2025 Newroz’u; mücadelenin yeni dönemi

Dosya Haberleri —

Newroz, İstanbul

Newroz, İstanbul

  • Newroz alanlarında talepler haykırıldı. Şimdi Kürdistan'ın her yerinde, yurt dışında Newroz coşkusunu tüm yaşama egemen kılma, Newroz ruhunu örgütleme zamanıdır. 

BAHATTİN SEMSÛR

 

Bu Newroz’a Önder Apo’nun 27 Şubat tarihinde yayınladığı “Barış ve Demokratik Toplum” manifestosu damgasını vurmuştur. Kürt halkı bu mesajı çok güçlü bir biçimde karşılamıştır. Newroz’un büyük bir katılımla ve yaygın kutlamayla karşılanmasında Önderlik mesajı belirleyici olmuştur. Bu çağrı, görülmemiş bir kitleselliğin ve coşkunun yanısıra, Kürdistan’ın farklı siyasal partilerinin de ortak mekanlarda Newroz’a katılımını beraberinde getirmiştir. Her yaştan, sınıftan, inançtan ve etnik yapıdan insan demokratik ulus olmanın bir gereği olarak Newroz alanlarında yerlerini almışlardır. Kadınlar ve gençlerin katılımı coşkuyu zirveye çıkarmıştır.

Bu yıl kutlanan Newroz, esas olarak Önder Apo’nun özgürlüğüne kilitlenmiştir. Aynı şekilde alanlar, birer referandum alanı haline gelmiştir. Önderliğin özgürlüğü, Kürt halkının özgürlüğü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi hep bir ağızdan ve büyük bir coşkuyla onaylanmıştır.  

Lozan'ın çöpe atılması 

Newroz, Kürdistan’da, yurt dışında özellikle Türkiye metropollerinde, Avrupa'nın ve dünyanın birçok yerinde hem kitlesel, hem de anlamına uygun bir biçimde kutlanmıştır. Bakur, Rojhilat, Başur ve Rojava’da büyük bir katılım ve coşku ile kutlanan Newroz, bir Kürt inkarı olan Lozan Anlaşması'nın da çöpe atıldığını ilan etmiştir. 

Newroz kutlamaları, Önder Apo'nun kangrenleşen Kürt ve bölge halklarının sorunlarının yanısıra dünya halklarının sorunlarına çözüm üreten manifestonun özü itibariyle anlaşıldığını ifade etmektedir. Halkımız yüzyıldan bu yana özelde de AKP-MHPP iktidarı dönemindeki tüm baskı, katliam, zindan, işkence, operasyonlar, yasaklı kimyasal silahlar da dahil ağır bombardımanlara rağmen sinmediğini, gerilemediğini, Önderliğiyle, gerillasıyla birlikte özgürlükte ısrarlı olduğunu bir kez daha dosta düşmana ilan etmiştir. Bıkmadan, usanmadan böyle bir yaşam kararlılığını tekrar tekrar haykırmışlardır. Kadını erkeğiyle, yaşlısı ve genciyle tüm inanç ve kültürel zenginliğiyle demokratik toplum olmanın örneğini sergilemiştir. 

Önder Apo'nun özgürlüğüyle birlikte en fazla haykırılan sloganlardan biri de kadın özgürlüğünün en özlü ifadesi olan “JIN JIYAN AZADΔ sloganı olmuştur. Bu slogan, aynı zamanda demokratik ulusun ve sosyalizmin yolunun kadın özgürlüğünden geçtiğini açıkça ortaya koymuştur.

Newroz kutlamaları Frankfurt’taki büyük buluşmayla son bulmuştur. Her Newroz kutlandığı süreç itibariyle yeni anlamlar kazanır. Yeni görevler tanımlar, sorumluluklar açığa çıkarır, hedefler gösterir ve buna ulaşmak için de çalışma tarzını belirler. 2025 Newroz’u Önder Apo'nun özgürlüğünü sağlama, barış ve demokratik toplumu inşa newrozu olmuştur. Fakat bunun önünde engel oluşturan güçler bulunmakta. 

 

 

Ateşkese rağmen saldırı

Önder Apo, barışın gerçekleşmesi ve demokratik toplumun inşa edilmesi için PKK yönetimine, Türk hükümetine ve halkımıza net çağrılar yapmıştır. PKK’ye kongresini yapıp kendisini fesh ederek silahları susturma, dönemin gereklerine göre yeniden yapılanma; Kürdistan yurtsever halkına demokratik toplumu inşa etme; AKP-MHP hükümetine sürecin ilerlemesi için siyasi ve hukuki zemin oluşturma; muhalefet partilerine ise süreç karşısındaki görevlerini meclis zemininde yerine getirme çağrısında bulunmuştur. 

PKK yönetimi ve HPG Genel Karargahı, Önder Apo’nun çağrısına cevap vereceklerini açıklamıştır. PKK yönetimi, Önder Apo’nun koşullarının özgür çalışır duruma gelmesinin altını her fırsatta çizmiştir. Yapılacak PKK kongresine kurucu önder olarak Önder Apo’nun katılması gerektiğini özenle ve ısrarla belirtmiştir. PKK bu süreçte denilebilir ki koşulları, imkanları fazlasıyla olmasına rağmen Türk işgal güçlerine karşı -Akıncı adı verilen SİHA’nın düşürülmesi dışında- eylemde bulunmamıştır. Kamuoyuna yaptığı açıklamaya harfiyen bağlı kalmıştır.

Fakat sömürgeci Türk hükümeti gerillanın ateşkesine ateşkesle karşılık vermek yerine saldırılarını hava ve kara unsurlarıyla aralıksız bir biçimde, şeker bayramı süresince de sürdürmüştür. Bir aylık süreçte AKP-MHP faşist hükümeti, Kürdistan özgürlük gerillasına yönelik uçak, SİHA, helikopter ve kara unsurlarıyla aralıksız saldırılar yapmıştır. Kuzey Doğu Suriye’yi hedef alan saldırılarını sürdürmüş; onlarca savaşçı, basın emekçisi ve sivil insanı katletmiştir. Berxbotan köyünde içlerinde anne babanın da olduğu sekiz çocuklu bir aileyi alçakça katletmiştir. Başûr Kürdistan’da içlerinde gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun bulunduğu bir araçta dört kişiyi SİHA saldırısı sonucu hunharca katletmiştir.

İktidar sözünü tutmamıştır 

Verdiği sözlere rağmen AKP-MHP hükümeti, Önder Apo’nun yaşam koşullarında bir değişiklik yapmamıştır. Oysa çağrıyla birlikte bir hafta içerisinde Önder Apo’nun koşullarının değiştirileceği, üzerinde mutabık olunan bir karardı. Yine umut hakkının kısa sürede pratikleşeceği belirtilmesine rağmen, sözün gereği yapılmamış, Newroz vesilesiyle Önder Apo ile heyet ve avukatların görüşmesine dahi izin verilmemiştir. Kürt sorununun çözümü için hazırlanması gereken siyasi ve hukuki zemin konusunda soykırımcı Türk devletinin kuruluş esaslarını korumakta ısrarlı olduğu anlaşılmıştır.  

AKP-MHP hükümeti süreci ilerletmek için adım atma yerine, Özgürlük Hareketi’ni tehdit üzerine tehdit ederek bir an önce silahlarını teslim etmesini, aksi takdirde “taş üstüne taş, omuz üzerinde baş bırakmayacaklarını” seviyelerini fazlasıyla düşürerek defalarca tekrarlamışlardır. Çözüm yönünde adım atmak yerine oyalama, zamana yayma, gerilla ve Rojava devrim kazanımlarını tasfiye ederek “Terörsüz Türkiye”ye ulaşmayı strateji olarak belirlemişlerdir. 

Sadece askeri ve siyasi saldırılarla yetinmeyip bunun diplomasisini de yürütmüşler; Kürdistan özgürlük güçlerini tasfiye için Irak, Ürdün, Suriye hükümetlerini harekete geçirmeye çalışmışlardır. Kuzey Doğu Suriye Özerk yönetimini tasfiye etmek için de hem SMO çetelerini harekete geçirmişler hem de ABD kapılarında el etek öperek yalvar yakar olmuşlardır. 

Bakur Kürdistan ve Türkiye’de ise halka, aydınlara, siyasilere ve gazetecilere yönelik tutuklamalar, belediyelere kayyum atamalar hız kesmemektedir. 

 

 

Dönemin görevleri 

Tüm bunlar önümüzdeki süreçte yerine getirilmesi gereken görevleri de tanımlamaktadır. İnsanın toplumsal bir varlık olması, onu üzerinde yaşadığı topraklara ve parçası olduğu toplumsallığa karşı sorumlu kılar. Söylediği her söz, attığı her adım bu sorumluluğu taşır veya taşımak zorundadır. 2025 Newroz’una da buradan bakarsak, belki de tarihte hiç olmadığı kadar bu newroz katılımcılarına önemli sorumluluklar yüklemiştir. Katılımcılar, “Önder Apo ve Kürtler özgürleşmeli, Türkiye ve Ortadoğu demokratikleşmeli, Yaşasın Halkların Kardeşliği” demiştir. JIN JIYAN AZADÎ sloganı ise hiç dinmemiştir. 

Amed ve İstanbul newrozlarında milyonları bulan bir katılım oldu. Atılan tüm sloganlarda, yükseltilen taleplerde, tek yürek, tek ruh ve tek ses olunmuştur. Yükseltilen sloganlar, özgürlük, eşitlik ve demokratik toplum sözleşmesinin ilanıdır. Aynı zamanda yerine getirilmesi gereken bir çalışma programı ortaya çıkmıştır.

Newroz alanlarında talepler haykırıldı. Bunda ısrarlı ve kararlı olunduğu dile getirildi. Şimdi de Newroz coşkusunu tüm yaşama egemen kılma ve ahlaki sorumluluğuyla bunu örgütlemeye sıra gelmiştir. 

Çünkü Newroz bir günlük törensel kutlamayla sınırlı kalan bir olgu değildir. Newroz’u Newroz yapan, zulme ve zalimlere karşı özgür yaşama, bilinçlenme ve örgütlenme kararlılığıdır. Demirci Kawa’nın özgürlük ateşini gürleştirmesi böyle bir anlam taşır.  

Şimdi Kürdistan'ın her yerinde, yurt dışında Newroz’a katılan herkesi, Newroz ruhunu örgütleme zamanıdır. Bu konuda iş sadece öncüye bırakılmamalı, Newroz’a katılan herkes Newroz'un yenileştirici, değiştirici, harekete geçirici özelliklerini kendisinde örgütlemeli ve Newroz’a katılmamış, şu ya da bu nedenle uzak duran insanları bulup onları mutlaka 2026 Newroz’una katmayı hedeflemelidir. 

Özellikle İstanbul, Mersin, Adana, İzmir, Antalya vb. yerlerde kutlamaya katılan Türkiyeli devrimci, demokratik ve sosyalist güçler, Türk halkına ve emekçilerine, Haki Karer, Kemal Pir, Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Mahirler, Denizler, İbolar, Vedat Türkali, Mihri Belli, Denizler, Mahirler, Orhan Yılmazkaya ve Ulaş Bayraktaroğlu ruhuyla gerçekleri anlatmalıdırlar.

 

Herkes bir insanı örgütlese

Eğer Amed bir milyon değil de iki milyon, İstanbul üç milyona ulaşsaydı acaba dönemin Dehaqları üzerindeki etkisi ne olurdu? 

Newroz'a katılan herkes; ilk kez katılanından örgütleyicisine kadar, sunucusundan gazetecisine kadar tüm katılımcılar, Demirci Kawa, Çağdaş Kawa Mazlum Doğan ve Önder Apo karşısında kendisini sorgulayarak Newroz halk gerçekliğini ortaya çıkarmalı. Herkes en azından yeni bir insana ulaşmalı, yeni bir insan kazanmalı, Newroz halk gerçekliğine yeni bir insan kazandırmalıdır. Newroz’a yeni bir insan kazanmak zulmün kalesinde bir gedik açmaktır. Onun için diyoruz ki Newroz halkını nicelik olarak iki hatta üçe katlamanın zamanıdır. Bu, şimdiden delik deşik olmuş zulüm kalesinin yerle bir olması demektir. Belki de, böyle büyüyen bir Newroz kitlesi, 2026 Newroz’unu beklemeden kaleye yürüyebilir! Neden olmasın? 

Bunun için seferber olmak ahlaki ve politik sorumluluğun gereğidir.

Önder Apo da 1973 Newroz’unda böyle tek tek insanlarla konuşarak başlamadı mı?

2025 Newroz katılımcıları neden böyle bir başlangıç yapmasın?

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.