Dep’te yükselen ateş
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Serap Mutlu Doğan: “Bu coşkuyu onlara borçluyuz. Onlar sayesinde bu miras bugünlere geldi. Hem mutluyum hem de içimde bir burukluk var. Keşke onlar da bu coşkulu günleri görebilseydi.”
ASMİN BARAN
Bu senenin ilk Newroz ateşi Mazlum Doğan’ın memleketi Dep’te yakıldı. Büyük bir coşku ve heyecan ile yakılan ateş büyüyerek devam ederken, 21 Mart’a kadar tüm Kurdistan topraklarına yayılacak.
Bir gazeteci olarak bu sene de Newroz bayramında çalışacak olmanın burukluğu ve dilimde “Newroz tê Newroz tê li Sûka Mehabad” şarkısıyla Karakoçan’a (Dep) doğru yola çıkıyorum. Yolda ağaçların çiçeklendiğini görünce ilk cemrenin buraya düştüğünü anlıyorum hemen. Daha yoldayken ilçede karşılaşacağım coşkuyu ve heyecanı da tahmin ediyordum. Kürt halkı için önemli bir konumda bulunan ilçeye giderken aracın tekerleği de herhalde bizimle aynı heyecanı paylaştığı için patlıyor. Yolda patlayan lastiği değiştirirken yanımda bulunan arkadaşlara, “Heval bunu alana götürelim yakarız” diyorum…
Yağmura aldırış etmeden
Ardından yeniden yola çıkıyoruz. Kısa süre sonra da Newroz mitinginin kutlanacağı alana varıyoruz. Soğuk havaya rağmen halk alanı doldurmuş. Yağmura aldırış etmeden el ele tutuşup halay çeken insanlar, henüz yakılmadan ateşin etrafında daireler oluşturuyor. Mazlum Doğan’ın ruhunu ve coşkusunu hala yaşayan Depli yurttaşlar, sarı, kırmızı ve yeşil şalları ile alana renk katıyor. Genç veya yaşlı demeden alanı dolduran kadınlar alandaki coşkuyu sürekli dinç tutarken, annelerinin ve kardeşlerinin ellerinden tutarak alana gelen çocuklar ise çalan müziklerle uzun süre halay çekiyor.
'Bir fotoğrafımı çek de o da görsün'
İlerleyen yaşlarına rağmen soğuk havaya da aldırış etmeyen birkaç yaşlı annenin tekerlekli sandalyeleriyle alana geldiğini görüyorum. Binlerin doldurduğu alanda gençler sık sık, “Biji berxwadana zindanan” sloganları atarken anneler de zılgıtları ile sloganlara eşlik ediyor. Yağan yağmurda üşüyen ellerini birbirine ovuşturan anneler alanı terketmiyor. Bir anne koluma dokunup “Benim kızım mücadelenin içinde bir fotoğrafımı çek de o da görsün” diyor. Annenin fotoğrafını çektikten sonra gençlere yöneliyorum. Yakılan Newroz ateşi etrafında halay çeken gençler bir anda, “Gençliğin isyan ateşiyle, Newroz ateşini yakmaya geldik” pankartı açıyor. Açtıkları pankartla bütün alanı turlayan gençler ıslandıkları halde çektikleri halaydan ise büyük keyif alıyor.
Bu coşku ilk
Bütün bunlar olurken etrafımda halay çeken üç çemberi geçerek Newroz ateşinin olduğu yere gidiyorum. Yağan yağmura rağmen sönmeyen ateş, bana 82 yılından bu yana süren bu hakikati anımsatıyor. Benim gibi ateşe bakan yurttaşlardan Serpil Polat, Dep’te ilk defa bu kadar coşkulu bir Newroz’un kutlandığını söylüyor. Bir kadın olarak bu Newroz’da barış ve özgürlük talep ettiğini belirten Serpil Polat, neşeyle kutladıkları Newroz’un bütün yıla yayılmasını temenni ediyor.
Bu dava bizim
“Mazlum Doğan’ın memleketinde yükselen bu ateş sönmez” diyen gençlerden Mehmet Yiğit ise cezaevlerini hatırlatarak sözlerine başlıyor. Alandaki coşkunun kendisini çok etkilediğini ve mutlu ettiğini anlatan Mehmet Yiğit, Newroz ateşini göstererek, “Bu dava bizim davamız, bu ateş de mücadelenin ateşidir. Bizler ölüme kadar direneceğiz. Bu sene de belediye seçimlerinde Dep’i makarnacılara bırakmayacağız. Burayı alacağız” diyor.
Her daim bu ateş yanacak
Mehmet’le konuştuktan sonra sahnenin ön tarafında doğru gidiyorum. Burada vekille konuşurken onları pür dikkat izleyen gençlerden biri de her konuşma sonunda bayrak sallayıp zılgıt çekiyor. Fotoğrafını çektikten sonra hemen arkamda yer alan küçük kız çocukları da zılgıta uyum sağlayıp, “Jin Jiyan Azadi” sloganı atıyor. Hangisini çekeceğimi düşünürken, yanımda duran genç kadınlardan birine de duygularını soruyorum. Yıllardır kutlanan Newrozlara katıldığını söyleyen Nargül Gülbaydar soruma şu cevabı veriyor: “Mazlum Doğan’ın ve Hayri Durmuş’ın diyarındayız. Newroz ateşi bizim için baharın gelişi ve direniş demek. Bu ateşle bizler direnişi daha da büyütüyoruz. Her daim bu ateş yanacak. Newroz, Kürt halkının direnen bütün haklarının bayramıdır. Mazlum Doğan’ın mirasını sürdürüyoruz. Onun öncülüğünde bu mücadele devam ediyor. Her daim de devam edecek. Yıllar önce üç kibrit çöple başlayan bu kararlılık dinmedi. Bugün milyonlar tarafından devam ettiriliyor biz gençler yolumuzdan dönmeyeceğiz. Buradan bütün Kürt halkına da çağrıda bulunuyorum kendi değerlerine ve kendi kültürlerine sahip çıksınlar.”
Bugünleri yoldaşlarımıza borçluyuz
Bu coşkunun arasında yer alan Mazlum Doğan’ın ablası Serap Mutlu Doğan ise, “Bu coşkuyu onlara borçluyuz” diyerek Mazlum’u ve yoldaşlarını anıyor. “Onlar sayesinde bu miras bugünlere geldi” diyen Serap Mutlu Doğan konuşmaya devam ediyor: “Hem mutluyum hem de içimde bir burukluk var. Keşke onlar da bu coşkulu günleri görebilseydi. Bu kadar insan buradaysa ve coşkuları hiç dinmiyorsa bunu Demirci Kawalara, Mazlum Doğanlara, diğer yoldaşlarımıza borçluyuz. O günden bu yana mücadele dinmiyor. Biz onlar için ne yapsak da az gelir. Kürt halkı kendi değerlerine sahip çıksın. Cezaevindeki tutsaklara sahip çıksınlar yine İmralı’da var olan tecride sessiz kalmasınlar. Bu Newroz’da özgürlük istiyoruz.”
Amed Newroz’u coşkusunda
Bu konuşmalardan sonra yeniden alana bakıyorum sayı olarak olmasa da coşku olarak bana Amed Newroz’unu hatırlatıyor. Gençler, kadınlar, çocuklar ve yağan yağmur… Başladıkları gibi mitingi bitiren gençler ve kadınlar Koma Berxwedan’ın Lêxin Birano şarkısı ile kutlamalara son veriyor. Herkesin çektiği halayla çamur içinde kaldığı alandan bizler de Newroz ateşinin kokusuyla ayrılıyoruz. Dep’te yakılan ateşin kıvılcımını bütün Kurdistan’a yaymak için Amed’e doğru yola çıkıyoruz.