Muharrem Aksem, ikinci Ceylan Önkol !

Forum Haberleri —

Muharrem Aksem

Muharrem Aksem

  • AKP eridikçe Türkiye'yi içinden çıkılmaz, istikrarlı bir kaosa sürüklüyor.

MEHMET SERHAT POLATSOY
Urfa'nın Eyyübiye ilçesine bağlı Micit Mahallesi ile Qinegûr (Güneş) Mahallesi arasındaki mera, bir vahşete tanıklık etti. Tıpkı 28 Eylül 2009’da Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Şenlik (Sıpéni) köyüne bağlı Hambaz (Xambaz) mezrasında koyun otlatırken katledilen 12 yaşındaki Ceylan Önkol gibi.

O dönem Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu Ceylan Önkol'un, PKK tarafından döşenen mayın sonucu hayatını kaybettiğini iddia etmişti. İlginç olan, Ceylan Önkol’un ölümünden üç gün sonra keşif yapıldığı ve keşif sonucu hâlâ açıklanmadığı halde Vali Balkanlıoğlu’nun ‘mayın’ demesiydi. Olaydan sonra bölgede inceleme yapan İHD yetkilileri ise, “Olay yerinde bir çukur görmedik. Olay yerinde metal parçaları ve diğer cisimler vardı. Biz metal parçalarını gördük” demişlerdi.

Urfa valiliği tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Bir cismin infilak etmesi sonucunda hayatını kaybettiği değerlendirilmektedir.

Açıklama ne kadar da benzer, değil mi?

Aksem'in öldürüldüğü yerin karşısı, Polislerin atış talimi olarak kullandıkları yer iken, Ceylan'ın katledildiği yerin üç karşı cephesinde askeri kontrol noktaları vardı.

Ceylan'ın annesi o günü şöyle anlatıyordu: Evden çıkarken ‘Makarna pişir de, dönünce yiyeyim’ dedi. Çıktıktan 5-10 dakika sonraydı. Bir uğultu duydum. Abilerine seslendim. Hele gidin bakın, bu bomba nereye düştü? Koştum, ‘Rıfat’ dedim, ‘Bırak ben anayım, ben de göreyim. Açtım örtüyü. Bağırsakları ve ciğerleri yerdeydi. Kendi ellerimle ciğerlerini topladım. Eteğime koydum ciğer parçalarını...

Muharrem'in yakınları, kayıp ihbarında bulunmuş ancak Muharrem'i bulan yine, yakınları olmuştu. Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Merkezi adına yapılan açıklamada, tanıklar ve yakınların anlatımı şöyle: 24 Mart 2022 tarihi saat 22.00 sıralarında o bölgede çocuklarının cansız bedenine ulaşmışlardır. Vücudunda şarapnel izlerinin olduğu, sis mermisi olabilecek güçte taşı bile parçalayan mermilerin olduğu, çocuğun elinin olmadığı, parçalandığı, vücudunun paramparça olduğu ve orayı gittiklerinde de barut kokusunun olduğu belirtilmiştir, ifadelerine yer verildi.

Konu Türkiye gündemine taşıyan, Mezopotamya ajansı muhabirlerinden Emrullah Acar oldu. Acar konunun takipçisi oldu ve aile bireyleri görüşmeler gerçekleştirdi. Acar'ın aile bireylerinden aldığı bilgiye göre, Muharrem Aksem özel harekat polislerinin atış talimi yaptığı yerde vücut bütünlüğü bozulmuş ve vücuduna çok sayıda mermi isabet etmiş şekilde ölü bulunmuştu.

Son 10 yıldan bu yana Urfa'da yaşananlar, Urfa'nın bir savaş merkezi haline getirildiğini gösteriyor. Aynı zamanda Suriyeli kimi çetelerin, neredeyse üstlenme, toplantı sahası haline geldiğini görüyoruz. Urfa emniyetinin yüzlerce IŞİD teröristini baskınlar ile yakaladığını okuyoruz. Buradan da anlaşılıyor ki Urfa adeta sıkıyönetim uygulamaları ve dahi, keyfiyetçilik ile yönetiliyor.

Ceylanpınar'da iki polisin öldürülmesi ile bir süreç başlatıldı. DAİŞ'in 2014'ün sonlarında (tanıkların anlatımına göre TMO silolarından) Kobani'ye saldırısı ki bu bilgilere sosyal medyada rastlamak mümkün. Suruç katliamını biliyoruz. Halfeti'de basından gördüğümüz işkence iddiaları yerli yerinde. Şenyaşar ailesinin uğradığı zulüm ve sessizlik ortada. Geçenlerde 2 polisi öldüren kişinin, öldürülme videosu hafızalarda. 

Bugün! 
Bugün de Muharrem'in bedeni, tıpkı Ceylan gibi gözler önünde.
AKP eridikçe gün be gün Türkiye'yi içinden çıkılmaz, istikrarlı bir kaosa sürüklüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.