Tecridi kaldırın, kayyumu çekin
- DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, "Çözüm istiyorsanız tecridi kaldırın, kayyumu çekin" çağrısı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), bu haftaki Meclis Grup Toplantısı'nı, kayyum atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi önünde gerçekleştirdi. Eşbaşkan Hatimoğulları, bu darbeye karşı kesintisiz mücadele edeceklerini söyledi.
DEM Parti'nin Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi önündeki Grup Toplantısı'na Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ebaşkanı Hüseyin Küçükbalaban, TÖP Sözcüsü Juliana Sözen, EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, SYKP Eşbaşkanı Mertcan Titiz Feray Mertoğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, ESP Eşbaşkanı Murat Çepni ile EMEP Milletvekili Sevda Karaca da katıldı.
Hep birlikte püskürteceğiz
Eşbaşkan Hatimoğulları, "Bu kayyum darbesini Mardin'den, Batman’dan, Halfeti'den, Esenyurt'tan hep birlikte geri püskürteceğiz" dedi. Halkın seçme ve seçilme hakkının elinden alındığına dikkat çeken Hatimoğulları, "Bu kayyumın amacı Kürt'e 'sen seçilemezsin, seçemezsin de' demektedir; Kürt halkının siyasi iradesini tanımamak demektir. Şu bilinsin ki; ağzımızdan çıkan her lafın ağırlığını biliyoruz. Ağzınızdan çıkan her lafın tarihsel önem ve anlamını biliyoruz. Belediyeler bizim için sadece 4 duvar demek değildir. Belediye bizim için kentin kendisidir, halktır, sokaktır, mahalledir. Halkın kenti ile bağıdır. Yüzlerce kayyum atadılar seçmenimizle bağımızı koparabildiler mi? Hayır. Biz kayyum atanmış büyükşehirden çağrımızı yineliyoruz; Meclis göreve. Çözüm parlamentodadır. Parlamentoda çözüm için herkes elini taşın altına koymalıdır. Asıl samimiyet testi bu olacaktır" şeklinde konuştu.
Hatimoğulları, muhalefet partileri, demokrasi güçleri ve emek meslek örgütlerine de "Bu haklı davaya gelin hep beraber sahip çıkalım" çağrısı yaparak şunu ekledi: "Kesintisiz darbeye karşı kesintisiz mücadele etmeye hazırız. Bu irade kıyımını asla tanımıyoruz ve herkesi buna karşı ses vermeye çağırıyoruz."
Kayyum, kıyımdır
DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ise kayyumun demokrasiye bir kıyım olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bugün Türkiye’de iki hat var; bir kayyumcı bir cumhuriyet isteyenler, bir de bizim gibi Türkiye emekçileri gibi demokratik bir cumhuriyet isteyenlerdir. Onuru midesi kadar olan Saray yandaşları ve kalemşörleri, terörden dolayı kayyum atadık, diyor. Bakın bunlar bütün kötülüklerini, hukuksuzluklarını bu terör kavramının örtüsünün arkasına saklayarak yıllardır bu ülkeyi sömürdüler, ülkeyi büyük bir cezaevine çevirdiler. Bütün hırsızlıklarını ve yolsuzluklarını terör maskesinin arkasına saklıyorlar. Terör arıyorsanız önce çevrenize, demokrasiyle olan mesafenize bakın. Bölücü arıyorsanız pratiklerinize bakacaksınız."
En büyük Kürt düşmanı
"Cumhuriyet kurulduğundan beri en büyük Kürt düşmanı bir koalisyonla karşı karşıyayız" diyen Bakırhan, şöyle devam etti: "Hewlêr’den Batman’a kadar, Qamişlo’dan Mardin’e kadar, Ûrmiye’den Halfeti’ye kadar nerede bir Kürt varsa düşmanlık yapıyorlar. 2015’ten beri kurdukları JİTEM ittifakıyla birlikte bizlere yapmadıkları zulüm, kötülük kalmadı. Mezarlarla uğraştılar, cenazelerimizi kaldıramadık. Katledilen çocuklar günlerce buzdolaplarının soğutucularında kaldı. Bunların yaptıkları kötülükleri burada anlatmaya kalksak muhtemelen günlerce burada kalırız. Bu Kürt karşıtı koalisyona, bu böyle gitmez, bu böyle olmaz, böyle barış olmaz, böyle kardeşlik olmaz, bu sorunları böyle çözemezsiniz, diyorum. İçişleri Bakanlığının iddia ettiği gibi ortada bir terör sorunu yoktur. Geçin bu safsatayı.
Diğer el zulüm yapıyor
İktidar bir yandan elimi uzatıyorum derken diğer eliyle yok sayıyor. Toplum artık şuna inanıyor; diğer elleriyle birlikte zulüm yapıyorlar. Bu halk size nasıl güvensin? Bu halk uzattığınız elin sahici olduğuna nasıl inansın? Buyurun bunun cevabını sizler verin. Soruyoruz; dün elini uzatanlar, bugün kayyum atayanlar değil mi? Peki biz bunların samimiyetine nasıl inanacağız, nasıl güveneceğiz? Uzatıkları ellerini tuttuk, bize uzatılan her eli tutarız. Toplumsal barış için uzatılan her el değerli ve kıymetlidir. Reddetmeyiz ama siz de gördünüz; uzatılan el meğer kayyum atamak içinmiş. Gerçek durumlarını kayyum atayarak kendileri ifşa etti. Demek ki sahici değilmiş. Kayyum, barış ve çözüme giden yolu dinamitleyen bir yoldur.
Kürt sorunu nedirin cevabı
Kürt sorunu nedir diyenlere sesleniyoruz. Kürt sorunu, sabahın 5’inde Ahmet Türk'ün kapısını çalarak seni belediye başkanlığından aldık, demektir. Kürt sorunu, bir halkın tüm mücadele araçlarını tüm değerlerini haklarını kriminalize ederek yok saymaktır, Kürtleri suçlu görmektir. Kürtler siyaset yapmasın, Kürtler oy da kullanmasın, Kürtler dilini de kullanmasın, diyorsunuz. Kürtler ne yapsın? Be vicdansız herifler iradesine kayyum, diline kilit, iradesine cezaevi yolunun taşlarını döşüyorsun. Kürt ne yapsın? Bu soruya sizin cevap vermeniz lazım. Bizler ne istediğimizi, ne yapmaya çalıştığımızı anlatıyoruz. Sayın Bahçeli Kürtler ne yapsın, Sayın Erdoğan Kürtler ne yapsın? Meclis'teki bütün partilere soruyorum; Kürtler bu saatten sonra ne yapsın?
Önce anlayışınızdan vazgeçin
Sayın Öcalan’ı İmralı’da, DEM Parti'yi siyasette tecrit etmek, yol aldırmaz. Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Önce bu anlayışınızdan vazgeçin. Ben de çağrı yapmak istiyorum, siz de buradan sokaklara mahallenize evinize gittiğinizde AKP’de siyaset yapan Kürtlere lütfen bu soruyu sorun. Bu doğru mudur, bu hak mıdır? Bu yaşadıklarımızı hak ediyor muyuz? Biraz haysiyeti olan, biraz Kürtlerin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş değerlerini tatmış AKP’de ne kadar Kürt siyasetçi varsa hepsini istifaya davet ediyoruz. İradesine kayyum atanan Kürt, kardeşlik safsatalarına inanmaz. Onlar ne istiyorlar biliyor musunuz? Tarihimizde olan Bekoları istiyorlar ama bilmiyorlar ki Mardin halkı, Dersim halkı Mem û Zîn’dir. Kürt coğrafyasında Bekolar yaratamazsınız.
Niye müzakereden kaçıyorlar?
Müzakereden kaçıyorlar. Niye müzakereden kaçıyorlar? Çünkü müzakere kimin sahici, kimin çözümden yana olduğunu, kimin gerçekten bu meselenin çözülmesini istediğini gösteren en önemli merhalelerden biridir. Müzakere yaparlarsa gerçeklikleri ortaya çıkacak diye müzakereden kaçıyorlar. DEM Parti olarak Kürt barışının asıl muhataplarından biri biziz, çözüme hazırız. Her zaman olduğu gibi bugün de elimizde hançer değil, barış güvercinleri var ve böyle olmaya devam edecektir. Sizin elinizde, bir elinizde kayyum bir elinizde zulüm var.
Diğer elini ortağın baltaladı
Kayyum atayarak bu tarihi fırsatı kaçıranlar, 85 milyona en büyük kötülüğü yapıyor. Buraya gelmeden Sayın Bahçeli’nin grup toplantısını izledim. Evet dünya kadar tehdit ve hoşlanmadığımız şeyler söylüyor ama önemli şeyler de söylüyor. Sayın Bahçeli, bize uzattığın elini biz tuttuk ama diğer elini ortağın baltaladı. Bize uzattığın elde sorun yok. Diğer elini baltalayan ortağında sorun var. Madem bir çözüm istiyorsun, önce bu kayyum anlayışından bahset, madem çözüm istiyorsun tecridi kaldır, madem çözüm istiyorsun hukuku uygula, madem çözüm istiyorsun o zaman çek Mardin kayyumunu. Belediye eşbaşkanlarımızın eğer davaları varsa kesinleşmiş kararları varsa belediye meclisi kendi arasında belediye eşbaşkanını seçsin. Asıl tarihi fırsat sizin içindir. Derhal kayyumları geri çekin, halkın iradesine saygı duyun. İç cepheyi güçlendirmek kayyum atamak mıdır? İç cepheyi güçlendirmek Kürt yöneticilerini tutsak alıp cezaevlerine atmak mıdır? Kürtlerin özgürlüklerini mi kısıtlamaktır? Buna siz karar verin. Kayyum rejimi ile iç barışı sağlayamazlar. Asla boyun eğmeyeceğiz." MÊRDÎN