Çelişkileri derin, anlaşmaları zor
- Türk devleti ile Şam yönetiminin hesaplarının çeliştiğini söyleyen QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, “sorun oldukça derin, anlaşmaları imkansız olmasa da güç” dedi.
- Suriye ile diyaloğa açık oldukları mesajını veren Mazlum Ebdî, Türkiye ile görüşmelerinin temel şartının Kürtlere saldırıların ve işgalin sonlandırılması olduğunu belirtti.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA) sorularını yanıtladı. 19 Temmuz Devrimi’nin Suriye'de yeni bir dönemin başlangıcını simgelediğinin altını çizen Mazlum Ebdî, “Bölgesel güçler Kürt halkını yedek güçleri olarak kullanmayı planlamışlardı, ama devrim süreci bu stratejileri boşa çıkardı, hesapları alt üst oldu. Kürt halkı öncelikle kendi bölgelerini özgürleştirdi. Ardından yeni bir sürecin kapılarını aralayan bir Suriye gücü haline geldi” dedi.
Tehlike devam ediyor
12 yıldır devrimi temelden yok etme girişimlerinin ve buna karşı direnişin aralıksız sürdüğünü vurgulayan Mazlum Ebdî, “Tehlike devam ediyor” ifadesini kullandı. Mazlum Ebdî sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye gibi işgalci devletler ile Suriye rejimi, Kürt halkının gerçekliğini kabul etmekten korkuyorlar. Kürt halkının bir statüye sahip olmasını istemiyorlar. Özellikle Suriye rejimi, diyalog ve çözüm yollarını reddettiği için bize karşı haksız bir savaş yürütüyor. Türk devleti ise Özerk Yönetim projesini ve QSD’yi ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bazı bölgelerimizi işgal etti ve hâlâ daha birçok bölgeye göz dikmiş durumda.
Şu anda bir kuşatma (ambargo) var, ayrıca ekonomik alanda da dışarıdan müdahaleler yaşanıyor. Özellikle Özerk Yönetim’in halka hizmet sunmasını engellemek amacıyla, bilinçli olarak dış imkanlardan mahrum bırakma girişiminde bulunuyorlar.
Geçen yıl, hizmet kurumlarımızı hedef aldılar. Ambargo ve saldırılar, insanlarımızın mağdur olmasına ve göçe zorlanmasına neden oluyor.”
12 yıl öncesine dönülemez
Kuzey ve Doğu Suriye devrimi ve sisteminin tanınması durumunda diyaloğa açık olduklarını vurgulayan Ebdî, “Artık karşıtlıktan vazgeçmeliler. Herkes özellikle Birleşmiş Milletler ve diğer ilgili güçler Suriye'nin bu parçasının temsilcilerinin de diyalog sürecine dahil edilmesi gerektiği kanaatine varmış durumda. Halkımızın ve güçlerimizin gösterdiği büyük kahramanlık sayesinde karşıtlık bir nebze de olsa kırılmış durumda” vurgusunda bulundu. Ebdî, “12 yıl öncesine dönmemiz mümkün değil. Gelecek yıl önemli ilerlemelere tanıklık edeceğiz” ifadesini de kullandı.
Türk devletinin Suriye politikasının çöktüğüne dikkat çeken Ebdî, Erdoğan’ın Şam’la diyalog mesajlarına ilişkin de şu değerlendirmeleri yaptı:
“Türk devleti, iç ve dış siyasette ciddi sorunlar yaşıyor. Özellikle Suriye ile ilgili 2011 yılından bu yana yaptığı planlar boşa çıktı. Bölgeyi işgal ederek, çözümün değil, Suriye’deki sorununun parçası oldu, kendini bataklığın içine çekti. Asıl amacı, QSD güçlerini ve Özerk Yönetim sistemini ortadan kaldırmak olan Türk devleti, bu hedefe ulaşmak için birçok girişimde bulundu ancak başarılı olamadı. Şimdi yine kendini deniyor.
Ankara-Şam’ın hesapları çelişiyor
Suriye rejimi ve Türk devletinin anlaşabileceği bazı noktalar olsa da, her iki tarafın da farklı istekleri bulunuyor. Rejim, Türkiye'nin muhalif gruplardan, İhvan-ı Müslim'den, İdlib, Efrin ve Serêkaniyê'deki silahlı güçlerden vazgeçmesini istiyor. Aynı zamanda, Türk devletinin bu bölgelerden çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Böylece Türkiye'nin bu güçlere verdiği desteği keserek, asıl hedefi olan bölgeleri yeniden kontrol altına almayı amaçlıyor. Türkiye'nin benzer taleplerde bulunma ihtimali mevcut. Hatta Suriye rejimi de bu isteklere kapalı olmayabilir ancak bu sürecin uygulanması oldukça zor; imkansız olmasa da çok güç. Örneğin, Türkiye, silahlı grupları ve ailelerini İdlib'de bir araya topladı. Şimdi onları Êfrin'e götürüyor. Türkiye, bu grupların tekrar Türkiye’ye dönmelerine izin vermiyor, Suriye rejimi de bu kişileri kabul etmiyor. Sorun oldukça derin ve kısa sürede çözülebileceğini düşünmüyorum.”
QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Bağdat yönetiminin arabuluculuk çabasının da Moskova görüşmelerinin devamı olduğunu ve söz konusu girişimin başarı şansının olmadığını belirtti. “Sorun sadece Suriye rejimi değil. Başka güçler de var, biz de buradayız. Irak hükümeti böyle bir şey geliştirmek istiyorsa Kuzey ve Doğu Suriye temsilcilerini çağırmalıdır” dedi.
Suriye rejimi çözüme hazır değil
Mazlum Ebdî, Suriye sorunuyla ilgilenen tüm taraflarla görüşmeye açık oldukları mesajını verdi. “Suriye sorununun savaşla çözülemeyeceğine inanıyoruz. Diyalogla çözüm olmalı” diyen Mazlum Ebdî’nin Şam yönetinin tutumu, Suriye ve Türk devletiyle diyalog şartlarına ilişkin şunları söyledi:
“Suriye rejimiyle 12 yıldır diyalogla çözüme ulaşmaya çalışıyoruz. Aramızda görüş alışverişi var. Ancak anlaşma yok. Çünkü Suriye rejimi çözüme hazır değil. 2011 öncesi duruma dönmek için şartları var. Konuyu sadece af bağlamında değerlendiriyor. Suriye'de Kürt sorunu çok büyük. Şimdiye kadar rejim haftada sadece 2 saatlik Kürtçe dersi kabul etti. Geniş kapsamlı bir çözüm yaklaşımı yoktur.
Daha önce sınır kapısı, ekonomik konular, ticaret, eğitim gibi uygulanması kolay olan kimi konularda anlaşmaya varmak istedik. Ama rejim buna da açık değil. Suriye rejimi, çözüm konusundaki yaklaşımını gözden geçirmeli ve Özerk Yönetim'in çabalarını bir fırsat olarak görmeli. Suriye'yi huzura kavuşturacak ve sorunları çözecek olan yol budur. 12 yıldır burada bir hakikat ortaya çıktı; güvenlik, askeri, idari bir durum var. Çocuklar Kürt dilini öğrenerek, üniversitelere geçtiler. Artık eskiye dönmemiz mümkün değil. Suriye rejimi, bu konudaki yaklaşımını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor ki, çözümü ileriye götürebilelim.
Türkiye’ye temel şart: İşgali sonlandırması
Türkiye ve ona bağlı olanlar için temel şartımız öncelikle işgalin sona erdirilmesinin tartışılmasıdır. Şartımız Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê'deki işgalin sona ermesidir. Türk devleti de silahlı grupları destekliyor, işgalci bir güçtür. Türk devleti şimdi saldırı pozisyonunda ve Kürtlere saldırıyor. Medya Savunma Alanlarına ve buraya her gün saldırıyor. Ama ilkesel olarak çözüm için diyaloğa açığız.” HABER MERKEZİ