Çağrı ve referanduma dönüşen 2025 Newrozu
Forum Haberleri —

Newroz
- Amed'ten İstanbul'a dört parça Kürdistan, bir halk referandumuna dönüştü Newroz. Sayın Öcalan'ın 27 Şubat tarihinde paylaşılan mektubundaki paradigma değişimine Kürdistanlılar yığınsal bir çoklukta "Evet" dediler.
ERCAN JAN AKTAŞ
Demirci Kawa’dan Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’a, Mazlum Doğan’dan Zekiye Alkan, Rahşan Demirel ve Ronahi ile Beriwan’a Kürt halkının özgürlük meşalesi Newroz, 2025 tarihinde yeni bir başlangıç olarak tarihteki yerini alacak. 2025 Newroz’u dört parça Kurdistan başta olmak üzere, Kürtlerin yoğunluk yaşadığı Avrupa ülkelerinden Japonya, Avusturalya, yani dünyanın dört bir yanında ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ referandumuna dönüştü.
Adeta bir demokrasi şölenine dönüşen meydanlarda milyonlarca insan iradesini haykırdı. Bu yılın Newroz ateşi ilk olarak Lice’de yakıldı, sonra sırasıyla Amed’in surlarında ve İzmir Kadifekale’de. Kürtlerin hafızasında bu yerlerin özel anlamları var. Lice’nin tarihsel geçmişine, devletin baskısı ve halkın direnişi ikiliği üzerinden gelişen ve bu bağlamda şiddetle kurulan bir hafızadan doğru bakmak mümkündür. Öncesi bir yana Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘tek’çi militer yapılanmasına ilk ciddi tepkilerin oluştuğu bir coğrafyadır Lice.
Lice halkının inkar ve imha üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkisi günümüze kadar hep bu şiddet ekseninde ilerleyecek, yeni kuşaklar hep bu direniş ve baskı hafızasını devralarak yollarına devam edeceklerdi. Yeni devleti korkunç bir şiddet pratiği üzerinden deneyimleyen Lice’nin kolektif toplumsal hafızası da bunun üzerine inşa edilecektir. Bu hafıza üzerinde yeniden bir direniş hikayesinin ilk satırları Lice’nin Fis köyünde 27 Kasım 1978’de yazılmaya başlar. Bu hikayenin yazıcılarından birisi de Mazlum Doğan’dır. Dersim doğumlu olan Mazlum Doğan Hacettepe Üniversitesi ekonomi öğrencisi iken dahil olduğu bu direniş geleneğinde 21 Mart 1982 tarihinde Amed zındanında üç kibrit çöpü ile kendisini Newrozlaştırdı.
Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından yasaklı olan Newroz o tarihten itibaren modern Kürt direnişinin temel simgelerinden birine dönüştü. Koçgiri’den Alişer ve Zarifeler, Dersim’den Seyit Rıza ve yoldaşları, Lice’den Şeyh Sait ve arkadaşları, Ağrı İsyanı’ndan İhsan Nuri Paşa ve yoldaşları bu Newrozlarda bir araya gelmeye başladılar. Devlet tarafından yasaklandıkça serhildan büyümeye devam etti. Direniş/serhildan hikayesine Zekiye Alkan dahil olur.
Mart ayı bir kez daha 8 Mart etkinliklerinden sonra Newroz büyük bir coşku ile milyonların buluşmalarına sebep oldu. Amed'ten İstanbul'a dört parça Kürdistan, bir halk referandumuna dönüştü. Sayın Öcalan'ın 27 Şubat tarihinde paylaşılan mektubundaki paradigma değişimine Kürdistanlılar yığınsal bir çoklukta "Evet" dediler.
Final Newroz’u ise yüzbinlerin katılımı ile Almanya’nın Frankfurt şehrinde oldu. 29 Mart Cumartesi sabahından alanda buluşmak üzere onbinler Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden yollara koyulmuşlardı. Frankfurt dışında bir kasabada bizler de heyecanla yola koyulduğumuzdan 10 dakika kadar sonra otobanda yol alırken boyunlarındaki egal ve puşileri, Kurdistan bayraklarını araçlarının camlarında dışarı salarak yol alan araçlara denk geldik. Alana kilometrelerce yol var iken otobandan şehrin ana caddelerine Kürdistanlı kadınlar, gençler, çocuklar büyük bir heyecanla kalabalıklar içinde Newroz alanına akmaya başlamışlardı. Bir an ilk kitlesel 2006 Amed Newroz’u gözlerimde canlandı.
Sabahın erken saatlerinde kendi yaşam alanlarından Amed sokak sokak, meydan meydan Newroz alanına akıyordu. Şimdi Avrupa’nın bir şehrinde bunu yaşamak son derece mutluluk veren bir durumdu. Bir gece önceden misafiri olduğum aileden Newroz çalışmaları komitesinde yer alan Nergis’in yoğunluğu ve koşturmacalarına evin çocukları Baran, Agit, Bermal, Soreş ve birlikte bu hayata adım attığımız Dilem, Akif, sınırlara ve pasaportlara içi ısınmayan Kürtlerden ekran başında kalmaktan ilk kez bu kadar hayıflanan Merdo, bizler büyük bir heyecanla kendimizi alana attığımızda o muhteşem koronun bir parçası olmak, o irade beyanının bir parçası olmak bizleri son derece heyecanlandırdı. Bütün Kurdistanlılar gibi bizlerde "Evet", buradayız, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na bizler de "Evet" diyoruz dedik.
İlk dikkatimi çeken alandaki onbinlerce insanın hiç bir renge, bayrağa, flamaya sığmayan heyecanları oldu. Bir çember olmuş, onbinler halinde bir ritüel eşliğinde dönüyorduk, dönüyorduk, her kes birilerini arıyor, her kes başka bir yüz ile yüzüne yayılan gülücükler ile güne, an’a ait olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Bu kez oldu diyoruz konuştuklarımız; geç de olsa, politik aidiyeti, partisi, inancı, dili, cinsiyeti ne olursa olsun, elindeki bayrağı, flaması ne olursa olsun, yüzbinler halka halka bir halkın, Kürdistanlıların ceminde bir olduk, tek olduk. Şimdi bu birliktelikte YOL olma/alma zamanı.
Amed'ten Sabahat Tuncel, İstanbul'dan Gültan Kışanak bu sözleşmeye Kürt Kadın Hareketi adına imza atan iki kadın oldu. YOL'un başındayız elbette, Mazlumlardan, Rahşan ve Zekiye’lerden aldığımız ruhu hiç bir zaman unutmadan, bu kez bu işi devlete de bırakmadan yürümenin zamanıdır diyerek geldiğimiz ülkelere, kentlere, kasabalara dönmek zamanıdır. Yüreklerimiz ile imzamızı koyduğumuz özgürlük ve barışın hayat bulması için daha da büyük bir heyecan ve kararlıkla hayatın bütün alanlarında söz ve eylem zamanı şimdi.