Si ile Rehan
Kültür/Sanat Haberleri —
- Ahmet Kahraman bu sefer farklı bir yazın türüyle, romanla okurla buluşuyor. ‘Si ve Rehan’ romanını okumaya başlar başlamaz “Bu romanda ayrı bir tat var” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Kitap ilk sayfalarından itibaren okuru içine çekiyor. Biraz ilerleyince kendinizi Yaşar Kemal romanlarının içinde buluyorsunuz âdeta ve daha hızlı ilerlemek istiyorsunuz.
CEMAL TURAN
Gazeteci-yazar Ahmet Kahraman Kürtlerin 'kısa ama onurlu' bir mücadele kesitini “Si ve Rehan” romanıyla okura aktarıyor.
Kahraman’ın yüzünü bile hatırlayamadığı babası ile onu büyüten sevgili annesine ithaf ettiği Si ve Rehan Aram Yayınevi tarafından yayınlandı.
Kahraman, daha çok kendine özgü röportaj tarzı, araştırma kitapları, portreler ve günlük siyasi yazılarıyla tanınıyor. Bense onu ‘Sanık Ayağa Kalk’ kitabıyla tanıdım. Yine ‘Yılmaz Güney Efsanesi’, ‘Darağacı’, ‘Ve Deniz ve Hüseyin ve Yusuf’, ‘Bir Dönemin Türk Büyükleri’, ‘Cici Basının Sefalet ve Rezaleti’, ‘Bana Enver Paşa Deyin’ gibi kitaplarıyla okurun belleğinde yer edindi Kahraman. Ardından Demirel’in ‘28 isyanı nasıl bastırdıysak 29’uncusunu da öyle bastıracağız’ sözüne karşın ‘Kürt İsyanları’ kitabını yazdı.
Si ve Rehan
Ahmet Kahraman bu sefer farklı bir yazın türüyle, romanla okurla buluşuyor. ‘Si ve Rehan’ romanını okumaya başlar başlamaz “Bu romanda ayrı bir tat var” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Kitap ilk sayfalarından itibaren okuru içine çekiyor. Biraz ilerleyince kendinizi Yaşar Kemal romanlarının içinde buluyorsunuz âdeta ve daha hızlı ilerlemek istiyorsunuz.
Roman, Osmanlı’nın son yılları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk on yılında Kurdistan’ın Serhad bölgesinde yaşananları Si ile Rehan’ın yaşamında özetliyor. Ermeni Soykırımı’nın yaşandığı bir dönemde Osmanlı-Rus savaşı ve Enver Paşa’nın Sarıkamış faciasının ardından Kürt kırımlarını okura aktarıyor.
Tarihsel ve toplamsal olaylarla birlikte kitaptaki doğa tasviri de okuru hızla içine çekiyor. Serhat bölgesinin birçok dağını, yamacını, nehrini, börtü böceğini, doğa olaylarını içeren anlatımla kâh Bingöl’ün Kox dağına kâh Şerefdin dağlarına kâh Zilan Vadisi’ne götürüyor. Bazen bembeyaz karlarla örtülü doğasında “Tipi, gün ve gece boyu gıvgıvla’’masıyla cefasını çekiyor, bazen ise baharın, yazın nimetleriyle “açıktaki nehir güneş altında, çeliğimsi şavkı’’masının sefasını sürüyorsunuz. Roman Kürtçenin zenginliğini kelimelerle, cümlelerle, “söz yerinde ağır” dercesine bazen hüzün bazen ise neşe katarak dağ bayır gezdiriyor.
Kahraman, sadece bir zulüm ve direniş sarmalını anlatmıyor, geniş bir kültürel topografyayı adeta yeniden dokuyor. İnleyen kavalının ezgileriyle hem bir halkın kaderini hem de bir aşk ve direniş destanını anlatan Kahraman ülkemize, dağlarımıza, köylerimize götürüyor bizi.
Avcı Sidar’ın oğlu Si
Gerisini romandan bazı pasajlarla aktarayım:
* “Yaklaşık yarım saat sonra menzili olan Kevırêsor köyü göründüğünde içinde sevinçler bılklandı. Yüzüne gülüş yayıldı. Gizemlerle dolu karlı dağın karanlığını yenmiş, korkularını geride bırakmıştı. Hayatında unutulmaz bir zaferdi dün. Yalnız ruhu değil, yüzü de güleç, bedeni yelincecikti.”
* “Sonra bakışlarını ötelerde gezdirmeye başladı. Başkaldıranların kadim dostu, sevdalıların evi, şahinlerin avlağı, ceylanların, dağ keçileri ve yaban koyunlarının otlağı ulu dağların dorukları kardan apak, yamaçları kardan benek benek, nakışlıydı.”
* “Kürdistan’da yaya göç kervanı ayrı bir şenlikti. Kadın ve genç kızlar düğüne gider gibi en yeni, en renkli giysileri içinde atlara biniyorlardı…”
* “Sanki dünya küçülmüş, uzak sedalar yakınlaşmıştı. Öyle hissediliyordu. Mêrgasorluların erbane ve bilur avazını duyan Kurê Serefdînê “el”leri, giderek Çavreşî tepeleri, ötede Koxa Bingolê, Bireka Anerê, Çiyayê Xamirpetê, Gilîda yamaçları ve Sîpan a Xelat tepelerinin çobanları sese geldiler.
* “Si, ‘ülkemiz kan içinde’ diye düşündü, hüzünle. ‘Topraklarımız kanıyla kınalıdır. Soluduğumuz havada, insanlarımınız kan kokusu. Esintiler insan feryatlarını getiriyor, kulaklarımıza. Rüzgar acı çekenlerin ağıdını söylüyor.”
Künye: Si ve Rehan
Ahmet Kahraman
Aram Yayınevi, 496 s.