• Colemêrg Belediyesi'ne kayyum atamasına gerekçe yapılan davanın gizli tanıklarından "Oyun Bozan", 2012’de kaleme aldığı mektubunda, siyasetçiler hakkında imzaladığı tüm ifadelerin polisler tarafından hazırlandığını yazmıştı.  

Akış'ın yerine kayyum atanmasına gerekçe yapılan davanın mütalaasında yer alan gizlik tanıklardan birisi de "Oyun Bozan" adlı M.E. adlı genç. Colemêrg'de onlarca siyasetçinin dosyasında ismi geçen M.E., Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı'na (DİHA) 5 Ekim 2012'de gönderdiği mektupta her şeyi anlatıyordu. M.E., Muş E Tipi Cezaevi'nde kaldığı günlerde gönderdiği mektubunda, dört yıldır tanımadığı kişiler hakkında polislerin hazırladığı iddiaların altına imza attığını yazıyordu.

İfadeleri polis hazırladı

M.E.'nın mektubundan bazı bölümler özetli şöyle: "2009'da Hakkari'de gözaltına alındım. TEM Şube'de Murat ve Şahin adlı iki polisin tehdit ve şantajlarına maruz kaldım. Korktuğum için 'gizli tanık' olmayı kabul ettim. Bana baskı uygulayanlar arasında Hakkari Savcısı da vardı. Bundan sonra birçok kişi hakkında ifadeler verdim, ancak hiçbir ifadem doğru olmadığı gibi bunların tamamı polisler tarafından hazırlandı. Hiç tanımadığım, bilmediğim kişiler, Kürt siyasetçileri üzerine ifade verdim. Aslında söz konusu kişilerin hepsi de Hakkari polisinin tutuklamak isteyip de tutuklama için delil bulamadığı kişilerdi. Bu kişiler için düzenlenen komplolara alet edildim. Bunları, işkence görmeme ve tutuklanmama karşılığında yaptım.

Tek tek anlatıyordu

Tutuklandım. Önce Van F Tipi, ardından Muş E Tip Cezaevi'ne gönderildim. Cezaevinde gün geçtikçe içine girdiğim onursuzluğu düşündükçe psikolojim bozuldu. Bu nedenle mahkemeye dilekçe yazıp pişmanlık yasası ve gizli tanık olmaktan vazgeçtiğimi söyledim. Mahkemeye verdiğim dilekçenin ardından, 'duruşman var' denilerek, Van Adliyesi'ne götürüldüm. 'Mahkemeye gittiğimde dönemin Van Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı D.Y., Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi B.K. ve 4. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi benimle konuştular. Benden Hakkari Emniyeti'nde bana imzalatılan ifadeleri kabul etmemi istediler. Aksi taktirde benim ve ailemin zor durumda kalacağını söyleyerek, tehdit ettiler. Kabul etmedim, ifadeleri reddettim. Bundan kısa süre sonra tehditlerinin yerine getirip iki kardeşimi tutuklayıp cezaevine attılar. 

Durumum, her gün gizli tanık ifadelerine dayandırılarak tutuklanan onlarca insanın nasıl bir komplo ile karşı karşıya olduklarını gösteriyor."

Kilit isimlerdendi

Gazeteci Mervan Özdemir de "Oyun Bozan"ın gündeme gelmesi sonrası tanıklıklarını paylaştı. Aynı gizli tanığın mağduru olduğunu belirten Özdemir, "M.E., bizler Muş Cezaevi'ndeyken yaşadıklarını itiraf ederek nasıl yargı-polis tarafından düşürüldüğünü anlatmıştı. Oyun Bozan, yargı-polis cemaat çetesinin Kürt siyasal hareketine karşı KCK adı altında başlattığı tasfiye operasyonlarının kilit isimlerindendi. Van, Hakkari ve hatta Şırnak’ta açılan davalarda neredeyse her dosyanın gizli tanığı yapılmıştı. Kendisi çok geçmeden yaşadıklarını itiraf etti. 1000’i aşkın kişi hakkında polisin hazırlayıp önüne koyduğu ifadelerin altına imza atmıştı. Oyun Bozan, gizli tanık olduğunu itiraf ettikten sonra çıktığı ilk duruşmada dönemin Van özel yetkili mahkemesi başkanı tarafından tehdit edildiğini aktarmıştı bize. Başkan, bu defa açık tanık olmasını, bunu yapmaması durumunda tüm ailesini tasfiye edeceğini söylemişti. Öyle de yaptılar. Ailesini bin parçaya böldüler cezaevlerinde. Kendisine de ağır bir ceza verildi."

 

* * *

Yeni soruşturma da yaptığı konuşmaya

Akış’ın avukatlarından Azad Özer, müvekkili hakkında açılan yeni soruşturmanın, yaptığı bir konuşmaya dayandığını söyledi. 

Muhabirimiz Medine Mamedoğlu'na konuşan avukat Özer, Akış hakkında 3 Şubat’ta yapılan Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ndeki konuşması gerekçe gösterilerek de soruşturma açıldığını belirtti. Azad Özer, şu bilgileri paylaştı: “Mehmet Sıddık Akış’ın 5 Haziran’da bir duruşması vardı. Yapılacak bu yargılamada da bizler karar verilmesini bekliyorduk. Dosyanın içi boştu. Bu süreçte zaman aşımına bırakılmış bir dosyaydı. Seçimden sonra acele bir şekilde karara çıkarmaya çalıştılar. Bu aşamada karar durumunu beklemeden eşbaşkanımız hakkında yeni bir soruşturma açtılar. Edindiğimiz bilgilere göre 3 Şubat günü yapılan yürüyüşteki bir konuşma bu soruşturmaya gerekçe gösteriliyor. 'Öörgüt üyesi olmakla’ suçlanıyor. Tamamen kayyum atamaya gerekçe göstermek için başlatılan bir yargılama süreci var.”