Kolektif Bilinçdışı’nın kırımı

Forum Haberleri —

kadın ve yaşam

kadın ve yaşam

  • Hiyerarşik sistem, kadının esas mimarı ve öznesi olduğu eşitlikçi toplumun tüm değerlerini silmek için tüm mekanizmalarını yaşama geçirdi. İnsanlaşma evresinin hafızası olan doğal Kolektif Bilinçdışı kırılmaya başlandı.

Elif AKGÜL ATEŞ

Evrim, evrenin temel yasasıdır. Doğa ve toplum bu evrim sürecinin bir parçasıdır. Hiçbir şey durağan değildir. Her şey değişim içindedir. Her şey birbirine bağlı, evrensel evrim zincirinin halkalarını oluşturur. İnsanlık bu evrim zinciri içinde büyük değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Sayın Abdullah Öcalan bu sürekliliği, “değişmeyen, zamansız olan tek şey değişimin kendisidir” şeklinde dile getirmektedir. Murray Bookchın de, “Doğa, sabit sınıflandırmalara direnen daimi bir değişim ve doğurganlık kaleydoskopudur” demektedir.

19.yy'da Charles Darwin’in geliştirdiği Evrim Teorisi’ne göre, insan yaşadığı biyolojik çevre ve diğer bireylerle sosyal ilişki içinde varlık gösterir. Biyoloji ve sosyoloji bilimleri birbirleriyle ilişkilidir. İnsanın biyolojik bir varlıktan sosyal, kültürel bir varlığa dönüşümünü kapsayan süreç milyarlarca yıl sürmüştür.

Anakadın dönemi insanlığın varoluşunun ilk halkasını oluşturur. Bu halka insanlığın temel değerlerini barındırır. Toplumun manevi birikimlerinin depolandığı evrensel bir hafıza, bir bellek. Burada inanç, dil, kültür, mitoloji depoludur. Bu hafıza insanlığın Kollektif Bilinçdışı’dır.

Anakadın döneminde yaratılan kültür doğayla bütünlük içindeydi. Kollektif ruh ve vicdan, sezgi, sevgi dayanışma, paylaşım duyguları toplumu bir arada tutan temel değerlerdi. Şekillenen hukuk, eşitliği ve özgürlüğü kapsamaktaydı. Özel mülkiyet, egemenlik, iktidar, baskı, zor, ezme, sömürü yoktu. Kollektif bir yaşamın ve toplumsallaşmanın öncüsü kadındı. Toplumsal evrimin devindirici gücüdür. 

Anakadın dönemi bağrında taşıdığı değişim ve gelişim nüveleri, onun evrimleşmesini sağladı. Neolitik dönemde üretim araçlarının, tekniğin gelişimi doğrultusunda toplumun alt yapı ve üst yapısında değişimler yaşanmaya başladı.

Doğal Toplum çözülmeye doğru giderken, erkeğin gelişen üretim araçları üzerindeki tahakkümü ile birlikte, özel mülkiyet temelli sınıflı toplumun doğuşu gerçekleşti. Bu süreç insanın insan üzerinde, erkeğin kadın üzerindeki tahakkümüne paralel gelişti. Tarihin akışında yaşanan bir kırılma, bir dönüm noktasıydı bu süreç. İnsanlığın tarihsel evriminde yeni bir evreye sıçramıştı. Eşitsizliğe, zora, baskıya, sömürüye dayalı Ataerkil hiyerarşik evre.

Ataerkil hiyerarşik sistemin şekillenişi ile birlikte, toplumsal evrim doğal akışından sapmaya başladı. Anakadın’ın yarattığı kültür ve manevi değerler üzerinden şekillenen Ataerkil sistemin, onun değerlerini içinde barındırması gerekiyordu. Diyalektik olarak, bir sonraki evre bir önceki evrenin nüvelerini taşımalıydı. Ancak bu böyle olmadı. Erkek egemenlikli sistem, Anakadın döneminde yaratılan maddi kültürü devralırken, manevi kültürü değişime uğratarak, yok etmeye başladı. Anakadın’ın yarattığı, mitoloji, ahlak, etik estetik değerleri, doğal hukuku yerle bir etti. Kendine göre yeni bir kültür, mitoloji, ahlak şekillendirdi. Böylece milyonlarca yıl süren insanlık birikiminin yarattığı hafıza, insanlığı yaratan değerler sarsılıyordu. Bu sarsılmanın ilk evresini Neolitik toplumun sonlarına doğru görmekteyiz.   

Ataerkil sistemin ideolojik olarak şekillenişi Sümer Rahip Devleti sürecine denk gelir. Rahiplerin, tanrı kralların yaratılmaya başlandığı dönem olarak bilinir bu dönem. Tanrıça miti yıkılarak yerine, erkek tanrı miti yaratılır. Dinsel inanışlar ve mitoslar erkek iktidarına göre şekillenmeye başlar. Bu dönemde yaratılan yaradılış miti, çağlar boyunca erkek egemenlikli hiyerarşik sistemler tarafından korundu, semavi dinler tarafından devralındı ve zırha büründürüldü ve kadının makus talihini şekillendirdi. 

Semavi dinlerin Yaradılış Efsanesi’nde, yasak elmayı ilk yiyen kadın günahın, her türlü kötülüğün sembolü olarak şeytanileştirildi. Kadın, erkeğin malı olarak sınıflandırılarak onun hizmetine sunuldu. Buna göre kadın erkeğin güdümünde, ona hizmet etmesi gereken değersiz bir varlıktı. O artık sadece soy sürdürmenin aracı olarak cinsel bir objeydi. Toplumun en küçük birimi olan aile kadının, erkeğin denetiminde köleleştirilmesinin mekanı oldu. Kadın bütün yaşam alanlarında koparıldı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, cins çelişkisini tarihin ilk çelişkisi olarak tanımlarken, "Kadın eksenli yaşamın yok edilmesiyle kadınla ilgili olan her şey değersizleştirilirken, erkekle ilgi her şey yüceltilerek destanlaştırılmıştır" der.

Kısaca Ataerkil Köleci sistem, mikro düzeyde aile ve makro düzeyde devlet ve din olgularıyla kendi sistemini inşa etti. Bunu felsefeyle besledi, ideoloji haline getirdi. Erkeğin kendine göre yarattığı mitler yeryüzünde bütün ‘insanlığın’ temel değeri oldu. Toplumun manevi dünyası tamamen kadın karşıtı olarak şekillendirildi. Kendine göre yeni bir toplumsal hafıza, bir bilinç oluşturdu. Böylece inşa edilen erkek egemen ideoloji, tüm toplumun hücrelerine işletilerek kadın tamamen toplum dışına itildi. Bu sistem köleci, feodal ve kapitalist 'toplum' süreçleri boyunca korundu, güçlendirilerek derinleştirildi.   

Böylece Anakadın döneminde yaratılan değerler üzerinden yükselişe geçen erkek egemenlikli hiyerarşik sistem, kadının esas mimarı ve öznesi olduğu eşitlikçi toplumun tüm değerlerini silmek için tüm mekanizmalarını yaşama geçirdi. İnsanlaşma evresinin hafızası olan doğal Kolektif Bilinçdışı kırılmaya başlandı. Böylece İnsanlığın ortak bilinci, ortak ruhu, Kolektif Bilinçdışı dumura uğratılacaktı.

Ancak evrende hiç bir şey yok olmadığına göre, insanlığın milyonlarca yıllık varlık hazinesi olan Kolektif Bilinçdışı da yok edilemez. Dünyanın ezilen kesimleri onun ışığında, insanlığın temel değerlerini hiçe sayan, erkek egemenlikli, sömürgeci kapitalist sisteme karşı direniyor. Tarih insanlığın, insan olma yolundaki evrim zincirinin sürekliliği için mücadele veren ezilenlerin direniş örnekleriyle doludur. Evrenin varlık gerekçesi olan özgür devinim, onun bir parçası olan doğanın, toplumun, bireyin ruhunda vardır. Bu devinim dizginlenemez.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.