Kendi kökleri üzerinde filizlenmek

Forum Haberleri —

kardelen

kardelen

  • Kapitalist Modernite, insana, doğaya, toplumsallığa, kültüre, öze dair tek bir değer bırakmazken çağ ötesi 'bir avuç' kahraman kendi zamanlarını yaratma savaşı yürütüyor, kendi kökleri üzerinde filizlenmenin mücadelesini örüyor. Hemde müthiş bir emek ve fedakârlıkla.

RIZGAR ZAG

Toplumsal yaşayış biçimi ve formu biz Kürtlerde çok değerlidir. Zira asırlar boyunca devletsiz toplumların hemen hemen tümü yok olmaya yüz tutmuş ama Kürtler, sömürgeciliğe ve asimilasyon politikalarına rağmen ayakta kalabilmiştir. Bunun temel nedeni Kürtlerin kültürel ve toplumsal bağlarının güçlü oluşu ve yaşamlarının kökleri üzerinde filizlenmesidir. Kurdistan coğrafyası asırlardır işgal, fetih ve sömürgecilik ile ezilmeye ve yok edilmeye çalışılırken, Kürtler dağ kavminin, doğal toplumun, komünal yaşayış tarzının yüzlerce yıllık koruyucuları olarak günümüze kadar, toplumsal ve kültürel yaşayışları ile hayatta kalabildiler. Mezopotamya tarihinde sayısız toplum, devlet, beylik, imparatorluk kuran halklardan eser kalmazken; Kürtler dillerini, lehçelerini, geleneklerini ve kültürlerini koruyarak tarihin dehlizlerinden çıkarak 21. yüzyıla kadar gelebildiler. Anatolia, Kurdistan ve Mezopotamya tarihinde yüzlerce halktan, ulustan ve toplumdan bahsedilir ama günümüzde hiçbirinden en ufak bir iz dahi yoktur. Bu toplumlar ve uluslar koca koca devletler ve imparatorluklar kurmuş, tarihe damga vurmuş, yüzlerce yıl hüküm sürmüşlerdir. Lakin sonuç; yok oluş ve kayboluş olmuştur.

Demek ki komünal toplumların yaşayış biçimleri devletli - egemen toplumlardan daha avantajlı olmuştur. İktidarcılık seni yarattığı gibi başka bir iktidarcılık tarafından da yok olma gerçeği ile yüzleşiyorsun. Bir sistem, kendinden öncekini yok ederek kendisini yaşatır. Bu işin doğasında ötekini yok etmek vardır. İktidar, soylu sınıfı, burjuvazi, egemen zihniyet ve erkek egemen sistem toplumlarını koruyamamış hatta onların yok olmasına da neden olmuştur. Bu bile iktidar-devlet olgusunun özünde doğal toplumsal (komünal toplum) yaşama uygun olmadığının ispatıdır. Yapay olan her şey doğallığı bozar, bu yaşamın bir ilkesidir. Toplumsallığa dayanmayan veya toplumsallığı esas almayan her şey yapaydır.

Kurdistan toplumsallığı kültürel toplumsallıktır. Yani Kürtlerin asırlar boyunca hayatta kalmalarının temel nedeni; komünal ve kültürel toplum oluşlarıdır. Kürtlerde uluslaşma sürecini erteleyen kültürel ve komünal zeminde, mülkiyetçiliği ve iktidarı reddeden demokratik - komünal toplumsal yaşam formu olmuştur. Önder Apo'nun demokratik ulus formu ile demokratik konfederal yaşam tarzını ortaya koyması da, Kürtlerin asırlardır süregelen öz yaşam biçimlerinden kaynaklıdır. Bu hakikat bize kendi doğal kökleri üzerinde filizlenen toplumun asla yok olmayacağını kanıtlıyor. Son 50 yıllık mücadele tarihi ile beraber uluslaşma sürecine giren Kürtler; uluslaşmayı da kültürel ve komünal değerler üzerinden gerçekleştiriyor. Ulusal bilinç; iktidar ve mülkiyetçi zeminde değil de, demokratik - komünal zeminde gelişiyor. Bu gerçeklik Kürtleri dünyada farklı kılıyor aslında.

Zagros toplumu Kürtler dağ kavmidir. Dolayısıyla Kürtlerin dağ ile diyalektik bağı vardır. Kapitalizmin gelişimi ile beraber son 200-250 yıldır tüm toplumlar kendi öz değerlerinden koparken, Kürtler yaşamları ve mücadeleleri ile insanlığın demokratik komünal değerlerini yeniden canlandırıyor. İnsanlığa özünü ve ruhunu tekrar kazandırıyor. 20'li yaşlardaki Kürt gençleri Kurdistan dağlarında demokratik - komünal yaşamı örüyor. Kendi kökleri üzerinde insan üstü bir irade ile muazzam bir direniş sergiliyor.. Bu Zagros ruhudur, Kurdistan ruhudur, komünal toplum ruhudur. İşte Apoculuk bunu yarattı; kendi kökleri üzerinde filizlenmek, öze dönüş, kendin olabilmek. Hakim ve egemen sistem Kapitalist Modernite, insana, doğaya, toplumsallığa, kültüre, öze dair tek bir değer bırakmazken çağ ötesi 'bir avuç' kahraman kendi zamanlarını yaratma savaşı yürütüyor, kendi kökleri üzerinde filizlenmenin mücadelesini örüyor. Hemde müthiş bir emek ve fedakârlıkla! Tarihin akışını değiştiren 'bir avuç' zaman yolcusundan bahsediyoruz. Ahlâki çöküşün vurduğu, toplumsal yozlaşmanın dayatıldığı karanlık bir dönemde çıra olanlar bir vaha yaratıyorlar kan gölüne çevrilmiş bir coğrafyada. Hiçbir şeyleri yok aslında; bir hırka, bir parça ekmek, bir keleşleri var. Ama manevi anlamda her şeyleri var. İnançları var, umutları var, hayalleri var, tutkuları var. Hepsinden öte çelikten iradeleri var ve özgür yaşama Kerbela susuzluğunda nehir olma aşkları var. Heybelerinde mutlak sadakat var, fedakârlık ve emek var.

Şimdilerde Kurdistan'ı insansızlaştırma politikası ile yüz yüzeyiz. Sömürgecilik baş eğmeyen Kurdistan'ı insansız, toplumsuz, değersiz ve emeksiz kılmaya çalışıyor. Kürt toplumsallığını un ufak ederek, köklerini kurutmaya çalışıyor. Dallarımızı koparıyor, filizlerimizi kurutuyor. Bizi köklerimizden, özümüzden ve kopmaz bağlarımızdan ayırmaya çalışıyorlar. Kürtlerin dağ ile olan diyalektik bağlarını, özelikle de Avrupa'nın duygusuz, ruhsuz ve loş ama şatafatlı gösterilen sahte yaşamı ile koparmaya çalışıyorlar. Binlerce Kürt genci Avrupa sokaklarında koca bir belirsizliğe itiliyor. Kurdistan dışındaki her yer hayal ve umut satan sarraf misalidir. Gerçeklik ile yüzleşilmek istenmese de, gerçek insanın özünden koparılmasıdır. Gerçek bazen buz gibi soğuktur. Popüler kültürün reklamlarına aldanan hayalcilik sonra kâbusa dönüşür. Hayaller dahi Kurdistan'da güzeldir. Umutlar Kurdistan'da anlamlıdır. Düşler Kurdistan'da değerlidir. Sen demokratik - komünal toplumdan koparsan kapitalist kültürün toplumun içinde kaybolursun. Maya tutmaz, yüreğin ve ruhun kaldırmaz. Çünkü sen bir filizsin, kendi köklerinden koparıldın mı hayallerin ölür, umutların kurur, düşlerin çürür. Kendi gerçekliğin ile yüzleşmelisin. Öze dönüş yolunu açmalısın. Kendi köklerine dönüp kendini yeniden yaratmalısın. Kurdistan nefestir!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.