Friya: Özgürlüğün kuş dili
Forum Haberleri —
- İnsan aşka geldiği an kanatlanır, bir de uçurumun kenarında iken… Çözüm üretebilme, kendi dogmatik yanlarını kırabilme, yaratıcı olma, bazan da özgürlüğe olan tutkusuyla gerçekten de Dersim Tertelesinde Beselerin, özgürlük hareketinde Beritanların yaptığı gibi kanıtlanabiliyor.
- Özgürlük sosyolojisi bilmeyi (episteme), bilinci aşk olarak tanımlar. Çünkü "Aşk" büyük görme ve anlama gücüdür. Bu durumda varın kanıtlanmanın boyutlarını siz düşünün. Özgürlük mücadelesi, demokratik siyaset, politika bu kanatlı yürüyüşün adı oluyor.
SOYDAN AKAY
Şair Ahmet Arif düşünce özgürlüğü suçu kapsamında hakimin karşısında kendini savunmaktadır: “Vallaha hakim bey bizim başımıza ne geldiyse kuşlar yüzünden geldi. Çünkü özgürlüğü kafamıza onlar soktu.“ Yani diyor ki git kuşları getir yargıla. Ondan yüzlerce yıl önce Feqiye Teyran (1590-1660), isminden de anlaşılacağı üzere, kendine “kuşların öğrencisi“ adını vermiş. Çocuklara hayalleri sorulduğunda “kuş gibi uçmak“ cevabını verirler hemen. İlk masallarımız , mitlerimiz, totemlerimiz vb. ne varsa hep kuşlara dairdir. Doğadan (Xwe-za) öğrenmek, doğanın bir öğrencisi olmak ilk insanların en mütevazi özelliğidir. Xwe.za kelimesine yüklenen, kendi kendini doğuran, özgürlüğü kendine içkin anlamı da bunun en somut ve güzel örneğidir.
Kuşlardan ve doğanın diğer canlılarınlarından insanların öğrendiği, kültürüne, yaşamına kattığı çok şey var. Ama hiçbir şey kuşların uçma eylemi kadar insanları ruhsal, felsefi, edebi ve sanatsal olarak etkilememiştir. Türkçedeki uçmak (cennet) kelimesinin kuşların uçuşuyla bir alakası varsa gerçekten de ilginç yorumlara vesile olur. Kürtçede Friya, Almanca‘da Freiheit, İngilizcede Freedom büyük olasılıkla kuşların uçma eyleminden türetilmiştir. Almanca’daki Freiheit, İngilizcedeki Freedom aynı zamanda neşe manasındadır. Sevinçten uçmak herhalde böyle bir şey olsa gerek. İnsan ruhunun kanatlanışı… Bir kuş yavrusunun yumurta adlı cisimden, hapishaneden kabuğunu kırıp çıkması yetmiyor. Bir de doğduğu, büyüdüğü yuvadan (Helin, Halen veya Hein) çıkması gerekir. Mesela zindanın en yüksek ve güvenli yeri olan çatı altındaki yuvadan serçeler uçmadan önce kanat çalışması yaparlar. Hatta anneleri onlarca defa onlara uçmayı öğretir, canla başla yuvadan çıkarmaya çalışır. Bir kuş göklerde kanat çırptığı, kendini derinliğin sarhoşluğuna bıraktığı ve kendi grubuyla uçtuğu zaman mutludur, özgürdür. Bir kuşun kanadını, insanın ise ruhunu, bilincini körelt; hiçbir zaman özgür olamazlar. O yüzden de kuşlar kanatlarıyla, insanlar özgürlük tutkusu olan bilinçleriyle vardır.
İnsan aşka geldiği an kanatlanır, bir de uçurumun kenarında iken… Çözüm üretebilme, kendi dogmatik yanlarını kırabilme, yaratıcı olma, bazan da özgürlüğe olan tutkusuyla gerçekten de Dersim Tertelesinde Beselerin, özgürlük hareketinde Beritanların yaptığı gibi kanıtlanabiliyor. Ama yine de insanın kanatlanmasının toplumsal eylemi eğitimdir (Perwerde). Kürtçedeki Perwerde kuşların kanat çalışmasından türetilmiştir. Eğitimin amacı özgürleşmektır. Özgürleşmek; yani düşünmeyi, yaratıcı olmayı, kendi olmayı öğrenmek… Buna Ferbun, Fehmkirin, Xwebûn deriz. Eğitimin yarattığı kanatlanmanın adı ANLAMAKTIR. Anlamak insanı mutlu kılar, yaratıcı (afrineri) yeteneklerini geliştirir. Bu sebepledir ki özgürlük sosyolojisi bilmeyi (episteme), bilinci aşk olarak tanımlar. Çünkü "Aşk" büyük görme ve anlama gücüdür. Bu durumda varın kanıtlanmanın boyutlarını siz düşünün. Özgürlük mücadelesi, demokratik siyaset, politika bu kanatlı yürüyüşün adı oluyor.
Bir defasında bir süre avucumda büyüttüğüm serçe gitmek istemiyordu. Kanatlanıp tellerin üzerine çıktığında başı dönercesine geri geliyordu hücreye. Uçma korkusu muydu bilemiyorum. En son havalandırmada kanadından bir telek bırakmış, gitmişti. Hem sevinmiş hem de ayrıldığımız için hüzünlenmiştim. Sonradan anladım, benim neden kendisiyle uçmadığımı fark etmiş olmalı ki teleğini bırakmış. Ah Jiyan, dedim. Adını Jiyan koymuştum. Mevla’m kanat vermiş uçamıyorsun ama ben seninle farklı şekilde uçacağım: Daha çok anlayarak ve duvarlara boyun eğmeyerek…