Jia Tolention: Daha kötüye gidiyoruz
Kadın Haberleri —
- ’Roe öncesi döneme geri dönmüyoruz. Daha kötü bir yere gidiyoruz. Sadece güvenli olmayan kürtajların değil, gebeliğin de yaygın bir şekilde kriminalize edildiği bir döneme giriyoruz.’
Yazar Jia Tolentino’nun The New Yorker’ta yayınlanan; “Roe öncesi döneme geri dönmüyoruz. Daha kötü bir yere gidiyoruz” başlıklı yazısı kürtajdan öte sistemin kadın bedeni ve ruhu üzerindeki tahakkümün boyutlarını ortaya koyuyor. Jia Tolentino, “Sadece güvenli olmayan kürtajların değil, gebeliğin de yaygın bir şekilde kriminalize edildiği bir döneme giriyoruz” diyor. Bugün Roe v. Wade’nin ABD Yüksek Mahkemesi tarafından kaldırılması yalnız ABD’li kadınların kürtaj hakkına saldırı değil, tüm dünya kadınları için alarm verici bir gerilemenin habercisi. Bu gerçekliğe işaret eden Jia Tolention’un makalesini sizlerle paylaşıyoruz.
“Yüksek Mahkeme'nin Dobbs-Jackson Kadın Sağlığı Örgütü davasındaki karar taslağının sızdırılmasından bu yana geçen haftalarda, eski bir slogan yeniden canlandı: “Eskiye dönmeyeceğiz.” Bu slogan yürüyüşlerde meydan okurcasına atılıyor ama biraz tuhaf kaçıyor çünkü öyle bir baskı ve gerileme dönemdeyiz ki, kaybedilen tek hak kürtaj hakkı değil. Yüksek Mahkeme, Roe-Wade kararını bozup kürtaj hakkına anayasal güvenceyi ortadan kaldırarak kürtajın yirmi eyalette yasadışı veya son derece kısıtlanmış hale gelmesinin önünü açacak nihai kararını vermiş olduğuna göre, slogan kulağa neredeyse gerçeklikten kopuk geliyor. Bu kopukluk, belki de, mevcut Yüksek Mahkemenin gücünü ve ne kadar aşırı sağcı bir pozisyonda olduğunu kavrama konusundaki güçlüğün bir göstergesi.
ABD’lilerin yüzde 57’si kürtaj hakkını desteliyor
Kürtaj hakkına olan destek hiç günümüzdeki kadar yüksek olmamıştı, Amerikalıların üçte ikisinden fazlası Roe kararının korunmasından yana ve yüzde elli yedisi bir kadının hangi nedenle olursa olsun kürtaj hakkını destekliyor. Buna rağmen, hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’da çoğunluk sağlayıp Başkanlığı aldıklarında federal bir kürtaj yasağını geçirmeyi önlerine koyduklarını açıkça belirten Cumhuriyetçiler var.
Gebelik yasa koyucuların elinde
Her kadın, ülkenin yarısının, kişiliğinin ve otonomisinin şarta bağlı olduğuna; bunun bedenleri, kalpleri, akılları, aileleri, geçimleri, planları, özlemleri ve hayatları için sonuçları ne kadar yıkıcı olursa olsun ve tecavüz de dahil her ne koşul altında gebe kalırlarsa kalsınlar, o gebeliği tamamlamaya, doğurmaya ve en iyi ihtimalle yirmi yıl bakım sağlamaya yasal ve ahlaki olarak zorunlu olduklarına inanan yasa koyucuların elinde olduğu gerçeğiyle yüzleşmeli.
Kadına karşı haçlı seferi
“Eskiye dönmeyeceğiz,” bu bozma kararını önceleyen süreçte anlamlı olabilecek bir slogan. Ama en azından bir anlamda doğru. İçine girdiğimiz dönem, kadınların henüz yasak olan kürtaj hizmetine ulaşmaya çalıştığı ve kimilerinin bu yolda öldüğü Roe öncesi döneme benzemeyecek.
Asıl tehlike artık başka bir noktaya kaymış durumda ve muhtemelen daha da ötesi gelecek. Yalnızca güvenli olmayan kürtaj değil söz konusu olan; öncelikle gebe kadınların ama aynı zamanda doktorların, eczacıların, klinik çalışanlarının, gönüllülerin, dostların ve aile üyelerinin, yani sağlıklı bir doğumla nihayetlenmeyen bir gebelik sürecine herhangi bir şekilde dahli olan herkesin yaygın bir devlet takibi ve kriminalizasyonuna maruz bırakılacağı bir döneme girdik. Bu kararın aslında pek bir şeyi değiştirmeyeceğini savunanlar - siyasi bölünmenin her iki tarafında da bulacağınız bir içgüdü bu - devlet düzeyinde yürütülen bu kürtaj karşıtı haçlı seferinin gebeliği nasıl bir cezaya dönüştürdüğü ve durumun çok daha kötüye gitmesinin muhtemelen olduğu konusunda körler.
Kürtajın yasaklandığı veya yakında yasaklanacağı eyaletlerde, erken bir sınırı aşan her gebelik kaybı artık potansiyel olarak bir suç olarak soruşturulabilir. Arama geçmişleri, tarama geçmişleri, metin mesajları, konum verileri, ödeme verileri, adet izleme uygulamalarından gelen bilgiler... Savcılar, gebelik kaybının kasıtlı olabileceğine inanırlarsa bunların hepsini inceleyebilir.
Savcılar kürtajın gerçekleştiğini kanıtlayamasalar bile, soruşturulan insanlar hem bu süreçte tacize uğramış olacak, hem de soruşturmada bulunabilecek alakasız başka şeylerden cezalandırılabilecek.
Latice, ikinci derece cinayetten suçlandı
Beş yıl önce, polis telsizi operatörü olarak saatte on bir dolar kazanan Mississippi’li üç çocuk annesi siyah bir kadın olan Latice Fisher, yaklaşık otuz altı haftalıkken evde bir ölü doğum gerçekleştirdi. Sorgusunda, daha fazla çocuk istemediğini ve daha fazla çocuğa bakmayı göze alamayacağını kabul etti. Telefonunu, cihazı arama verilerini kontrol etmek üzere analiz eden ve mifepriston ve misoprostol, yani kürtaj hapları ile ilgili arama terimleri bulan soruşturmacılara teslim etti.
Bu haplar, elbise askısı çağına geri dönmememizin sebepleri arasında. Teletıp yoluyla reçete edilebiliyor ve posta yoluyla teslim alınabiliyorlar; fazladan bir dozun da reçetelenebilmesine imkan veren bu yöntemle, on bir haftaya kadar olan gebeliklerde yüzde doksan beş ila doksan sekiz oranında etkililer, ki bu, ABD'deki tüm kürtajların neredeyse yüzde doksanını oluşturuyor. Halihazırda ülkedeki tüm kürtajların yarısından fazlasını ilaçla kürtaj oluşturuyor. On dokuz eyalette, doktorların teletıp yoluyla kürtaj hizmeti sunması yasak, ancak kadınlar diğer eyaletlerdeki ve yurtdışındaki klinisyenlerden yardım isteyebiliyor. 2005 yılından bu yana, Women on Web ağı üzerinden tüm dünyadaki gebe kadınlara güvenli bir şekilde kürtaj hapları gönderen, Avusturya’daki Aid Access kuruluşunun başındaki Rebecca Gomperts bu klinisyenlerden biri. ABD yasaklarından önce, Gomperts, ön reçeteyi teşvik ediyordu: bu uygulamada, kadın düşmanı olmayan doktorlar, adet gören her kadına kürtaj hapları reçete edebiliyor, bu da haplara gebelik sonrası erişmeye çalışırken duyulan bazı korkuları ve resmi makamlar tarafından takip edilme olasılığını ortadan kaldırıyor.
Misoprostol, mide ülseri gibi başka sorunlar için reçete edilebilen bir ilaç ve Gomperts, ön reçete uygulamasını olumsuzlayan makul bir tıbbi argüman olmadığını savunuyor. “Marketten çamaşır suyu almanız bile bundan daha tehlikeli” diyor.
Latice Fisher'ın kürtaj hapı aldığına dair hiçbir kanıt yoktu. ABD'de her yüz altmış gebelikten birinde görülen bir ölü doğum yaşadığını savundu. Buna rağmen, ikinci derece cinayetle suçlandı ve yüz bin dolarlık kefaletle birkaç hafta tutuklu kaldı.
Bölge savcısı Scott Colom, ilerici bir reformcu olarak kampanya yürütmüştü; hak savunucuları onu cinayet suçlamasını düşürmeye ve Fisher'ın bebeğinin canlı doğduğu iddiasına temel teşkil eden eski, güvenilmez bir test olan “yüzdürme testi” hakkında yeni bir soruşturma kuruluna bilgi vermeye zorladı. Kurul, Fisher'ın soruşturulmasına gerek olmadığına hükmetse de kadın üç yıldan fazla bir süre bu çileyle uğraşmak zorunda kalmış oldu.
Ya özgürlüğünü riske atacak ya sağlığını
Yasaklı eyaletlerde kürtaj hapı sipariş etmek mümkün olsa bile, bunu yapmak yasa dışı. (Missouri yakın zamanda bu hapların teslimini veya nakliyesini uyuşturucu kaçakçılığı olarak sınıflandırmayı önerdi. Louisiana, kürtaj haplarının eyalet sakinlerine postayla gönderilmesini altı ay hapis cezası gerektiren bir suç haline getiren yeni bir yasa çıkardı.) Birçok eyalette, yasaları çiğnemekten kaçınmak için bir kadının kürtajın yasal olduğu bir eyalete gitmesi, orada teletıp danışmanlığı alması ve ardından hapları da o eyalette alması gerekiyor. Teksas'taki pek çok kadın daha riskli ama kolay bir seçeneği tercih etti: Sınırı geçmek, Meksika'ya gitmek ve eczacıların yanlış kullanım tavsiyeleri verebileceği, düzenlemeye tabi olmayan eczanelerden kürtaj hapları almak. Eyalet dışına seyahat etme özgürlüğü ve parası olmayan ve gebelik evrelerinin klinik olarak doğrulanmasının sonuçlarından korkabilecek bazı kadınlar, hamilelikte ne kadar ilerlediklerini net bir şekilde anlamadan kürtaj hapları sipariş edebilir. Kürtaj hapları güvenli ve etkili, ancak hastaların klinik rehberliğe ve tedavi sonrası bakıma erişmesi gerek. Kendi kendine kürtaj yaptıktan sonra tıbbi yardım almak isteyen ama yasaklı eyaletlerde yaşayan kadınlar, özgürlüklerini riske atmak ile sağlıklarını riske atmak arasında seçim yapmak zorunda kalacaklar.
Şu an Amerika'da her yıl birer milyondan fazla kürtaj ve düşük meydana geliyor ve ikisi genellikle klinik olarak ayırt edilemez vakalar. Bu nedenle, yasaklı eyaletler, bu ikisini birbirinden ayırma konusunda son derece invazif bir ilgi sergileyecekler. Bazıları, kürtaj arayışında olması muhtemel gebe kadınlara ilişkin resmi veri tabanları oluşturulmasının zeminini şimdiden hazırladı.
‘Her Anne Önemlidir Yasası’
Geçen yıl Arkansas, kürtaj olmayı düşünen kadınların bir kamu yardım hattını aramasını ve kürtaj sağlayıcılarının tüm hastaları benzersiz bir kimlikle bir veritabanına kaydetmesini gerektiren “Her Anne Önemlidir Yasası” adlı bir yasa çıkardı. O zamandan bu yana, altı eyalet daha benzer yasalar geçirmiş veya gündemine almış durumda.
Yardım hatları kriz gebelik merkezleri tarafından işletiliyor. Bunların çoğu kürtaj kliniği gibi görünen ama hiçbir sağlık hizmeti vermeyen ve kadınlara ateşli bir biçimde kürtaj karşıtı tavsiyeler veren tipik Hıristiyan kuruluşları.
ABD'de kriz gebelik merkezlerinin sayısı kürtaj kliniklerinin halihazırda üç katı ve hastanelerin aksine, kendilerine gelenlerin mahremiyetini korumak zorunda değiller. Muhafazakar eyaletler, yıllardır, genellikle yoksul kadın ve çocuklar için ayrılan fonlardan gelen parayı bu kuruluşlara yönlendiriyor. Kriz gebelik merkezlerinin toplayabildiği veriler (isimler, konumlar, aile detayları, cinsel ve tıbbi geçmişler, tanısal olmayan ultrason görüntüleri) artık yardım arayanlara karşı kullanılabilecek.
Kadınları telefonları ele verecek
Gebe kaldığınızı genellikle arkadaşlarınızdan önce telefonunuz bilir. İnternet ekonomisinin tamamı, satın almaların ve arama terimlerinin titiz kullanıcı takibi üzerine kuruludur. Sivil yurttaşları kürtaja yardımcı olan herkesi dava etmeye teşvik eden Texas'ın S.B. 8 yasası örnek alınarak çıkarılan yasalar çoğalacak ve her eyalette kanunu uygulamayı kendi ellerine aldığını sanan tipler, şüphelendikleri kişileri takip ve teşhis etmek için hiçbir araç sıkıntısı çekmeyecek. (Ulusal Yaşam Hakkı Komitesi kısa bir süre önce, kürtaj karşıtı eyaletler için “telefon, internet veya diğer herhangi bir iletişim aracı üzerinden” kendi kendine kürtaj hakkında bilgi sağlayan herkese cezai yaptırımlar içeren politika önerileri yayınladı.) Bir Vice muhabiri, kısa bir süre önce sadece yüz altmış dolar ödeyerek altı yüzden fazla Planlı Ebeveynlik kliniğine yapılan ziyaretlerle ilgili verileri içeren bir paket satın alabildi.
Elli yıl önce, kürtaj karşıtı harekete ilerici, savaş karşıtı, refah devleti yanlısı Katolikler hakimdi. Bugün ise kürtaj karşıtlığı, muhafazakar, evanjelik ve mutlak şekilde sabit fikirli bir hareket. Koruyucu aile, evlat edinme ve çeşitli özel hayır evi biçimlerini benimsiyor olabilseler de, bir kez ana rahmini terk ettikten sonra insan yaşamına yönelik kamusal ve yapısal destek politikalarına hiçbir şekilde ilgi göstermeyen insanların ağırlıkta olduğu bir hareket. Araştırmacı Mary Ziegler kısa bir süre önce, günümüzün kürtaj karşıtlarının, “önceki on yıllardaki stratejileri çekingen, korkak ve verimsiz gördüklerini” vurguluyor.
Tecavüz sonucu hamile kalan çocuklar
Geçtiğimiz dört yıl boyunca, on bir eyalet tecavüz veya ensest için bile hiçbir istisna içermeyen kürtaj yasaklarını kabul etti; bu, daha önce düşünülemez bir aşırılık. Şu an Teksas'ta halihazırda seks ve istismarın ne olduğunu henüz anlamayan dokuz, on ve on bir yaşındaki çocuklar, tecavüze uğradıktan sonra mecburi gebelik ve doğumla karşı karşıya kalıyor. Düşük yapar halde acil serviste bekleyen kadınlara, fetüslerinin kalpleri henüz durmadığı için sepsis tedavisi uygulanmıyor.
Adını asla duymayacağınız insanlar hayatlarının geri kalanını bu eza dolu ülkede, bakmaya donanımlı olmadıkları ya da güçlerinin yetmeyeceği ilk veya beşinci çocuğa istikrar sağlamaya çalışıp başarısız olarak, ıstırap içinde geçirecekler. Bütün bunlar karşısında, kadınların bedensel otonomisini savunan kampta bile çok fazla çekingenlik var: kürtajı talihsiz bir gereklilik olarak gören bir algı; otonomiye değer veren ancak kürtajın kendisini değersizleştiren, üreme adaletinden ziyade üreme haklarını vurgulayan bir yaklaşım hakim. Bizi buraya getiren de bu yaklaşımın kendisi oldu.
Roe öncesi döneme geri dönmüyoruz ve onu izleyen, bugünkü kadar karanlık olmasa da asla yeterince iyi olmayan döneme geri dönmek de istememeliyiz. Daha fazlasını talep etmeliyiz ve zaten buna mecbur olacağız. Bir gün daha iyi bir yere varma ihtimali olabilmesi için bile, adalet ve eşit haklar için gerekli bir ön koşul olarak kürtaj hakkı için tüm gücümüzle mücadele etmemiz ve tavizsiz olmamız gerekecek.
KAYNAK: The New Yorker (Jia Tolention’un yazısı İngilizce orijinalinden kısaltılarak tercüme edilmiştir.)
ÇEVIRI: Serap Güneş