Kürt gazeteciler Gulistan Tara, Hero Bahadîn, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'den sonra Aziz Köylüoğlu da Türk devletince katledildi.

• Türk devletinin 27 Ocak'ta Ranya'da SİHA ile düzenlediği saldırıda şehit düşenler arasında gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun da bulunduğu açıklandı. 
• Kürdistan'ın her tarafında 31 yıldır çalışan Köylüoğlu'nu, ne zindan ve zorluklar ne de saldırılar durdurabildi. İyi bir gazeteci, yurtsever ve militan olarak şehitler kervanına katıldı. 

Gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun şehadetini duyuran YRD, "Düşman karşısındaki başeğmez duruşuyla geri adım atmadı" diyerek, mirasının büyütüleceğini söyledi. DFG ve MKG ise  şunun altını çizdi: "Katledilen hiçbir arkadaşımızın kalemi ya da kamerası yerde kalmayacak. Özgür Basın geri adım atmaz." 

YRD Genel Koordinasyonu, önceki gün yaptığı yazılı açıklamada, Türk devletinin 27 Ocak günü Ranya’da düzenlediği SİHA saldırısı sonucu gazeteci Aziz Köylüoğu'nun şehadete ulaştığını bildirdi. Köylüoğlu'nun, Türk devletinin soykırımcı-sömürgeci yüzünü teşhir ettiği; iyi bir gazeteci ve yurt sevgisiyle dolu bir özgürlük militanı olduğu için katledildiği vurgulanan açıklamada, şunun bilinmesi istendi: "Aziz de kendisinden öncekiler gibi bu kervana her bedeli göze alarak girmiş, her anında özgürlük davasının yılmaz bir neferi olarak hareket etmiş ve bizlere de bu bayrağı en güçlü şekilde devretmiştir. Aziz Arkadaşın düşman karşısındaki başeğmez duruşu, bugün her genç yoldaşının duruşudur, tutumudur. Bu saldırılar, Aziz’e geri adım attırmadığı gibi bizlere de geri adım attırmayacak, aksine mücadele azmimizi büyütecektir."

Kürt özgür basın geleneğinin içerisinde muhabir-kameramanlıktan tutalım editörlük, haber müdürlüğü, genel yayın yönetmeliğine kadar hemen her çalışmada yer aldı. Gazete, ajans, televizyon ve en son dijital medya çalışmalarında aktif görevler üstlendi. YRD açıklamasında ve Rojnews'te Köylüoğlu'nun yaşamı ve mücadelesiyle ilgili bilgiler de paylaşıldı:

İşkence ve hapis

Köylüoğlu, 1976'da Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçesinde doğdu. Yurtsever bir ailede, Şêx Said ve Mazlum Doğan’ın direniş kültürüyle büyüdü. 16 yaşındayken Türk devletinin işkence ve baskılarına maruz kaldı. Kürdistan’da özgürlük olmadan yaşamın olmayacağını anladı. Amed'de 1994'te devrimci çalışmalara başladı. Daha sonra Türkiye’ye taşındı. 1996-1998 yılları arasında üç kez tutuklandı; direndi, teslim olmadı.

Serbest bırakıldıktan sonra daha büyük bir bağlılıkla özgürlük yürüyüşünü Kürdistan dağlarında sürdürdü. Köylüoğlu, 2000'de Qendîl, Xakurkê, Xinêrê bölgelerinde gerillanın mücadelesini ve yaşamını video, fotoğraf ve yazılarıyla kamuoyuna aktardı. Yıllarca büyük bir tutkuyla dağdan dağa dolaşıp Kürt direnişinin sesi oldu. 

Efrîn'den Serêkaniyê'ye

Rojavayê Kurdistan'da 19 Temmuz Devrimi (2012) başladıktan sonra 2013'te buraya geçti. Birçok şehri ve köyü dolaşıp tanıdı ve devrimi dünyaya duyurdu. Türk devletinin 2018'de Efrîn’i işgal saldırısı sırasında Kurmanc Dağı’nda tereddütsüz direnerek 58 gün süren çağın direnişinin takipçisi oldu. Türk devleti, 2019'da Girê Sipî ve Serêkaniyê’ye saldırdığında da oradaydı. Bu kez kamerası ve yazılarıyla işgalcinin vahşetini ve onlara karşı direnişi anlattı.

Hewlêr'den Kerkük'e

Aziz Köylüoğlu, Başûrê Kürdistan’da mücadelesine devam etti.  Hewlêr’den Kerkük’e, Mexmûr'dan Silêmanî’ye kadar siyasi, toplumsal ve askeri gerçekleri takip edip bunları Kürdistan ve dünya kamuoyuna aktardı.

6 ayda 5 gazeteci

Son 6 ay içerisinde 5 Kürt gazeteci katledildi. Türk devleti, 23 Ağustos 2024'te Silêmanî'de gazeteciler Gulistan Tara ile Hero Bahadîn'i; 19 Aralık’ta ise Kuzey ve Doğu Suriye'de gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı; son olarak 27 Ocak'ta gazeteci Aziz Köylüoğlu'nu katletti. 

Zorlu arayış son bulmadı

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun Türk hava saldırısında katledilmesine dair ortak açıklama yaptı. Açıklamada özetle şunlar belirtildi: "Özgür Basın emekçileri, Kürdistan ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu ve dünyanın dört bir yanında hakikatleri kamuoyuna duyurmak için çaba gösteriyor. En zor şartlarda, tüm riskleri ve tehlikeleri göze alarak hakikat arayışından vazgeçmiyor. Bu hakikat yolculuğunda birçok arkadaşımız katledildi, tutuklandı ya da ağır hapis cezalarına çarptırıldı. İktidarların tüm saldırı, baskı ve sansürlerine rağmen bu zorlu arayış son bulmadı. Özgür Basın emekçileri, canları pahasına hakikatleri duyurmaktan geri adım atmadı. Son olarak ömrünü hakikatleri topluma ulaştırmaya adayan meslektaşımız Aziz Köylüoğlu'nun, hava saldırısıyla katledilmesini kınıyoruz. 

Kalem ve kameraları yerde kalmayacak

Bu saldırıların ne ilk ne de son olacağını biliyoruz. Bu süreçte katliamlara tepki gösteren birçok meslektaşımız ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. Gazetecilere dönük saldırıları kabul etmiyor, meslek örgütleri başta olmak üzere tüm kesimleri de bu saldırılara karşı tutum almaya çağırıyoruz. Gazeteciler hakikatin sesidir, bu hakikat katledildiğinde bu ses de susmuş olacak. Bu sesin susturulmak istenmesine karşı bir kez daha söz veriyoruz; katledilen hiçbir arkadaşımızın kalemi ya da kamerası yerde kalmayacak. Özgür Basın bugüne kadar hiçbir katliama, saldırıya ya da sansüre karşı geri adım atmadı. Bundan sonra da atmaz."

Hakikatin sesi susturulamaz

Aziz Köylüoğlu’nun katledilmesine gösterilen tepkilerden bazıları şöyle:

DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları: Gerçeklerin peşinden koşan Kürt gazeteciler hedef alınarak katlediliyor! Yaşananları sahadan bildiren gazetecilerin katledilmesi, gazetecilik faaliyetine duyulan öfkenin ve korkunun sonucudur. Bu saldırılar derhal son bulmalıdır. 

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli: Kürt gazeteciler hakikatin peşinden giderek bölgedeki gelişmeleri aktardıkları için katlediliyor. Bir kez daha söyleyelim: Hakikatin sesi susturulmaz!

Gazeteci Abdurrahman Gök: Son anlarına kadar hakikatin sesiydiler ve hakikatin kendisi oldular. Her birinin hakikatin gücüne olan inancını inancımızla perçinleyip ne pahasına olursa olsun; hakikate ses, söz ve göz olmaya devam edeceğiz.

 

* * *

Sorumlular hesap vermeli

İHD Ankara Şubesi Basına Yönelik Hak İhlalleri İzleme Komisyonu, 19 Aralık'tan bu yana üç gazetecinin katledildiğini anımsatarak, "Türkiye, gazetecilerin öldürülmesini aydınlatacak adımlar atmalıdır” denildi. 

Komisyon, gazeteci Aziz Köylüoğlu'nun katledilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Cenevre Konvansiyonda’nda yer alan “Gazeteciler çatışmalara doğrudan taraf olmadıkları sürece sivil statüsünde kabul edilir ve korunmaları gerekir” maddesinin hatırlatıldığı açıklamada, gazetecilere yönelik saldırıların, uluslararası insancıl hukukunun açık ihlali olduğu belirtildi. İktidara çağrıda bulunulan açıklamada, “Gazetecilere yönelik her iki saldırıyla ilgili olarak, etkin ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini ve gazetecilerin öldürülmelerinden sorumlu olanların belirlenerek yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz” denildi.

Gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama, soruşturma ve yargılamaların sistematik bir şekilde basın hakkı ihlaline dönüşmesinin yanı sıra iki ay içinde üç gazetecinin katledilmesinin, hem yaşam hakkının korunması hem de basın ve ifade özgürlüğünün kullanılması yönünden kaygı verici olduğunu vurgulayan Komisyon, açıklamasını şöyle sürdürdü: "JINNEWS muhabiri Öznur Değer, 7 Şubat'ta evinden darp edilerek gözaltına alınıp aynı gün tutuklandı. Yine 7 Şubat'ta gözaltına alınan Ali Barış Kurt'un da 8 Şubat sabahı tutuklanmış olması basın özgürlüğüne yönelik müdahaleler açısından endişelerimizi giderek artırmaktadır. 20 Aralık'tan bu yana üç gazetecinin öldürülmesi, toplam 18 gazetecinin tutuklanmış olması ve halen hapiste 45 gazetecinin bulunması, demokratik bir toplumun varlığı açısından kabul edilemezdir.” 

Devletlerin görevinin, başta failleri yargı önüne çıkarmak, aynı zamanda gazetecilik faaliyetlerinin özgürce yapılabilmesini sağlayacak önlemleri almak olduğu hatırlatılan açıklamada, Türk hükümetinden öncelikle gazeteciler Nazım Daştan, Cihan Bilgin ve Aziz Köylüoğlu'nun katledilmesini aydınlatacak, basın ve ifade özgürlüğünün kullanılmasını teminat altına alacak acil adımları atması talep edildi.