Evimiziden şehit çıkması büyük onurdur

Felemez Zawî

Felemez Zawî

  • Kızı Rûken'in şehadetinin yıl ödünümünde anlatan Felemez Zawî, "Evimizden bir şehidin çıkması bizim için büyük bir onurdur. Tüm aile ve akrabaların evind fotoğrafları en baş köşede asılıdır. Mücadelesi ve şehadetiyle tüm ailemizin başı diktir" dedi.

Mersin’de 26 Eylül 2023 gecesi Sara Tolhildan Goyi ile birlikte  fedai eylem yapan Rûken Zelal’in babası Felemez Zawî, şehadetlerinin yıl dönümü vesilesiyle ANF’ye konuştu. Baba Felemez Zawî, aile olarak başından itibaren Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin içinde yer aldıklarını söyledi. Kürt Halk Önderi'ni gördüğü 1992'den itibaren Önderlik çizgisinden şaşmayacağına söz verdiğini belirten Felemez Zawî, "Biz yaşayalım ya da ölelim hiçbir şekilde bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Yıllardır biz de çocuklarımız da bu inançla yaşadık ve yaşamaya devam edeceğiz" dedi.

PKK'nin terbiyesiyle büyüdü

Rûken'nin PKK terbiyesiyle büyüdüğünü kaydeden Felemez Zawî, "Arkadaşlar eve geldikleri zaman onlardaki saygı, insanlara yaklaşımı ve çocuklara olan sevgileri çok farklıydı. Bu nedenle çocuklar hep onları çok seviyordu. Bu da çocukların karekterlerinin gelişimi üzerinde ciddi bir etki yaratıyordu. Rûken de bu şekilde büyüdü. Tüm hayatında etkili oldu" diye konuştu.

Rojava Devrimi sonrası

Rojava Devrimi'yle birlikte Rûken'in halk eylemlerine, yürüyüşlere, şehit merasimlerine katıldığını söyleyen Felemez Zawî, şöyle devam etti: "Bir gün eve geldi ve bana, ‘baba ben silah kaldırdım’ dedi. Bu gerçekten de hoşuma gitti ama bunun ağır bir yük olduğunu, rahat bir şey olmadığını ve altından kalkmasının zor olacağını söyledim. Bana, ‘baba başın dik olsun, ben her şeyin farkındayım ve tüm zorluklarını da biliyorum. İçin rahat olsun ben bunun üstesinden geleceğim ve başaracağım’ dedi. Arkadaşlar gelip bana söylemek istedikleri zaman Rûken, ‘siz neden gidip babama söyleyeceksiniz. Ben daha doğmadan bizim evin kapıları bu devrimin savaşçılarına hep açık olmuş. Bu bizim görevimiz ve biz bunu yapacağız’ demiş. Zaten dediğim gibi kendisi geldi, bana söyledi ve bana da ‘yolun açık olsun’ demek düşüyordu.

Sara da artık çocuğumuzdu

Uzun bir süre onu görmediğini, bir gün Sara adında bir arkadaşıyle eve geldiğini belirten Felemez Zawî, "Bizim için Sara da artık bir çocuğumuz olmuştu. Hiçbir zaman ikisi arasında fark koymadık. Uzun bir süre kaldılar ve sonra gittiler. Artık ondan haber alamadık, ta ki bir gün bize şahadet haberi geldi. Biz yurtsever bir aileyiz ve şehadetin anlamını çok iyi biliyoruz. Bizim için Rûken de tüm arkadaşları gibiydi. Onun gibi binlerce genç hayatını feda etti. Kendi ülkesi için mücadele kararı veren, elbette şehadeti de göze almalıdır" diye konuştu. 

Kaçmayı hiç düşünmedik

Ülkesini savunanın herkesin şehit de düşebileceğini hatırlatan Felemez Zawî, şunları söyledi: "Rojava’da da çok üzerimize geliyorlardı. Her gün saldırılar oluyordu. Biz de direnmek zorundaydık. Direnmeseydik bugün özgürleştirdiğimiz hiçbir yer elimizde olamazdı. Her birimiz bir yerlere dağılırdık. Biz hiçbir zaman kaçmayı düşünmedik. Zaten yurtsever, toprağını, yurdunu bırakamaz; kendi evinde ölür ama asla kaçmaz. Kaçmak bizim işimiz değil. Bu nedenle biz elimize silahlarımızı alarak savunmamızı yaptık. Hiçbir ülke kansız kendi bağımsızlığını kazanmamıştır. Kimse öyle hediye eder gibi sana bağımsızlığını veremez. Kendi özgürlüğünü ve ülkesini isteyen herkes bedel ödemeyi göze almak zorundadır.

Benim için en büyük onur

Heval Rûken de kendi halkı, ülkesi ve ülkesinin özgürlüğü için her tür bedeli göze alanlardandı. Tüm arkadaşları ve yoldaşları gibi kendisini halkı için feda etti. Bizim onların mücadelesi karşısında her zaman başımız diktir. Rûken’in şehit düştüğünü söyledikleri zaman, benim için en büyük onur oldu. Kutsaldır şehadet bizim için. Bizim evimizde bir şehidin çıkması elbette bizim için büyük bir onurdur. Bugün tüm aile, sadece biz değil, tüm akrabaların evinde onların fotoğrafları en baş köşede asılıdır. Onların mücadelesi ve şehadetleri karşısında tüm ailemizin başı diktir. Rûken ve Sara, bu kutsal yolda kendilerini feda etmişler ve bizim onların mücadelesi önünde eğilmekten başka diyecek bir şeyimiz yoktur. Bizim için Rûken neyse Sara da aynıdır. Hiçbir zaman ikisini birbirinden ayırmadık. Tüm akrabalarımızın evlerinde Sara ve Rûken’nin fotoğrafları yan yana duruyor. Onlar ikisi birlikte bu mücadeleye başladılar, birlikte direndiler, aynı fikir ve felsefe uğruna kendilerini feda ettiler ve birlikte şehit düştüler.

İnsan sahip olduklarıyla vardır

Eğer dilin, özgürlüğün, ülken ve kültürün yoksa fiziki olarak yaşamanın da bir anlamı yoktur. İnsan sahip olduklarıyla vardır. Eğer tüm bunlar elinden alınmışsa yaşamazsan daha iyidir. Öyle bir yaşamın da hiçbir anlamı yoktur. Biz de sonuna kadar Önder Apo’nun çizgisi dışında bir yaşamı kendimize kabul etmiyoruz. Önümüzde tek bir yol var; ya özgür olacağız ya da yok olacağız. İnsanlığın onuru budur.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.