Şengal’e kim ve neden saldırıyor?
Forum Haberleri —
- Şengal’e dönük bu saldırıların AKP-MHP faşist sisteminin direktifleri, KDP kışkırtmacılığı ve Kazımi hükümetinin onayıyla gerçekleştiği ortadadır.
SAİD ZEKİ
Kürt halkının özgürlük değerlerine karşı 17 nisan günü Türk sömürgeciliği yeni bir soykırım saldırısı içerisine girdi. Önceki operasyonlarda aldığı yenilgiler yetmemiş olacak ki bu defa Kurêjahro alanında yoğunlaşan yeni bir tasfiye konseptiyle kendilerini deneme çabası içerisine girdiler. Fakat bu saldırının diğer saldırılardan farkını iyi görmek lazım.
Her şeyden önce bu saldırı konseptinin ABD başta olmak üzere emperyalist devletlerle ve yine Kürt ihanetiyle yakından bağlantısı vardır. Bu saldırıyı Medya Savunma Alanları’nın sadece bir bölgesine dönük gelişen bir saldırı olarak görmek yanılgılı ve yanlış sonuçlara götürür. Yeni saldırı dalgası Kürt halkının topyekun soykırımını hedefleyen bir saldırıdır.
Bu bağlamda 18 Nisan günü Şengal Êzîdîxan Asayişi’ne dönük Irak Hükümetinin yaptığı saldırı, özgür ve özerk Kürt iradesine dönük kapsamlı bir soykırım konseptinin devrede olduğunu gösteriyor. Irak’ın güvenlik açısından en sağlam ve özgür yeri Şengal olmasına rağmen Kazımi hükümetinin böylesi bir saldırı içerisine girmesi, Kazımi hükümetiyle KDP ihaneti ve AKP-MHP soykırımcı hükümetinin aynı konsept etrafında hareket ettiğini göstermektedir. Son günlerde neler yaşandığını hızlıca gözden geçirirsek bu durumu net olarak görmek mümkündür.
Ortada herhangi bir gerginlik ve görüşme yokken DAIŞ’in Şengal’e yakın yerlerde canlandığına iliskin bizzat Irak hükümetinin istihbari bilgilerinin olduğu bilinirken, Irak hükümetinin özerk ve özgür Şengal’e ve onun asayişine saldırması başka nasıl okunabilir?
Önce Şengal Êzîdîxan Asayişi’nin Digurê nahiyesinde güvenliği sağladığı noktasına saldırılar oldu. Burada asayişin sert direnişiyle karşılaştılar. Ardından Şengal bölgesinde farklı asayiş noktalarına daha kapsamlı saldırı içerisine girdiler. Tüm bu saldırılara Asayiş ve yine Êzîdî halkı direnerek karşılık vermiştir. Yer yer çatışmalı durum sürüyor, gerginlik de devam ediyor.
Bağdat’tan görüşme talebi gelmeden önce Musul operasyon güçleri 19 Nisan gecesi Asayiş ve YBŞ noktalarını ele geçirmek için tekrar harekete geçti ve ardından şiddetli çatışmalar yaşandı. Ardından görüşme talebi Irak Hükümetinden geldi. Çatışmaların önünü almak isteyen Şengal Özerk Yönetimi bir çözüme ulaşmak için görüşmeyi kabul etti.
Tam böyle bir süreçte her türlü yabancı gücün Iraklıların arasında fitne çıkartmak için hareketlendiği de görülüyor. Türk devleti bir yanda ona göbekten bağlı DAİŞ sonrası eğittiği güçler hemen yanında. Êzîdî temsilcileri ile ayın 21’inde görüşen Iraklı üst düzey bir heyete talepler ve Şengallilerin tavrı iletildi. Şimdi nasıl bir sonuç açığa çıkacak halen belirsiz.
Şengal Özerk Meclisi’nin yaptığı açıklamada da görüldüğü üzere saldıranın Irak ordusu olduğu ve buna karsı Êzîdî halkının ve savunma güçlerinin sonuna kadar direnme tutum aldığı düşünüldüğünde gerginliğin daha yoğun bir çatışmaya dönüşme riski de vardır.
Bu saldırının arka perdesindeki gelişmelere de bakmakta yarar var. Hem özerk meclisin yaptığı açıklamadan hem de sahadan yansıyan bilgiler temelinde bazı sonuçlar çıkarmak mümkündür.
Birincisi bu saldırının Musul’daki operasyon güçleri tarafından başlatıldığı ve ayrıca Şengal’deki bölge operasyon gücünün bizzat bu saldırı içerisinde olduğu açığa çıkıyor. Musul ve Şengal bölge operasyon güçlerinin bir süreden beridir faşist TC devletinin etkisinde olduğu ve onlarla birlikte hareket ettiğini biliyoruz. Ayrıca bu iki gücün KDP ile çok yakın ilişki içerisinde olduğu, dolayısıyla KDP’nin kışkırtmalarıyla ve Kazımi hükümetinin de onayıyla bu saldırıların gerçekleştiğini söylemek mümkün. Demek ki Şengal’e dönük bu saldırıların AKP-MHP faşist sisteminin direktifleri, KDP kışkırtmacılığı ve Kazımi hükümetinin onayıyla gerçekleştiği ortadadır. ABD emperyalizminin de bu saldırıların en aktif destekleyicisi konumunda olduğunu da eklemek lazım.
Yüzyıl önce faşist şef Mustafa Kemal, Kürt isyanlarını bastırarak ve tüm Kürtleri asimilasyon cenderesine alarak faşist sömürgeci TC devletinin temellerini attı ve devleti Kürtlerin imhası ve inkarı üzerine kurdu. Bunun bir benzerini şimdi yeni faşist şef Erdoğan yürütmek istiyor. Kürt özgürlük hareketini tasfiye ederek bunun uzerinden tüm Kürt halkını soykırımdan geçirerek yarım kalan projeyi tamamlamak istiyor. Böylece içerisinde olduğu tüm kirli suç durumunu örtbas ederek varlığını sürdürmeye çalışıyor. Burada esas tehlikeli olan KDP ihanetidir. Barzani ailesi tarihsel Kürt ihanetinin toplamı olarak karşımızda duruyor.
Sonuç olarak 2022 yılının Kürt halkının özgürlük hareketi öncülüğündeki sarsılmaz iradesiyle soykırımcı sistemi ve onun en aşağılık KDP ihanetiyle hesaplaşma yılı olacağı ortadadır. Gerilla direnişi ile birleşen halk iradesi Şengal’deki Êzîdî toplumunun kararlı duruşuyla tekrardan açığa çıkmıştır ki kazanan özgür özerk Êzîdîxan ve Kürdistan olacaktır.