Bir görüşmeyle tecrit kalkmaz

Serhat Çakmak

Serhat Çakmak

  • İmralı’da ağırlaştırılmış tecridin devam ettiğini vurgulayan ÖHD Eşbaşkanı Serhat Çakmak, bir aile görüşmesi yapılmasının, tecridin kalktığı anlamına gelmediğini söyledi. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014'te, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a şartlı salıverilme imkanı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini, işkence yasağını düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesine aykırı bularak, ihlal kararı verdi. 'Umut hakkı'nın ihlal edildiğine karar veren AİHM, Türkiye'den ihlale neden olan durumun ortadan kaldırılarak yasal düzenleme yapmasını istedi. Aradan geçen 10 yıllık süreçte Türkiye bu konuda bir adım atmadı. Avukatları, hak ve hukuk örgütleri, AİHM'in kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetlemekle görevli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne bildirimde bulundu. Bildirimlerde, 'umut hakkı'nın sağlanması için Türkiye'nin bu konuda yasal düzenlemeleri hayata geçirerek, somut adım atması talep edildi. Bu konuda adım atılmadığı gibi tecrit devam ediyor ve haber alamama hali 44 ay boyunca sürdü. DEM Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan'ın, 23 Ekim’de aile görüşmesi çerçevesinde İmralı'ya gitmesine izin verildi. Hemen ardından bir kez daha görüş yasağı getirildi. 

Tecrit devam ediyor

İmralı'ya gitmek için daha önce başvuran Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Serhat Çakmak, 'umut hakkı' kapsamında tartışıldığını, ancak tecridin devam ettiğini belirterek, şunları söyledi: "Sayın Öcalan ne ailesi ve avukatları ile görüşebiliyor ne de telefon ve mektup hakkını kulanabiliyor. Bir yandan 'umut hakkı' konuşulurken, aslında halen ağır tecridin olduğunu görmekteyiz. Zaten MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de tecridin olduğunu devletin diliyle kabul etmiş oldu. Burada tecrit iyi anlaşılmalı; iki-üç yılda aile bireylerinden biriyle ya da birkaç kez avukatlarla görüşülmesi, tecridin bitmesi demek değildir." 

Hukukla açıklanamaz

Tecridin iktidar tarafından siyasi malzeme olarak kullanıldığını dile getiren Çakmak, şöyle devam etti: "Tecridin hukuksal bir dayanağının olmadığını ama meselenin düğümlendiği yerin hukukla çözülmeyeceğini, çünkü hukuki olmadığını dile getirdik. Siyasal denklemler üzerinden tecrit varlığını korurken, belli dönemlerde ise birkaç görüşme yapılıyor. Bakınız, Sayın Abdullah Öcalan’a disiplin cezası verilirken, Ömer Öcalan kendisiyle görüştü. Hukuki değildir, dediğimiz, tamamen bu. Geldiğimiz noktada hukuksal zeminde yürüyen bir sürecin olmadığını görüyoruz. O yüzden İmralı Ada Hapishanesi’ndeki uygulamalar, aslında hukuk mekanizması içerisinde açıklanamaz. Hukukta yeri olmayan fiilli bir durum var. İmralı Ada Hapishanesi’nde hukukta yeri olmayan rejimin değil, 5271 sayılı Ceza İnfaz Kanunu'nun, Anayasa’nın ve AİHM’in kararlarının uygulanması; Bakanlar Komitesi'nin verdiği direktifler doğrultusunda işleyişin yerine getirilmesi gerekir.”

Devlet adım atmalı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşması sonrası tartışmalara işaret eden ÖHD Eşbaşkanı Serhat Çakmak, şunları söyledi: "DEM Parti’nin, PKK’nin ve Sayın Abdullah Öcalan’ın pozisyonu tartışılmaya başlandı. Tabii sorunun çözümünün ne şekilde olacağı, muhatapların kimler olduğu belli. Devlet ve siyasal iktidar da bu meselenin nasıl ve hangi aktörlerle çözüleceğini biliyor. Yeter ki samimi adım atılsın. Meclis kürsüsünde dahi bunlar söylenebilmişken, ana muhalefet, siyasi aktörler buna hazırken, artık devletin de samimi bir şekilde adım atması gerekiyor." 

 

* * *

Ailelerden İmralı başvurusu

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın aile ve vasisi, görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ile İmralı Cezaevi Müdürlüğüne başvuruda bulundu

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları devam ediyor. Kardeşi Mehmet Öcalan ile vasisi Mazlum Dinç, Rêber Apo ile görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Cezaevi Müdürlüğüne başvuruda bulundu. Ayrıca Ömer Hayri Konar’ın kardeşi Emine Konar, Hamili Yıldırım’ın kardeşi Polat Yıldırım ile Veysi Aktaş’ın kardeşi Melihe Çetin de görüşme talebiyle savcılık ve cezaevi müdürlüğüne başvurdu.

 

* * *

Meclis mikrofonu Kürtçeye kapatıldı

DEM Parti'li Burcugül Çubuk, yerine kayyum atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir’in seslendirdiği “Tu kî yî” şarkısını açtığı sırada mikrofon kapatıldı. Kürtçe sözler de Meclis tutanağına “…” şeklinde geçirildi. 

DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Çubuk, 'Noterlik Kanunu Teklifi'nde yer alan kadınların boşanmasıyla ilgili ibarelere işaret etti. Çubuk, “Kadınlar sadece ölmek ve öldürmek denklemine mahkûm ediliyor” diyerek, buna karşı çıktıklarını söyledi. Çubuk, buna karşı mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirterek, yerine kayyum atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir’in, bu mücadeleyi yansıtan “Tu kî yî” şarkısını Meclis kürsüsünde açtı ve tüm kadınlara armağan ettiğini söyledi. Çubuk’un şarkıyı açmasıyla birlikte Meclis kürsüsündeki mikrofon kapatıldı. Bunun yanı sıra şarkının içinde Kürtçe sözlerin yer alması nedeniyle Meclis tutanağına “…” şeklinde geçirildi. 

Çubuk, söz konusu duruma tepki göstererek, “Devrim Demir'in yasaklanan şarkısı bizim özgürlük ve kurtuluş şiarımızdır” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.