Yarım asırlık mücadelenin belgeseli
Dosya Haberleri —

Kürt Dirilişi belegeseli
“Soykırımdan Özgür Yaşama - Kürt Dirilişi” belgeseli çalışmasının perde arkasını ve hazırlık sürecini, proje yönetiminde yer alan Amed Pîran ile konuştuk.
- Belgesel için Kürdistan, Türkiye, İran, Irak, Suriye, Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ve Rusya gibi birçok bölgede çekimler gerçekleştirildi. Yapım ekibi ve oyuncularla birlikte toplamda 100’e yakın kişi bu projede görev aldı. Müzik ekibi de geniş bir yelpazeye yayıldı.
- Kürt Dirilişi Belgeseli üç sezondan oluşmakta. Birinci sezonun ilk bölümünde, PKK’nin ortaya çıktığı koşullar ele alınıyor. Belgeselin ikinci bölümünde, PKK’de Önderlik gerçeği ele alınıyor. Sonraki bölümler ise PKK’nin nasıl ilerlediği tanıklıklar, belgeler ışığında anlatılıyor.
- Belgesel, kapsadığı dönem, tanıklıkların çeşitliliği ve geniş arşiv içeriğiyle önceki çalışmalardan ayrılıyor. Yüzbinlerce fotoğraf, belge ve görüntü arasından bilgileri seçmek, sarraf titizliğiyle çalışmayı zorunlu kıldı. Hakikat, bilgi ve belgenin yol göstericiliğinde doğru tarih yazımı hedeflendi.
ERKAN GÜLBAHÇE
Kürt Özgürlük Hareketi'nin kesintisiz süren yarım asırlık mücadelesini, tarihsel belgeler, tanıklıklar ve arşiv görüntüleriyle anlatan “Soykırımdan Özgür Yaşama - Kürt Dirilişi” belgeseli izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü tarafından hazırlanan ve 90 bölümden oluşan bu kapsamlı yapım, Kürt halkının direnişinin izini sürerken, PKK’nin ortaya çıkış koşullarından günümüze kadar uzanan tarihi detaylı bir şekilde ele alıyor. PKK’nin tarihini anlatan önceki belgesellerden farklı olarak, Kürt Dirilişi, daha geniş bir zaman dilimini kapsıyor ve her bölümü tanıklıklarla, belgelerle ve canlandırmalarla desteklenen derinlikli bir anlatım sunuyor. Belgesel, ilk bölümüyle 2 Nisan’da Stêrk TV’de Kürtçe, 4 Nisan’da ise Medya Haber’de Türkçe olarak yayınlanacak. Aynı zamanda Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü’nün YouTube kanalında da izlenebilecek. Bu büyük arşiv çalışmasının perde arkasını ve hazırlık sürecini, proje yönetiminde yer alan Amed Pîran ile konuştuk.
Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü nasıl ortaya çıktı?
Kürt Özgürlük Hareketi’nin 50 yılı aşkın süredir kesintisiz süren mücadelesi, bugüne kadar birçok belgesel çalışmasına konu oldu. Özellikle 2000’li yıllarda çekilen “Ateşten Tarih” belgeseli, PKK’nin tarihini anlatan kapsamlı bir yapımdı. Ancak değişen koşullar, gelişen teknoloji ve Kürt halkının özgürlük mücadelesinin geldiği nokta, bu tarihin daha geniş ve günümüz dünyasına uygun bir şekilde belgelenmesi gerektiğini ortaya koydu. Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü, bu ihtiyaca yanıt vermek ve Kürt mücadelesini tarihsel belgeler, tanıklıklar ve görsel arşivlerle daha kurumsal bir çerçevede ele almak amacıyla kuruldu. Bugüne kadar bireysel olarak yapılan belgesel çalışmalarını bir çatı altında toplamak, bu alanda daha kapsamlı ve sistematik bir yapıya kavuşturmak hedeflendi.
Böylelikle Kürdistan’da belgeselcilik çalışmalarına yeni bir komünleşmeyle omuz verilecektir. Hakikat, bilgi ve belgenin yol göstericiliğinde, görselin gücüne dayanılarak toplumlara ulaşıp yaşanılır kılınacak, değere dönüşecek, yaşanmışlıklar toplumsal hafızalarda ebedileşecek, doğru tarih yazımına önemli bir katkı sunulacaktır. Bu çalışma ise dört parça Kürdistan ve Avrupa’daki mücadeleyi tarihsel belgeler, tanıklar ve kanıtlarla ortaya koyarak tüm insanlığa sunmayı hedefliyor.
Belgesel fikri nasıl doğdu, hazırlık süreci ne zaman başladı ve ne kadar sürdü? Yapım ekibinde kaç kişi yer aldı ve hangi alanlarda çalıştılar?
Belgesel çalışmaları 2017 yılının sonlarında başladı. Daha önce de Rêber Apo’nun böyle bir önerisi olduğunu biliyorduk. Daha önce çekilen “Ateşten Tarih” belgeseli önemli bir rol oynasa da, mücadelenin kesintisiz devam etmesi ve Kürt halkının siyasi, kültürel, ekonomik ve askeri alanlarda varlığını her geçen gün daha da güçlendirmesi, yeni bir belgesel ihtiyacını doğurdu. Belgesel ekibi ilk etapta 9 kişiden oluşuyordu. Zamanla ihtiyaçlara göre büyüdü. Araştırma ve inceleme süreçleriyle sınırlı kalmayan çalışma; röportajlar, çekimler, canlandırmalar ve teknik destek gerektiren birçok aşamayı kapsıyordu. Bazı tarihsel süreçlerin belgelenmiş kayıtları olmadığı için, özgün mekanlarda canlandırma çekimleri yapıldı. Bu süreçte kameramanlar, ses uzmanları, dublaj sanatçıları, renk düzenleyiciler, çeviriciler ve görsel tasarımcılar gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış kişiler projeye dahil edildi. Belgesel için Kürdistan, Türkiye, İran, Irak, Suriye, Avrupa’nın çeşitli ülkeleri ve Rusya gibi birçok bölgede çekimler gerçekleştirildi. Yapım ekibi ve oyuncularla birlikte toplamda 100’e yakın kişi bu projede görev aldı. Müzik ekibi de geniş bir yelpazeye yayıldı; dünyanın farklı noktalarından müzisyenler, çalışmalara dahil edildi.
Kürt Dirilişi belgeseli hangi zaman dilimlerini kapsıyor?
Kürt Dirilişi Belgeseli üç sezondan oluşmaktadır. Birinci sezonun ilk bölümünde, PKK’nin ortaya çıktığı koşullar ele alınıyor. Belgeselin ikinci bölümünde, PKK’de Önderlik gerçeği ele alınıyor. Çünkü PKK daha başta Önderliksel bir hareket olarak günümüze kadar geliyor. O nedenle Rêber Apo’nun hayatı, çocukluğu, gençliği, okul yılları, sosyalizmle tanışması ve ilk örgütlenme süreci detaylı bir şekilde inceleniyor. Sonraki bölümler ise PKK’nin kurucu kadrosunun nasıl şekillendiği ve 1973’ten başlayarak 15 Ağustos Atılımı’na kadar nasıl ilerlediği tanıklıklar, belgeler ışığında anlatılıyor.
Sizin de belirttiğiniz gibi PKK’nin tarihini anlatan birçok belgesel çekildi. Bu belgeseli diğer belgesellerden ayıran en önemli özellikleri neler?
Bu yeni belgesel, kapsadığı dönem, tanıklıkların çeşitliliği ve geniş arşiv içeriğiyle önceki çalışmalardan ayrılıyor. Önceki belgeseller bu kadar geniş bir süreci ve tanıklık silsilesini içermiyordu. Bu yapım, sadece PKK’nin kuruluş sürecine katılanları değil, Rêber Apo’nun geniş ailesinin göç süreçleri, çocukluk yıllarının tanıklıklarını da kapsıyor. Özellikle bu dönemlerin belgeleri, fotoları ve ayrıca canlandırma yöntemiyle çok daha geniş görebilme imkanı sunuyor. Rêber Apo’nun 1969’da Amed’deki çalışmaları ve 21 yaşındaki fotoğrafları, ailesi, anne-babası, kardeşleri ve çevresindeki tanıklıklar, İstanbul Hukuk Fakültesi ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki yılları, cezaevi süreci ve burada beraber kaldığı kişilerin anlatımları, 1973’te PKK’nin ilk grup oluşumu ve katılan isimlerin tanıklıkları, Cemil Bayık, Duran Kalkan gibi hareketin içinde yer alan isimlerin anlatımları, barış süreçleri, devlet yetkilileriyle yapılan görüşmelere dair belgeler ve konferans tutanakları, Önder Apo’nun dönemlere dair değerlendirmeleri, el yazmaları ve süreci yorumlayan analizlerini her bölümde görebilmekteyiz. Bu belgesel, her dönemi kronolojik bir akış içinde, detaylı tanıklıklarla ve geniş bir arşivle sunuyor. Bazen bir tanık anlatırken, diğer bir tanık onun sözlerini tamamlıyor, böylece olayları gün gün izleyebilme imkanı sağlanıyor.
Belgesel için hangi kaynaklardan yararlanıldı?
Belgeselin hazırlanmasında geniş bir arşiv taraması yapıldı ve farklı kaynaklardan kapsamlı veriler toplandı. En önemli kaynaklardan biri, Rêber Apo’nun 1970’lerden itibaren tuttuğu notlar, yazdığı kitap ve broşürler, verdiği talimatlar, mektuplar, yaptığı görsel konuşmalar ve kendisinin oluşturduğu arşiv oldu. Bunun yanı sıra PKK, KCK ve PAJK merkez arşivi, sürecin en önemli belgelerini sağlayarak çalışmaya büyük katkı sundu. HPG BİM, HRK, ARGK ve HPG süreçlerine ait fotoğraflar, belgeler ve görüntüleri bize açarak destek sundular.
Serxwebûn, Berxwedan, Dengê Kurdistan ve HRK’nin ilk dergisi olan Peşmerge dergisi gibi basın yayınlar detaylıca incelendi. Uluslararası gazeteler, televizyon kanalları ve Türkiye’deki gazete arşivlerinden yararlanıldı. Özgürlük Hareketi’ni takip eden ajanslar ve demokratik sahadaki yayın organları da kaynak olarak kullanıldı. Belgesel için ayrıca şehit ailelerinden de geniş bir arşiv desteği sağlandı. Şehitlerin fotoğrafları, sicil bilgileri ve mücadele süreçlerine dair bilgiler toplandı. Şehit Aileleri Komitesi, bu konuda önemli bir katkı sundu. Stêrk TV, Med TV, Roj TV ve günümüze kadar gelen diğer Kürt televizyonlarının arşivlerinden faydalanıldı. Rojava’da yeni kurulan televizyon arşivlerinden yararlanıldı.
2014 yılında PKK tarihini kaleme alan “PKK Roman Ekibi"nin Türkiye ve Lübnan’daki arşiv çalışmaları da belgesel sürecine dahil edildi. HPG’nin Mexmûr ve Şengal sürecindeki arşivlerinden yararlanıldı. Bunun yanı sıra açık kaynaklar ve internet arşivleri de incelendi. En önemli kaynaklardan biri de doğrudan halkın sağladığı belgeler ve bireysel arşivler oldu. Röportaj yapılan herkes, elindeki bilgi ve belgeleri paylaşarak çalışmaya katkı sundu. Mücadele süreçlerinin zorlu koşullarından kaynaklı, birçok belgenin kaybolduğu veya henüz ulaşılamadığı biliniyor. Ancak arşiv çalışmaları halen devam ediyor. Bu vesileyle sizin aracılığınızla bize arşivlerini paylaşan herkese teşekkür ediyoruz.
Belgesel için kaç kişiyle röportaj yapıldı?
650’ye yakın kişiyle röportaj yapma ihtiyacı doğdu, ancak 400’üne ulaşıldı. Röportaj yapılan kişilerden 30’dan fazlasının süreç içinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Sonuç olarak, 400’den fazla röportaj gerçekleştirildi. Bu röportajlardan bazıları doğrudan belgeselde kullanılırken, bazıları destekleyici tanıklık olarak kayıt altına alındı.
PKK’nin kurucusu Abdullah Öcalan, esaret koşulları nedeniyle belgeselde yer alamıyor. Bu eksikliği nasıl telafi ettiniz?
Belgeselin hazırlanmasında geniş kapsamlı tarih okumaları ve detaylı incelemeler yapıldı. Rêber Apo’yu diğer önderlerden ayıran en temel özellik yaşamının her sürecini en kapsamlı şekilde belgelemiş bir önder olarak öne çıkmasıdır. Fotoğraflar, görüntüler, yazılı belgeler, kitaplar, broşürler ve talimatlar bu sürecin temel kaynakları arasında yer aldı. Rêber Apo, tarihsel süreçleri kendi anlatımıyla da değerlendirdiği için belgeselin anlatıcısı olarak doğrudan onun anlatımları ve sesine yer verildi. Özellikle 1999 komplo sürecinden sonra yaptığı değerlendirmeler, görüşme notları ve çeşitli medya organlarına verdiği röportajlar belgeselde önemli bir yer tuttu. Ancak, İmralı’daki ağır tecrit koşulları nedeniyle doğrudan bir röportaj yapma imkanı olmadı. Bu eksikliği gidermek için bazı süreçler canlandırma sahneleriyle desteklendi. Belgeselde Rêber Apo gerçeğinin objektif bir bakış açısıyla ele alınması ve tarihsel sürecin en doğru şekilde belgelenmesi hedeflendi. Ancak, doğrudan röportaj yapma imkanı olsaydı çok daha kapsamlı ve zengin bir çalışmanın ortaya çıkacağını belirtmek gerekiyor.
Belgeselin müzikleri nasıl oluşturuldu? Besteleme ve kayıt sürecinde kimler görev aldı?
Bu kapsamda birçok sanatçı ve müzisyenle görüşülerek Art Medya Prodüksiyon ile iş birliği yapıldı. Daha önce “Ateşten Tarih” belgeselinin müziklerini hazırlayan ekip, bu projede de önemli bir rol üstlendi. Müziğin belgeselin ruhuna uygun olması için ortak bir anlayış geliştirildi. Besteleme ve organize süreçleri Hakan Akay öncülüğünde yürütüldü. Dünyanın farklı bölgelerinden gelen müzisyenlerin yer aldığı 50. yıl özel orkestrası oluşturuldu. Coşku, heyecan, acı ve mücadele gibi duyguları yansıtan geniş bir müzik arşivi hazırlandı. Bunun yanı sıra, PKK tarihine mal olmuş 9 eser yeniden düzenlenerek belgesel için özel olarak kaydedildi. Stüdyo kayıtları, mix ve mastering işlemleri 50. yıl özel ekibi tarafından tamamlandı. Yayınlanan fragmanlara gelen olumlu tepkiler, müziklerin izleyiciyi dönemin atmosferine çekme başarısını gösterdi.
Belgesel hangi platformlarda ve hangi dillerde yayınlanacak?
Belgesel ilk olarak 2 Nisan’da Sterk TV’de Kürtçe olarak, 4 Nisan’da ise Türkçe Medya Haber’de ana haber bülteninden hemen sonra yayınlanacak. Televizyon yayınının hemen ardından bir saat sonra, Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü adlı YouTube kanalında da izleyiciyle buluşacak. Kürtçe versiyonu, 2 Nisan’da televizyonda yayınlandıktan bir saat sonra, Şehit Gülistan Tara Belgesel Komünü adlı YouTube (https://www.youtube.com/@KominaDokumanteraTara) kanalında erişime açılacak. Kürtçe bölümler her Çarşamba, Türkçe bölümler ise her Cuma, haftada bir yayınlanacak. Şu anda İngilizce çeviri süreci devam ediyor ve yakın zamanda izleyiciye sunulması planlanıyor. Arapça ve Sorani versiyonları da hazırlanıyor. Bunun yanı sıra, belgeselin farklı dillere çevrilerek daha geniş kitlelere ulaştırılması hedefleniyor.
Belgeselin hazırlık sürecinde karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Ve bu süreçte sizi en çok etkileyen an ya da hikaye neydi?
Bizi en çok etkileyen röportaj yapacağımız yoldaşların daha röportaj yapamadan şehadete ulaşmalarıydı ya da röportajı yaptıktan sonra şehadet haberlerinin gelmesiydi. Örneğin, cezaevleri süreci işlenirken, en önemli tanıklardan biri olan Sakine Arat Ana’nın vefatını duymak oldu. Bunun yanında, röportaj yapılacak kişileri ikna etmek de başlı başına bir zorluktu. Sürecin tarihsel açıdan ne kadar önemli olduğu anlatılmalıydı. Birçok kişi için röportaj vermek büyük bir cesaret gerektiriyordu, zira bu nedenle tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalabilirlerdi. Türkiye ve Avrupa’daki arşivlere ulaşmak, belgeleri toplamak ve tek tek incelemek büyük bir titizlik gerektirdi. Yüz binlerce fotoğraf, belge ve görüntü arasından en doğru bilgileri seçmek, adeta bir sarraf titizliğiyle çalışmayı zorunlu kıldı.
Savaş bölgelerinde çalışmak başlı başına bir risk içeriyordu. Dağ, Güney Kürdistan, Rojava gibi diğer mücadele alanlarında belgesel çekimi yapmak, savaşın ortasında çalışmak demekti. Bu durum ekipteki herkesi doğrudan tehlikeye atıyordu. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, özgür basın geleneğine bağlılık ve tarihi doğru aktarma sorumluluğu, bu çalışmanın tamamlanmasını sağlayan en büyük motivasyon kaynağı oldu.
Bu belgeselin ardından benzer projeler yapmayı düşünüyor musunuz? Devam niteliğinde yeni çalışmalarınız olacak mı?
Gülistan Tara Belgesel Komünü, çeşitli belgesellerle halkımızın karşısına çıkacak ve ihtiyaç duyulan konuları ele almaya devam edecek. Uzun soluklu projelerin yanı sıra, iki-üç bölümlük kısa belgeseller de hazırlanacak ve izleyicilerle buluşacak.
Ayrıca, bugüne kadar Kürt Özgürlük Hareketi çerçevesinde yapılmış tüm belgeseller, YouTube kanalında toplu bir kaynak olarak sunulacak. Böylece izleyiciler, Kürt mücadelesine dair farklı dönemleri anlatan tüm belgesellere tek bir platformdan ulaşabilecek.
Farklı projeleri hayata geçirmek için çalışmalarımız devam ediyor.
***
Belgesel yönetmeni: Doğan Çetin
Proje yönetimi: Amed Pîran - Ardil Mordem
Müzik prodüksiyon: Hakan Akay
Canlandırma yönetmeni: Azad Kaya