Colemêrg bugün de ayaktaydı

Colemêrg kayyum eylem/Foto: Medine MAMEDOĞLU

Colemêrg kayyum eylem/Foto: Medine MAMEDOĞLU

  • Colemêrg’de kayyum atanmasına karşı siyasi parti ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde yürüyüş düzenlendi.

DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Emek ve Özgür İttifakı bileşenleri, CHP heyeti ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin de katılımıyla dün Colemêrg'te önce açıklama yapıldı. Açıklamanın ardından kent merkezinden gasp edilen belediye binasına doğru yürüyüşe gerçekleştirildi. Bulvar Caddesi’ne gelindiğinde devlet güçleri, gaz bombalarıyla saldırdı. Gençler, bazı sokaklarda polis saldırısında taşlarla karşılık verdi. 

Haber hazırlanırken saldırı ve direniş devam ediyordu.

 

* * *

Sabaha kadar nöbet

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ile DEM Parti milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi, valiliğin bulunduğu Bulvar Caddesi'nde oturma eylemi yaptı. Milletvekillerinin eylem yaptığı bölgeye yüzlerce polis getirildi. Vekiller, abluka altında dün sabaha kadar nöbet eylemlerini sürdürdü. 

 

* * *

Eşbaşkan avukatıyla görüştü

Gözaltına alındıktan sonra yerine kayyUm atanan Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış, Wan'dan getirildiği Colemêrg’de 24 saatlik yasağın ardından avukatlarıyla görüştü.

Akış, yaşananları "demokrasiye darbe girişimi" olarak nitelendirdi. Akış, gözaltına alındığı süreden bu yana irade gaspına karşı alanlarda olan tüm kesimlere selam gönderdi. 

Dosya hakkındaki gizlilik kararının devam ettiği belirten avukatlarından Ömer Akış, "İktidar medyası tarafından ‘kaçacak iken yakalandı’ iftiraları gerçeği yansıtmamaktadır. İktidar medyası ayrıca bizim bile ulaşamadığımız ve halen kısıtlılık olan dosyayla ilgili yalan bilgiler paylaşıyor. Eşbaşkan Akış, 5 Haziran’daki mahkemesine bizzat katılmak istediğini mahkemeye söyledi” diye konuştu.

 

* * *

Barolar: Kayyumu geri çek

Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 28 baro, Colemêrg’teki irade gaspına tepki gösterdi.

28 baro, ortak açıklama yaptı. Kayyum atama kararıyla demokrasinin ve hukuk devletinin temeli olan serbest seçim ile seçme ve seçilme hakkına müdahale edildiği vurgulanan açıklamada, şunları altı çizildi: "Belediyelerin ‘seçilmiş bir belediye yönetimi ve belediye meclisi tarafından yönetilmesi ilkesi’ askıya alınmış, Anayasa'nın 38. maddesiyle güvence altına alınan masumiyet karinesinden faydalanma hakkı açıkça ihlal edilmiştir. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; demokrasinin ilk ve olmazsa olmaz şartı seçmen iradesinin tanınmasıdır. Demokrasiyi korumak, seçmen iradesine saygı göstermek ve sahip çıkmak, demokratik bir düzende herkesin görevidir. Bu çerçevede siyasi iktidarı kayyum atamalarından vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanını göreve iade etmeye davet ediyoruz.”

Açıklamayı yapan barolar şöyle: Adana Barosu, Semsûr Barosu, Agirî Barosu, Ankara Barosu, Antalya Baro Başkanı, Êlih Barosu, Çewlîg Barosu, Bedlîs Barosu, Bolu Baro Başkanı, Burdur Baro Başkanı, Bursa Barosu, Çanakkale Baro Başkanı, Çankırı Baro Başkanı, Amed Barosu, Colemêrg Barosu, Îdir Barosu, Isparta Barosu, İzmir Barosu, Qers Barosu, Kocaeli Barosu, Mêrdîn Barosu, Mûş Barosu, Sêrt Barosu, Riha Barosu, Şirnex Barosu, Dêrsim Barosu, Wan Barosu ve Zonguldak Barosu.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) de yaptığı açıklamada, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçilme yeterliliğine engel olarak görmediği 2014 esaslı dosyanın seçildikten sonra da başkanlığa engel olmaması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, "Masumiyet karinesi gözardı edilerek bir ilin belediye başkanının görevden alınması, demokrasinin temeli olan seçme ve seçilme hakkına ölçüsüz bir müdahale anlamına gelmektedir. Yasal düzenleme uyarınca; Belediye Meclisince, kendi üyeleri arasında yapılacak oylama ile yeni başkan ataması beklenilmeden bakanlık tasarrufu ile Vali’nin atanmış olması, takdir yetkisinin, seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının da bir göstergesidir. Yetki ve usulde paralellik ilkesi gereği, İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanını görevine iade etmesi gerekir” denildi.

 

* * *

11 ilde eylem yasağı

Colemêrg’e kayyum atanmasının ardından 11 ilin valisi, her türlü eylem ve etkinliği yasakladı.

Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'ın gözaltına alınarak yerine kayyum atanmasının ardından Colemêrg, Wan, Amed, Mersin, Êlih, Şirnex, Sêrt, Bedlîs, Agirî, Mûş ve îdir kentlerinde eylem ve etkinler yasaklandı. 11 ilin valiliğinin aldığı kararlarla kentlerde, etkinlik, gösteri yürüyüşü, açık ve kapalı yer toplantısı, miting, stant açılışı, imza kampanyası, çadır kurma, açlık grevi, oturma eylemi, konser, bildiri dağıtımı ile her türlü protestonun yapılması yasaklandı. ‘Milli güvenliğin sağlanması’, ‘kamu düzeninin korunması’, ‘asayiş’,  ‘suç işlenmesinin önlenmesi’, ‘şiddet olaylarının yaygınlaşmasının engellenmesi’, ‘vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması’ gibi gerekçelerle alınan yasak kararlarında, "Toplumsal çatışma çıkarılmak istenebileceğini" iddia etti. Yasak kararlarının bitişi illere göre 6 Haziran ile 12 Haziran arasında değişiyor.

 

* * *

Davanın savcısı aranıyor!

Colemêrg Belediyesi'ne kayyum atanmasına gerekçe yapılan davanın iddianamesini yazan savcı D.Y.'nin Fethullah Gülen Grubu mensubu olduğu ve "arananlar" listesinde olduğu ortaya çıktı. 

Türk İçişleri Bakanlığının duyurduğu Akış hakkındaki "Örgüt yönetmek", "Örgüte üye olmak" ve "Örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren 2014/173 esas sayılı dava dosyasının iddianamesini hazırlayan savcı, devletin suçlu diye aradıkları arasında. Savcı D.Y.’nin, 2023'ten beri İçişleri Bakanlığının “terörden arananlar” listesinde “FETÖ” firarisi olarak yer aldığı ortaya çıktı. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2017’de başlayan yargılamada savcı D.Y. de sanık olarak yer aldı. 

 

* * *

Mükerrer kayyum çok çalmıştı

Colemêrg Belediyesi'ne ikinci kez kayyum olarak atanan Vali Ali Çelik, 31 Mart seçimlerinde AKP'li aday İsmet Ölmez'in çalışmaları için 29 milyon 939 bin TL harcayarak, belediyeyi 315 milyon 705 TL borca sokmuştu. 

Vali Çelik, 31 Mart yerel seçimlerinden önce de belediye kayyumuydu. Çelik, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın olarak bilinen isimlerden. İçişleri Bakanlı Ali Yerlikaya döneminde 10 Ağustos 2023'te Kütahya’dan Colemêrg'e atandı. Aynı zamanda belediyeye kayyum oldu. Çelik, 23 Ağustos 2017 ile 5 Ekim 2018 tarihleri arasında vekâleten Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olarak; 27 Eylül 2018’de İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürü olarak görev yapmıştı.

Çelik, kısa süren kayyumlugu döneminde belediyede ciddi tahribatlar yarattı. Yaşanan tahribatlar da yerine kayyum atanan Akış tarafından kamuoyuna açıklandı. Eşbaşkanlar Viyan Tekçe ve Mehmet Sıddık Akış, 14 Mayıs'ta düzenledikleri basın toplantısında kayyum Çelik'in usulsüzlüklerini tek tek sıraladı:

* Kayyum Çelik döneminde birçok kamu görevlisi ve AKP yöneticisi HAK-BEL sendikası üzerinden işe alındı. Belediye ihalelerinin çoğu AKP’ye yakın firmalara verildi.

* 31 Mart seçimlerinde AKP'den aday olan İsmet Ölmez'in kampanyası için de belediye bütçesinden 29 milyon 939 bin 764 TL harcandı. 

* Mart ayında doğrudan temin miktarı 796 milyon 728 bin TL olarak tespit edildi. Seçimden önceki bir aylık süreçte toplamda 56 milyon 446 bin 583 TL belediye bütçesinden farklı kalemlere harcandı. 

* Kayyum Çelik, belediyeyi toplam 315 milyon 705 bin 77,13 TL borçlandırdı. 

 

* * *

Sadece Kürtlere kayyum

Kürt siyasi geleneğinin kazandığı belediyelerde 2016'dan itibaren 144 belediyeye kayyum atandı, ancak diğer partilerin görevden alınan 15 belediye başkanın yerine ise belediye meclisi yeni başkan için seçime gitti. 

Colemêrg Belediyesi'ne kayyum atamasıyla yeniden gündeme gelen kayyım uygulaması, 15 Temmuz 2016'da mevzuata girdi. Darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal'in verdiği yetkiyle çıkarılan 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediyelere kayyum atamanın yolu açıldı. Yerlerine kayyum atanan belediye eşbaşkanların geldiği siyasi geleneğe bakıldığında tümünün Kürt siyasi hareketine mensup partilerden olması dikkat çekiyor. Kayyum atanan belediyelerin tamamı nerdeyse Kurdistan'da yer alırken, Türkiye'de kayyum atanan az sayıdaki belediye ise yine Kürt siyasi geleneğinden gelen partiler kazandığı belediyeler olması da ayrıca dikkat çeken bir unsur.

Kayyumlar ilk olarak 11 Eylül 2016'da atanmaya başlandı. Bu dönemde, Barış ve Demokrasi Partisi'nden (BDP) 2014 seçimlerinde kazandığı 102 belediye arasında bulunan Amed, Mêrdîn, Wan, Colemêrg, Êlih belediyeleri başta olmak üzere 95 belediye atandı. İkinci dönem kayyum atamaları ise 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra HDP'nin kazandığı belediyelerle sürdürüldü. Seçimden 4 ay 15 gün sonra, 19 Ağustos 2019'da Amed, Wan ve Mêrdîn belediyelerine kayyum atandı. İlerleyen süreçte HDP'nin kazandığı 65 belediyenin 48'ine kayyum atandı. 

Kürt siyasi geleneğinden gelen belediye başkanlarının tamamının yerine kayyum atanırken, diğer siyasi partilerin görevden alınan başkanları yerine belediye meclisleri yeni başkan seçimine gitti. 

 

* * *

Mütalaa da yalanlara dayalı

Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı M. Sıddık Akış'ın yerine kayyum atanmasına gerekçe yapılan davanın mütalaası, iddianameye, yani gizli yalanları ile yasal faaliyetlere dayanıyor.

Davanın soruşturması, 2009-2014 yılları arasında kenteki toplumsal etkinliklere dayanıyor. Akış ve dönemin siyasetçilerin de aralarında olduğu 15 isim, bu soruşturma kapsamında yargılanıyor. Davanın son duruşması 29 Mayıs'ta Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, öncesinden esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için dosyayı savcıya verdi. Savcı da alelacele bir şekilde 30 sayfalık mütalaasını duruşmada sundu. 

İddianamenin Akış yönündeki bölümünde, dönemin telefon tapeleri ile yüzlerce kişi hakkında ifade veren gizli tanık iddiaları ile zorlama yorumlar yer aldı. O dönem Demokratik Toplum Partisi (DTP) ile onun yerine kurulan Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) merkez ilçe başkanlığı görevini yapan Akış'a, "KCK/Hakkari Kurucu Kent Meclisi Başkanlık Divanı üyesi" suçlaması yöneltildi. Söz konusu suçlamaya ise yine gizli tanık iddiaları, telefon tapelerine dayandırılarak yapılan yorumlar ile kentte o tarihlerde yapılan çeşitli protestolar gerekçe gösterildi. Bir bölümü itirafçılardan oluşan, bazıları ise hiç "bulunamayan" gizli tanıklar, Akış'ın siyasi faaliyetlerini "örgüt faaliyeti" olduğunu ileri sürdü. Savcı da Akış'ın cezalandırılmasını istedi. 

Akış ve diğer isimler hakkındaki davanın yargılamasına bugün devam edilecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.