Arap halkımız da kayyumlardan rahatsız
Dosya Haberleri —
- DEM Parti geleneğinin yönettiği Siirt Belediyesi, iki dönemdir halktan gasp edilerek AKP’nin talancı kayyumuyla yönetiliyor. İşte bu noktada tekrar yurtsever belediyecilik ısrarı devreye giriyor. Bunun da bu dönemki temsilciliğini DEM Parti’nin Siirt Belediyesi Eşbaşkan adayları Safiye Alagaş ve Mehmet Kaysi üstlenmiş durumda.
- Sorularımızı yanıtlayan Safiye Alagaş, "Halkın büyük kısmı zaten sadece ve sadece kayyumları göndermeye odaklanmış durumda. Bunlar giderse şehre hizmet geleceğini Siirt halkı söylüyor. İddiamız yüzde 75. Uyguladıkları politikalar ellerinde patladı. AKP geleneğinden insanlar bize gelip artık bu düzenin böyle olmaması gerektiğini anlatıyor" dedi.
- Devletin Arap ve Kürt halkını karşı karşıya getirmek istediğini dikkat çeken Mehmet Kaysi de şöyle konuştu: "Biz geçmiş dönemlerdeki belediyeciliğimizle resmi ideolojinin o hesaplarını zaten bozduk. Arap halkımıza güven verdik. Aksine Arap halkımız onlar üzerinden yürütülmek istenen politikalardan rahatsız."
MIHEME PORGEBOL
AKP’nin her dönem seçim hilelerini yoğun olarak kullandığı merkezlerden biri Siirt. Bu kent aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan’ın türlü hile ve oyunlarla resmi anlamda siyasete milletvekili olarak girdiği yer olması itibarıyla da önemli bir yer. On yıllarca DEM Parti geleneğinin yönettiği Siirt Belediyesi, iki dönemdir halktan gasp edilerek AKP’nin talancı kayyumuyla yönetiliyor. Gelinen aşamada sayısız sorunla boğuşan bu şehirde artık yurttaşların sabır ve dayanma sınırının çoktan aşıldığını söylemek yanlış olmaz. İşte bu noktada tekrar yurtsever belediyecilik ısrarı devreye giriyor. Bunun da bu dönemki temsilciliğini DEM Parti’nin Siirt Belediyesi Eşbaşkan adayları Safiye Alagaş ve Mehmet Kaysi üstlenmiş durumda. Yurttaşın büyük bir teveccühle karşıladığı Alagaş ve Kaysi’yle Siirt’in sorunlarını ve seçim sürecini konuştuk.
Seçim çalışmalarınız nasıl gidiyor Sayın Alagaş?
Şu anda mahalle mahalle gezip seçim beyannamemizle yapacaklarımızı anlatıyoruz. Mahalle toplantılarımızı alıyoruz. Farklı farklı ekiplerle hem Newroz hem seçim çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Halkımıza projelerimizden bahsediyoruz. Halk projelerimizi önemsiyor. Onların tüm sorun ve sıkıntılarına cevap olacağımızı biliyorlar bu yüzden de projelerimiz halkta olumlu bir karşılık buluyor. Halkın büyük kısmı zaten sadece ve sadece kayyumları göndermeye odaklanmış durumda. Bunlar giderse şehre hizmet geleceğini Siirt halkı söylüyor.
Sizin bir de gazeteci kimliğiniz var. Uzun yıllardır halkın sorunlarını kamuoyuyla paylaşıyorsunuz. Bu tecrübelerinize de dayanarak soruyorum; Siirt halkının neye ihtiyacı var?
Siirt'te öncelikle güçlü bir altyapı düzenlemesine ihtiyacı var. Yerinden dönüşüme ihtiyaç var, yeşil alana ve ağaçlandırmaya çok acil ihtiyaç var. Yine bu kentin acilen güçlü bir temizlik çalışmasına ihtiyacı var. Su ve hava kirliliği sağlığı olumsuz etkileyecek düzeyde. Bu da beraberinde haşere ve sineğe sebep oluyor. Yine kentin özellikle çeperde kalan mahallelerinde ciddi bir ulaşım problemi var. Buradaki yurttaşlarımızın şehir merkeziyle bağı bilinçli olarak koparılmak isteniyor. Sosyal anlamda da özellikle kadınlar ve gençlerin bin bir türlü sorun ve ihtiyacı var. Madde bağımlılığı tüm Kurdistan’da olduğu gibi Siirt’te de gençleri hedef alan çok yıkıcı bir sorun. Kadın ve genç işsizliği insanlarımızın metropollere göçmesine sebep oluyor. İşte bizim bütün bunları çözecek gücümüz var.
Eşbaşkanlık modelinin yerel yönetimlerde kadınların sorunlarına dönük ciddi bir çözüm olduğu parti geleneğinizin önceki pratiklerinden de belli…
Biz eşbaşkanlık modeliyle daha önce de birçok önemli iş yaptık. Kadınların özgür ve bağımsız ekonomilerini sağlamak adına kooperatiflerimiz vardı. Bu kooperatiflerde birçok alanda üretim yapılıyordu. 31 Mart’tan sonra parti olarak aynı anlayışla çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Aynı zamanda kadın danışma merkezlerimizi tekrar açıp kadınların hem toplumsal hem özgün sorunlarına çözümler üreteceğiz. Kadın merkezlerimizde mesleki eğitimler yapıyorduk. Merkezlerimizi kapattılar ama 31 Mart’tan sonra tekrar açacağız çünkü kadınların bizden talebi bu. Yine kadınların kültürel alandaki varlığını güçlendirecek çalışma ve teşviklerimiz olacak. Yani Siirt’in kadınlar için daha yaşanılabilir bir kent olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Atacağımız her adımda, yapacağımız her projede kadın özgürlüğünü merkeze alacağız.
Az önce değindiğiniz konuya, yani uyuşturucuya gelirsek…
Bunu özel savaş politikaları kapsamında değerlendiriyoruz. Gençler seçeneksiz bırakılmak isteniyor. Biz de gençlerin bu politikalara alet olmaması için onlara alternatifler üreteceğiz. Özellikle spor ve kültür-sanat alanlarında güçlü proje ve hizmetlerle gençler için bir çekim gücü yaratacağız. Ayrıca bağımlılıkla mücadele merkezleri kuracak, uzmanlar eliyle gençleri bu zehirden kurtarmak için elimizden gelenin fazlasını yapacağız.
Siirt’in ve hatta Kurdistan’ın çok derin bir yarası var, Newala Qasaba. Devletin burada yaptığı türlü tahribatlar ve saldırılar var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Newala Qasaba yalnızca Kürt halkı için değil, Ermeniler için de çok önemli bir hafıza sembolü. Orada Kürt ve Ermenilerin kemikleri birbirine karışmış durumda. Yüz yıllık bir vahşet belgesi gibi orada duruyor. Dolayısıyla Newala Qasaba üzerindeki tahribatlar hafızayı yok etme amaçlıdır. O kemiklerin üzerinde bir yaşam inşa etmek istiyorlar. Kemiklerin üzerinde yaşam yeşermez. Üstelik emniyet binaları yapıyorlar. “Biz sizin kemikleriniz üzerinde emniyet güçlerimiz için bina yapıyoruz” diyorlar. Newala Qasaba’ya bu şekilde baktığınızda ne denli vahşice bir saldırı olduğu daha net anlaşılıyor.
Newala Qasaba üzerinden Kürt halkına karşı ideolojik bir saldırı söz konusu. Biz belediye olarak Newala Qasaba için yapılması gereken her şeyi yapma sözü veriyoruz ama bu iş yalnızca belediyeyle ilgili bir durum değil. Belediye öncülüğünde Siirt halkıyla, sivil toplum örgütleriyle, belediye meclisimiz ve yerel yönetimlerimizle neler yapılacağı konusunda ortak bir karar alacak ve mücadele yürüteceğiz.
Siirt’teki iddianız nedir peki?
İddiamız yüzde 75. Şundan dolayı söylüyorum, Kurdistan’da devreye koydukları politikalarla halkın artık bizim partimize oy vermeyeceğini düşündüler. Oysa uyguladıkları politikalar ellerinde patladı. AKP geleneğinden insanlar bize gelip; artık bu düzenin böyle olmaması gerektiğini anlatıyor.
Size dönelim Sayın Kaysi, Siirt halkı sizi tanıyor ancak okuyucularımız için kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
On yıllardır parti çalışmaları içerisinde yurtsever bir birey olarak zaten yer alıyorum. İlk belediyecilik örneklerimizden bu yana bütün belediye başkanları ve milletvekillerimizle birlikte çalışmalarda bulundum. 2004 yılında meclis üyeliği yaptım. Geçmişte 2 kez partimizde il başkanlığı görevi yaptım. 25 yıldır bilfiil parti çalışmalarında yer alıyorum.
Bu gibi süreçlere alışkınsınız öyleyse… Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Bu yolun ve halk çalışmalarının ehliyiz diyebilirim. Çalışmalarımız da gayet iyi gidiyor. Son yıllarda Kurdistan'da özel savaş kapsamında ciddi bir korku iklimi yayılmıştı. İnsanlar çalışmalara katılamıyordu ve biz de zorlanıyorduk halkımıza ulaşmakta. Ama bu dönem gerçekten ciddi bir kıpırdama var parti ile halk arasındaki temasta.
Korku iklimi kırıldı mı?
Tam olarak kırıldığını söyleyemezsek de insanların artık yavaş yavaş sokağa çıkabildiğini, çalışmalarına katılabildiğini söyleyebiliyoruz. İnsanlar partisine gelebiliyor.
Bunu neye borçluyuz sizce?
Elbette ki bu mücadeleye borçluyuz. Öylesine olabilecek bir şey değil bu. Son yıllarda Kürt halkı üzerinde uygulanan sınırsız şiddet, açlık ve baskı politikalarına rağmen Kürtlere diz çöktüremediler. Çöktürme planları ellerinde patladı ve halk belki de bir çeşit zafer kazandığını görüyor. Korkmuyor.
Bunun karşısında iktidarın tavrı ne peki?
Önce şöyle bir ek yapmak istiyorum. Burada kayyum diye bir şey yok. Kayyum dediğimiz şey aslında bir AKP atamasıdır. Halkın iradesinin AKP tarafından gaspıdır. Kayyum diyerek bu irade gaspında AKP’nin rolü yokmuş gibi bir algı oluşuyor. Belediyelerimizi şu an AKP yönetiyor. Bunun en net örneği de Siirt’tir. Şu an AKP adayı olan kişi aslında yıllardır arka planda belediyeyi yöneten kişidir. Bu kişi geçenlerde projelerini anlatıyordu, gerçekten hayret ettim. “Şunu şunu yapacağım, şunu şunu halkın hizmetine sokacağım” diyordu. E yani bunca yıldır elinizden tutan mı vardı. Belediyenin 120 milyon olan borcunu 4 yılda 400 milyona çıkardınız. Yine bizim dönemimizde belediyenin 800 personeli vardı, personel sayısını neredeyse iki katına çıkarmışsınız. Hep kendi çevrenizden insanları doluşturmuşsunuz belediyeye. Ama karşılığında ne yaptınız Siirt için? Hiçbir şey.
Öte yandan sahada olduğumuz için görüyoruz. Şu an valiler AKP il başkanı, kaymakamlar AKP ilçe başkanı gibi çalışıyor bizim karşımızda. Onların da yanında kamu kuruluşları ve askeriye var. Ama biz geçmiş tecrübelerimizden de biliyoruz bunu. Bu duruma hazırlıklıyız. Tüm bunlara rağmen bize karşı galip gelemeyeceklerini bildikleri için farklı yol ve taktiklere başvuruyorlar.
Buradan yola çıkarak az önce bahsettiğiniz çöktürme planına biraz daha değinebiliriz. Elbette ki çöktürme planı yalnızca şiddet, açlık ve baskıdan ibaret değil. İktidar, bu plan dahilinde farklı siyasetler de uyguladı. En basitinden seçim hileleri… Siirt’te bu anlamda gözlem ve tespitleriniz neler?
Bir çeşit mühendislik yapıyorlar aslında. Şırnak, Siirt, Baykan, Bitlis gibi merkezler bu mühendisliğin uygulandığı pilot şehirler… Tespit edebildiğimiz kadarıyla Siirt’e 7 bine yakın seçmen taşımışlar. Arkadaşlarımız gerekli yasal başvuruları yaptı ama biliyorsunuz konu Kürtlere gelince hak-hukuk işlemiyor.
Başvurularınız yanıtsız mı kaldı?
Hem de nasıl yanıtsızlık! Yani, düşünün 2 bin insanın tek adreste yaşadığına dair hileye itiraz ediyoruz.
Bir daireye binlerce kişiyi mi yazmışlar?
Hayır, resmi kuruma, askeriyeye yazmışlar bu insanları. 7 ay önce olmayan 2 bin kişi bugün askeriyede gösteriliyor. Tespit ettiğimiz 7 bin insan 8 ay önce Siirt’te yoktu. Yozgat’tan, Manisa’dan, Kayseri’den getirmişler. Tesadüfe bakın ki aralarında tek bir kadın yok, tek bir çocuk yok. Ayrıca adreslerini tespit ettiklerimiz de var. Mesela 55 insanı aynı evde gösterdikleri durumlar var. Aynı dairede 6 farklı soy isimde insanlar gösterilmiş. Ama 7 bin değil 10 bin insan da getirseler bizim için değişen bir şey yok. Bu halkın iradesi onlara kesinlikle hak ettiklerini verecek. Halkımızla belediyeleri alacağız.
Siirt’te yüzyıllardır Arap ve Kürt halkı birlikte yaşıyor. Cumhuriyet sonrasında bu halklar arasındaki ilişki resmi ideoloji eliyle kızıştırıldı. Arap halkın size karşı teveccühü nasıl?
Biz geçmiş dönemlerdeki belediyeciliğimizle resmi ideolojinin o hesaplarını zaten bozduk. Arap halkımıza güven verdik. Selim Özalp, Tuncer Bakırhan, Berivan Helen Işık, Selim Sadak, Belkiza Epözdemir arkadaşlarımız tecrübeleriyle o oyunları bozdu. Biz de o arkadaşlarımızın bıraktığı yerden, aynı yoldan devam edeceğiz. Aksine Arap halkımız onlar üzerinden yürütülmek istenen politikalardan rahatsız.
Nasıl bir rahatsızlık?
22 yıllık bir tanıklık var ortada. AKP’nin verdiği hiçbir sözü tutmadığını biliyorlar. Örneğin; 22 yıldır 25 kilometrelik Kurtalan-Siirt arasındaki yolu yapmıyorlar. Bu onların 22 yıl önceki vaadi. Bugüne dek bu yol yapılmadı diye onlarca vatandaşımız yaşamını yitirdi. Bu ölenler yalnızca Kürt mü? Hayır. Tabii ki Arap yurttaşlarımız da canını verdi. Bir başka örnek, 22 yıl önce Kurtalan-Siirt arasında tren hattı yapacaklardı. Hala atılmış tek bir adım yok. Arap yurttaşımız bunu görmüyor mu sanıyorlar. Kalkıp bu sene de vaatlerinde “Siirt’e tren gelecek” diyorlar.
Baraj nedeniyle Botan Köprüsü su altında kaldı. O köprü 30’dan fazla köye ulaşım sağlıyordu. Barajdan sonra o köylere teknelerle ulaşılabiliyor. Bir saatlik mesafe 2 buçuk saate çıkmış durumda ama buna bir çözüm getirmiyorlar. O tekneler kimin? Şu anki AKP adayının. Bu eziyeti yalnızca Kürtler mi çekiyor? Devam edelim: 5 bin insanı istihdam edeceklerini söyledikleri bir fabrikadan bahsettiler. Başta yüze yakın insan getirip fabrikayı çalışır gösterdiler. Şu an o fabrikada 2 güvenlikçiden başka çalışan kimse yok. Teşvik paralarını aldılar gittiler. 8 sene önceki seçimde “ha açtık, ha açacağız” diyerek 10-15 insanı işe aldılar, seçimden sonra tekrar çıkardılar onları işten.
Bunları Kürt veya Arap fark etmeksizin Siirt halkı görmüyor mu sanıyorlar? Belediyeye yüzlerce personel aldılar. Çoğu da Siirt dışından getirildi. Siirt’te insan mı yoktu? Bunun gibi sayısız örnek var halkın gözlerinin önünde. Mevcut yönetimin çapulcularla çalıştığı biliniyor. Çalışmalar sırasında Kürt’üyle, Arap’ıyla halkımız gelip aktarıyor bunları bize. Bir enkaz devralacağımızı biliyoruz ama Siirt halkının iradesiyle başaramayacağımız, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok.