Kafe saldırganı eski DAİŞ’li

• Amed’de bulunan Hewş adlı kafeye iki defa saldırıda bulunan ve her defasında serbest bırakılan kontra Veysel Gür'ün daha önce DAİŞ’e katıldığı, Türkiye’ye döndükten sonra sadece bir ay tutulup bırakıldığı öğrenildi.

DORŞİN BARAN / AMED

Hewş Cafe ve Türkan Elçi’ye ait Karga Butik Otel’e yönelik 11 Temmuz gecesi yapılan silahlı ve bombalı saldırıların ardından tutuklanan 3 kişi serbest bırakıldı. Serbest kalan kişiler bir ay sonra (25 Ağustos) tekrar Hewş Cafe’ye saldırdı. Gözaltına alınan saldırganlar, ertesi gün adli kontrol talebiyle sulh ceza hâkimliğince serbest bırakıldı. Saldırganlardan Veysel Gür'ün kontra olduğu ve bir dönem DAİŞ'e de katıldığı ortaya çıktı.

Hewş Cafe ve Karga Butik Otel’e 11 Temmuz 2024 gecesi önce silahlı, sonrasında ise ses bombalı saldırı oldu. Olay yeri inceleme raporu incelendiğinde, Karga Butik Otel’in giriş kapısına 7, Hewş Cafe’nin duvarına ise 4 adet kurşunun isabet ettiği belirlendi. Ayrıca iki işyerinin ön tarafındaki yol kısmında 9 adet boş kovan bulundu. Alınan beyan ve teşhis işlemleri neticesinde, şüpheli Veysel Gür, Umut Yıldırım ve G.Ç’nin olayın faili oldukları tespit edilerek gözaltına alındı; mağdurun beyanı ve canlı teşhis işlemi, olay anını gösteren kamera görüntülerinde 3 kişinin gerçekleştirdiğinin sabit olması gözetilerek tutuklandılar. Failler, ifadelerinde saldırıyı kendilerinin düzenlemediğini ve o saatlerde Ulucami önünde olduklarını beyan etti.14 Temmuz’da Ulucami önündeki işyerlerinin kamera görüntüleri üzerinden inceleme yapıldı ve bu görüntü kayıtları bilirkişiye verildi. Aynı gün içinde hazırlanan raporda faillerin saldırı sırasında Ulucami önünde bulundukları iddia edildi. Ancak, gece vakti, kamera açısı ve mesafesi itibarıyla fiziksel görünümün tespit edilmesi mümkün değilken ve faillerin avukatının sunduğu kamera görüntülerindeki zaman dilimi hususunda kuşku bulunmasına rağmen rapor hazırlandı.

Avukatlar, raporun eksik ve bilimsel ölçütlerden yoksun olduğunu belirterek Adli Tıp Kurumu Bilişim İhtisas Dairesi’nden görüntü kayıtlarına ilişkin tespit istedi. Raporda eksik olmasına rağmen 15 Temmuz günü Diyarbakır 1. Sulh Ceza Hâkimliğince failler serbest bırakıldı. Avukatlar, serbest bırakma kararının ardından tutukluluk talep eden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına serbest bırakılma kararına itiraz edilmesi için gitti, ancak savcılıkça herhangi bir itiraz başvurusunda bulunulmadı.

Böylece 25 Ağustos'ta aynı failler tarafından üstelik neredeyse polis nezaretinde saldırıda bulunuldu. Kafe işletmecilerinden Agit Damlayıcı’nın sağ elinde kırık oluştu, Bahoz Damlayıcı ise vücudunun çeşitli yerlerinden darp edildi. Aynı gün içerisinde alınan ifade işlemlerinden sonra, failler gözaltına alındı ve ertesi gün adli kontrol talebiyle sulh ceza hâkimliğine çıkarıldı. Haftanın bir günü imza ve yurt dışı çıkış yasağı ile faillerin serbest bırakılmalarına karar verildi.

Yargı cezasızlıkla önünü açıyor

bianet'ten Evrim Deniz'e konuşan dosya avukatı ve Amed Baro Başkan Yardımcısı Mehdi Özdemir, Hewş Cafe ve sahiplerine yönelik sürekli, maksatlı ve provokatif şekilde dört kez fiziksel ve sözlü saldırı olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Savcılık 9 adet boş kovanın bulunduğu silahlı ve ses bombalı saldırı girişiminin olduğu kafede insan bulunmasına rağmen ‘öldürmeye teşebbüs suçu’ yerine ‘silahlı tehdit suçundan’ soruşturma yürüterek failleri serbest bıraktı. Saldırıya uğrayan kafe sahipleri ve kafenin sokağı polis koruması altında bulunmalarına rağmen ne yazık ki önleyici kolluk hizmetleri açık tehlike haline ve faillerin tacizlerine karşın gereğini yerine getiremeyip ikinci saldırıda yaralanmalara engel olamadı."

 

 

90’lardaki saldırıların metodu

Son dönemlerde Amed'de benzer saldırıların arttığını ifade eden Özdemir, şöyle konuştu: "Benzer düşünce yapısına sahip ve kimi zaman aynı faillerin kamusal alanlarda, özel yaşama müdahale ettiği saldırılarda bulunulduğu görülmekte. 1990’lı yıllarda olduğu gibi aynı metot uygulandığı, saldırıda bulunanların profillerinin, kullandıkları dilin ve saldırı biçimlerinin aynı nitelikte olmasından anlaşılmakta. 1990’lı yıllardan günümüze, insanların yaşam tarzlarına yönelik aynı yerden beslenen kişi/grupların saldırıları karşısında, yargı makamlarının etkin bir yargılama süreci yürütmesi, failleri cezasız bırakacak kararlardan vazgeçmesi gerekir. Cezasızlık politikasından vazgeçilmesi durumunda, failler açısından caydırıcı bir yargı pratiği oluşabilecek ve fiile uygun suç tanımları üzerinden alınabilecek kararlarla, bu tarz saldırıların önüne geçebilme ihtimali bulunacak. Aksi takdirde, alınmayan güvenlik önlemleriyle silahlı ve ses bombalı saldırı karşısında 34 gün sonunda serbest bırakılan saldırganların koruma altında bulunan kişilere yönelik aynı şekilde saldırıda bulunmalarının önü açılmakta.”

Bütün işletmeler tehdit edilmiş

Amed'deki muhabirimiz, tek tek işletmeleri gezerek, “Burada canlı müzik olmayacak, alkol satışı olmayacak, mini etekli kadınlar gelmeyecek” tehditlerini savuran saldırganların, kendilerine tepki gösteren yurttaşlara “Bu yerleri nasıl kapattıysak sizin yerinizi de yaka yaka kapatırız” dediğini öğrendi. İlçede kendi hakimiyet alanlarını oluşturmak isteyen bu ekibin birkaç kişiden ibaret olmadığı herkes tarafından bilinirken, polislerin yaşananları izlemesi de dikkatlerden kaçmıyor. Hem saldırı hem de silah konusunda destek aldıkları da ortada.

Gür, DAİŞ’te de bulunmuş

Muhabirimizin yaptığı araştırmada her iki kafe saldırısında da yer alan Veysel Gür adlı şahsı tanıyanlar, Kobanî döneminde 2014 yıllarında DAİŞ’e katıldığı, burada kısa bir süre kaldıktan sonra yeniden ülkeye döndüğü bilgisini verdi. Döndükten sonra Veysel Gür’ün bir ay cezaevinde kaldığını, ardından serbest bırakıldığını dile getiren aynı kişiler, madde bağımlısı olan çok sayıda gencin bunların emrinde olduğunu da kaydetti. Çewlîkli (Bingöl) olan Veysel Gür’e dair dosyanın durumu bilinmezken, sürece dair gazetemize muhabirimize konuşan tehdit edilen yurttaşlar, bu saldırıların sadece kendilerine değil, bütün Amed halkına yönelik olduğuna dikkat çekerek, dayanışma çağrısında bulundu.