan da bu anıya müdahil oldu. Bunu burada 4 Nisan vesilesiyle söylemek çok anlamlı ve kıymetli olacak. Belki denk geldi. 76-77 yıllarında yaşanan bir anıyı babam, 'Senle Cemil Bayık eve gelmiştiniz. Annem size yemek yapmıştı. Yemeği yerken babam içeri girip başını kapıdan uzatıp oğlum siz komünizm ve sosyalizm mücadelesi veriyordunuz. Şimdi Kürtlük ve Kürdistan için bir yola girdiğinizi söylüyorsunuz. Komünizm mücadelesi Kürtlük ve Kürdistan mücadelesinden daha hafiftir. Kürtlük ve Kürdistan mücadelesi komünizm mücadelesinden daha ağırdır. Bunun altında çok yorulursunuz.' O esnada Başkan araya girdi. Hatırlıyorum dedi, babam da şöyle bir şey de söyledi, 'Siz Kürtlük davasına girmişsiniz, Şex Said de bu yoldan geçti, Şex Said de büyük bedeller ödedi. O'nun aşireti vardı, ailesi, çevresi vardı. Sizin kimseniz yoktur, aşiretiniz bile yoktur, bu davada zorlanırsınız' dediğini hatırlattı.
Bu söylemden sonra şu an milyonlara ulaşan bir halk gerçekliği var. İnsanların burada sayın Öcalan’da kendini görmesi, bu 52 yılı aşan siyasi mücadeleyi bir halkın yeniden doğuşu olarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Sayın Öcalan 76 yaşındadır. Direnişle, mücadeleyle geçen bir ömür. Yoksul bir halkın evladı. Buradan çıkıp kendi arkadaşlarıyla büyük ekseriyeti halkın içinden gelen, ya köyden gelen, ya şehirden gelen insanların, grubun birlikte hareket ettiği ve 6 kişiyle başlayan şu an milyonları bulan, Kürdistan’ın dört parçasına etki eden, Ortadoğu siyasetini domine etme etkisine sahip olan dünyada ses getiren bir konumdadır. Tabii ki 27 Şubat çağrısında da görüldü ki Birleşmiş Milletler, Amerika, Avrupa, Rusya, Çin bu sürece dair olumlu anlamda açıklamalar yaptı. Desteklediklerini söylediler. Hiç kimsesizlikten milyonlara varan, bir halkın doğuşu olan bir doğuş olarak değerlendiriyoruz. Şu an kimsesizler milyonlar oldu. Ortadoğu’ya perspektif sunuyor. Ortadoğu’ya model sunuyor. Bu tür şeyler konuşuldu" diyor.
En büyük amacım görmekti
Ömer Öcalan'ın amcası Abdullah Öcalan'la ikinci yüz yüze görüşmesi. Neler hissettiğini soruyorum: "İlk görüşmeye 23 Ekim’de gittim. Orada ilk defa sayın Öcalan’ı göreceğim bir görüşmeydi. Belki yaşamımda, siyasi mücadelede, sosyal yaşamda benim eksik kalacağım yönlerden biriydi. Sayın Öcalan’ı görmek en büyük amaçlarımdan biriydi. O eksiklik kısmen de olsa giderilmiş oldu. 23 Ekim 2024’te sayın Öcalan’ı ilk defa fiziki olarak orada gördüm ve o görüşmelerin ayrıntılarını birçok yerde zaten açıkladık. Amca figürü önemli bir durumdur ama biz klasik bir amca figürü üzerinden gitmiyoruz. Sonuçta dünyayı etkileyen, çevreyi etkileyen, birçok yerde etki gücü olan, büyük vasıflara sahip olan bir liderle aile bağınız var ama hayatınızda hiçbir zaman görmemişsiniz. Bunun maneviyatı daha fazla olmaktadır."
Düzenli aile görüşü olmalı
Ömer Öcalan'a Abdullah Öcalan'ın gelişmeleri takip etme imkanlarını soruyorum. Ömer Öcalan, "Sayın Öcalan kısmen imkanlar dahilinde bazı Türk kanallarını takip ediyor. Oradan bazı şeyleri kendisi okumaktadır, değerlendirmektedir. Bizim ziyaretimiz bir buçuk saat civarında sürdü. Bir aile ziyaretiydi. Her ne kadar aile ziyareti de olsa birçok şey konuşuldu. Çünkü sayın Öcalan ile görüşüyorsunuz. Aile ziyareti önemlidir. Biz aile hukukunun korunmasını istiyoruz. Türkiye’nin yasalarında, mevzuatında, anayasasında, infaz kanununda herkes için neyi gerektiriyorsa hem sayın Öcalan hem de yanında bulunan Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar arkadaşın hukukunun korunması gerekir. Zaten avukatlar engelleniyor. Yıllardır görüşme gerçekleşmedi. Biz en azından bayramlarda ya da yasal mevzuatta olan 15 günlük aile görüşünün sürekli devam etmesinden yanayız" diyor.
İmralı masası ayakta
Ömer Öcalan'a Abdullah Öcalan'ın siyasi değerlendirmelerini soruyorum. Şunları anlatıyor: "Sayın Öcalan'ın ortaya koyduğu paradigma, ortaya koyduğu düşünce sistematiği yüz yılı götürebilecek bir perspektife sahiptir. Herkesin bu perspektiften bakması gerekiyor. Tabii ki siyasette maalesef Ortadoğu’da ve Türkiye'de karşıtlıklar üzerinden yürütülen bir siyaset var. Etnik, inançsal ayrım yapılmaktadır, insanlar kendi kimliklerinden, inançlarından dolayı kategorileştiriliyor. Sayın Öcalan bu yaklaşımları bir tarafa bırakıyor. Yeni bir dünya sistemi, yeni bir yönetim sistemi sunuyor. Yani Alevi Sünni'yle nasıl yaşar, Süryani Ermeni'yle nasıl yaşar, Ermeni Müslüman'la nasıl yaşar, Kürt Türk'le nasıl yaşar, Arap'la Fars nasıl bir arada insanca yaşar? Bunun paradigmasını ortaya koyuyor. Tüm bu farklılıkları ve zenginlikleri bir arada birbirine karşı saygılı ve birbirinin hukukuna saygılı olacak şekilde inşa etmek biraz yetenek ister, kabiliyet, meziyet, feraset ister. Bunların hepsinin formülünü Sayın Öcalan yazmaktadır. Devlet, iktidar ve yetkililer de ciddiyetle yaklaşmalıdır. Çözüm üretme, barış inşa etme, ilişki geliştirme önemlidir. Ve biz bu masanın İmralı'da ayakta olduğunu görüyoruz. Yeri gelince tavrını koyan, yeri gelince son derece esnek olan sürecin hassasiyetinin devam etmesi için elinden geleni yapan bir pozisyonda olduğunu kendi gözlerimizle gördük. Ortadoğu gerçekliğini analiz etti. Suriye’deki, Irak’taki, İran’daki gelişmeleri yakından takip ediyor. Bunların hepsini ayrıntılı bir şekilde yakından takip ediyor."
Çocukluk arkadaşlarından bahsetti
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın hem yakın köyler hem de çocukluk arkadaşlarından bahsettiğini, bazılarına özel selamlar söylediğini aktardı. Ömer Öcalan, "Sayın Öcalan maneviyata önem veren bir lider. Yıllar önceki hem okul arkadaşlarından hem köydeki arkadaşlarından bahsetti. Birçok arkadaşına da selam söyledi. Aynı zamanda Cibin köyü bir Türkmen köyüdür, Sayın Öcalan’ın beş yıl ilkokulu okuduğu köydür. Başkan’ın o köyde kırsalda çatışmalarda yaşamını yitiren yedi-sekiz arkadaşı vardır. Onlardan bahsetti, ailelerinden bahsetti. Sarıçiçeklerden, Kumbağlardan, Atmacalardan bahsetti. Yan köyümüz Erah’tan bahsetti, Aram’dan bahsetti, Hilvan’dan, Mardin’den bahsetti yani bu anılarını bir şekilde bize iletti. Bazı selamları vardı, bu selamları ilgili arkadaşlara ilettik ya da muhataplarına ilettik" diyor.
Demokratik siyasete mesaj
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın demokratik siyasete de önemli mesajları olduğunu vurguluyor. Ömer Öcalan, "Hem bir yandan duygu yönü güçlü ama analitik olarak son derece sürece hakim ve gündemi takip eden biri. Bu noktada devlet mekanizmasının bu sürece bu ciddiyetle yaklaşması gerekiyor. Bozmak, tahrip etmek kolay, ama kurmak zordur. Başkan şunu söyledi: 'Sosyalist demek toplumsallık demektir, toplumsallık demek halkla yürüyüp halkla çalışmak demektir. Bunu oluşturmak gerekiyor. Siyasette boşluğa yer yoktur.' Umarım ilerleyen zaman diliminde bu coğrafyanın yıllarca özlemini çektiğimiz bir barış inşa edilir. Hep birlikte yaşamayı inşa ederiz. Demokratik bir yaşamı, demokratik bir toplumu inşa ederiz. Bu zorlu, zahmetli bir yoldur. Belki uzun sürecektir. Bu noktada biz de gücümüz oranında katkımızı sunacağız" vurgusu yapıyor.
Halk kuşkusunda haklıdır...
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın halkın sürece ilişkin kuşkularına da yanıt verdiğini belirterek şunları söylüyor: "Kendisine aslında şunu da ilettik. Kürt halkının size inancı son derece nettir. Bu konuda problem yoktur ama bazı kuşkuları vardır. Bu kuşkular sizden kaynaklı değil. Bu kuşkular 2015 çözüm sürecindeki yaşanmışlıklar, 2009'daki yaşanmışlıklar, 93'teki yaşanmışlıklardan kaynaklı insanlarda devlete ve iktidara karşı kuşkular vardır. Buna dönük, 'halk haklıdır, doğrudur, doğru düşünüyor, durum böyledir ama ben umudumu koruyorum. Bu sürecin yürümesi için elimden geleni yapacağım' dedi."
Örgütlenin
Ömer Öcalan son olarak Abdullah Öcalan'ın örgütlenmenin altını çizdiğini vurguluyor: "Başkan; 'ben gittiğim her yerde örgütlenen biriyim. Çocukluğumdan beri örgütlenirim. Ben çocukken benim namaz grubum vardı, okula giderken arkadaş grubum vardı.' Örgütlülüğe çok önem verdiğini belirtti. Her bulunduğu yerde kendi çevresinin olduğunu, çalıştığını ve örgütlediğini, örgütlendiğini söyledi."