Dağlarda bir Yılmaz
Forum Haberleri —
- An'da yaşıyorsun ve bunun anlamını kavramak müthiş bir dayanma gücü veriyor bize. Evrendeki her yeni oluş, senden de izler taşıyor. Seni taşıyor. Dersim her an, yeni bir Yılmaz bahşediyor evrene.
‘Dağların rüzgarıydı,
Öfkenin tufanıydı,
Görseniz ne ihtişamlıydı...’
ZERA YILMAZ
Bir dağ doruğuna kilitleniyor gözlerim şimdi. Kaç kere bir dağ doruğunda oturduğunu düşünüyorum. Dersim dağlarına olan sevdan içimde bir ateşi harlıyor. Küle dönmekten utanan bir ateşi; yokluğunu... Dil dahi kolay olmayan bir 27 yılı nasıl anlatılır, bilemiyorum. Tüm kelimeler kendi anlamlarını unutmuş gibi çarpışıyor zihnimde. Seni anlatabilmek ne zormuş Şehit Yılmaz Dersim. Ne zormuş kelimeleri senin için yan yana getirip anlama kavuşturmak.
Yokluğunun acısını romantize etmeyeceğim. Duysan çok kızardın, biliyorum. Hakikat mücadelesinde kendini her zaman dördüncü kelebek saymanı, savaşta düşmana karşı gösterdiğin yiğitliği, Önderliğe bağlılığını ve özelde Dêrsim olmak üzere Kürt halkına ve Kurdistan’a olan sevgini anlamadan seni anlamak zor Şehit Yılmaz.
Bastığın her yerin, içtiğin her suyun, gölgesinde dinlendiğin her ağacın, doruklarında ateşler yakıp özgür Kurdistan hayalleri kurduğun her dağın, gülümsediğin her kelebeğin, şefkatle baktığın her çiçeğin, sırtını yasladığın kayanın seni yitirmekten duyduğu acıyı hissediyor kalbim. Sanki şehadetinden sonra tüm evrenin duyduğu acıyı yüreğime işlemiş gibi doğa.
Evrenle bu denli bütünleşmen çok büyüleyici geliyor bana. Şimdi senin ölümsüzlüğünü kim yok sayabilir? Kimin gücü yetebilir buna? Varlığı inkar edilen bir toplum gerçekliği gibi senin de ölümsüzlüğün. An'da yaşıyorsun ve bunun anlamını kavramak müthiş bir dayanma gücü veriyor bana, bize. Evrende her yeni oluş, senden de izler taşıyor. Seni taşıyor. Dersim her an, yeni bir Yılmaz bahşediyor evrene.
Senin acına dayanmak için dahi senden güç alıyorum. Senin ‘Yılmaz’ oluşundan. Yaşam manifestom olan yiğitliğin, mücadeleye olan bağlılığın ve durdurulamaz devrim coşkun, kısacası onurlu yaşam mirasın, acımı derin bir melankoliden kurtarıyor. Duyduğum öfke ve acı, sana, inancına ve mücadelene iyi bir yoldaş olmaya giden yolun haritasını bırakıyor avuçlarıma. Sıkı sıkı kavrıyorum o haritayı. Avuçlarımda sıkılı duran o gerçek, senin hakikatin Şehit Yılmaz Dersim.
Sesi çıkmayan Erdoğan da, 24 yıldır zindanda olan ve acıyı bir ihtimal yanılırım diye düşünerek ‘Doğru mu? Doğru, değil mi?’ cümlesine saklayan Hüseyin de, düşmana karşı dimdik durup ‘Kimse ağlamayacak’ diyen Gaye Ana da sen ve senin hakikatin yaşıyordu.
Sırtını yasladığın kayaya, yaşamını adadığın mücadelene, özgürlük aşkına ve devrim coşkuna kurban olayım. Dêrsim’de eskiler söyler ya hani, ‘Nara tepîya hardo şa serva tu sabo’. Seni alıp bağrına bastığı için bundan böyle kara toprak kendiyle övünsün!