Özgürlük Nöbeti 13. yılında: Sonuç alacağız

Dosya Haberleri —

Strasbourg özgürlük nöbet eylemi

Strasbourg özgürlük nöbet eylemi

  • Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi'nin öncülüğünde 25 Haziran 2012’de başlatılan “Özgürlük Nöbeti” 13’üncü yılında. Dünyanın en uzun soluklu ve kesintisiz eylemleri arasında yerini alan “Özgürlük Nöbeti” Avrupa Konseyi (AK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İşkenceyi Önleme Örgütü (CPT) ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bulunduğu alanda devam ediyor.
  • KNK Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Adem Uzun, Kürt Halk Önderi Öcalan’a özgürlük talebiyle gerçekleştirilen eylemlerin 10 Ekim’de başlatılan küresel kampanya ile yeni bir aşamaya ulaştığının altını çizdi ve ekledi: “Herkesin Öcalan’ın özgürlüğünü kendi özgürlüğü, Kürt sorununun çözümünü ise kendi çözümü olarak gördüğü bir aşamadayız. Stratejik bir hamle. Sonuç alacağız.”

ERKAN GÜLBAHÇE

Fransa’nın Strasbourg kentinde Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi'nin öncülüğünde Kürt Halk Önderi Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve tecridin son bulması talebiyle 25 Haziran 2012’de başlatılan “Özgürlük Nöbeti” 13’üncü yılında. Dünyanın en uzun soluklu ve kesintisiz eylemleri arasında yerini alan “Özgürlük Nöbeti” 626’ncı haftasını geride bıraktı. Nöbet, Avrupa Konseyi (AK), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Öcalan’a yönelik tecritle direkt bağlantılı Avrupa İşkenceyi Önleme Örgütü (CPT) ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bulunduğu alanda devam ediyor. Nöbet eylemine bugüne kadar dünyanın farklı coğrafyalarından, özellikle Avrupa’dan binlerce Kurdistanlı, enternasyonalist, Türkiyeli, Asuri, Süryani, Alevi, Êzîdî, kadın ve gençlik kurum temsilcisi, Avrupalı dostlar, siyasetçiler, sendikacılar, parlamenterler, belediye başkanları, akademisyenler, sanatçılar ve dini temsilciler katıldı.

 

 

Kesintisiz eylem

Hem eylemin sürdüğü alan hem de temas ettiği insanlar düşünüldüğünde nöbet eylemi kuşkusuz önemli bir etkiye sahip. Haftanın 7 günü kesintisiz olarak süren ve her hafta 4-5 kişinin nöbet tuttuğu eyleme şimdiye kadar katılanların sayısı 2 bin 500’ü aştı. Kimi zaman nöbetlerin kitleselleştiği ve katılanların 100’lere ulaştığı düşünüldüğünde bu sayısının çok daha fazla olduğunu belirtmek mümkün. Tüm olumsuz koşullara rağmen devam eden eyleme katılanlar, yağmur, kar, yakıcı sıcak demeden her gün saat 07.30 ile 16.30 saatleri arasında nöbet yerinde oluyor.

Milyonlara ulaşıldı

Bu eylemle sadece Öcalan’a fiziki özgürlük istenmiyor, aynı zamanda Öcalan'ın fikirleri ve Kürt halkının özgürlük için verdiği mücadele de tanıtılıyor. Bunun yanı sıra ağırlaştırılmış tecrit gündemde tutulurken, uluslararası kurumların harekete geçmesi için de kamuoyu baskısı yaratılıyor. 12 yıl süren eylemsellik boyunca milyonlarca insanla yüz yüze temas kuruldu; yüz binlerce bildiri, on binlerce broşür dağıtıldı; farklı ulustan insanlar bilgilendirildi. Zaman zaman nöbet eylemi kapsamında Strasbourg’da kitlesel oturma eylemi, açlık grevi, basın açıklaması gerçekleştirildi. CPT, AK, AP ve farklı kurumlara yapılan görüşmelerde Öcalan’ın esareti ve yaşadığı ağır tecrit koşulları anlatıldı.

 

 

Yeni bir aşamada

Gazetemize konuşan Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Adem Uzun, Öcalan’a özgürlük talebiyle gerçekleştirilen eylemlerin 10 Ekim’de başlatılan küresel kampanya ile yeni bir aşamaya ulaştığının altını çizdi. Adem Uzun, “Hamle, İmralı’da uygulanan İmralı rejimine, hukuksuzluğa, işkenceye yönelik bir tepkidir” dedi. Uzun, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın toplumsal, siyasal ve bilimsel olarak hem spesifik hem de evrensel anlamda sunmuş olduğu perspektifler, ön açıcı, zihin açıcı bulunduğu ve pratikte uygulanabilirliği görüldüğü için ilgi görmeye başladı. İnsanlar, Öcalan’ı kendileri için çözüm imkanı yaratacak bir filozof, düşünür ve lider olarak gördü ve dolayısıyla hamleye bu düzeyde katılım sağladı” ifadelerini kullandı.

Nitelikli sıçramaya dönüştü

1999’dan beri süregelen eylemselliğin hamleyle birlikte nitelikli bir sıçramaya dönüştüğünü kaydeden Uzun, “Ayrıca hamleyi, son yıllarda başta İngiltere’deki sendikalar olmak üzere Avrupa’nın birçok yerinde, Latin Amerika’da, Asya ülkelerinde, Ortadoğu’da geliştirilen, özellikle aydınların, sivil toplum örgütlerinin, kadın hareketlerinin ve ekolojik hareketlerin yürütmüş olduğu mücadelenin bir birikimi olarak da ele almak gerekiyor. Hamlenin ilk aşamasında çalışma daha çok kamuoyunu bilgilendirme, bir zemin, örgütlülük, duyarlılık ve gündem yaratma temelinde yürütüldü. 15 Şubat ile birlikte de ikinci aşamaya geçildi” dedi.

Uluslararası ağ oluşturuldu

Hamlenin ikinci aşamasında gelişen eylemselliklere ilişkin de bilgi veren Uzun, şunları aktardı: “Bu aşamada ilgili kurumları, partileri, parlamentoları, sivil toplum örgütlerini harekete geçirip görevlerini yerine getirmeleri ekseninde çalışma yürüttük. Daha büyük, kapsamlı ve kitlesel eylem ve etkinlikler gerçekleştirdik. İkinci aşamanın bir parçası olarak AK Bakanlar Komitesi, AK Genel Sekreteryası, CPT, BM, AB ve uluslararası sendikalara yönelik Kürt dostlarıyla birlikte özel kampanyalar başlatıldı. Nitekim 16 Şubat’ta hamleye katılan tüm kurum temsilcileri ve şahsiyetler bir araya gelerek AP’de bir konferans gerçekleştirdiler. Konferansta alınan kararla uluslararası bir ağ oluşturuldu. Son dönemlerde CPT’ye yazılan mektuplar da bu ağı oluşturan şahsiyetlerin imzasıyla gönderiliyor. Oluşturulan uluslararası ağ daha geniş kesimlere ulaşmak için ülkeler bazında yeni ağlar oluşturdu. Böylelikle hamle daha geniş kesimlere ulaştı.”

Hukukçular da harekete geçti

Hamlenin ikinci aşamasının ortasında olduklarını söyleyen Uzun, bu kapsamda hukuk alanında da çalışma yürütüldüğünü ifade etti. Uzun, şöyle devam etti: “Hukukçular 11 Nisan’da bir araya gelerek İmralı işkence rejiminin gayri hukuki boyutu, sorumlu kurumlarının hukuku yerine getirmemesi ve Avrupa’nın diğer zindanlarında yaşananları konu alan bir konferans gerçekleştirdiler. Konferans sonucunda uluslararası hukukçular ağı oluşturuldu. Bu ağ içinde yer alan hukukçular şu anda ülkelerinde yerel ağlar oluşturma çabası içerisindeler. Bir kampanya başlatarak daha fazla avukatı katmak ve uluslararası kurumları görevlerini yerine getirmeleri noktasında zorlamak için çalışma yürütüyorlar.” Konferans, 3 Haziran 2023’de Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen konferansın ikincisi oluyor.

 

 

Heyetler rapor hazırladı

Hukukçular, 24-29 Ocak 2023 arasında 35 kişilik bir heyet olarak İstanbul, Ankara ve Amed’de incelemelerde bulunarak raporlarını kamuoyuna sundular. Bu yıl da 27 Şubat-3 Mart 2024 arası İstanbul ve Amed’de incelemelerde bulunarak raporunu hazırladılar ve raporunu 11 Nisan 2024’de Brüksel, AP Konferasında kamuoyuyla paylaştılar. Hukukçular ağı, bu konferans sonrasında Adalet Bakanlığı’na başvuru için hukukçulardan imza topluyor. Bu imzalarla birlikte Adalet Bakanlığı’na Öcalan ile görüşme başvurusunda bulunacaklar.

Öcalan’ın fikirleri evrenselleşti

10 Aralık’ta dünya genelinde başlatılan Küresel Öcalan Kitapları Günü ve 15-22 Haziran arasında yine tüm dünyada gerçekleşen “Öcalan ile Diyalog Günleri” etkinlikleriyle Öcalan’ın fikirlerinin evrenselleştiğini söyleyen Uzun, 50’yi aşkın merkezde düzenlenen bu buluşmalarda Öcalan’ın çözüm önerilerinin, sosyolojik, bilimsel, sanatsal, siyasal değerlendirmelerinin tartışıldığını ifade etti.

Siyasi hareketler temelinde alınan kararları da paylaşan Uzun, “Her ülkedeki duyarlı parlamenterler ülkelerinin parlamento olarak Dışişleri Bakanlığı’na İnsan Hakları Komisyonlarına soru önergeleri verdiler ve CPT’ye mektup yazdılar” hatırlatmasında bulundu.

 

 

Sonuç almak mümkün

“Herkesin Öcalan’ın özgürlüğünü kendi özgürlüğü, Kürt sorununun çözümünü ise kendi çözümü olarak gördüğü bir aşamadayız” diyen Uzun, "Stratejik bir hamle; kararlılık ve devamlılık isteyen bir hamle. Sonuç alıncaya kadar devam edilmesi gereken, mücadelenin derinleşmesi gereken bir hamle. Bu hamleden sonuç almanın imkanları var" dedi. Uzun, küresel hamlenin maddelerini şöyle özetledi:

* Birincisi, tecrit tüm hukuku ve değerleri yerle bir eden bir uygulama.

* İkincisi Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sunmuş olduğu perspektifi herkes duymak istiyor.

* Üçüncüsü verilen mücadele sonucu bir kamuoyu yaratıldı. Hem Türkiye’ye ve hem de uluslararası kurumlara ciddi bir baskı var.

* Dördüncüsü ise Kürt halkı bu uzun mücadele döneminde Türkiye’nin siyasi, toplumsal ve askeri planlarını boşa çıkardı.

Uzun, sözlerini şöyle noktaladı: "Kürt Özgürlük Hareketi sadece Türkiye’de değil bölgede kilit pozisyonuna geldi. Bütün bunlar ele alındığında mücadelenin bundan sonraki süreçte derinleşmesi, hamlenin daha fazla gündeme girmesiyle birlikte sonuç almak çok mümkün."

 

* * *

40 aydır haber yok

25 yılı aşkın bir süredir İmralı’da rehin tutulan Abdullah Öcalan’dan 40 aydır hiçbir haber alınamıyor. Avukat ve aile görüş hakkı elinden alınan Abdullah Öcalan bir bütün olarak mutlak tecrit altında tutuluyor. Ailesiyle ise en son 3 Mart 2020 tarihinde yüz yüze görüşme gerçekleştirebilen Öcalan’dan, kardeşi Mehmet Öcalan’ın 25 Mart 2021 yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor.

 

* * *

Ne zaman, nasıl başladı?

Peki nöbet eylemi neden ve nasıl başladı? Kürtlerin en uzun soluklu eylemi olarak tarihe geçen nöbet eyleminin startı, 25 Haziran 2012’de “Özgürlüğe kadar nöbetteyiz” başlıklı basın açıklamasının okunduğu kitlesel eylemle verildi. O dönem de bugün olduğu gibi Öcalan’a yönelik tecrit ağırlaşmıştı. Tecridi kamuoyuna duyurmak için 1-18 Şubat 2012 arasında çok sayıda kişi Cenevre-Strasbourg arasında ‘Uzun Yürüyüş’ eylemi yapmış; Kurdistanlılar, dondurucu havaya rağmen yüzlerce kilometrelik yol yürümüştü. 1 Mart’tan itibaren ise birçok tanınmış Kürt, yine Strasbourg’da açlık grevi başlatmıştı. 15 Kurdistanlının katıldığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi, 52 gün boyunca devam etti. Bu eylem sürecinde CPT ile görüşmeler gerçekleştirildi ve Öcalan’la görüşmek için bir heyetin İmralı’ya gönderilmesi kabul edildi. “Öcalan’a Özgürlük Nöbeti” ise bu eylemlerin ardından başlatıldı.

Uluslararası isimlerden destek

Eylem, 2012’de başlatılan ve 10 milyon imzaya ulaşan Öcalan’a Özgürlük İmza Kampanyası’nın da ‘merkez üssü’ oldu. Eylem çerçevesinde Kanada’dan Ekvator’a, Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın birçok ülkesinden aralarında Dimitri Roussopoulos, Dr. Thomas Jeffrey Miley gibi tanınmış isimlerin de bulunduğu iki “Uluslararası İmralı Heyeti” kuruldu. Bu heyetler de hem yaptıkları görüşmeler hem de açıkladıkları bildirgelerle Öcalan’ın durumuna dikkat çekti. Noam Chomsky, Mauro Palma, Tarık Ali, Dr. Felix Padel, Prof. David Graeber gibi birçok önemli isim de heyeti destekleyen açıklamalar yaptı.

Fikir sahibi Essa Moosa

Öcalan’ın özgürlüğünü ve felsefesini anlatmak için kurulan Uluslararası İmralı Heyeti’nin toplantısında “Öcalan’ın özgürlüğü için neler yapabiliriz” sorusuna Nelson Mandela’nın avukatı Essa Moosa, 27 yıl esir tutulan Nelson Mandela için dünyanın birçok yerinde oturma eylemleri düzenlendiğini hatırlatarak, AK, AP, AİHM ve CPT’nin bulunduğu alanda uzun vadeli bir oturma eylemi fikrini ortaya attı.

Öcalan otobüsü 33 kenti dolaştı

Örneğin; 2017’de Strasbourg’da 9 Ekim Uluslararası Komplosu’nun yıldönümü nedeniyle 9-13 Ekim tarihleri arasında oturma eylemi başlatıldı. Eylemin yanı sıra Abdullah Öcalan’ın eserlerini tanıtmak için gezici bir kütüphane de oluşturuldu. “Öcalan’a ve politik tutsaklara özgürlük” şiarı ile oluşturulan gezici kütüphane, Avrupa’nın farklı ülkelerinde bir ay süren otobüs turuna çıkarak 33 kenti dolaştı.

 

 

53 gün nöbet

CPT heyetinin acilen İmralı’ya gitmesi talebiyle onlarca Kürt kurumu, şahsiyeti ve Kürt dostunun katılımıyla 23 Ekim 2017’de AK ve CPT önünde süresiz oturma eylemi başlatıldı. 53 gün boyunca devam eden nöbet, aralarında AP milletvekillerinin de bulunduğu geniş kesimler tarafından ziyaret edildi.

 Uzun yürüyüşler

15 Şubat uluslararası komployu protesto etmek amacıyla enternasyonalistler, gençler ve Kürt aydın, siyasetçilerin katılımıyla İsviçre, Almanya, Fransa ve Lüksemburg’dan Strasbourg’a çok sayıda uzun yürüyüş gerçekleştirildi. Avrupa’nın onlarca kentinde her yıl üç günlük yürüyüşler organize edildi.

Binlerce avukattan başvuru

Türkiye ve Kurdistan’da olduğu gibi Avrupa’dan da binlerce avukat 2022 yılı sonunda İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Türkiye çapında 29 farklı baroya kayıtlı 775 avukat avukat ziyaretlerinin bir an önce gerçekleşmesi için talepte bulundu. Bu sayı daha sonra 35 barodan bin 330’a yükseldi. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 22 farklı ülkeden 350 avukat, Ortadoğu’dan 756 avukatın yanı sıra 35 barodan bin 330 avukat da aynı taleple Adalet Bakanlığı’na başvurdu.

Milyonlarca imza toplandı

2023’te Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle içinde Gerry Adams, Antonio Negri, Immanuel Wallerstein, Lord Rea ve Ela Gandhi gibi isimlerin bulunduğu 1000’i aşkın kişinin desteklediği imza kampanyasının startı verildi. Kuzey ve Doğu Suriye’de, başlatılan kampanya kapsamında 3 milyon 669 bin imza toplandı. İmzalar, Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan CPT, BM ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne (OHCHR) teslim edildi.

Küresel çapta kampanya

Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talebiyle 10 Ekim 2023’te küresel çapta bir kampanyanın startı verildi. Dünyanın dört bir yanında başlatılan hamle kapsamında “İmralı’ya 100 bin kart” kampanyası, konferans, yürüyüş, miting vb. çalışmalar yürütüldü. Dünyanın dört bir yanında 10 Aralık’ta 5 kıta 93 ülke ve 185 şehirde Öcalan’ın kitaplarını okuma etkinlikleri yapıldı. Okuma günlerine filozof Slavoj Zizek gibi isimler de katıldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.