Güncel

21. yüzyılın köleleri: Otel işçileri

Kadın Haberleri —

Las Kellys sendikası eylem

Las Kellys sendikası eylem

  • İstedikleri zaman istedikleri gibi davranabilecekleri bir cephe, bir anlamda bu yüzyılın köleleri gibi bakıyorlar bize. İspanya’da genel sendikalar var. Ancak bunlar özelde bizim sorunlarımızı dile getirmekten uzak duruyorlar. 

AYLİN ACAR

Dünyanın en fazla turist çeken ülkelerinden biri İspanya. Hükümet yetkililerine göre 2024 yılında 94 milyon turist sayısı, bugüne kadarki en yüksek rakam olarak istatistiklere geçti. 126 milyar Euroluk turizm gelirinin 2025’te 200 milyarı aşması bekleniyor. 2024 sonu itibarıyla 2,6 milyon kişiye istihdam sağlayan turizm sektörü tüm istihdamın yüzde 12,7'sini karşılıyor ve İspanya ekonomisinin temel taşlarından biri olmayı sürdürüyor.

Yeşilinden mavisine, tarihinden doğal güzelliklerine kadar birçok kişinin tatil planlarını süsleyen o tablonun arka planında ise işin yükünü çeken emekçilerin sorunları var. Özellikle turistleri ağırlayan otellerdeki işçi kadınlar ağır çalışma koşullarında güvencesiz, kayıt dışı çalışıyor, çoğu zaman cinsel saldırılara maruz kalıyor. 

Dayanışma ve direniş

2016 yılında sosyal medya üzerinden tanışan bir grup otel işçisi kadın, o güne kadar sustukları, sineye çektikleri, kader belledikleri bu durumu değiştirmek için kolları sıvadı. Sorunlarının tespiti, çözüm yollarını arayışları, dayanışma ağlarını örmeleri iki yıllarını aldı; 2018’de sendikalaştılar. Hitap ettikleri kesime atıfla “Las Kellys-Temizlik yapanlar” adında karar kıldılar. 

Las Kellys, geçen 7 yılda özellikle sosyal medyayı da iyi kullanarak, sınırları aştı; görünmez kılınan, güvencesiz sektörlerdeki kadın emekçilerin sesi oldu. Geçtiğimiz yıl bir kadın derneği olarak da faaliyet göstermeye başlayan Las Kellys’li kadınların iki temel sloganı var: Dayanışma ve direniş. 

 

 

Umudun rengi yeşil

30’u aşkın Avrupa ülkesinden yüzlerce delegenin katıldığı, 14-17 Şubat’ta düzenlenen Viyana Halklar Platformu’nda da en fazla dile getirdikleri bu iki kavram oldu. Dayanışma, direniş ve umudun rengi olarak tanımladıkları yeşil renkli tişörtlerini üzerlerinden hiç çıkarmadılar. Söyleşinin sonunda söylediği, onları tek olmaktan çıkarıp sınırları aşan bir örgütlenmeye götüren “Yaşamak acildir, korkularımızı yenelim” sözü aslında tüm kadınları kucaklayan bir söz şimdi…

Las Kellys’ten Carmen’le mücadeleleri hakkında söyleştik…

Nedir Las Kellys, nasıl yola çıktınız?

Las Kellys Katalonya’da otel işçilerinin haklarını, sorunları için mücadele eden bir sendika. 2014 yılında ilk olarak sosyal medya aracılığıyla tanıştık. İş durumlarını, yaşadıklarımızı paylaşmayı bazılarımız daha ileri bir noktaya taşımak istedik. Birbirimizin yanında olmak için ayda bir buluşmaya başladık. Farklı şehir ve mekânlarda olsak da aynı sorunları yaşadığımızı fark ettik. 2015 yılı boyunca hep sorunlarımızı konuşmaktan, kendi kendimizi örgütleme ihtiyacı aşamasına geçtik. İspanya'daki belirli turistik yerlerde bir dizi bölgesel grup oluşturduk. Kişisel siyasi tercihlerin ötesinde ortaklıklarımız olduğunu gördük. 2016 yılı başında Las Kellys adıyla sendikalaştık. 

 

Carmen (sağdaki)

 

Neden özellikle otel işçileri sendikası?

Ağır iş yükü, kadınlar olarak katmerli bir sömürü durumu. Oteller bizi direkt işe almıyordu. Ayrıca taşeron örgütlerin de sömürüsü altındaydık. Oda görevlileri çoğu zaman çok düşük ücretle çalışıyor. Güvencesiz çalışma koşullarına sahipler, çalışma saatleri çok uzun ve harcadıkları emek görünmez kılınıyor. Taşeron örgütler tarafından işe alındığımızda tazminatsız, ucuz işten çıkarmalar da cabası. Yaptıkları iş kadınsılaştırılmış, değersizleştirilmiş ve çoğu zaman görünmezdir. İstedikleri zaman istedikleri gibi davranabilecekleri bir cephe, bir anlamda bu yüzyılın köleleri gibi bakıyorlar bize. İspanya’da genel sendikalar var. Ancak bunlar özelde bizim sorunlarımızı dile getirmekten uzak duruyorlar. 

Nasıl bir örgütlenmeniz var?

Sendikamız sekiz bölgede faaliyet göstermekte. Bölgesel grupların bağlı olduğu bir manifestodan yola çıkıyoruz. Her bölgesel grup düzenli olarak toplantılarını yapıyor ve kendi ittifakları üzerinde çalışıyor. Bölgesel grupların koordinasyonu da kendi sözcüleri arasında sağlanıyor. Ayrıca eyalet düzeyinde de ortak platformlarda yer alıyoruz.

 

 

Tüm kadın emekçileri kapsayan bir sendika hedefiniz var mı?

Elbette isteriz ama bu çok zor. Birçok kadın ev ekonomisinin temel direği. Görünmez de olsa, kayıt dışı da olsa yaşamak için buna mecburlar. Ve işlerini kaybetmeyi göze alamıyorlar. Ataerkillik çok derin. Birçok kadında sınıf bilinci yok. Ailelerinin, erkeklerin baskısı çok yoğun. Her ne kadar bazıları dış görünüş olarak ‘modern’ gibi görünse de hayır. Bazen ‘Bir eylem ne kazandıracak ki?’ diyebiliyorlar. Ancak bazı şeylere itiraz ederseniz değişimi mümkün kılabilirsiniz. Sessiz kalırsanız hiçbir şey değişmez. 

Biraz da genel olarak kadın özgürleşmesinden, burada olduğu gibi ortak kadın mücadelesinden söz edersek. Kurtuluş ya da çözüm daha genel bakmaktan geçmiyor mu?

Kadın işçilerin hakları için mücadele tabii ki önemli. Ama ataerkil sistemin saldırıları evet çok yönlü. Kadınların ne istediğini bilmesi şart. Ve özellikle en aşağıdan yukarıya doğru bir örgütlenme modelinin daha fazla uyduğunu düşünüyorum. Burada da çok şey öğrendik. Farklı coğrafyalardan farklı hareketlerin deneyimlerini paylaşmak bizim için önemliydi. Özetle sloganımızdaki iki temel kavrama dönersek, dayanışma ve direnişle mücadeleye devam etmek gibi bir iddiamız var. Sıkıntılar ne olursa olsun… Çünkü dünyayı değiştirmek istiyoruz. Ve şunu söylüyoruz: “Tünelin sonunda her zaman bir ışık vardır.” Yeşil renk, umudun rengidir. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Bu küresel ataerkil sistemi yıkmak istiyoruz. Çünkü o bizi yok etmeye çalışıyor. Sloganımız şu: “Yaşamak acildir, korkumuzu yenmeliyiz!”

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.