Kadın temsilinde vahim tablo
Kadın Haberleri —

Karikatür: Agata Hop
- Türkiye'de devlet ve şiddet sarmalındaki kadınların, siyaset ve idare ile tüm sektörlerdeki katılım ve temsil oranı, zaten iyi seviyede olmayan küresel ortalamanın çok gerisinde. Birçok alandaki varlıkları 'sembolik' görüntüyü aşamıyor.
Türkiye’de kadınların siyasetteki temsil oranı, DEM Parti'nin büyük çabasına rağmen oldukça dramatik durumda. Kadınların farklı sektörlerdeki temsil oranı, iş gücüne katılım ve liderlik pozisyonları da benzer durumda.
Kadınların toplumsal rolleri, yalnızca sayısal temsille değil, bu temsildeki nitelik, özerklik ve toplumsal dönüşüm kapasitesiyle önem kazanır. Kadınların önerdiği politikaların ne kadar yasalaştığı veya toplumsal cinsiyet eşitliğini ne ölçüde dönüştürdüğü ortada. Yerel yönetimlerdeki düşük temsil ve sendikalardaki oran, kadınların kamusal alana dahlinin önündeki dev seti gösteriyor. DEM Parti’nin eşbaşkanlık sisteminde kadınlar fiilen yönetimde yer alıyor. Kadın CEO’ların oranı, üst düzeyde bir “cam tavan” olduğunu gösteriyor. Devletteki görece büyükelçi gibi pozisyonlardaki artışı da 'sistem içi' figürler olmayı aşamıyor. KADEM araştırmasına göre kadınların 63,1’i siyasete ilgisiz. Bu da kadınların eğitimde cinsiyetçi müfredatlar, medyadaki stereotipler ve aile içi rollere hapsolma ile pekişen kadınların kamusal alana yabancılaştırılmasının bir sonucu. Kürt kadın hareketi, kadınların siyasetteki varlığını dönüştürücü bir şekilde artırıyor. Eşbaşkanlık sistemi, kadınların karar alma süreçlerinde eşit bir rol üstlenmesini sağlıyor.
Meclis'teki durum
2023 genel seçimleri sonrası Türkiye Meclisi'nde 600 milletvekilinden yaklaşık 121’i kadın, bu da yüzde 20,1’lik bir temsil oranına denk geliyor. Partilere göre dağılımda, DEM Parti yüzde 49 ile en yüksek kadın temsiline sahipken, diğer büyük partilerde bu oran daha düşük (örneğin, AKP yüzde 18, CHP yüzde 17, İYİ Parti yüzde 13, MHP yüzde 8 civarında).
Yerelde daha sınırlı
Kadınların yerel siyasetteki temsili daha da sınırlı. DEM Parti’nin kazandığı 31 ilçe ve 4 il/büyükşehir belediyesinde eşbaşkanlık sistemi ve bu belediyelerde kadın eşbaşkanların görev almasının yansımadığı YSK sonuçlarına göre; 81 ilin 11’inde kadın belediye başkanı seçildi. Bu, yaklaşık yüzde 13,6’lık bir temsil oranı anlamına geliyor. 30 büyükşehir belediyesinden 5’inde kadın adaylar kazandı, bu da yüzde 16,7’lik bir oran. 922 ilçeden 61’inde kadın belediye başkanı seçildi, yani yüzde 6,6’lık bir temsil oranı. Dolayısıyla koplam bin 389 belediye (büyükşehir, il, ilçe ve belde) dikkate alındığında, kadın belediye başkanı sayısı yaklaşık yüzde 5,5 civarında. İl genel meclislerindeki kadın oranı yüzde 5-7; belediye meclislerinde temsil oranı yüzde 11 civarında. 2024’te bu oranın benzer veya biraz daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. 2024 yerel seçimleri sonrasında kadın muhtar sayısı 2 bin 150'ye ulaştı. Yaklaşık 50 bin 400 muhtar bulunduğuna göre kadın muhtarların toplam muhtarlar içindeki oranı yaklaşık yüzde 4,3 seviyesinde. Bayburt'ta hiç kadın muhtar yok.
Sektörel temsil kötü
Türkiye’de kadınların farklı sektörlerdeki temsil oranlarına dair 2024-2025 verileri, genel olarak cinsiyet eşitsizliğinin devam ettiğini gösteriyor.
* Kadınların üst ve orta düzey yönetici pozisyonlarındaki oranı yüzde 20,6. CEO seviyesinde bu oran yüzde 5’in altında. BIST’e kayıtlı şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin yüzde 18,7’si kadın. BIST 50 şirketlerinde bu oran yüzde 19,4. Kadın CEO’lar genellikle perakende, gıda, finans, sağlık ve tekstil gibi sektörlerde daha sık görülüyor. Enerji, mühendislik ve teknoloji gibi alanlarda ise çok sınırlı. Örneğin, teknoloji sektöründe kadın liderlik oranı yüzde 10-15 civarında, ancak CEO seviyesinde bu oran daha da düşüyor. 2024 Women in the Workplace raporuna göre, küresel çapta üst düzey yönetimde kadın oranı yüzde 20-25 seviyesinde. Türkiye, bu konuda OECD ortalamasının (yüzde 30) gerisinde.
* Kadınlar iş gücünün yarısını oluştursa da yönetim kurulu koltuklarının sadece yüzde 12,7’sini ve üst düzey yönetici pozisyonlarının yüzde 19,3’ünü elinde tutuyor.
* Akademideki durum diğer alanlara göre önemli mesafe katetmiş durumdu. Kadın öğrencilerin oranı yüzde 53. Kadın akademisyen oranı yüzde 47. Profesörlerin yüzde 35’i, doçentlerin yüzde 43’ü, doktor öğretim üyelerinin yüzde 48’i kadın. Rektör seviyesinde kadın temsili ise yüzde 10’un altında.
* Kadınların en yoğun bulunduğu sektörler sağlık ve eğitim. Öğretmenlikte kadın oranı yüzde 60’a yakın, sağlık sektöründe hemşirelik gibi pozisyonlarda kadınlar çoğunlukta. Hastane yönetimi veya eğitim idaresinde yine erkek egemenliği görülüyor.
* STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) alanlarında kadın temsili oldukça düşük. Mühendislik pozisyonlarında kadın oranı yüzde 15-20, teknoloji sektöründe ise yüzde 10-15 aralığında. Bu alanlarda kadınların yönetici olma şansı daha da kısıtlı.
* Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden kadın AR-GE personeli, toplamın yüzde 34,1’ini oluşturuyor. Elbette buradaki yüksek oran da yükseköğretimde; yüzde 47,7.
* Kadınların ekonomik bağımsızlık kazanma ve sektörlerde temsil edilme şansını sınırlılığı, genel işgücüne katılımda da görülüyor. Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 35,8, erkeklerde ise yüzde 71,2. Kadınlarda istihdam oranı yüzde 31,3, erkeklerde yüzde 65,7. Kadınlar daha çok yarı zamanlı işlerde çalışıyor.
* Kamu sektöründe kadın istihdamı nispeten daha iyi, ancak üst düzey bürokraside (örneğin, müsteşar, genel müdür, vali) kadın temsili yüzde 10’un altında. Kadın büyükelçi oranı yüzde 26,9.
Sendikalar bile dramatik
Türkiye'deki sendikalarda kadınların durumu, genel olarak çalışma hayatındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini yansıtıyor.
* 2024 yılı verilerine göre; Türkiye'de toplam 16 milyon 973 bin 61 işçiden sadece 2 milyon 512 bin 33'ü sendika üyesidir; bu da genel sendikalaşma oranının yüzde 14,8 olduğunu gösterir. Kadın işçilerin sendikalaşma oranı ise yüzde 11,37 seviyesinde.
* 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla toplam 2 milyon 251 bin 330 memur sendika üyesinin 1 milyon 11 bin 805'i kadındır; bu da kadınların sendikalaşma oranının yüzde 44,9 olduğunu gösteriyor.
* Türkiye'deki toplam 581 sendika yöneticisinden sadece 55'i kadındır; bu da kadınların yöneticiler arasındaki oranının yaklaşık yüzde 9,5 olduğunu gösterir. Kadınlar, sendikalarda daha çok işyeri temsilcisi veya delege gibi ikincil rollerde yer alıyor. Üst düzey karar alma süreçlerinde (örneğin, sendika başkanı veya genel sekreter) kadın temsili oldukça sınırlı.
* Kadın istihdamının yüzde 32,5'i kayıt dışı, yani yaklaşık 3,3 milyon kadın sosyal güvenceden yoksun çalışıyor.
Yapısal eşitsizlik sürüyor
Kadınlar, akademi ve eğitim gibi alanlarda daha yüksek temsil oranlarına sahipken, siyaset, iş dünyası ve özellikle üst düzey yönetimde erkeklerin gerisinde bırakılıyor. Tarım ve hizmet sektörlerinde ise işler genellikle düşük ücretli ve güvencesiz. Yapısal eşitsizlikler devam ediyor.
* * *
Rojava’da tam eşitlik
Rojava'da kadınlar, fiilen karar alma süreçlerinde eşit yer alıyor.
* Toplumsal Sözleşme, tüm yönetim organlarında kadınların yüzde 50 olmasını öngörüyor.
* Özerk Yönetim’in Yasama Meclisi’nde kadın temsil oranı yaklaşık yüzde 50.
* Bölgedek köy ve mahalle kömünlerinde kadınların temsil oranı yüzde 50. Kobanê ve Dêrik gibi bölgelerde yüzde 60’lara ulaşabiliyor.
* Kongra Star gibi kadın örgütleri, kadın evleri, akademiler ve bilim-eğitim merkezleri aracılığıyla kadınların siyasal ve toplumsal katılımını güçlendiriyor. Bu yapılarda kadın temsili yüzde 100’e yakın
* YPJ gibi yapılarda kadınlar hem liderlik hem de saha düzeyinde aktif. İç Güvenlik Güçler, birimlerinde kadınların oranı yaklaşık yüzde 40-50.